tag:blogger.com,1999:blog-5049890018524807662024-03-23T14:49:31.139+03:00Cahil OkurOkuyorum, okuduğum kitaplar, kitap yorumları, kitap özetleri,bloglar,haftanın blogu,mim,blogluyoruz, film yorumları, enler listesi, dizi yorumlarıCahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.comBlogger313125tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-87221464270788854242023-07-05T22:49:00.006+03:002023-07-05T22:49:33.502+03:00Ölüm Sessiz Geldi – Agatha Christie / 1.Yorum (130)<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUzRsU-faIzYAjdFBDcHb3446VUDCdAIIm_pKTfP9CadZ0qcPgh9WwnKr2xHh0KAOqXddIsak_ZcLLqazajOI3AKOLMiyluBjO3nft2m-9HrSVMvqxdgf26paSDLT_5JA6c_88hnhdcWQYRE3iQwmO1J1schPemfkM5zXKjRDieJ8OqaABcu63iDi8nCs/s4000/IMG_20230704_010715.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Kitap Yorumları,Agatha Christie, Ölüm Sessiz Geldi,Altın Kitaplar," border="0" data-original-height="3000" data-original-width="4000" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUzRsU-faIzYAjdFBDcHb3446VUDCdAIIm_pKTfP9CadZ0qcPgh9WwnKr2xHh0KAOqXddIsak_ZcLLqazajOI3AKOLMiyluBjO3nft2m-9HrSVMvqxdgf26paSDLT_5JA6c_88hnhdcWQYRE3iQwmO1J1schPemfkM5zXKjRDieJ8OqaABcu63iDi8nCs/w400-h300/IMG_20230704_010715.jpg" title="Kitap Yorumları,Agatha Christie, Ölüm Sessiz Geldi,Altın Kitaplar," width="400" /></a></div><br />Cahil Okur’dan herkese selamlar…<o:p></o:p><p></p>
<p class="MsoNoSpacing"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Uzun bir aradan sonra yeniden bir kitap yorumu
ile karşınızdayım. Gerçekten çokça zaman oldu ve bu işler nasıl oluyordu
unutmuş olabilirim, bu anlamda hata yaparsam şimdiden özür dilerim efendim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Evet, bugün sizlerle paylaşacağım yorum
Agatha Christie’nin “Ölüm Sessiz Geldi” eseri… Uzun zamandır okumayı
planladığım ama bir türlü nasip olmayan bir eser. Yazarın kalemini oldukça
fazla merak ediyordum ve sevgili eşimin doğum günü hediyesi olarak bana almış
olduğu Agatha Christie eserleri ile bu merakı bir nebze olsun dindirmiş olduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><span style="color: #e69138;">İÇERİK
YORUMU<o:p></o:p></span></span></b></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Öncelikle belirtmem lazım ki kitabı
okuyalı bir hayli zaman oldu. Ancak eski alışkanlık aldığım notlar sayesinde bu
yorum sizlerle buluşmakta. Benim gibi Agatha Christie ile yeni tanışan bir
okursanız kitabın önsözünü muhakkak okumanız gerektiğini ifade edeyim. Ben çoğu
zaman kitapların bu bölümünü es geçen bir okurum ama nedense bu sefer okudum ve
önsözü okumanın faydasını da gördüm. (Bu konuda biraz daha özverili olmalıyım
sanırım)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">İçerik olarak öncelikle bahsetmek
istediğim Agatha Christie romanlarına göre ülkemizde daha çok popüler olan
Sherlock Holmes serisi ile eseri istemsiz bir karşılaştırma içerisine girmeye
başlayacağınızdır. Hele benim gibi Sherlock Holmes’un hayranı bir okur iseniz
bu durumu daha yoğun olarak yaşayacağını belirtmem gerekiyor. Bu karşılaştırma
yer yer sizi memnuniyetsiz bir hale sokarken, bazen de okuduğunuzdan daha fazla
zevk almanızı sağlayacaktır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Eserin genel olarak tadının farklı
olduğunu belirtmem lazım. Farklı bir lezzet alıyorsunuz okuduğunu her sayfada.
Okuyucuyu ciddi bir beklenti içine sokan bir durum söz konusu… Genel anlamda
eseri okurken ilerleyiş anlamında (Katilin kim olduğu noktasında) çok fazla
tahminim oldu. Netice itibari ile bu tahminlerim doğru çıkmamış olsa da “ters
köşe yapayım” mantığıyla olduğuna inandığım neticeden ise pekte memnun olmadım
açıkçası. Ama sonu tatmin etmese de genel işleyişin okuyucusunu memnun edeceği
düşüncesindeyim ve içerik olarak bir şans verilmesi gerektiği kanısındayım. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Hikayenin sonu konusunu biraz daha
açacak olursak eserde iki farklı sonun olduğunu belirteyim size. Ben ilk
basımda editörün istekleri doğrultusunda değiştirilen sonu daha çok sevdim.
Agatha Cristie tarafından yazılan orijinal son da eserde bulunmakta. Sizin
tercihisiniz hangisi oldu ya da olacak merak ediyorum. Benimle paylaşırsanız
sevinirim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><span style="color: #e69138;">YAZIM
DİLİ YORUMU<o:p></o:p></span></span></b></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Okuması oldukça kolay ve akıcı bir
anlatımın olduğunu belirtmem lazım. Bu tip eserlerde ağdalı dilden pek
hoşlanmayan ben, Agatha Christie’nin kalemini ve Çiğdem Öztekin’in çevirisini
oldukça beğendim. Bu anlamda son derece başarılı bir eser olmuş. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><span style="color: #e69138;">YAPISAL
YORUM<o:p></o:p></span></span></b></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Klasik Altın Kitaplar kalitesinde bir
eser olmuş. Kapak tasarımında çizimleri daha çok sevsem de kullanılan fotoğraf
güzeldi. Okurken hemen hemen hiç kelime basımı hatası görmedim. Bu anlamda temiz
ve güzel bir okuma oldu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><span style="color: #e69138;">ALINTILAR<o:p></o:p></span></span></b></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Cinayet bir şiddet olayıdır. Onun için
daha çok erkeklerden beklenir. Sayfa 28<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Hayal gücü iyi bir yol gösterici, ama
kötü bir ustadır. Sayfa 107<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Bir insanın suçlu olduğunu bilmek başka,
bunu ispat etmek başkadır. Sayfa 202<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Yeryüzünde bir erkekle bir kadının
mutluluğundan daha önemli bir şey yoktur. Sayfa 249<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><span style="color: #e69138;">KÜNYA
VE ARKA KAPAK YAZISI<o:p></o:p></span></span></b></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Adı: Ölüm Sessiz Geldi<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Orijinal adı: The Mysterious Affair at
Styles<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Yazar: Agatha Christie<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Çevirmen: Çiğdem Öztekin<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Basım: Türkçe · Türkiye · Altın Kitaplar
· Ekim 2017 (İlk yayınlanma: 1963) · Karton kapak · 9789752110281<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Tür: Roman, Polisiye, Edebiyat<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Styles St. Mary köyündeki Styles
Köşkü'nde son zamanlarda garip olaylar meydana gelmektedir. Sonunda bir gün,
köşkteki yaşlı Bayan Inglethorp'un sağ kolu olan Evelyn, "Zavallı Emily...
Hepsi, ama hepsi köpekbalığından farksızlar," diye mırıldanarak evden
dışarı fırlar. Varlığıyla Bayan Inglethorp için bir güvence oluşturan Evelyn'in
gidişi, köşkün havasını tümüyle değiştirir. Artık koca evde sonsuz bir kuşku ve
ürkütücü bir kötülük havası esmeye başlar... Kırık bir kahve fincanı, bir damla
mum yağı, Begonya tarhı...<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Dedektif Poirot, efsanevi zekâsını
kullanarak bu ipuçları sayesinde olayı aydınlatacaktır...<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">(Tanıtım Bülteninden) <o:p></o:p></span></p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-16830910874618072822023-06-18T22:22:00.006+03:002023-06-18T22:22:49.880+03:002 yılda neler oldu?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKCLHZVc5GVuXkevmX8E9h3Wl5S_4rCHZwt9lpLpEh29wu5IJCOxk53cVJ5HXLSqZjRiTv-DJ9cZyVBGfB5EQBsn2PdARdJ5M3F2Eku4wkbqeDm9HZuD29c06-d1cdk2eCCRS06evc4Bh7vLrTf6PA-ZSZa6Kl3RmM2eDGbjoyLkQOH4FCmzElpMLQ/s320/cahil-logoo.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="105" data-original-width="320" height="105" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKCLHZVc5GVuXkevmX8E9h3Wl5S_4rCHZwt9lpLpEh29wu5IJCOxk53cVJ5HXLSqZjRiTv-DJ9cZyVBGfB5EQBsn2PdARdJ5M3F2Eku4wkbqeDm9HZuD29c06-d1cdk2eCCRS06evc4Bh7vLrTf6PA-ZSZa6Kl3RmM2eDGbjoyLkQOH4FCmzElpMLQ/s1600/cahil-logoo.png" width="320" /></a></div><br /><p><br /> <span style="font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt;">Cahil
Okur’dan selamlar…</span></p>
<p class="MsoNoSpacing"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Buralardan uzaklardayken başımdan neler
geçti biraz onlardan bahsetmek istedim sizlere bugün;<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Öncelikle İklim’den blogu takip
edenlerin haberi vardır. İlk kızım, gözümün nuru ve de hayatıma anlam katanım.
Daha nice güzel sözlerle tarif edebileceğim canım kızım. Zaman geçti minik
yavrum 4 yaşına geldi. Bazen zorlu geçse de babalık genel anlamda bu hayatta
aldığım en güzel hediyedir bana yaradandan kızım. Her gün varlığına şükrederek
ona sahip olma şerefine nail olmak için kime, nasıl bir iyilik yaptığımı
düşünüp duruyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiwny0rirLj5UyzA6hyt7bHF3nAjlpkUAml8EU_hpGvu27kpIEVvwp7GL_ys8JXuIbLxhangxRw2gCVK9BQjvo9ozE33nzvVXVj1jXO0rCWJqR2tQnwSCtO2AgZCxjI6tf1PxfDf1hP0WueyQYCoiLm0BXCXefnyTEQNgsheno5npkt0jU8iNYBZHBN/s2048/WhatsApp%20Image%202023-06-16%20at%2013.25.50.jpeg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1152" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiwny0rirLj5UyzA6hyt7bHF3nAjlpkUAml8EU_hpGvu27kpIEVvwp7GL_ys8JXuIbLxhangxRw2gCVK9BQjvo9ozE33nzvVXVj1jXO0rCWJqR2tQnwSCtO2AgZCxjI6tf1PxfDf1hP0WueyQYCoiLm0BXCXefnyTEQNgsheno5npkt0jU8iNYBZHBN/s320/WhatsApp%20Image%202023-06-16%20at%2013.25.50.jpeg" width="180" /></a></div><p></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">İklim büyüdü ve bir gün bir kardeşe
sahip olmak istediğini ilan etmesi ardından ise İnci Güneş’imiz girdi
hayatımıza buralardan uzak kaldığım sürede. Annesi ve bende aynı çocuğu ikinci
kez büyütürcesine bir duygu yaratan miniğimizin ablasından tek farkı göz rengi
sanırım. Kalan her şeyleri birebir aynı. Artık evde beni bekleyen melek sayısı
üç oldu. Hayatımdaki en güzel ve en önemli değişiklik buydu buradan uzak
kaldığım sürede. Üçüncü ayını dolduran meleğimizin ablasıyla olan ilişkileri
ile her günümüzü mutlu ve mesut geçirmeye devam ediyoruz. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Blog yazmaktan uzaklaştığım dönemin
temel sebebi ise kitaplardan da uzak kalmış olmamdı sanırım. Hayatımın belli
dönemlerinde ne yazık ki kitaplardan kopuyorum. Belki okuduğum son kitabın bana
hitap etmemesi, beklide hiç olmasını istemesem de bıkkınlaşmam… Yaklaşık 2
senedir okuduğum kitap sayısı bir ya da ikidir. Ne yazık ki bu konuda kendime
çok kızsam da şu son bir haftaya kadar kitapçıma bile gitmek gelmedi içimden
nedense.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;">Kitap okumuyorum dediysem elbette bu
sadece kendim için okumamamdı. Bunu da belirtmek gerekiyor ki her akşam hiç
aksatmadan İklim’e kitap okuyoruz. Ya ben, ya annesi muhakkak yatmadan önceki
on beş dakikayı kitapla geçirmesi için elimizden geleni yapmaktayız.
Kitaplığındaki sayının giderek artması ve artık kendi kitaplarını seçebiliyor
olması bizleri gerçekten mutlu ediyor. Belki ilerleyen günlerde İklim’in
kitaplığında da kısa bir tur atarız hep birlikte. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bunların dışında kısa bir süre,
yaklaşık 7 ay kadar, tekrardan siyaset denen illete bulaştım. Her seferinde
ülkem ve gelecek için güzel şeyler yapmak için yola çıksam da bir yerlerde şahsi
menfaatini önceleyen insanlarla karşılaşmam ardından naletler ederek tekrar
tövbe ediyorum siyasete. Bazen mutlak monarşi sistemiyle yönetilmenin toplum
adına daha yararlı olabileceğini düşünmüyor değilim. Demokrasi ne yazık ki
toplumumuz adına çok da faydalı olmuyor gibime geliyor. Yeterli içselleştirmeyi
halen başarabilmiş değiliz. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Son olarak işim noktasında da bazı
atılımlar yaptım ve bu da benim yoğunlaşmam gereken konuların sayısını
artırınca her yere yetemez oldum açıkçası. Zaman zaman buralarda gizliden
yazılanları okumuş olsam da pasif bir süreci geride bıraktım artık. Bundan
sonra<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>daha aktif olarak buralarda yer
almayı planlıyorum. Blogu açtığım dönemdeki ilk hedefim halen geçerli. Bir gün
burayı kızlarıma bırakmanın peşindeyim. Kim bilir belki bunu başarabilirim,
belki başaramam… Ama denemeden bunu yapmak çok zor. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Umarım sizlerde iyisinizdir. Bazı
eski dostların tekrardan merhaba dediğim yazıma yaptıkları yorumları görmek
beni memnun etti. Benim gibi yoğunluk nedeniyle uzaklaşan dostlarda bir an önce
dönerler umarım. Burada sizlerle olmak çok güzel. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Şimdilik hoşçakalın… <o:p></o:p></span></p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-52980907188749215392023-06-13T00:43:00.003+03:002023-06-13T00:45:56.787+03:002 yıl aradan sonra<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt;"></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4KUcLuUFWLPrVOijI97PD4-Of_bbrHrvR9nkGipu8dFypvq7Gjr0cdO3KseEZZ8e9KzvRSkeSzTet7s3qNp3F4qTap63lm43Is1hTVDp2KVZrGO1T_du2EoYCcoNIkQrtZwvBWV_QWkUKEwqDuHMTsmVJpGshprXoT8SCXWTlYU1NAMUpvkJyjdo0/s670/cute-smiling-animals-17-nemodus.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Estikçe, Cahil Okur," border="0" data-original-height="454" data-original-width="670" height="217" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4KUcLuUFWLPrVOijI97PD4-Of_bbrHrvR9nkGipu8dFypvq7Gjr0cdO3KseEZZ8e9KzvRSkeSzTet7s3qNp3F4qTap63lm43Is1hTVDp2KVZrGO1T_du2EoYCcoNIkQrtZwvBWV_QWkUKEwqDuHMTsmVJpGshprXoT8SCXWTlYU1NAMUpvkJyjdo0/w320-h217/cute-smiling-animals-17-nemodus.jpg" title="Estikçe, Cahil Okur," width="320" /></a></div><br /><div style="text-align: center;"><br /></div><br />Herkese selamlar…<o:p></o:p><p></p>
<p class="MsoNoSpacing"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt;">Uzun zamandır buralarda yoktum.
Eskilerden kimler kaldı, bu Cahil Okur’u kimler tanır bilmiyorum. 2 yıldır bilgisayar
başına geçip bir şeyler karalamadığımı fark ettim geçenlerde… Buraları uzun
zamandır boş bıraktığım ve hayatta kendime ait olan birçok konuyu atladığım bir
gerçek. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt;">Blogumu açarken çok farklı hedeflerim
vardı ama bugün gelinen noktada hayat telaşı ve iki kız babası olmanın verdiği
sorumlulukla kendime ayırdığım zamanlardan ve alanlardan oldukça uzak kaldım. En
çok üzüldüğüm ise buradan uzak kalmaktı. Şimdi 2 yıl sonra size bu yazı ile
merhaba diyorum ama ne kadar buralarda kalırım, ne kadar yazabilirim bilmiyorum.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt;">Buradan uzak kaldığım zamanda yaptıklarımı
belki ilerleyen günlerde uzun bir yazı ile anlatırım. Şimdilik sadece kısa bir
merhaba yazısı olarak kalsın bu… Yazmanın ve içini dökmenin bu tadımlık versiyonundan
aldığım güzel lezzet ile sizlere şimdilik veda ediyorum. İlerleyen günlerde
daha uzun yazılarda görüşmek dileğiyle. <o:p></o:p></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br />Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-58836540816482863842021-09-12T22:30:00.007+03:002021-09-12T22:30:48.572+03:00Kitap Alış-Verişi #5 Agatha Christie<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTrqR5cWutjywf4Jo8qN4XQN9JDp9vda8hsHg_fx7Cj192ScMlBm5vHoJyf9yPWjNVHPkVhWi_yRc9q6JK4TPdlVbDWTTaV5m0MHwmfP8lTHo4wqOgg0FZLEnvi1t-Y5LUbQSjrjneNks/s1600/1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Agatha Christie, Hercule Poirot, Altın Kitaplar,Kitap alış-verişi,Estikçe," border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTrqR5cWutjywf4Jo8qN4XQN9JDp9vda8hsHg_fx7Cj192ScMlBm5vHoJyf9yPWjNVHPkVhWi_yRc9q6JK4TPdlVbDWTTaV5m0MHwmfP8lTHo4wqOgg0FZLEnvi1t-Y5LUbQSjrjneNks/w400-h300/1.jpg" title="Agatha Christie, Hercule Poirot, Altın Kitaplar,Kitap alış-verişi,Estikçe," width="400" /></a></div><br />Cahil Okur’dan herkese selamlar… <p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Dayanamayıp ilk kitabı okusam da
geçtiğimiz günlerde Agahta Christie kitaplarını edindim. Başlıkta her ne kadar “Alış-Veriş”
yazısı gibi lanse etsem de kitaplar bana hediye olarak geldi. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Ağustos aynın 5. günü bu faninin
dünyaya gelişi… Evli bir adam olarak en büyük destekçim olan sevgili eşim bana
bu doğum günümde hediye istemediğimi belirtmem üzerine gene duramadı ve “En azından
kitap alayım” diyerek bana konuyu açınca elbette geri çevirmedim. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Okuma zevkimi az çok bilse de
okumak istediğim bir kitap olmasını istediğinden yazarın ismi noktasında aldığı
küçük bir yardım neticesinde benim için seçtiği bu dört güzeli hazinemi
zenginleştirmiş oldum. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hercule Poirot ve
Agahta Christie ile bu kitaplar sayesinde tanışarak serinin ilk kitabını
geçtiğimiz ay okudum. Kısa zaman içerisinde sizlerle yorumumu paylaşacağım. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Bir kez daha sevgili eşime
teşekkür ediyorum bu güzel hediyeleri ve her zaman yanımda olduğu için... İyi
ki varsın en büyük destekçim <span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: "Times New Roman"; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: "Times New Roman"; mso-symbol-font-family: Wingdings;"><span style="mso-char-type: symbol; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span></span> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com19tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-29119652067359109152021-09-08T22:56:00.002+03:002021-09-08T22:56:12.734+03:00Simyacı - Paulo Coelho / 12. Yorum (129)<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;"><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAuPd7iQuzKp-sa33MuZEJGaq1lWyRRgHZy181AzaDAAfMAixPRDygbCE7uxIflJKM1NgT_tyxgAqC9WtXEefsZq0FDtdfpfRZzgyrBNQ57UPx7BFue2qhffB_IYaC4NtXw9ftlDkUy88/s1600/simyac%25C4%25B1+%25281%2529.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Simyacı, Paulo Coelho, Türkçe, Türkiye, Can Yayınları, O Alquimista, Roman, Edebiyat,Kitap Yorumları," border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAuPd7iQuzKp-sa33MuZEJGaq1lWyRRgHZy181AzaDAAfMAixPRDygbCE7uxIflJKM1NgT_tyxgAqC9WtXEefsZq0FDtdfpfRZzgyrBNQ57UPx7BFue2qhffB_IYaC4NtXw9ftlDkUy88/w400-h300/simyac%25C4%25B1+%25281%2529.jpg" title="Simyacı, Paulo Coelho, Türkçe, Türkiye, Can Yayınları, O Alquimista, Roman, Edebiyat,Kitap Yorumları," width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"></td></tr></tbody></table><br />Cahil Okur’dan herkese selamlar… Kitap
yorumları bir hayli birikmişken bu adam yazmaktan iyice korkar oldu. Ama bir
yerden başlamak lazım diye düşünüyorum… O zaman lafı uzatmadan yeni
yolculuğumuza başlayalım… </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">KİTAP YORUMU</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Evet…
Gerçekten yazılmayı bekleyen kitap yorumu sayısı beşi geçti. Ayrıca yazılacak birkaç
yazı daha var… <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İşlerin yoğunluğu bendeki
yazma isteğini azaltıyor ama inatçı olmakta kararlıyım. Bu gün karşınıza Pualo
Coelho’ya ait Simyacı ile gelmekteyim. Hemen yoruma geçmek istiyorum… <span style="mso-tab-count: 1;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">İçerik Yorumu</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Oldukça
bilinen ve herkesin okuyup bir eserdir diye düşünüyorum Simyacı’yı… Ben kitabı
ikinci el olarak aldım lakin oldukça temizdi ve bu beni mutlu etti. <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Uzun zamandır da okunmayı bekliyordu. Bu güne
kısmetmiş… </p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Yukarıda da
belirttiğim gibi gerçekten harika bir eser. Ve kesinlikle okunmasını tavsiye
ediyorum ayrıntılara girmeden bunu belirtmek isterim. İçerik anlamında hafif
olsa da anlamsal olarak ciddi bir derinliğe sahip bir eser. Hatta belirli
aralıklarla okunması gereken eser kategorisinde bile değerlendirilebilecek bir
yapıt. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Genel
anlamda bildiklerimizi anlattığını ve bu nedenle de hafif geldiğini belirtmekte
fayda var. Lakin yazarın anlatımıyla nedense daha farklı bir tat, daha farklı
ve bilinmeyen bir lezzet katmış olaylara. Kitapta bahse konu yolculuğa
kendinizi kaptırmaya başladığınız anda okuyucunun kendini ve hayatını
sorgulamaması işten bile değil. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kişisel
menkıbe olayı gerçekten önemli bir ayrıntı… Eser genel anlamda içerik bu konu
üzerinden ilerlemekte ve her bireyin bu menkıbesini belirlemek ve yerine
getirmek adına bir azme sürüklemekte. </p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Çokça
ayrıntıya girersem kitabın içeriğine anlatmaktan korktuğumdan burada kesiyorum
lakin yine belirtirim ki kesinlikle listenize almanız gereken bir kitap. Belki
de bu yılın benim adıma en verimli ve en unutulmaz eseri oldu diyebilirim. </p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">Yazım Dili Yorumu</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Yazar Paulo
Coelho’dan okuduğum ilk eser Simyacı… Ben dilini oldukça sade ve akıcı buldum.
Okuduysanız ya da ilerde bir gün okursanız sizinde aynı fikirde olacağınız
kanısındayım. Gerçekten su gibi ilerleyen bir anlatımı var. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">Yapısal Yorum</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Can Yayınları’nın
kalitesini tartışmaya bence gerek yok. Klasikleşen bir yapıda oldukça başarılı
bir yapıt oluşturmuşlar. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">ARKA KAPAK YAZISI</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Simyacı, dünyaca ünlü Brezilyalı
yazar Paulo Coelho'nun üçüncü romanı. 1996 yılından bu yana Türkiye'de de çok
okundu, çok sevildi, çok övüldü bu kitap. Bir büyük Doğu klasiği olan Mevlânâ'nın
ünlü Mesnevî'sinde yer alan bir küçük öyküden yola çıkarak yazılan bu roman,
yüreğinde çocukluğunun çırpınışlarını taşıyan okurlar için bir
"klasik" yapıt haline geldi.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Simyacı, İspanya'dan kalkıp Mısır
piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban
Santiago'nun masalsı yaşamının öyküsü. Ama aynı zamanda bir
"nasihatnâme"; "Yazgına nasıl egemen olacaksın? Mutluluğunu
nasıl kuracaksın?" gibi sorulara yanıt arayan bir yaşam ve ahlak kılavuzu.
Mistik bir peri masalına benzeyen bu romanın, dünyanın dört bir yanında bunca
sevilmesinin gizi, kuşkusuz bu kılavuzluk niteliğinden kaynaklanıyor. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Simyacı'yı okumak, herkes daha
uykudayken şafak vakti uyanıp, güneşin doğuşunu izlemeye benziyor.</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">KÜNYE</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Simyacı - Paulo Coelho<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Basım: Türkçe · Türkiye · Can Yayınları · Haziran 2021 ·
Karton kapak · 9789750726439<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Orijinal adı: O Alquimista</p>
<p class="MsoNormal">Tür: Roman, Edebiyat</p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">ALINTILAR</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Çobanların da, tıpkı denizciler ve gezgin satıcılar gibi,
kendilerini yeryüzünde başıboş dolaşmaktan vazgeçirtecek birinin yaşadığı bir
kente uğrayabileceklerini biliyordu. Sayfa 21</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bir düşü gerçekleştirme olasılığı yaşamı ilginçleştiriyor.
Sayfa 27</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Hayatımızın belli bir anında, yaşamımızın denetimini
elimizden kaçırırız ve bunun sonucu olarak hayatımızın denetimini yazgının
eline geçer. Dünyanın en büyük yalanı budur... Sayfa 35</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bütün günler birbirinin aynıydı ve bütün günler birbirine
benzediği zaman da insanlar, güneş gökyüzünde hareket ettikçe, hayatlarında
karşılarına çıkan iyi şeylerin farkına varamaz olurlar. Sayfa 44</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Mutluluğun Gizi dünyanın bütün harikalarını görmektir, ama
kaşıktaki iki damla yağı unutmadan. Sayfa 48</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Parası olan adam hiçbir zaman tamamen yalnız değildir. Sayfa
52</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Büyük bir hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum, bu yüzden
hayal kurmakla yetinmeye çalışıyorum. Sayfa 73</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bir şeye karar vermek, başlangıçtan başka bir şey değildir.
İnsan bir şeye karar verdiği zaman, karar verdiği sırada hiç önemsemediği,
düşünde bile aklına gelmeyen bir yöne doğru, şiddetli bir akıntıya kapılıp
gidiyordu. Sayfa 88</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Her zaman şimdide yaşamayı başarabilirsen mutlu bir insan
olursun. Sayfa 106</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">İnsanlar resimlerin ve sözcüklerin büyüsüne kapılıp sonunda
Evrenin Dili'ni unuttular. Sayfa 110</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Aşk, sevilen nesnenin yanında bulunmayı zorunlu kılıyordu.
Sayfa 120</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">İnsan sevince, nesneler daha çok anlam kazanıyor. Sayfa 122</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kötülük insanın ağzına giren şeyde değildir. Kötülük oradan
çıkandadır. Sayfa 138</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">İnsanlar gitmekten çok geri dönüşü hayal ediyorlar. Sayfa
147</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Genellikle ölüm, insanı hayata karşı daha dikkatli olmaya
zorlar. Sayfa 163</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bir kere olan bir daha tekrarlanmaz. Amma ve lakin iki kere
olan mutlaka üçüncü defa da olacaktır. Sayfa 178 </p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-4282354770673734352021-09-03T22:17:00.000+03:002021-09-03T22:17:05.355+03:00Ağustos 2021'in ardından...<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8PusGQZDKwsUA2bmSRKzIrGUbnkipwUBU7UHSiyh5cKYXtdCxJdc1daT_C80yIL1ZqxkMZ91WmY59QijmRkjfMlpKUp4pGePRx46KFm5xGkFcpZjBflewU8eS7eQ-U8v3CT3GKYr85RE/s1600/22.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8PusGQZDKwsUA2bmSRKzIrGUbnkipwUBU7UHSiyh5cKYXtdCxJdc1daT_C80yIL1ZqxkMZ91WmY59QijmRkjfMlpKUp4pGePRx46KFm5xGkFcpZjBflewU8eS7eQ-U8v3CT3GKYr85RE/w400-h300/22.jpg" width="400" /></a></div><br />Cahil Okur’dan herkese selamlar<p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Ağustos ayı geride kaldı. Benim
adıma dönüşüm ardından oldukça iyi geçen bir ay oldu. Beklediğimden daha fazla
okudum ve izledim gerçekten. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Öncelikli olarak okuduklarımdan
bahsetmek istiyorum. Bu ay toplamda 7 kitap okumuşum. Ağustos ayına J.K.
Rowling’in Boş Koltuk eseri ile başlarken ardından ilk Agahta Christie eseri <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>olan Ölüm Sessiz Geldi’yi okudum. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Ağustos ayının
üçüncü kitabı ise Simyacı romanı oldu. Kitabın özetini de çıkardığım için biraz
uzun bir okuma oldu böylesine kısa bir kitap adına. Sonrasında bence önemli bir
eser olan Çizgili Pijamalı Çocuk okumasını yaptım, ardından da Ursula K. Le Gulin’in
Yerdeniz Serisi’nin ikinci kitabı olan Atuan Mezarları’nı okudum. </p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Ayın son haftasına ise İskender
Pala’dan Kitab-ı Aşk okumasını ve Arsen Lupen okumalarını yaparak ayı
tamamlamış oldum. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;"><o:p> </o:p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEil_LQEb7jp_1Pu9wgSMvR2iD1LaHyLzMWhoCN450J_ANY-zzdWbf_ZHzso8qFDwZgXvXsqzTAIBcODv3Ca_dKsvkYg-BEGljHnT5kbEwKdx9cvE8TbGmuaPntE8cHxOl8RV9Lrt2zW3Ww/s1282/swat.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="720" data-original-width="1282" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEil_LQEb7jp_1Pu9wgSMvR2iD1LaHyLzMWhoCN450J_ANY-zzdWbf_ZHzso8qFDwZgXvXsqzTAIBcODv3Ca_dKsvkYg-BEGljHnT5kbEwKdx9cvE8TbGmuaPntE8cHxOl8RV9Lrt2zW3Ww/w400-h225/swat.jpg" width="400" /></a></div><br /><p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Bu ay daha önceden instagram
hesabımdan da belirttiğim gibi Netflix’de S.W.A.T dizisini izliyorum. İlerleyen
günlerde yorumunu sizlerle paylaşmayı düşünüyorum zaman bulup yazabilirsem. Dizi
de ilk sezon sona erdi. Sezon sezon değerlendirme yapmayı planlıyorum. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Bu arada Ağustos ayı adına benim
için önemli bir diğer nokta ise diyette üçüncü ayımı tamamlamış oldum. Gerçekten
kendi adıma güzel ilerlemeler kaydettim. Ayrıntılar yine uzun bir yazı ile
karşınıza gelecek inşallah. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Sizler neler yaptınız Ağustos
ayında? Yorumlarda benimle paylaşırsanız sevinirim. </p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com11tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-44342467595587957722021-08-31T00:23:00.004+03:002021-08-31T00:23:37.854+03:00Kitap Alış-Verişi #4 Arsen Lupen<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7rUfjAECyoSv-n1-iZFdYbFmUwiAUQ-f2__TBmr7oKGkjqcu9l76TBY20h_rW8clIa20XkcW9-1E23DI0cnFwOoeK47MN7vGYHSqvYUvSDB1PRUFgl9AfGRT8GP0LI8IPTBXQx6i9UXQ/s2000/arsen+lupen++%25286%2529.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Kitap alış-verişi, Arsen Lupen,Dokuz Yayınları, Maurice Leblanc" border="0" data-original-height="1500" data-original-width="2000" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7rUfjAECyoSv-n1-iZFdYbFmUwiAUQ-f2__TBmr7oKGkjqcu9l76TBY20h_rW8clIa20XkcW9-1E23DI0cnFwOoeK47MN7vGYHSqvYUvSDB1PRUFgl9AfGRT8GP0LI8IPTBXQx6i9UXQ/w400-h300/arsen+lupen++%25286%2529.jpg" title="Kitap alış-verişi, Arsen Lupen,Dokuz Yayınları, Maurice Leblanc" width="400" /></a></div><br /><p></p><p class="MsoNormal">Cahil Okur’dan herkese selamlar… </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bu gün
karşınıza bir alışveriş yazısıyla gelmiş bulunmaktayım. Uzun süredir Maurice Leblanc'ın Arsen
Lupen serisine başlamak istiyordum. Polisiye olan merakım nedeniyle gerçekten
merak ettiğim bir seriydi. BKM’de yazın son indirimini görünce de dayanamadım
ve hemen aldım. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>8 kitaptan
oluşan seri yanlış hatırlamıyorsam 192 TL’den 96 TL gibi bir rakama inmişti. Aslına
bakarsanız bu tip indirimlere pek inanmam ama görmüşken değerlendireyim istedim
ve BKM’den kapıda ödemeli olarak kitabı sipariş verdim. Kapıda ödeme ücreti ile
birlikte alışverişin toplam bedeli 103 TL’ye gelmiş oldu. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Yukarıda
belirttiğim gibi bu tip indirimlere inanmam ve haklı olduğumu daha sonra siparişimin
durumunu öğrenmek için siteye girdiğimde anlamış oldum. Serideki 8 kitap tek
tek sipariş verildiğinde toplamda 79,2 TL’ye geliyordu. Kapıda ödemeyle beraber
bu rakam 86 TL olur ki arada bir kitap ücreti kadar fark oluşmuş oluyor. Ama ne
yazık ki artık geçti ve kitaplarım yola çıkmıştı. Kazıklanmış olmayı kabul edip
Arsen Lupen ile tanışacak olduğum için sevinmekle yetinmek zorunda kaldım. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKkEiJGy4yU1dglfkB59betpSGPDNQHWW0sg45wc4BwUx8nrq2YY5Gy78BJrVxwoGYymCrwheBNjnuwPyaeBJbzgsLT23kloFdh6vBvU7NAOwun7aoWHu_ED1LxX-SZELJwYMn_0_nFQ8/s2048/arsen+lupen++%25283%2529.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Kitap alış-verişi, Arsen Lupen,Dokuz Yayınları, Maurice Leblanc" border="0" data-original-height="1886" data-original-width="2048" height="369" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKkEiJGy4yU1dglfkB59betpSGPDNQHWW0sg45wc4BwUx8nrq2YY5Gy78BJrVxwoGYymCrwheBNjnuwPyaeBJbzgsLT23kloFdh6vBvU7NAOwun7aoWHu_ED1LxX-SZELJwYMn_0_nFQ8/w400-h369/arsen+lupen++%25283%2529.jpg" title="Kitap alış-verişi, Arsen Lupen,Dokuz Yayınları, Maurice Leblanc" width="400" /></a></div><br /><p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kargom
geldiğimde evde değildim. Dıştan bakıldığında kargo iyi paketlenmişti. Lakin
paketi açtığımda ise ikinci şok ile karşılaştım ve kitaplarımdan bir tanesinin
hasar aldığını gördüm. Büyük ihtimal kargo şirketinin özensiz taşıması
nedeniyle gerçekleşen bir durumdu. Kargo şirketleri ne yazık ki bunu sürekli
yapıyorlar. Bu nedenle de internetten alışverişi sevmiyorum. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWdHMVVM_WoJ3qpDLYuryDnddCCMupuJultTZL0n5XOCrJDWQElfAuHBvlngzcFzLDMZltEiir0VEc0qx3io7ouqZCjpPtmjgj0EqI74lqsrBeCkTSp9EMqByyHeimmHkf7AfRpAdfsaM/s2000/arsen+lupen++%25282%2529.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Kitap alış-verişi, Arsen Lupen,Dokuz Yayınları, Maurice Leblanc" border="0" data-original-height="1500" data-original-width="2000" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWdHMVVM_WoJ3qpDLYuryDnddCCMupuJultTZL0n5XOCrJDWQElfAuHBvlngzcFzLDMZltEiir0VEc0qx3io7ouqZCjpPtmjgj0EqI74lqsrBeCkTSp9EMqByyHeimmHkf7AfRpAdfsaM/w320-h240/arsen+lupen++%25282%2529.jpg" title="Kitap alış-verişi, Arsen Lupen,Dokuz Yayınları, Maurice Leblanc" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5KRDdvDjXGo-ha-3mrPUN-rODZ6H51PeSIRL03-p4Tm3xEoa_kC5FFMoXBTzcd6exGOrmkzPicjDReIFLXHL3IH8GZBhTXT3-HzTILKGjoU6AVQFohyJ_A7FepSHNK4BZ1IWGRgVrh2w/s1320/arsen+lupen++%25281%2529.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Kitap alış-verişi, Arsen Lupen,Dokuz Yayınları, Maurice Leblanc" border="0" data-original-height="1320" data-original-width="688" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5KRDdvDjXGo-ha-3mrPUN-rODZ6H51PeSIRL03-p4Tm3xEoa_kC5FFMoXBTzcd6exGOrmkzPicjDReIFLXHL3IH8GZBhTXT3-HzTILKGjoU6AVQFohyJ_A7FepSHNK4BZ1IWGRgVrh2w/w167-h320/arsen+lupen++%25281%2529.jpg" title="Kitap alış-verişi, Arsen Lupen,Dokuz Yayınları, Maurice Leblanc" width="167" /></a></div><br /><p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Neticede 8
kitap daha kütüphaneme katılmış oldu. Şimdiden birini okudum bile… Yorumu
ilerleyen günlerde sizlerle olacak. Sizler internet alışverişlerinizde hangi siteyi
kullanıyorsunuz? Hangi kitap alınabilecek sitenin kargo kutuları daha güvenli?
Benimle paylaşırsanız sevinirim. En azından ilerleyen günlerde yeni bir hezimete
uğramamış olurum bu sayede… </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kendinize
iyi bakın. Görüşmek üzere… </p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com15tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-27583819359372286142021-08-26T21:31:00.001+03:002021-08-26T21:31:08.216+03:00Boş Koltuk - J. K. Rowling / 11. Yorum (128)<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgaNvUVNCHNn1gPezs71EpOZAOaPcWktsrcszC5dO-SyV319opZAOPe5HU4SXsUPf1RZG2ITIEq1LseMb3t2A72Q5H0JRsRpBRkpi_ORXPuATTIe5GUbJmKa4xSEpwLfzFA6QMWV9TTST0/s1600/1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Boş Koltuk, J. K. Rowling, Türkçe,Doğan Kitap, Casual Vacancy, Edebiyat, Roman,Kitap Yorumları," border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgaNvUVNCHNn1gPezs71EpOZAOaPcWktsrcszC5dO-SyV319opZAOPe5HU4SXsUPf1RZG2ITIEq1LseMb3t2A72Q5H0JRsRpBRkpi_ORXPuATTIe5GUbJmKa4xSEpwLfzFA6QMWV9TTST0/w400-h300/1.jpg" title="Boş Koltuk, J. K. Rowling, Türkçe,Doğan Kitap, Casual Vacancy, Edebiyat, Roman,Kitap Yorumları," width="400" /></a></div><br />Cahil Okur’dan herkese selamlar… <p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Yazılacak
kitap yorumları oldukça arttı. Yıllık okuma planıma bir hayli sadık kalamadığım
için, yorum yazmak ile zaman kaybına uğramaktan bile korkar hale geldim. Aslına
bakarsanız yazmaktan çok fotoğraf çekmek beni yoruyor ve zorluyor… </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="background-color: white;"><span style="color: #ffa400;">KİTAP YORUMU</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Sıra
bekleyen yazılar varken bu gün karşınıza J. K. Rowling’in Boş Koltuk isimli
romanıyla gelmiş bulunmaktayım. Harry Potter’dan tanıdığımız yazarın büyücüler
evreninden çıkıp sakin bir İngiliz kasabasında geçen romanı konuşmaya
başlayalım yavaş yavaş… </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #b45f06;">İçerik Yorumu</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Yukarıda da
belirttiğim gibi J. K. Rowling dediğimizde hepimizin aklına gelecek ilk eser
ebetteki Harry Potter evreni ve onun büyüleyici dünyasıdır. Bende kendisini bu
eserlerden tanıdım dünyanın geri kalanı gibi. Uzun zamandır okumak istediğim
Boş Koltuk isimli eseri ise aslına kitaplığımda toz tutmaya başlamıştı
beklemekten. Lafı uzatmayayım okuyamama hastalığından kurtulmaya gayret ettiğim
bir vakitte bana ilaç gibi geleceğini düşünerek ay başında okumaya başladım
eseri… </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Aldığım<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>notlarda ilk 60 sayfanın ardından halen
konuya bir türlü giremediğimi yazmışım. Aslında başı oldukça karışık ilerliyor
eserin, Boş Koltuk’ta ki kahraman sayımızın da bir hayli fazla olduğunu
belirtmek lazım. Her karakterin kendi içinde sorunları ve farklı dünyaları var.
Böylesi bir durumda bazen okumakta güçlük yaşamanıza neden olabilecek bir
yapıya bürünüyor giderek. İlerleyen sayfalarda kimin kim olduğuna aşikar hale
gelene kadar durum bu şekilde iki arada bir derede devam etmekte. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kitabın
zoraki ilerleyişi beni Boş Koltuk eserini beğenip beğenmeme noktasında çok
ikileme düşürdü. Kahramanlarımızdan Kristal isimli kızın hikayesi beni en çok
etkileyen konu oldu. Andrew ve Stuart’da diğer etkili ve önemli karakterlerdi
benim açımdan. Bu noktada ana konunun belediye meclisinde boşalan bir
koltukken, bu koltuğun doldurulması için yapılan meclis toplantısından üstün
körü geçilmesi gerçekten okur olarak beni rahatsız etti. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Sonuç olarak
J. K. Rowling’in Boş Koltuk eseri benim okuyamama hastalığı ardından okuduğum
ilk kitap olmasına rağmen oldukça sıkıntılı ve sorunlu geçti diyebilirim içerik
anlamında. Lakin son vuruşun “aştın vuruş” niteliğinde olduğunu belirtmem
gerekiyor. Mutsuz sonla biten kitapları pek sevmem ama bunun bende bıraktığı
tat gerçekten tatmin edici oldu. J. K. Rowling’in büyücüler evreni dışında da
güzel bir işe imza attığını ve içeriğin zorlasa da okuyucu açısından tatmin
edici olduğunu belirtmem lazım. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #b45f06;">Yazım Dili Yorumu</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">J. K. Rowling’in diyaloglarla
ilerleyen diğer eserlerine göre daha durağan ve daha içsel yolculukların
anlatıldığı bir eser olmuş. Bu yazım dilinin türlerinden pek hoşlanmadığım
aşikar lakin bunun tam tadında bir ayara sahip olduğunu belirtmek
istiyorum.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #b45f06;">Yapısal Yorum</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kitabı
ikinci el olarak almıştım. Biraz hırpalanmıştı lakin genel olarak Doğan
Kitap’ın kalitesine uygun bir eserdi. Kapak tasarımlarına olan tutkumu takip
edenler bilir, bu kapakta sevdiğim tasarımlardan bir tanesi konumunda… </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">ARKA KAPAK YAZISI</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p>Yüzyılın en büyük hikâye anlatıcısı J.K. Rowlingden...</p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Küçük bir kasaba hakkında büyük bir roman.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Barry Fairbrother kırklı yaşlarının başında beklenmedik bir
şekilde hayata gözlerini yumar. Bu ani ölüm yaşadığı kasabanın halkı için büyük
bir şok olacaktır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Arnavutkaldırımlı meydanı ve eski kilisesiyle Pagford,
sıradan bir İngiliz kırsalı gibi görünse de bu tatlı görüntüsünün ardında bir
savaş sürmektedir. Zenginler fakirlerle, gençler ebeveynleriyle, kadınlar
kocalarıyla, öğretmenler öğrencileriyle sürekli bir çatışma halindedir. Pagford
kesinlikle göründüğü gibi bir yer değildir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Belediye Meclisinde Barryden boşalan koltuk, kasabanın görüp
göreceği en büyük savaşın tetikleyicisi olacaktır. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Türlü düzenbazlıklar ve hırsla süren, herkesin birbirinin
foyasını ortaya çıkaracağı seçim savaşında zafer kimin olacaktır?</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">KÜNYE</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Boş Koltuk <o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">J. K. Rowling</p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Basım: </b>Türkçe ·
Türkiye · Doğan Kitap · Mart 2013 · Karton kapak · 9786050913866<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Orijinal adı: </b>Casual
Vacancy<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Tür:</b> Edebiyat, Roman</p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">ALINTILAR</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Güzellik geometridir. Sayfa 31</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Çoğu insan günbegün eriyerek, yavaş yavaş ölmekten korksa da
Parminder bunu rahatlatıcı bulurdu; işlerini düzene koyacak, vedalaşacak kadar
zamanının olmasını istiyordu. Sayfa 52</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Köprünün altından çok sular akmıştı artık, Shirley geçmişin
hiç bahsedilmezse<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>silindiğine inanmayı
yeğliyordu. Hatırlamayı reddediyordu. Sayfa 139</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Çocuklar büyümelerinin sürekli bir matem hissi yarattığını
asla bilemezlerdi, bilseler de bundan nefret ederlerdi. Sayfa 151</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">İntihar sadece düşünmekle başarılabilseydi, hiç tereddütsüz
intihar ederdi. Sayfa 175</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">O eşsiz vücuda can veren ruhun kendisi de sıra dışıydı
mutlaka. Doğa neden öyle bir kap yaratsındı ki , içine daha da değerli bir şey
koymayacaksa? Sayfa 203</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">"Sağduyu dediğin şey, insanların genellikle kendi ön
yargılarına verdikleri isimdir" Sayfa 271</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">"Sevginin kalbinde tarifsiz bir merhamet gizlidir"
Sayfa 351</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bütün ruhlar tanrının ışığını saçıyor. Sayfa 408</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">İnsanın kalbinin kabullenmeyi reddettiği şeyleri beyninin
bilebilmesi tuhaftı. Sayfa 468</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Seçim yapmak tehlikeliydi; Seçim yapınca diğer bütün
seçeneklerden vazgeçmek zorunda kalıyordu insan. Sayfa 516</p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com11tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-42689842749779685402021-08-18T00:08:00.000+03:002021-08-18T00:08:00.877+03:00Vahşi - House of Night Serisi 4 / 10. Yorum (127)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi2IDPGfsu5vn3iZlJZI9796PIwcmefKsdzCIo1Q36EYnizCRs5vHiIDSws8kUky6uC8P8kcBEnhTAmqNpNPuGXcJQdRWEB1LVbncmGLnH28idiWDA_MAPtfZ4-LWtE0bj2S4ZorctW2RU/s2000/WhatsApp+Image+2021-08-17+at+23.11.56+%25281%2529.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Edebiyat, Fantastik, Gece Evi Serisi, House Of Night, kitap, Kitap Yorumları, Kristin Cast, P. C. Cast, Pegasus, Roman, Sevinç Seyla Tezcan, Vahşi, Untamed" border="0" data-original-height="1500" data-original-width="2000" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi2IDPGfsu5vn3iZlJZI9796PIwcmefKsdzCIo1Q36EYnizCRs5vHiIDSws8kUky6uC8P8kcBEnhTAmqNpNPuGXcJQdRWEB1LVbncmGLnH28idiWDA_MAPtfZ4-LWtE0bj2S4ZorctW2RU/w400-h300/WhatsApp+Image+2021-08-17+at+23.11.56+%25281%2529.jpeg" title="Edebiyat, Fantastik, Gece Evi Serisi, House Of Night, kitap, Kitap Yorumları, Kristin Cast, P. C. Cast, Pegasus, Roman, Sevinç Seyla Tezcan, Vahşi, Untamed" width="400" /></a></div><br /><p><br /></p><p>Cahil Okur’dan herkese selamlar… </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Uzun bir aradan sonra yeni bir
kitap yorumu ile karşınızdayım. Ara vermiş olduğum dönemde okuduğum Gece Evi
Serisi’nin 4. kitabı olan Vahşi’yi konuşacağız bugün… </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">KİTAP YORUMU</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>P. C. Cast
ve Kristin Cast’in ortaklaşa yazdığı Gece Evi serisine kaldığımız yerden devam
ediyoruz. 4. kitap olan Vahşi’yi ben okuyalı bir hayli zaman oldu lakin bir
türlü bilgisayar başına oturup sizlerle yorumumu paylaşmak nasip olmadı. İş yoğunluğu
ve yaz aylarında akşamların bir hayli kısa olması nedeniyle anca fırsat
bulabildim ve hemen klavyenin başına geçtim. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h4 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">İçerik Yorumu</span></b></h4>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Girizgahı
bir kenara bırakır ve kitaba gelecek olursak, yukarıda da belirttiğim gibi
Vahşi, Gece Evi Serisi’nin 4. kitabı. Oldukça eski bir basıma ait olan serinin
bu kitabında Zoe ve arkadaşlarının başından geçen hikayeleri dinlemeye devam
ediyoruz. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Serinin
bundan önceki 3 kitabı ile ilgili olan yorumlarımı okumuş olan arkadaşlarımın
bileceği gibi kahramanlarımız vampirler ve inanlardan oluşmakta. Bu kitapta
seriye yeni dahil olan karakterlerle birlikte kadronun bir hayli
kalabalıklaştığını belirtmekte fayda var. Lakin bu kalabalık gözünü korkutmasın
ve ben yeni gelen karakterleri de bir hayli sevdim. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kitapta bahsedilen
Nyx hakkında aldığım nota şöyle yazmışım; “Güzel bir hayal ürünü…
Hammaddesi<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>sevgi olan bir düş…”
gerçekten karakterlerden bahsederken Nyx’i ayrı tutmak gerekiyor sanırım.
Yazarların yarattığı sistemin tepesinde yer alan bu tanrı gerçekten beni oldukça
etkiledi. Bundan diğer kitaplar hakkında konuşurken de bahsetmiştim sanırım. Ayrıca
bu kitapta ilk kez karşımıza çıkan inanç insanlarının rahibeleri de sizlere
farklı bir bakış açısı kazandıracak karakterlerin başında gelmekte. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kitabın
bence içerik anlamındaki en önemli ayrıntısı iyi ve kötü arasındaki savaşı
anlatış biçimi… Bir fantastik macera eseri olsa da derinlemesine bakıldığında
ve konuların ardında görmeye çalıştığınızda size çağlar boyuca süren bu savaşın
oldukça farklı bir yönünü göstereceğinden eminim. Kızılderili mitlerine yapılan
dokundurmalar ve dünya üzerinde yaşayan dinlere yaklaşım şekliyle de inanç
noktasına farklı bir bakış açısı getirmekte. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Sonuç
olarak içerik anlamında benim adıma farklı ve güzel bir okuma oldu. Çok ağır bir
içerik olmaması da okunmayı kolaylaştırdı ve zevkli hale getirdi. </p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></p>
<h4 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">Yazım Dili Yorumu</span></b></h4>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Dili
oldukça sade ve okuma hızlı gerçekleşiyor. İçerik anlamında a eğer aradığınızı
bulursanız ki ben bulacağınız kanısındayım hızlıca okuyup bitirebileceğiniz bir
eser. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h4 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">Yapısal Yorum</span></b></h4>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kapak
tasarımı oldukça güzel. Benim kitaplığımda beğendiğim ender kitap serisi
kapakları Gece Evi Serisi’nin kapaklarıdır. İç sayfalarda da oldukça başarılı
bir mizanpaj mevcut. Bu anlamda okuru rahatsız edecek bir durumla karşılaşacağınızı
sanmıyorum. </p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">ARKA KAPAK YAZISI</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Gece Evinde tehlikeli sırlar ortaya çıkıyor Dostlarınız sizi
terk ettikleri zaman hayat çekilmez olur. İsterseniz Zoey Kızılkuş'a sorun. Bir
hafta içerisinde üç erkek arkadaşının üçünden de oldu; sıkı bir arkadaş grubunun
üyesiyken, istenmeyen birine dönüştü. Artık hayattaki tek arkadaşları ölümden
dönenler ya da işaretinden olanlar. Üstelik Neferet insanlara savaş açtı ve
Zoey bunun yanlış olduğunu biliyor. Ona kulak verecek kimse var mı?</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">KÜNYE</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Vahşi <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>/ House of Night Serisi 4<o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal">P. C. Cast <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">-</b>
Kristin Cast</p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Basım:</b><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Türkçe · Türkiye · Pegasus · 2012 ·
Karton kapak · 6054263134</p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Orijinal adı:</b><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Untamed</p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Tür:</b><span style="mso-tab-count: 1;"> </span><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Edebiyat,
Fantastik, Roman</p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">ALINTILAR</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Güç, sahibini ve ona en<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>yakın olanları her zaman değiştirir. Sayfa 94</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Korku ve bağnazlık, tecrit ve cehaletten doğar. Sayfa 111</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sınıflanmalar cehalet getirir, cehalette korkuyu... Sayfa 172</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Dünya yepyeni bir düzene geçiyor. Sayfa 287</p><p class="MsoNormal"><br /></p><p class="MsoNormal">Gece Evi Serisi Yorumlarım </p><p class="MsoNormal"><br /></p><p class="MsoNormal"><span style="background-color: white; color: #111111; font-family: "Roboto Condensed"; font-size: 24px; font-weight: 700; text-align: center;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2017/09/82-kitap-yorumu-isaret-gece-evi-serisi-1.html" target="_blank">İşaret (Gece Evi Serisi 1)</a></span></p><p class="MsoNormal"><span style="background-color: white; color: #111111; font-family: "Roboto Condensed"; font-size: 24px; font-weight: 700; text-align: center;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2019/09/ihanet-gece-evi-serisi-2-13-yorum-117.html" target="_blank">İhanet (Gece Evi Serisi 2)</a></span></p><p class="MsoNormal"><span style="background-color: white; color: #111111; font-family: "Roboto Condensed"; font-size: 24px; font-weight: 700; text-align: center;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2021/01/secilmis-gece-evi-serisi-3-4-yorum-121.html" target="_blank">Seçilmiş (Gece Evi Serisi 3)</a></span></p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com11tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-34648567906514697952021-08-08T00:37:00.002+03:002021-08-08T00:38:36.411+03:00Bir diyet macerası #1<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEja0NUyTIhiHBnb5SfN6xCKSg9BGi7FsXDd0vf1goKyPhPm3Pm4EGXUyDWZroDxhUbjrjTcVZH8wl-Y1bCBsS3j3wnuig4m4cUqhrzCLeU9Yut5xUE74hbenQyPw5omFUFBFaD9Fr8tcjY/s664/11498.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Bir diyet macerası, zayıflama, diyet, diyetisyen, diyet listesi, erkeklerde diyet, nasıl diyet yapılır" border="0" data-original-height="354" data-original-width="664" height="214" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEja0NUyTIhiHBnb5SfN6xCKSg9BGi7FsXDd0vf1goKyPhPm3Pm4EGXUyDWZroDxhUbjrjTcVZH8wl-Y1bCBsS3j3wnuig4m4cUqhrzCLeU9Yut5xUE74hbenQyPw5omFUFBFaD9Fr8tcjY/w400-h214/11498.jpg" title="Bir diyet macerası, zayıflama, diyet, diyetisyen, diyet listesi, erkeklerde diyet, nasıl diyet yapılır" width="400" /></a></div><br />Cahil Okur’dan herkese selamlar…<p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bu gün
sizlere normalde yazmadığım ama benim için önemli olan bir konuyla misafir
olacağım. Yaklaşık iki ay kadar önce ani bir karar ile zayıflamaya karar
verdim. Aslına bakarsanız uzun zamandır bunu düşünüyordum ama <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>anca cesaret edebildim diyebilirim. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Aşağıda sebeplerini ve yaşadıklarımı bir bir
anlatacağım… Lakin hemen başta eşime sizin huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum
ki o olmasa bunu başaramazdım. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">NASIL KARAR VERDİM?</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Aslında bir yazı dizisi olarak
planladığım bu seriye öncelikle olarak nasıl karar verdiğimle başlamak
istiyorum. Yukarıda da dediğim gibi zayıflama sürecinde en büyük yardımcım eşim
oldu. Ve şunu da belirtmem lazım beni bu konuda motive den ve heveslendiren de
yine kendisi. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Ayrıntılarına pek girmeyeceğim
ama kendisi benden önce zayıflama işine girişti ve gerçekten çok güzel bir kilo
verdi. Nazar değmesin tam ayrıntı vermeyim ama 20+ kg verdiğini belirtsem
yeterli olur herhalde. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Bana birlikte başlayalım dese de
ben daha önceden yaşadığım bazı deneyimler nedeniyle pek de oralı olmamıştım.
Gerçekten geçmişte yine diyetisyen kontrolünde yaptığım diyetin ikinci
haftasında yaşadığım rahatsızlık beni çok etkiledi ve kendimi “Ben böyle de
güzelim” lafları ile kandırıyordum uzun süredir. </p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Eşimin
destekleri ve bir anlık karar ile başladım lafın özü. Ama en büyük pay
kesinlikle sevgili karıma ait. Hem beni motive den sözleri hem de en net örnek
olarak karşımdaki duruşu ile yola girişmiş oldum. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">BAŞLARKEN
BEKLENTİLERİM VE DURUMUM NEYDİ?</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbKMq_jXbF-UkFLGmxQAe-tmkFwGBMj7v8TeX8hvdDGWXtmMKVnN_4sHkQYxTYHS5Mb4GoOkhwWK9enEQZ9Ja5xpmk7-MxLn_n36KUUonxJtKLzaE7x5tAi9kXDoTNzGjLX30xAQ0Kywo/s1440/1+SON.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Bir diyet macerası, zayıflama, diyet, diyetisyen, diyet listesi, erkeklerde diyet, nasıl diyet yapılır" border="0" data-original-height="1440" data-original-width="1440" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbKMq_jXbF-UkFLGmxQAe-tmkFwGBMj7v8TeX8hvdDGWXtmMKVnN_4sHkQYxTYHS5Mb4GoOkhwWK9enEQZ9Ja5xpmk7-MxLn_n36KUUonxJtKLzaE7x5tAi9kXDoTNzGjLX30xAQ0Kywo/w400-h400/1+SON.jpg" title="Bir diyet macerası, zayıflama, diyet, diyetisyen, diyet listesi, erkeklerde diyet, nasıl diyet yapılır" width="400" /></a></b></div><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><br /></b><p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></b>Diyete başlarken yukarıda
belirttiğim gibi daha önceden yaşamış olduğum deneyim nedeniyle pek bir
beklentim yoktu aslına bakarsanız. Gerçekten devlet hastanesinde görevli
diyetisyenin kontrolünde gerçekleştirdiğim diyet benim adıma oldukça keyifsiz
ve verimsiz geçmişti. Bu sefer farklı olmasını temenni ederek eşimin okul
arkadaşı olan Diyetisyen Nihal Yıldız’ın ofisine girdiğimde ilk söylediğim söz,
“Ben aç kalmak istemiyorum!” oldu. Kendisi bana diyetin aç kalmak olmadığını,
kontrollü ve sağlık bir beslenme gerçekleştireceğimizi ve yemek alışkanlıklarım
noktasında da fazlaca değişiklik yapmayacağımızı söylediğinde bir nebze de olsa
rahatladım. Bu olumlu adım ardından da işe koyulduk. </p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Peki kaç
kiloyla nasıl başladım? Kendimi ifşa ettiğim bölüm burada başlamakta… Haziran 1
tarihinde Diyetisyen Nihal Yıldız’ın ofisine girdiğimde tartıdaki kilom tam
olarak 123.7’ydi. Vücudumdaki yağ miktarı ise <st1:metricconverter productid="43,17 kg" w:st="on">43,17 kg</st1:metricconverter>. Metabolik yaşım
45(Asıl yaşım 33), iç yağlanmam ise 17 dereceydi.(Olması gereken 1-13 derece
arası.)</p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Tablo bir
hayli kötü olmasına ve sonradan yaptırdığım kan testlerinde de açlık şekerimin
yüksek çıkmasına rağmen diyetisyenimin ve eşimin destekleri ile çıktığım yolda
başarılı olmak adına ilk adımı büroya girerek ve diyete başlayarak gösterdim. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">İLK 4 HAFTA…</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgu5RUBTuWnuFjLUrnp3AWiLgi1IPSxqnQEWviT7y16u5x5HZnaQ_9GcIXYlNmeytpSBhQBHjtoCMcYZL-yITGt0IBazNuDcbR8dtjz1KouzoINTaqrhSfWACkR_wCbwz6ZWtgFFli_Ae8/s1440/2+SON.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Bir diyet macerası, zayıflama, diyet, diyetisyen, diyet listesi, erkeklerde diyet, nasıl diyet yapılır" border="0" data-original-height="1440" data-original-width="1440" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgu5RUBTuWnuFjLUrnp3AWiLgi1IPSxqnQEWviT7y16u5x5HZnaQ_9GcIXYlNmeytpSBhQBHjtoCMcYZL-yITGt0IBazNuDcbR8dtjz1KouzoINTaqrhSfWACkR_wCbwz6ZWtgFFli_Ae8/w400-h400/2+SON.jpg" title="Bir diyet macerası, zayıflama, diyet, diyetisyen, diyet listesi, erkeklerde diyet, nasıl diyet yapılır" width="400" /></a></b></div><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><br /></b><p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">1 Haziran tarihinden itibaren her
hafta salı günleri o ofisin kapısını her hafta çalmaya devam ettim. Eşimde beni
yalnız bırakmadı ve giderek her şey daha güzel oldu. Daha ilk haftadan 71,59
olan obezite derecemi 69,37’ye geriletmiş ve 7 günlük diyet sonrasında 123,7 kg’dan
122,1 kg’a gerilemiştim. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>14. günü
tamamladığımda ise kilom 119,1 kg’a gerilemiş, bel çevremde 5 cm’lik incelme
gerçekleşmişti. Henüz gözle görülür bir değişim olmasa da verdiğim kiloları
duymak ve diyetisyenimin iyi gittiğimizi belirtmesi beni motive eder hale
gelmişti. </p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>21. günü
ardından ise bel çevremde 4 cm’lik bir düşü daha gerçekleşmiş ve obezite
derecem de ilk güne göre yüzde 10’luk bir düşüş mevcuttu. Kilomda bu arada
117.2 kg’a kadar geriledi. </p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">1. Ayın son haftasında kiloda bir
değişim gerçekleşmese de iç yağ oranım ve vücudumdaki kas kütlesinin artışı ile
iyi bir ayı geride bırakmış oldum. Bir aylık süreç sonunda bu sonuç ile
toplamda <st1:metricconverter productid="7,5 kg" w:st="on">7,5 kg</st1:metricconverter>
zayıflamış ve iç yağ oranımda ideala oldukça yaklaşmış oldu. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">İşte diyette ilk ayım bu şekilde
geride kalmış oldu. Geçtiğimiz hafta diyette 3. aya girdim ve o dönemde yaşadıklarımı
ve hayatımda gerçekleşen değişiklikleri de sizlerle ilerleyen yazılarda
paylaşacağım. Şimdilik bende bu kadar, kendinize iyi bakın ve de ben gibi
zayıflama gibi bir kararınız varsa hiç beklemeden bir adım adın derim. </p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-24419595899360880412021-07-26T00:18:00.003+03:002021-07-26T00:22:15.283+03:00Harry Potter ve Azkaban Tutsağı - Harry Potter #3 / 3. Kitap Özeti<p></p><div style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh81MswZFUZQiH0-Dwr4oD-9GfACQ2kYo3RNKnwQukw956eg8UL_jXI-Zea0ybIJKJBoP8ui12OrzbL_ENOYindNS2cQ3ABuaI8JVGysmfTh_AfaCVEvLnVjdmciFtEqo0ReBtnh5xR3hE/s1600/kapak+2+harry.jpg"><img alt="kitap özeti,Harry Potter,Harry Potter ve Azkaban Tutsağı,J. K. Rowling, harry potter 3 izle 720p, harry potter 7 izle 720p, harry potter ve felsefe taşı izle 720p, harry potter movies" border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh81MswZFUZQiH0-Dwr4oD-9GfACQ2kYo3RNKnwQukw956eg8UL_jXI-Zea0ybIJKJBoP8ui12OrzbL_ENOYindNS2cQ3ABuaI8JVGysmfTh_AfaCVEvLnVjdmciFtEqo0ReBtnh5xR3hE/w400-h300/kapak+2+harry.jpg" title="kitap özeti,Harry Potter,Harry Potter ve Azkaban Tutsağı,J. K. Rowling, harry potter 3 izle 720p, harry potter 7 izle 720p, harry potter ve felsefe taşı izle 720p, harry potter movies" width="400" /></a></div><br />Cahil Okur’dan herkese merhabalar…<p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Blogumun üçüncü kitap özeti ile karşınızdayım. Bu özeti
hazırlayalı bir hayli zaman olsa da paylaşmak şimdiye nasip oldu. J. K.
Rowling’in muhteşem serisi Harry Potter’ın 3. kitabı olan Harry Potter ve
Azkaban Tutsağı özeti karşınızda… </p>
<h3 style="text-align: left;"><o:p> <span style="color: #ffa400;"><br /></span></o:p><o:p><b><span style="color: #ffa400;"> Harry Potter Serisi Kitap yorumlarım </span></b></o:p></h3><div><o:p><span style="background-color: white; color: #111111; font-family: "Roboto Condensed"; font-size: 24px; font-weight: 700; text-align: center;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2017/09/79-kitap-yorumu-harry-potter-ve-felsefe.html" target="_blank">Harry Potter ve Felsefe Taşı</a></span></o:p></div><div><o:p><br /></o:p></div><div><o:p><div class="post-head" style="background: 0px 0px rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #4f4f4f; font-family: "Roboto Condensed"; font-size: 14px; margin: 0px 0px 15px; outline: 0px; padding: 0px; position: relative; text-align: left; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"><h1 class="post-title entry-title" itemprop="name headline" style="background: 0px 0px; border: 0px; color: #111111; display: inline-block; font-size: 24px; line-height: 1.4em; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; position: relative; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2018/05/101-kitap-yorumu-harry-potter-ve-srlar.html" target="_blank">Harry Potter ve Sırlar Odası</a></h1></div><div class="post-head" style="background: 0px 0px rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #4f4f4f; font-family: "Roboto Condensed"; font-size: 14px; margin: 0px 0px 15px; outline: 0px; padding: 0px; position: relative; text-align: left; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"><span style="color: #111111; font-size: 24px; font-weight: 700; text-align: center;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2019/08/harry-potter-ve-azkaban-tutsag-harry.html" target="_blank">Harry Potter ve Azkaban Tutsağı </a></span></div><div><h1 class="post-title entry-title" itemprop="name headline" style="background: 0px 0px; border: 0px; color: #111111; display: inline-block; font-size: 24px; line-height: 1.4em; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; position: relative; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"><br /></h1></div></o:p></div>
<h1 style="text-align: left;"><span style="color: #ffa400;"><b>Harry Potter ve Azkaban Tutsağı<br /></b><b>(ÖZET)</b></span></h1>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Harry, yaz tatili için
Dursley’lerin evindedir. Ron ile yaptıkları telefon görüşmesi sonrası tatil
onun için daha zorlu geçmeye başlar. Marge Hala’nın Dursley’leri ziyareti ise
bardağı taşıran son damla olur. Harry, Marge Hala’ya yaptığı büyü sonrasında
evi terk eder. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Harry evi terk ettikten sonra o
siyah köpeği ilk kez gördü. Sonrasında ise olaylar hızlıca gelişti. Hızır
Otobüsü’ne Neville’ın adı ile binen Harry soluğu Çıkın Çıkmzı’nda aldı. Orada
Bakan Fudge ile görüşen Harry, okul dışında büyü yaptığı için ceza almasa da
Fudge’un hareketlerindeki tuhaflık Harry’nin dikkatinden kaçmamıştı. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Diegon Yolu’nda geçen birkaç
günün ardından Harry, Ron ve Hermonie ile buluştu. Çok sevdiği Weasley ailesi
ile yenen yemeğin ardından ise Bakan Fudge’un tavırlarındaki garipliğin
sebepleri anlaşıldı. Mr. Ve Mrs Weasley’in konuşmalarını dinleyen Harry, adını
ilk defa duyduğu Sirius Black’in kendisinin peşinde olabileceğini de o
konuşmada öğrendi. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Ertesi gün Hogwards Ekspresi için
yola çıkan ekip, trende Prof. Lupin’in de yer aldığı kompartımana yolculuk
ettiler. Hogwards ekpresi’nin o seferinde bir ilk yaşanır ve tren yolda durur.
Bu garip olayların ardı kesilmez ve adına Ruh Emici dene o garip yaratıklar
öğrencilerle dolu trene adım atarlar. Harry, ruh emicilerle ilk karşılaşmasında
bir şok yaşarak bayılır. Prof. Lupin, ruh Emicileri Harry’den uzaklaştırır ve
Harry bir süre sonrasında kendisine gelir. Ruh emiciler noktasında ilk cidi
uyarıyı ise hoş geldin yemeğinde okul müürü Prof. Dumledore yapar; <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Rica veya mazereti anlamak bir ruh emicinin
doğasında yoktur. Size zarar vermeleri içi neden yaratmayın…”<o:p></o:p></i></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Harry ve arkadaşlarının ilk dersi
kehanetti. Kehanet dersindeki alıştırmada Harry’nin fincanın da ECEl
belirirken, Prof. McGonagall, Prof. Trelawney’in her yıl bir öğrencinin öleceği
kehanetinde bulunduğunu ifade ederek Harry ve arkadaşlarının yüreklerine su
serpti. Bu kehanetlere rağmen henüz ölen bir öğrenci ise hiç olmamıştı. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Harry ve arkadaşları öğleden
sonra ise Hagrid’in dersine katıldılar. Hagrid, Harry ve diğer öğrencileri ilk
defa bir Hipogrif ile tanıştırdı. Şahgaga isimli hipogrif ile Harry
birbirlerine çabuk ısındılar ve Harry’nin üzerin binmesine izin verdi.
Malfoy’un denemesi ise tam bir kavusa dönüştü. Şahgaga, Malfoy’u yaralayınca
Hagrid ilk dersi yarım kalmak zorunda kaldı. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Sihirli Hayvanların Bakımı
ardından ise ilk günün son dersi olan Prof. Lupin’in Karanlık Sanatlara Karşı
Savunma dersine yol aldı Harry ve arkadaşları. O gün Böcürt isimli yaratıkla
karşılaşan öğrencilerin tamamı başarılı bir karşılaşma gerçekleştirdi. Sorunsuz
geçen derste sıra Harry’ geldiğinde ise Prof. Lupin sırayı bir diğer öğrenciye
geçirmişti. Harry bunun sebebini anlamasa da kafasında bir soru işareti olarak
kaldı Prof. Lupin’in bu davranışı. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Yılın ilk Hogsmade ziyaretinde
geride kalan Harry şato içerisinde gezerken Prof. Lupin ile karşılaşır. Prof.
Lupin’e ilk derste neden kendisine sıra geldiğinde diğer öğrenciye geçtiğini
merakla soran Harry, Prof. Lupin’inden “Voldermort olacağından korktum”
cevabını alır. Bu mantıklı cevap Harry yeterince tatmin etse de aklının bir
köşesinde yine de kendisine açıklanmayan bazı şeyler olduğuna dair hisler
vardır. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Harry yılın ilk Quidict maçı için
oldukça heyecanlı olsa da işler umduğu gibi gitmez. Maçın ikinci yarısında
tribünde ECEL’i gören Harry, Ruh Emicilerin sahaya girmesiyle bayılır ve 15
metreden aşağı düşer. Kendini hastane kanadında yatarken bulan Harry, süpürgesinin
Şamarcı ağaç tarafından parçalandığını ve maçı kaybettiklerini haberini de
alınca moralleri iyiden iyiye bozulur. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Yarı yıl tatilinde Harry’i yalnız
bırakmamak için Ron ve Hermione de okulda kalmay karar verirler. Harry
arkadaşlarının bu kararı almalarında gördüğü ECEL’in ciddi bir katkısı olduğunu
bilse de Noel’i yalnız geçirmeyecek olmasına sevinir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Yeni yıl şöleni öncesinde Ron ve Hermione son
Hogsmade ziyareti için okuldan ayrılırken, Fred ve George Weasley Harry’e erken
Noel hediyesini takdim ederler. Weasley ikizlerinin hediyesi Çapulcu
Haritasıdır ve bu Harry’e oldukça fazla şekilde arzuladığı Hogsmade’in
kapılarını açar. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Harry, Çapulcu Haritası sayesinde
soluğu Hogsmade’de Ron ve Hermione’nin yanında alır. Üçlünün ilk durağı Bağıran
Baraka’da alırken, onların hemen ardından barakaya Hagrid, Prof McGonagall,
Prof. Flitwick, Bakan Fudge ve Bayan Rosmerta girerler. Grubun konuşmasına
şahit olan üçlü adeta şoka uğrarlar. Sirius Black, Harry’nin vaftiz babası ve
ailesine ihanet eden arkadaşlarıdır. İhanetinin ardından James Potter ile ortak
arkadaşları Peter Pettigrew, Black’in ardında düşşede o da Potter ailesi ile
aynı kaderi paylaşır. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Harry yaşadığı şok ile okula
nasıl döndüğünü anlamasa da aklındaki tek şey Sirius Black ismidir. Ron ve Hermione’nin
tüm ikna çabalarına rağmen Harry, Sirius Black’in peşine düşme kararı alır.
Harry ailesi noktasında kendisine her zmaan doğruları anlatan Hagrid’e nasıl
olurda Sirius Black’ten hiç bahsetmediğini sormak istese de, Hagrid’in başı
bakanlık ile yeterince sıkıntı da olduğu için bu kararından vazgeçer. Hagrid,
Malfoy’u yaralayan Şahgaga’yı bakanlığa karşı savunmak zorundadır. Harry bu
nedenle hiddetini gizler, Ron ve Hermione’ile birlikte Hagrid’e yardımcı
olabileceğini düşündüğü şeylerin peşine düşer. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Noel’de Harry sıkıntılarını az da
unutturacak bir hediye alır, Ateş Oku… Ron ve Harry isimsiz gelen hediye için
oldukça sevinseler ve havalara uçsalar da Hermione, Prof. McGonagall’ı durumdan
haberdar etmekten geri kalmaz. Prof. McGonagall, Harry ve Ron’un heyecanlarını
kursaklarında bırakarak Ateş Oku’na el koyar. Gerekçe ise hediyenin Sirius
Black trafından gönderilmesi ve lanetlenmiş olabileceğidir. Sonraları Kaptan
Wood profesörden defalarca Ateş Oku’nu istese de başarıl olamaz.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Noel’in ardından Harry, Prof.
Lupin ile birlikte Ruh Emicilere karşı nasıl mücadele edeceğini öğrenmeye
çalışır. Lupin, Harry’e Patronus büyüsü öğretmeye çalışsa da ilk denemeler hiç
de beklendiği gibi geçmez.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Haftalık
olarak çalışmalara devam etme kararı alırlar. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Her şey istedeiği gibi gitmese de
Prof. Lıpin ile derslere devam eden Harry, bir süre sonra Ateş Oku’nu geri
alır. Yeni süpürgesi ile Gryffindor ortak salonuna dönen Harry ve Ron kapıda
şifreyi unutan Neville’e yardım ederler ve ortak salonda Ateş Oku’nun gözükmesi
ile tüm dikkatler onlara döner. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Ateş oku’yla il maçına çıkan
Harry, Ravenclaw’ı yenerken, saha kenarından Harry’i Ruh Emici taklidi yaparak
korkutmaya çalışan Malfoy ve arkadaşları binalarına eksi 50 puana neden
olurlar. Maç sonrasında Gryffindor ortak salonu adeta bir panayır yerine döner.
Eğlence Prof. McGonagall’ın ortak salona girişine kadar devam eder. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">O gece Harry’nin içinde bulunduğu
yatakhane oldukça fazla karıştı. Uyurken bir anda yüksek sesler duyan Harry,
cibinliğinden kurtulduğunda Ron’un şoka girmiş haliyle karşılaştı. Ron, Sirius
Black’i gördüğünü ve elinde bir bıçakla yatağının başında dikildiğini
söylüyordu. Bu garip olayın ardından yatakhanedeki herkes iyiden iyiye korkmaya
başladı. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Tüm yaşanalar Harry’i Hogsmade
ziyaretinden geri bırakamadı. Bu sefer yanına görünmezlik pelerinini de alan
Harry Ron ile buluşarak köyü gezmeye başladı. Bağıran baraka’da Malfoy ve
çetesiyle karşılaşan Harry, Malfoy’a zorbalıkları nedeniyle bir ders vermek
istese de görünmezlik pelerinini üzerinden kayması sonrasında başı oldukça
büyük bir belaya girer ve soluğu Prof. Snape’in odasında alır. Yanındaki
Çapulcu Haritası’nı Prof. Snape’e kaptıran Harry ceza almaktan kurtulsa da
Snape’in Karanlık Sanatlara Karşı savunma öğretmeni Prof. Lupin’den aldığı
yardım sonrasında Çağulcu Haritası’ndan tamamen ayrılmak zorunda kalır. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Çapulcu Haritası’nı kaybeden
Harry tüm dikkatini Slytherin ile yapacakları maça çevirir. Maçın oynanacağı
günü gecesi ise kavuslarla uyanır ve camdan dışarı baktığında Ecel’i
Hermione’nin kedisiyle birlikte görür. Bu sahneyi ron’a da göstermeye çalışsa
da aldığı cevap güçlü bir horlamadır. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Sabah ortak salondaki kahvaltı
ardından, Gryffindor takımı maçın oynanacağı sahaya gider. Zorlu maçta
Slytherin’in her türlü hilesine rağmen Gryffindor yıllar sonra Harry’nin
başarısı sayesinde kupaya ulaşır. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Harry ve arkaaşları şampiyonluk
kutlamalarına sınav döneminin girmesiyle ara verdiler. Zorlu sınav döneminde
Hagrid’den gelen<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>baykuş her şeyi daha da
zora soktu. Şahgaga ve Malfoy ardında gerçekleşen olay sonrasından Şahgaga’nın
idam kararı kesinleşmişti. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Son sınavların ardından Harry, ron ve Hermione
soluğu Hagrid’in evinde aldılar. Tüm olanları bir kez daha Hagrid’in ağzından
dinleyen Harry ve arkadaşları orada garip bir sürpriz ile karşılaştılar. Öldüğü
zannedilen Ron’un faresi Scabbers, Hagrid'in evinden çıktı. Bu arada Şahgaga’nın
idamı için gelen heyet Hagrid’in evine yaklaştığını duydular ve Hagrid Harry ve
arkadaşlarını arka kapıdan dışarı çıkardı. Harry ve arakdaşları idamı görmemek
adına hızla uzaklaşmaya çalışsalar da celladın inen baltasının sesinden
kendilerini koruyamadılar. </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEpe-RNKLf68o61DqI2-6tAxFbno3zFi05e3YfQizQ8Hr5iJJGVdWQ__FS_duhuvAaG3V7wmELg5xaKBd8_LxXG85z8HLPGXx8MlD6uj_6FqZs92fRbKd3BlPnC2cRISwyFESX35M2poo/s1600/kapak+1+harry.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img alt="kitap özeti,Harry Potter,Harry Potter ve Azkaban Tutsağı,J. K. Rowling, harry potter 3 izle 720p, harry potter 7 izle 720p, harry potter ve felsefe taşı izle 720p, harry potter movies" border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEpe-RNKLf68o61DqI2-6tAxFbno3zFi05e3YfQizQ8Hr5iJJGVdWQ__FS_duhuvAaG3V7wmELg5xaKBd8_LxXG85z8HLPGXx8MlD6uj_6FqZs92fRbKd3BlPnC2cRISwyFESX35M2poo/w400-h300/kapak+1+harry.jpg" title="kitap özeti,Harry Potter,Harry Potter ve Azkaban Tutsağı,J. K. Rowling, harry potter 3 izle 720p, harry potter 7 izle 720p, harry potter ve felsefe taşı izle 720p, harry potter movies" width="400" /></a></div>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Harry ve arkadaşları hızla şatoya
yönelirken Scabbers’ın çığlıkları onları endişelendirdi. Bir anda ortaya Hermione’nin
kedisi Crookshanks çıktı. Scabbers’ın kokusunu almış gibi Crookshanks onlara
yaklaşırken, Scabbers ise Ron’un<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>cebinden çıkarak kaçmaya başladı ve ortalık bir anda karıştı. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Kedinin fareyi kovalaması Şamarcı
Söğüt’e kadar devam ederken ron, Scabbers’ı yakaladığı sıra Ecel ortaya çıktı
ve hızlıca Harry’nin üzerine atıldı. Ron arakdaşını korumak için araya girsede
bu seferde Ecel’in kurbanı o oldu ve Ecel Ron’u hızla Şamarcı Söğüt’ün
altındaki oyuğa çekti. Harry ve Hermione ise Crookshanks'ın yardımıyla Ecel ve
Ron’un peşine düştü. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Oyuğun altındaki gizli yol Harry
ve Hermione’yi doğruca Bağıran Baraka’ya götürdü. Yakalanmaktan korkan Harry ve
Hermione arkadaşlarını bulmak için cesaretlerini topladılar ve 2. kata
çıktılar. 2. kattaki odların birinde Ron’u bulan Harry ve Hermione, Ron’un onları
uyarmasına fırsat kalmadan Sirius Black’in eline düştüler. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Kısa bir cebellşemenin ardından
Harry asasını Sirius Black’in kalbine dayadı ve sözleri söylemeden aşağıdan
gelen seslere kulak verdi. Son hamle için gelenleri bekleme kararı aldı. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Gelen kişi Karanlık Sanatlara Karşı
Savunma öğretmeni Prof. Lupin’di. Odaya girer girmez durumu anlayan Lupin,
Harry ve arkadaşlarını silahsızlandırma büyüsü ile etkisiz hale getirdi. Bu
hamlesi ardından ise olanları anlatmaya başladı. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Lupin, Harry’e onları çapulcu
haritasından 4 kişi olarak gördüğünü söylediğinde, Harry itiraz ederek üç kişi
olduklarını söyledi. Lakin Lupin, ron’a yönelerek Scabbers’ı istedi. Fareyi
eline alan Lupin, “O bir büyücü” dedi Scabbers’ı göstererek. Söze Sirius Black
devam etti, “O bir animagus, adı da Peter Pettigrew”…</p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Sonrasında öğrencilik yıllarından
başlayarak tüm hikayeyei anlattı. Lupin vir kurt adamdı. Ve arkadaşları Sirius,
James ve Peter ona yardım edebilmek için yasadışı olarak animagus olmuşlardı.
Lupin her kurt adam olduğunda animagus arkadaşları ona destek oluyorlardı.
Çapulcu haritası da bu dönemde onlar tarafından yazılmıştı. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Lupin hikayeyi Snape’e yapılan
acımasız şakayı anlatarak devam ederken, birden görünmezlik pelerini altından
Snape ortaya çıktı. Snape eski düşmanı Sirius Black’i safdışı bırakmaya çalışsa
da Harry, Ron ve Hermione ona engel oldular. Harry, Sirius Black'in tüm
anlattıklarına inandı ve şatoya geri dönmek için yola koyuldular. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Tünelden geri şatoya döndükleri
sırada yeniden gökyüzünü gördükleri anda Lupin, Snape’in kendisi için yaptığı
ilacı kullanmadığından kurt adama dönüşür. Sirius Black hemen animagus haline
dönüşerek dostuyla mücadeleye girer ve Lupin’i çocuklardan uzaklara götürür. Bu
karışıklıktan yararlanan Peter Pettirgrew ise fareye dönüşerek oradan uzaklaşırken
Ron’u da yaralar ve kaçar. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Harry ve Hermione Ron’u şatoya
taşımaya çalıştıkları sırada Harry Sirius Black’in çığlıklarını duyar ve hızla
ona doğru koşmaya başlar. Gölün kenarında Black’i yeniden insan formunda gören
Harry, vaftiz babasının etrafını saran Ruh Emicileri görünce heyecana kapılır
ve Patronus büyüsü ile onları uzaklaştırmaya çalışır ancak başarılı olmaz. Tam
ruh emiciler Sirius Black’e ölüm öpücüğü vereceği sırada gölün karşı kıyısından
tek boynuzlu bir at misali parlayan bir patrınus büyüsü belirir ve Ruh
emicilerin tammaı oradan uzaklaşır ve ortam yeniden ılır… </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Harry uyandığından kendini
hastane kanadında bulur. Prof. Snape ve Bakan fudge Sirius black hakkında
konuşmaktadırlar. Bakan Fudge Sirius Black’in ruh emciler tarafından idam
edileceğini söylemesine Harry itiraz etse de bunu npek bir faydası olmaz. Prof.
Snape o uyurken zaten her şeyi anlatmıştır. Bu sırada hastane kanadına giren
Prof. Dumbledore Harry ve Hermione iel tek başına konuşmak ister ve
diğerlerinden izin isteyerek odadan uzaklaşmalarını sağlar. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Dumbledore, Hermione’ye sene
başından bu yana kullandığı Zaman Döndürücü’yü kullanmasını ve iki masumun
hayatını kurtarmasını söyler. Harry durumu anlamasa da Hermione’ye katılır ve
zamanı 3 saat geri alırlar. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Harry ve Hermione ilk olarak
Şahgaga’yı kurtarır. Ardından Harry göle yönelir. Kendisini ve Sirius Black’i
gölün karşı kıyısından dikkatle takip eder. Ancak ilk seferde gelen payronus
büyüsü gelmez. Harry olayı ilk yaşadığından patronus büyüsünü yapan kişinin
babası olduğunu sandığı için gözü James’in hayaletini arar lakin bulamaz. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Zaman iyice daraldığında Harry, büyüyü yapanın
babası değil kendisi olduğunu anlar ve kolları sıvar. İlk kez şekil alan
büyüsü, çatal boynuzlu bir geyikti. Harry onun babasının animagusu olan Çatalak
olduğunu düşünür. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Harry kendisini ve Sirius Black’i
kurtarması ardından Snape belirir ve onları şatoya götürür. Gelecekten gelen
Harry ve Hermione ise Şahgaga’ya binerek bir diğer masum olan Sirius Black’i
hastane kanadından kaçırırlar. Sirius Black Şahgaga’ya binerek özgürlüğe
uçarken Harry’e tıpkı babası gibi olduğunu söyler. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Sirius Black’in kaçısı sonrasında
Snape ona Harry’nin yardım ettiğinden neredeyse emindir lakin bunu kanıtlayacak
elinde herhangi bir kanıt yoktur. Snape’in tüm itirazlarına rağmen Harry ve
arkadaşları ceza almazlar ve normal hayatlarına geri dönerler. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Harry, ron ve Hermione daha sonra
Hagrid’i ziyaret ettikleri sıra Prof. Lupin’in okuldak ayrılacağı öğrenirler ve
Harry soluğu profesörün odasında alır. Lupin, Harry’nini tüm itirazlarına
rağmen bunun alınması gereken bir karar olduğu noktasında ısrarcı olur. Sonrasında
Dumbledore’da onlara katılır. Dumbledore, Lupin’in okuldan ayrılması ardından
Harry’e Hermione ile birlikte güzel bir iş çıkardıklarını söyler. Sözlerini
babası gibi davrandığını belirterek tamamlar. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Yaşanan onca maceradan sonra
okulun son gününde Gryffindor okul kupasını kazandığı için ortak solan altın ve
kırmızı renk ile donatılır. Şölen oldukça şatafatlı olsa da Harry gibi birçok
arkadaşı da Prof. Lupin'in gidişi nedeniyle üzgündürler. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Şölenin bitmesi ile birlikte okul
yılı tamamlanmış ve herkes Hogwarts trenine binmeye başlar. Harry, Ron ve
Hermione trene binip kompartımana yerleştikleri sırada cama bir baykuş gelir. Sirius
Black’inmektubunu taşıyan Baykuş oldukça yorgun gözükürken mektupta yazanlar
hepsini sevindirir. Gelecek yıl için Harry’nin Hogsmade’e gitmesi için bir izin
belgesinin yer aldığı mektupta Sirius Black iyi olduklarını ve kısa süre
içerisinde görüşeceklerine inandığını ifade etmiştir. Ayrıca mektubu getiren
baykuşunda faresini kaybeden Ron’a kendisinin bir hediyesi olduğunu ifade eder.
</p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Keyifli geçen yolculuk ardından
tren perona yaklaşırken Harry, ron ve Hermione birbiriyle vedalaşırlar. Harry
peronda Vernon enişteyi görünce hızla ona yaklaşarak, bir vaftiz babası
olduğunu ve katil olduğunu söyler. Vernon Enişte endişelenir ve Harry için ilk
defa daha keyifli geçecek bir yaz tatili başlar. </p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com16tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-86357806173943977962021-07-22T01:22:00.005+03:002021-07-22T01:22:57.595+03:00Boleyn Kızı - The Tudor Court Serisi / 9. Yorum (126)<p><span style="text-indent: 35.4pt;"><span> </span><span> </span><span> </span></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqxcJtp9vguoQ8-OkXsEhhSUSCgDzRc7YhTcg6Ql5I_Ay-uU3jvUbRFagz8R0dwqBRHakuLFe57nXF5vtFHGveUkJ8lBNuxtggMxvDWKH5ZVv29ynhAtEDUQ8RSOd6M83ogYgiWlZEXNM/s1600/Boleyn+K%25C4%25B1z%25C4%25B1+%25284%2529.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="The Tudor Court Serisi, Boleyn Kızı, Philipa Gregory,Artemis Yayınları,Kitap Yorumları," border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqxcJtp9vguoQ8-OkXsEhhSUSCgDzRc7YhTcg6Ql5I_Ay-uU3jvUbRFagz8R0dwqBRHakuLFe57nXF5vtFHGveUkJ8lBNuxtggMxvDWKH5ZVv29ynhAtEDUQ8RSOd6M83ogYgiWlZEXNM/w400-h300/Boleyn+K%25C4%25B1z%25C4%25B1+%25284%2529.jpeg" title="The Tudor Court Serisi, Boleyn Kızı, Philipa Gregory,Artemis Yayınları,Kitap Yorumları," width="400" /></a></div><br /> Cahil Okur’dan herkese selamlar… <span style="text-indent: 35.4pt;"> </span><span style="text-indent: 35.4pt;">Uzun bir aradan sonra yeniden sizlerle olmak
güzel. Lafı uzatmadan hemen kitap yorumumuza başlayalım o zaman…Bu arada herkese iyi bayramlar.</span><p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">KİTAP YORUMU<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Uzun zamandır yazılmayı beklenen <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">The Tudor Court Serisi</b>’nini ilk kitabı
olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Boleyn Kızı</b> ile karşınızdayım
bu gün… Lafı çok uzatmadan ve yazmayı unutup unutmadığımı denetleyerekten
sizlerle fikirlerimi paylaşmaya başlıyorum hemen.</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">İçerik Yorumu<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">The Tudor Court Serisi</b>’nini ilk kitabı olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Boleyn Kızı</b> yazılalı yaklaşık 20 yıl oldu. Üniversite yıllarımda
okuduğum serinin diğer bazı kitapları da elimde olsa da eksikliklerin olduğunu
hatırlıyorum. Uzun zamandır kitaplıkda bekleyen eseri ikinci defa okuma listeme
alarak geçtiğimiz şubat ayı içerisinde okumuştum. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Yaşadığımız
uzun ayrılık ardından blogu kontrol ederken yorumunu henüz paylaşmadığımı
görünce blogun 126. yorumu olarak <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Boleyn
Kızı</b> ile karşınızdayım. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Philipa
Gregory</b> ülkemizde daha çok İngiliz Kraliyet aileleri hakkında yazdığı
tarihi romanlarla tanınsa da Minik Ejderha isimli de bir çocuk kitabı vardır. Bu
gün ele alacağımız <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Boleyn Kızı</b> eseri
ise en çok bilinen eseridir. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Yukarıda da
belirttiğim gibi Gregory’nin İngiliz Kraliyet Ailesi ve etrafında dönen olayla
ilgili yazdığı bir eser <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Boleyn Kızı. </b>Eserin
genel içeriği siyaset, çıkar ilişkileri ve aşk üzerine kurulu. İngiliz
diplomatik yaşamının bazı küçük nüanslarını<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">
</b>da<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </b>gözler önüne seren eserin
genel hatlarını ilk okumamdan hatırlıyordum. Unuttuğum bazı detayları ise
okudukça hatırladım. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Eserde ki
ünlü İngiliz ailesi Boleynlerin tam bir tilki olduklarından bahsetmeden
geçemeyeceğim. Özellikle Anne benim adıma nefret edilesi karakter olarak bu
kitabın en can alıcı kötü karakteriydi. Marry ve George Boleyn ise daha masumane
karakterler olarak kafamda kaldı. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Eseri
okurken sonunda neler olabileceğini tahmin edebilseniz de karakterler
arasındaki konuşmalar ve bazı küçük olaylar sizi okumaya teşvik edecek seviyede
olduğunu belirtmek gerekiyor. Genel olarak benim adıma uzun bier okuma oldu
ancak memnun ayrıldığımı belirtmem lazım. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">Yazım Dili Yorumu<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Zaman zaman
okumakta zorlansam da <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Philipa Gregory</b>’nin
yazım dilinin çok da ağır olmadığını belirtmem gerekiyor. Özellikle diyologların
beni okuyucu olarak heyecanlandıran bir tarafı vardı. Bu anlamda şans verilmesi
gereken bir yazar olduğu kanısındayım. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">Yapısal Yorum<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Eserin bir
hayli kalın olduğunu ve bu anlamda ilk seviye okuyucular için “ürkünç”
gelebileceğini belirtmem gerekiyor. Konya’da üniversite okurken Rampalı Çarşı
adıyla bilinen yerden aldığım eserin orijinal olup olmadığı konusunda şüpheler
yaşasam da genel anamda yapısal sorunlarla karşılaşmadığımı belirtmem gerek. Bu
arada daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi kapaklarda kullanılan fotoğraflardan
hoşlanmıyorum. Benim adıma yapısal olarak tek sorun buydu sanırım. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">ARKA KAPAK YAZISI<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">Mary Boleyn, on dört yaşında,
masum bir kız olarak kraliyet sarayına geldiğinde VIII. Henry'nin gözlerini
kamaştırır. Gördüğü ilgiyle tüm varlığı alt üst olan Mary, hem altın prensine
aşık olur, hem de gayrı resmi kraliçe olarak her geçen gün artan rolüne. Ancak
öyle bir an gelir ki, kralın kendisine olan ilgisi gittikçe sönmeye başladığında,
ihtiraslı planlar yapmakta olan ailesinin piyonuna dönüştüğünü fark eder ve en
yakın arkadaşından uzaklaşmaya ve rekabet etmeye zorlanır, kız kardeşi Anne
Boleyn'den. İşler iyice çığrından çıktığında ailesine ve kralına baş kaldırması
gerektiğinin farkına varır ve kaderinin iplerini kendi eline alır.</p>
<p class="MsoNormal">Son derece zengin biçimde işlenmiş, etkileyici bir aşk,
seks, ihtiras ve intikam masalı. Boleyn Kızı, Avrupa'nın en heyecanlı ve
gösterişli saraylarından birinin tam kalbinde yaşamış, sıradışı eğilimleri ve
ihtirasları olan, içindeki sesi dinleyerek varlığını sürdürebilmiş bir kadını
tanıştırıyor dünya okuruna.</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">KÜNYE<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Boleyn Kızı /<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></b>The Tudor Court Serisi </p>
<p class="MsoNormal">Philippa Gregory</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Dili: Türkçe </p>
<p class="MsoNormal">Basım: Türkiye · Artemis Yayıncılık · 2012 · </p>
<p class="MsoNormal">Orijinal adı: The Other Boleyn Girl</p>
<p class="MsoNormal">Tür: Edebiyat, Roman, Tarih</p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">ALINTILAR<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<ul style="margin-top: 0cm;" type="disc">
<li class="MsoNormal" style="mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt;">Etrafına
bak ve öğren, Mary. Sarayda hataya yer yoktur. Sayfa 4</li>
</ul>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<ul style="margin-top: 0cm;" type="disc">
<li class="MsoNormal" style="mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt;">O ne
demek ki? Bütün gün aşkla ilgili şiirler yazıyoruz, bütün gün aşkla ilgili
şarkılar söylüyoruz ama eğer hayatta öyle bir şey varsa da, inan ben
bilmiyorum. Sayfa 83</li>
</ul>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<ul style="margin-top: 0cm;" type="disc">
<li class="MsoNormal" style="mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt;">Bu
dünyada kadınlara özgürlük yok, ister savaş, ister savaşma. Sayfa 172</li>
</ul>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<ul style="margin-top: 0cm;" type="disc">
<li class="MsoNormal" style="mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt;">Dünya
değişiyor dediysem, henüz o kadar değişmedi. Hala erkeklerin
hakimiyetinde. Sayfa 226</li>
</ul>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<ul style="margin-top: 0cm;" type="disc">
<li class="MsoNormal" style="mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt;">Kralla
mutlu olmak için evlenilmez. Sayfa 237</li>
</ul>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<ul style="margin-top: 0cm;" type="disc">
<li class="MsoNormal" style="mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt;">Geldiğimiz
değil gideceğimiz yer önemli. Sayfa 357</li>
</ul>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<ul style="margin-top: 0cm;" type="disc">
<li class="MsoNormal" style="mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt;">Ben
yenilgiye hazırlanmam. bu kendi kendime ihanet etmek olur. Sayfa 408</li>
</ul>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<ul style="margin-top: 0cm;" type="disc">
<li class="MsoNormal" style="mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt;">Biliyor
musun, sıradan bir insan olmak da insana mutluluk verebilir. Sayfa 503</li>
</ul>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<ul style="margin-top: 0cm;" type="disc">
<li class="MsoNormal" style="mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt;">Hayatımız
sarayda geçiyor. Ve saray gerçek aşkın yaşanabileceği bir yer değil. Sayfa
536</li>
</ul>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<ul style="margin-top: 0cm;" type="disc">
<li class="MsoNormal" style="mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt;">Şüphe
duyan bir koca tehlikelidir. Şüphe duyan bir kralsa çok daha tehlikelidir.
Sayfa 735</li>
</ul>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<ul style="margin-top: 0cm;" type="disc">
<li class="MsoNormal" style="mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt;">Yarından
bizim kadar korkuyor olsaydın, bu gecenin sonsuza dek sürmesini isterdin.
Sayfa 760</li>
</ul>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com15tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-36043513942444713012021-07-11T00:20:00.001+03:002021-07-11T00:21:09.277+03:00İklim'in "Kipat"ları #1<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1NfFM4xVLL3IohbmNvV9HIYMn80HlHTnxbTCEeTw5Xx0XluRT8yofa8KqFy9bZ3rJI90hSEws7aEzDjuUhmJP7tzoF5h68iVte58zg6wxyaVC7LzncnareYXjJQQM4YIGE2wNrWRFASU/s1404/WhatsApp+Image+2021-07-11+at+00.12.07.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina," border="0" data-original-height="900" data-original-width="1404" height="256" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1NfFM4xVLL3IohbmNvV9HIYMn80HlHTnxbTCEeTw5Xx0XluRT8yofa8KqFy9bZ3rJI90hSEws7aEzDjuUhmJP7tzoF5h68iVte58zg6wxyaVC7LzncnareYXjJQQM4YIGE2wNrWRFASU/w400-h256/WhatsApp+Image+2021-07-11+at+00.12.07.jpeg" title="Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina," width="400" /></a></div><br />Cahil Okur’dan herkese merhabalar…<p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Geri döndüğümü duyurmamın üzerine anında ziyaretime gelen ve
yorumlarıyla beni yalnız bırakmayanlara teşekkür ederim. Bu gün sizlerin
karşısına canım kızım için yaptığım kitap alışverişi ile geldim. Aslında alışveriş
yazılarını pek sevmiyorum ama yine de belki birilerine örnek olur diye yazmak
istedim. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Geri dönmemden önce uzun süredir kitapçıma da gitmediğimi fark
ettim. Eşim ile çarşıda dolaşırken bir anda kitapçıya girip kızıma kitaplar
almak geldi aklıma. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Güzel fikirler uygulama
için çok bekletilmemeli…”</b> hissiyatı ile hemen kitapçımın yolunu tuttum. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Aslında daha 2 buçuk yaşında nasıl kitaplar alınır pek bir
bilgim yok. Bu konuda uzman falan sayılmam yani… Lakin kızımın deyimiyle “kipat”lara
daha yakın olması adına alışverişimizi gerçekleştirdik eşimle beraber. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sizlerin çocukları nasıl bilmiyorum lakin İklim bazen
genelin aksine kitaplarını atma eğilimi gösterebiliyor. Bu nedenle öncelikli
olarak daha kalın materyallerden oluşan eserler seçmeye özen gösterdiğimizi belirtmek
isterim. Resimlerim bol, yazıların bir hayli az olduğu bu tip eserlerden
beklentim zaten çocuğuma bir şeyler aşılaması ve ya ona bir şeyler öğretmesinden
ziya de kitaplara aşina olmasını sağlamaları. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Tabii ki bu demek değil ki İklime kitap seçerken içeriğe
dikkat etmiyoruz. Aldığımız kitaplardan ilki 3 kitaplık bir setti. Beyaz Balina
Yayınları’na ait ve Jörg Mühle imzalı eserlerin isimleri; “Tavşancığı Yatağına
Yatırır Mısın ?”, “Tavşancığa Banyo Yaptırır Mısın?”, “Tavşancığın Yarasını
Sarar Mısın ?” İnternet ortamında eserlerin üzerinde organik kitap logoları var
lakin bizimkilerde öylesi bir logo göremedim. Baskı farklılığından kaynaklı bir
durum sanırım. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiLEvWSMIR-1dzDBLWJuKLtkrSO1ROZsh9D3WkaXy-3-gjWdZOWCgMZzBfNNlSk57u3hiEju3vkauz18xa4BKE0j8OCa2w943GBNiq2XVt0bY6RYmdsj9EhvDFgwv16F8eNEwVNMwWO7uk/s1600/WhatsApp+Image+2021-07-11+at+00.13.15.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina," border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiLEvWSMIR-1dzDBLWJuKLtkrSO1ROZsh9D3WkaXy-3-gjWdZOWCgMZzBfNNlSk57u3hiEju3vkauz18xa4BKE0j8OCa2w943GBNiq2XVt0bY6RYmdsj9EhvDFgwv16F8eNEwVNMwWO7uk/w400-h300/WhatsApp+Image+2021-07-11+at+00.13.15.jpeg" title="Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina," width="400" /></a></div><br /><p></p>
<p class="MsoNormal">Aldığımız diğer kitap ise yine Beyaz Balina Yayınları’ndan Dania
Florino imzalı “Canım Ay’a gitmek istiyor!” <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>kitabıydı. İklimin bu kitabı da diğer üç
kitabı kadar sevdiğini belirtmem lazım. Kitabı her okumamızda Can’ın robotunu
gösterip “Bak Romot…” demesi çok hoşuma gidiyor. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">İklim için eşim ile birlikte yaptığımız ilk kitap alışverişi
bu değildi elbette, daha öncede hem kendisinin rahat rahat inceleyebileceği hem de
bizlerin ona okuyabileceği eserleri kendi kitaplığına kazandırmıştık. Son alışverişimizde
böyle geçti işte. Aşağıdaki görseller ise bu gece yaptığımız okumadan… Bazen
odaklanmakta zorlansak da genel olarak kitapları daha çok sevdiğimizi söylemek
beni mutlu ediyor… </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4ogOauQWaPfgRQBVBMshpIL-Fi8n6fUjEE9shwP9fcIKoEfllZQGEP3NjSFaYCdgN4rIzisEkIoecoBkmEbOumn5pxTPIe41tApSp7U3bwvSpjJrXMrmTnuHGry2DFVOj9u8kzLQig6w/s1920/f434f7c2-f6f3-411f-88e8-74b84c97cf41.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina," border="0" data-original-height="1920" data-original-width="1080" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4ogOauQWaPfgRQBVBMshpIL-Fi8n6fUjEE9shwP9fcIKoEfllZQGEP3NjSFaYCdgN4rIzisEkIoecoBkmEbOumn5pxTPIe41tApSp7U3bwvSpjJrXMrmTnuHGry2DFVOj9u8kzLQig6w/w180-h320/f434f7c2-f6f3-411f-88e8-74b84c97cf41.jpg" title="Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina," width="180" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVHa2_gp5hJd69P5JMFEZVzlCZ5rLXMawBLD8hAMOj5Y1t0laQhswiShmYV3aVF9KXDc2t01VmxVT4orxos_jJOIAfiEqPApljn81eZYnqyg2ld6_vJVBsYLDhfjB2eNyqg5njoNAaS4U/s1920/05991165-0f07-4efa-9a32-1c92f6b520d3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina," border="0" data-original-height="1920" data-original-width="1080" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVHa2_gp5hJd69P5JMFEZVzlCZ5rLXMawBLD8hAMOj5Y1t0laQhswiShmYV3aVF9KXDc2t01VmxVT4orxos_jJOIAfiEqPApljn81eZYnqyg2ld6_vJVBsYLDhfjB2eNyqg5njoNAaS4U/w180-h320/05991165-0f07-4efa-9a32-1c92f6b520d3.jpg" title="Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina," width="180" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguVU2lWm8Fo9ZiT7g_3nSwf1t96G0Mm6Ey5qbNqdzoUr-vNJqWjOVoIARwwDDdanI76QwOirwo0cYdF5bqBZVlw2hpiMMYq6kAnDqkXRjEL8fewUyh1JOX8JNOEqjB9xlGYMIDvjuWyyM/s1920/9703ff50-89bb-49ab-8f49-f5ff89e71135.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina," border="0" data-original-height="1920" data-original-width="1080" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguVU2lWm8Fo9ZiT7g_3nSwf1t96G0Mm6Ey5qbNqdzoUr-vNJqWjOVoIARwwDDdanI76QwOirwo0cYdF5bqBZVlw2hpiMMYq6kAnDqkXRjEL8fewUyh1JOX8JNOEqjB9xlGYMIDvjuWyyM/w180-h320/9703ff50-89bb-49ab-8f49-f5ff89e71135.jpg" title="Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina," width="180" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIYjPIyAVFci5D3JcMwBw2QOMVUNR24ZJNsGsL1kGVRG3DIvHTleqx7mqiRMHtMlkiuBYh-fghrNuipbFHwj58jsPT5DP7Tm_JGmjktA1PVAKK1uN4UCH1nT33eSr5YZkNGNL5Jcg86r0/s1920/8e08ad01-8131-4d29-896c-0d041d35a608.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina," border="0" data-original-height="1080" data-original-width="1920" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIYjPIyAVFci5D3JcMwBw2QOMVUNR24ZJNsGsL1kGVRG3DIvHTleqx7mqiRMHtMlkiuBYh-fghrNuipbFHwj58jsPT5DP7Tm_JGmjktA1PVAKK1uN4UCH1nT33eSr5YZkNGNL5Jcg86r0/w320-h180/8e08ad01-8131-4d29-896c-0d041d35a608.jpg" title="Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina," width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3LIm4_NzK0_VoR1fElo4-rNPXryaI_URW9tevnBj1sBgESaqGhLvTO3caChpX5nlXqxJRkM2R1m6GZJbq1wX8sPEOSvGMtAYhm9u7ydLxQ57FEmERXWDKZqqJ-a_29PWZmjiKc5VMoBw/s1920/2ad84f6a-eeea-4f7e-8b16-644d82cfa641.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina," border="0" data-original-height="1920" data-original-width="1080" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3LIm4_NzK0_VoR1fElo4-rNPXryaI_URW9tevnBj1sBgESaqGhLvTO3caChpX5nlXqxJRkM2R1m6GZJbq1wX8sPEOSvGMtAYhm9u7ydLxQ57FEmERXWDKZqqJ-a_29PWZmjiKc5VMoBw/w180-h320/2ad84f6a-eeea-4f7e-8b16-644d82cfa641.jpg" title="Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina," width="180" /></a></div><br /><p></p>
<p class="MsoNormal">Sizler çocuklarınızla hangi kitapları okuyorsunuz? Tavsiyelerinizi benimle paylaşırsanız mutlu olurum. </p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com15tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-73769866616765630922021-07-07T16:30:00.001+03:002021-07-07T16:30:00.249+03:00Çekiliş Vakti #11<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIgdXDht0V0I_3YtyFRhUQDXeERTfv9ubYMxzJ2BMi9c7O2kUNfM4P5ImNLbDsdb17uhT43b_3y-X_k8E5MRGILQix0ljuh4NiObygrhKGvvX2C1Lp9J1jVCNXR_71yItVFkhS5GI-1bQ/s600/smiling_owls_640_14.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="439" data-original-width="600" height="293" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIgdXDht0V0I_3YtyFRhUQDXeERTfv9ubYMxzJ2BMi9c7O2kUNfM4P5ImNLbDsdb17uhT43b_3y-X_k8E5MRGILQix0ljuh4NiObygrhKGvvX2C1Lp9J1jVCNXR_71yItVFkhS5GI-1bQ/w400-h293/smiling_owls_640_14.jpg" width="400" /></a></div><br /><p></p><p class="MsoNormal"><span style="color: black; font-size: 13.5pt;">Cahil Okur’dan
herkese merhabalar…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: black; font-size: 13.5pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: black; font-size: 13.5pt;">Geri gelmişken
birde baktım ki klasikleşen ÇEKİLİŞ zamanımız gelmiş durumda. 125. kitap
yorumumu yayınladım ve yeni çekilişimiz başlamış durumda. Daha önceki
çekilişlerde de olduğu gibi 130. kitap yorumunun yayınlanması ardından çekiliş
son bulmuş olacak.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: black; font-size: 13.5pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: black; font-size: 13.5pt;">GFC’den blogumu
takip etme şartı aynı şekilde devam ediyor. Sadece 121. kitap ile 130. kitap
yorumları dahil olmak üzere arada yazdığım yazılara yorum yapan arkadaşlarım
1’er hak kazanacak. Her yorum +1 hak anlamına geliyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: black; font-size: 13.5pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: black; font-size: 13.5pt;">Çekiliş
neticesinde ödülü yine kendiniz belirleyeceksiniz. 121. Kitap ile 130. kitap
arasındaki istediğiniz bir eseri seçebilirsiniz. Herkese bol şanslar…<o:p></o:p></span></p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-88803790247932760462021-07-06T23:51:00.002+03:002021-07-06T23:51:28.249+03:00Tekrar, tekrar, tekrar ve tekrar MERHABALAR...<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLUDTq4eSrwtWZYCA-dP2Te7PA-zqpyYa-xWYZ14m6Da-iDg1yAww0dYvqyx18vl9_f2rn4vURY4Sdyx6IwRC7vTn9pbZBSjdZkTB1Qf4QS3mshK1J7tUiMQnaAEKM5V-ZpEdM-_o1SlY/s320/cahil-logoo.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="105" data-original-width="320" height="131" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLUDTq4eSrwtWZYCA-dP2Te7PA-zqpyYa-xWYZ14m6Da-iDg1yAww0dYvqyx18vl9_f2rn4vURY4Sdyx6IwRC7vTn9pbZBSjdZkTB1Qf4QS3mshK1J7tUiMQnaAEKM5V-ZpEdM-_o1SlY/w400-h131/cahil-logoo.png" width="400" /></a></div><br /> Cahil Okur’dan herkese selamlar…<p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ben artık bu tip yazıları yazmaya utanır hale geldim. Eminim
sizlerde bıkmışsınızdır okumaya. Ama affınıza sığınarak yeniden buralara
dönüyorum. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Son yazımın üzerinden tamı tamına 5 ay geçmiş. Gerçekten
hızlı başladığım ve hedeflerimde emin adımlarla ilerlediğim bir yılda neden bir
anda bu kadar kopukluk yaşadım bende bilmiyorum. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Aslına bakarsanız bir rica üzerine başladığım ek işim
nedeniyle oldu biraz bunlar. Ve sonrasında gelen okuyamama hastalığı da üstüne
tuz biber oldu. Yazın rehaveti falan derken zaman bu kadar uzadı… Gerçekten buraya
ara vermek beni üzüyor. Ama inşallah sık sık yazamasam da <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">(Yazar kaçışlarına bir zemin hazırlamakta) </b>buraları boş bırakmak
niyetinde değilim.<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> <o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<p class="MsoNormal">Ben yokken buralarda gerçekten güzel şeyler olmuş. Blogumu
ben olmasam da takip eden arkadaş sayım artmış ki gerçekten şaşırdım. 400 abone
sayısını geçmişim ki bu gerçekten benim için güzel bir gelişme. Belli mi olur
uslu bir şirin olursam belki yıl sonuna kadar 500’ü de geçer. Şakası bir yana gerçekten
mutlu oldum, değer verip ben olmasam da buraları yalnız bırakmayan dostlara
selam olsun. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Gelelim hem sevindiğim hem de üzüldüğüm gelişmeye. Ben
buralarda yokken Şule Abla’nın çekilişini kazanmışım. Uzun süredir kendisiyle
uğraşıyordum bu çekiliş noktasında. Nedense bir türlü kazanamıyordum. Kazandığım
vakitlerde de buralarda olmamak beni üzen nokta oldu. Hediye şansımı yitirmişim
ama kazanmış olduğumu bilmek bile bana yetti de arttı. Geçte olsa kendisine
teşekkür ederim. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Evet… Artık mümkün olduğunca buralarda olacağım ve
yazılarımla yeniden başını ağrıtacağım. Değer verip okuyan, yorumlarını benimle
paylaşan tüm dostlara tekrar tekrar teşekkür ederim. Biriken yorumları
onayladım bu arada. Elimden geldiğince cevap verebildiklerime vereceğim.
Gecikmeler için ve buraları bir başına bıraktığım için tekrardan özür
diliyorum. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sıcak Ege gecesinden herkese tekrardan merhabalar diyerek
uzun aranın ardından ilk yazımı burada noktalıyorum. Herkese güzel bloglamalar…
</p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com16tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-22439814265267451212021-02-28T18:33:00.000+03:002021-02-28T18:33:00.282+03:00Pokémon: Mewtwo İntikam Peşinde - Evrim / 3. Yorum<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvB3PyREq79Re_PFANvUc2fgYWgbEHtkfOf6S5Af0_dS0c0BOTFShkJp12PNhXot-VP1oN8afQWwsO7-RcGWTLKmvpuqtzL34eTgXrz2oHQ5cNsLRMukDKDENLLjJzCou4fw7W_9yn9W8/s460/Pok%25C3%25A9mon-Mewtwo-Strikes-Back-Evolution-4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Pokémon, Mewtwo İntikam Peşinde,Netflix,Film Yorumları," border="0" data-original-height="300" data-original-width="460" height="261" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvB3PyREq79Re_PFANvUc2fgYWgbEHtkfOf6S5Af0_dS0c0BOTFShkJp12PNhXot-VP1oN8afQWwsO7-RcGWTLKmvpuqtzL34eTgXrz2oHQ5cNsLRMukDKDENLLjJzCou4fw7W_9yn9W8/w400-h261/Pok%25C3%25A9mon-Mewtwo-Strikes-Back-Evolution-4.jpg" title="Pokémon, Mewtwo İntikam Peşinde,Netflix,Film Yorumları," width="400" /></a></div><br />Cahil Okur’dan herkese selamlar… BCP kapsamında bu ay
izlediğim film olan Pokémon: Mewtwo İntikam Peşinde – Evrim ile karşınsızdayım.
Netflix’de gördüğüm ve izlemek için listeye kaydettiğim bir filmdi. Sırası
gelmişken izleyip yorumunu sizlerle paylaşamaya karar verdim.<p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">Özet ve Detaylar</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Pokemon alemindeki bir bilim insanı ekibi, çeşitli genlerin
birleşimiyle bu güne kadar yaratılmış en değerli pokemonu yaratmak üzere
çabalamaktadırlar. Bu projeyi gerçekleştirmek üzerine bilinen en güçlü pokemon
olan Mew'in DNA'larından bir örnek alırlar. Ortaya çıkan pokemonun adı Mewtwo
olacaktır. Mewtwo'nun gücü ise, bilim insanları dahil, kimse tarafından kontrol
edilemeyecektir. Ash, Misty ve Brock ise, bu ürkütücü pokemonla beklenmedik bir
tanışma için, bir partiye gideceklerdir</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">Film Yorumum </span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Evet, Blogları Canlandırma Projesi kapsamında izledim Pokémon:
Mewtwo İntikam Peşinde – Evrim filmini lakin daha öncesinde listeme
kaydetmiştim zaten. Çocukluğu pokemon ile geçenlerdenim bende. Aslında yayınlandığı
tarihte tam olarak ilkokula mı yoksa ortaokula mı gidiyordum hatırlamıyorum ama
geçmiş zamanı yad etmek açısından izlemeye karar verdim. BCP Şubat teması ile
de örtüşünce “Hadi izleyelim” diyerek başına geçtim. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Öncelikle sadece anime dizisini izledim Pokemon’un bu
filminde sesler beni oldukça rahatsız etti. Sadece Misty’nin sesi orjinaldi
sanırım… Ash ve Brock, roket Takımı üyelerinin seslendirme sanatçılarını
değişmesi beni pek memnun etmedi. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIgbumvrKp0dhJuXZfrvSNtZpNqPvfJHKgl22HwFMTj0UCbZNomBfxqz-oZs3H75ZuhDxE8nleYmL_Ww-K2lovTj1Hj960JJRGKYxbQBsFONSeyiSs3moJL07imeD8weRW6sObY4m6goQ/s311/indir.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img alt="Pokémon, Mewtwo İntikam Peşinde,Netflix,Film Yorumları," border="0" data-original-height="162" data-original-width="311" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIgbumvrKp0dhJuXZfrvSNtZpNqPvfJHKgl22HwFMTj0UCbZNomBfxqz-oZs3H75ZuhDxE8nleYmL_Ww-K2lovTj1Hj960JJRGKYxbQBsFONSeyiSs3moJL07imeD8weRW6sObY4m6goQ/s16000/indir.jpg" title="Pokémon, Mewtwo İntikam Peşinde,Netflix,Film Yorumları," /></a></div><br /><p></p>
<p class="MsoNormal">Filmin içeriği olarak ise beni tatmin etmediğini belirtmem
gerekiyor. Nostalji yapmak açısından güzeldi lakin nedense zevk alamadım.
İlerleyen yaşıma rağmen animasyon filmleri severek takip ederim lakin eski bir hayran
olarak Pokémon: Mewtwo İntikam Peşinde – Evrim filmi beklentimi karşılamadı. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Netice de BCP Şukbat ayını da bu filmle noktaladım ve bu ayı
da bir film ve bir kitap ile bitirmiş oldum. BCP Şubat ayında okuduğum kitaba
şuradan ulaşabilirsiniz</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">Film Künyesi <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yayın tarihi: 12 Temmuz 2019 (Japonya)<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yönetmenleri: Kunihiko Yuyama, Tetsuo Yajima, Motonori
Sakakibara</p>
<p class="MsoNormal">Oyuncular: <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Sarah
Natochenny, Michele Knotz, Bill Rogers, Ikue Ōtani </p>
<p class="MsoNormal">Görüntü yönetmeni: <a href="https://www.imdb.com/name/nm4736476/?ref_=ttfc_fc_cr7">Tatsuro Maruyama</a></p>
<p class="MsoNormal">Stüdyo: OLM Digital, Sprite Animation Studios</p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Dağıtıcı: Netflix</p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Çıkış tarihi: 18 Aralık 2019</p><p class="MsoNormal">Süre: 1saat 37 dakika</p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Dil: İngilizce</p>
<p class="MsoNormal">İMDb: 5,7/10</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><span style="color: #ffa400;">BONUS:</span> Sizlere Pokemon animesinin ilk yarısında yer alan
pokemonların birlistesini göstermek istiyorum. Benim favorilerim Ninetiles ve Arcanine’dı.
Sizin favoriniz hangisiydi? </h3><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCX1mVpzuC2sNdWaQq3UEH1KwX8WJBnc7iaKIdMlgwhcJl3ijErGOCKzi826g98qsOUiPYP_z_p2uTe_TM87Pgt4piHEyE-POY9rOKaITOHDc8xQ0E927zB7yYN9nCDx_8XaIt2lcZ1zM/s2048/-+%252C%252C%252CPokemon+Listesi+KANTO.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Pokémon, Mewtwo İntikam Peşinde,Netflix,Film Yorumları," border="0" data-original-height="1353" data-original-width="2048" height="422" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCX1mVpzuC2sNdWaQq3UEH1KwX8WJBnc7iaKIdMlgwhcJl3ijErGOCKzi826g98qsOUiPYP_z_p2uTe_TM87Pgt4piHEyE-POY9rOKaITOHDc8xQ0E927zB7yYN9nCDx_8XaIt2lcZ1zM/w640-h422/-+%252C%252C%252CPokemon+Listesi+KANTO.jpg" title="Pokémon, Mewtwo İntikam Peşinde,Netflix,Film Yorumları," width="640" /></a></div><br /><div><br /></div>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com18tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-47733025497636135992021-02-28T15:03:00.006+03:002021-02-28T15:04:04.106+03:00Sputnik Sevgilim / 8. Yorum (125)<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4isB90l_-5DdVc4I9t1ZHArQ5b_A9YQKM4nXiItYJsClI6i4Nedf8mnMW0i7ZzqUMsTKgkXeNf-Ba-wqgzsyvcqo8LXgF2Nn3h8Otz2sRzhoOTZwjb0ESkbvNFVyCP7k-IY1WzQT-A_4/s1600/Sputnik+Sevgilim+%25281%2529.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Sputnik Sevgilim,Haruki Murakami,Ali Volkan Erdemir,Aşk,Edebiyat,Roman,Doğan Kitap,Kitap Yorumları,kitap yorumu," border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4isB90l_-5DdVc4I9t1ZHArQ5b_A9YQKM4nXiItYJsClI6i4Nedf8mnMW0i7ZzqUMsTKgkXeNf-Ba-wqgzsyvcqo8LXgF2Nn3h8Otz2sRzhoOTZwjb0ESkbvNFVyCP7k-IY1WzQT-A_4/w400-h300/Sputnik+Sevgilim+%25281%2529.jpg" title="Sputnik Sevgilim,Haruki Murakami,Ali Volkan Erdemir,Aşk,Edebiyat,Roman,Doğan Kitap,Kitap Yorumları,kitap yorumu," width="400" /></a></div><br />Cahil Okur’dan herkese selamlar… Şubat
ayının benim adıma çok da verimli geçmediğini belirterek başlamak istiyorum.
Şubat’ın son günlerinde ise Blogları Canlandırma Projesi kapsamında okuduğum
bir kitap ile karşınızdayım.<p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">KİTAP YORUMU</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">BCP’de bu ay ki temamız “Uzak Doğu” ydu. Bende hazır tamda
istediğim gibi bir ana başlık gelmişken uzun zamandır okumak istediğim ama
nasip olmayan Haruki Murakami ile tanışmanın vakti geldi diyerek Sputnik
Sevgilim’i okudum. Kitap hem içerik olarak Japonya’da başladığı hem de Japon
bir yazar tarafından yazıldığı için BCP Şubat ayı için biçilmiş kaftandı. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">İçerik Yorumu</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Murakami ile ilk tanışmamız gerçekleşti bu kitapla birlikte.
Farklı bir tadı olan kitap olduğundan bahsetmem gerekiyor öncelikle. Aslında
öyle çok da alışık olmadığım bir eser. Murakami’nin yoğun ve detaylı
betimlemeleri bazen okurken beni olaydan koparsa da genel anlamda rahatsız
edici değildi. Lakin bunun bir okuyucu olarak beni yormadığını
söyleyemeyeceğim. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kitabın içersideki cinsellik temalı sayfaların aşırı
abartıldığını ve bizim kültürümüz açısından kitaplarda bu tip satırların yer
almasının fazla olduğu kanısındayım. Nedense son dönemde okuduğum kitaplarda bu
tip ayrıntılı cinsel içeriklerin yer almasında rahatsız olmaya başladım
diyebilirim. Bir aşk kitabında ille de cinsellik yer alacak diye bir kural
varsa ben buna karşıyım kesinlikle. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Diğer taraftan içerik anlamında beni en rahatsız eden nokta
ise kitabın Yunanistan’da geçen kısımlarında yazarın bilerek veya bilmeyerek
Türkler hakkında yazdığı satırlarda aşırı kin ve nefret dolu söylemleri oldu.
Yunanistan ile Türkiye arasında yüzyıllardır süre gelen bir gerilim tüm
dünyanın elbette bildiği bir konu ama, ben Türklerin Yunanlıları kazığa geçirme
gibi eylem yaptıklarına inanamıyorum. Kendi çapımda az çok bildiğim tarihte
böyle bir uygulama yapıldığına dair hiçbir kanıt yok. Olsa bile böylesi bir
kitapta milletim kötü lanse edilmesi beni rahatsız etti. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sonuç olarak kitabı genel olarak ele aldığımda bence tam bir
anlam bütünlüğü ve olay örgüsüne sahip değil gibi geldi. Murakami hayranları
belki bana kızacaktır ama ben bu kitaptan ne anladığımı ve ne anlattığını
anlatma noktasında sıkıntı yaşıyorum sanırım. Sevgili Şule Uzundere’de etkinlik
kapsamında bu ay Murakami okumuş ve şöyle diyordu yazısında, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Kitaplarını okurken sıkılmıyorum. Kendini
okutuyor ama bir süre sonra kitaplarından aklımda hiçbir şey kalmıyor.” </b>Bende
Şule abla ile aynı kanıdayım. Eser kendini okutuyor lakin bir süre sonra olay
örgüsü ve ilerleyiş hakkında akılda pek de bir şey kalmayacak gibi. Bunun
nedeni de en başta belirttiğim gibi tam bir anlam bütünlüğü ve olay örgüsüne
sahip olmaması. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">Yazım Dili Yorumu</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Murakami ile ilk tanışmamız olduğunu yukarıda da belirttim.
Belki diğer kitapları böyle değildir lakin bana dili biraz ağır geldi. Bazı
yerlerde yarım sayfalık bir sayfalık betimlemeleri var ki bu okuyucu olarak
beni yordu. Ama genel anlamda yazım şekli okuyucuyu çeken bir tarz. Sadece uzun
betimlemeleri sevmeyen benim gibi okurları biraz sıkabilir. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">Yapısal Yorum</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Geldik benim adıma en zorlayıcı kısma… Kitabın içeriğinde
ciddi bir editöryel sıkıntı olduğu kanısındayım. Birçok kelime yanlış yazılmış
inatla. Bu noktada benim bir eksik bilgim varsa özür dilerim lakin özellikle
kuzen kelimesi kuzin diye yazılmamıştır sanırım. Kitabı okuyanlar Myu ile
Sumire’nin tanıştıkları sayfaları tekrar gözden geçirirse diyeceğimi daha net
anlayacaktır. İlkinin tanıştıkları sayfalarda sürekli olarak “Sumire’nin
kuzeni” yerine “Sumire’nin kuzini” yazılmış…<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Doğan Kitap’a yakışmadı bence… </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">ARKA KAPAK YAZISI</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sen benim bir parçamsın...</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ben âşık oldum. Şüphe yok. Buz soğuktur, gül kırmızı. Ve bu
aşk beni sürükleyip bir yerlere götürmeye çalışıyor; öyle güçlü bir akıntı ki
ondan kendimi korumam neredeyse olanaksız. Ama artık dönüş yok.</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kendimi bu akıntıya bırakmak dışında bir şey yapamam. Yanıp
kül olsam da, yok olup gitsem de. Japonya'dan bir Yunan adasına uzanan, üç
kişiyi birbirine kenetleyen büyüleyici bir aşkın hikâyesi. Haruki Murakami'den
düşlerinize sızacak bir roman... (Arka Kapak Yazısı)</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">KÜNYE</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Adı: Sputnik Sevgilim</p>
<p class="MsoNormal">Yazar: Haruki Murakami, Ali Volkan Erdemir (Çevirmen)</p>
<p class="MsoNormal">Baskı tarihi: Temmuz 2016</p>
<p class="MsoNormal">Sayfa sayısı: 224</p>
<p class="MsoNormal">Format: Karton kapak</p>
<p class="MsoNormal">ISBN: 9786050935721</p>
<p class="MsoNormal">Kitabın türü: Aşk, Edebiyat, Roman</p>
<p class="MsoNormal">Çeviri: Ali Volkan Erdemir</p>
<p class="MsoNormal">Dil: Türkçe</p>
<p class="MsoNormal">Ülke: Türkiye</p>
<p class="MsoNormal">Yayınevi: Doğan Kitap</p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">ALINTILAR</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Mükemmel olmayan yaşamlarımızda boşa harcanmış zamanların da
yeri önemli değil midir? 12</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">"Her konuda böyledir; en faydalı bilgi, deneyimleyerek
ve bedelini ödeyerek edindiğindir. Kitaplardan edindiğin değil." Sayfa 56</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">"Bir başkası hakkında kolayca bir şeyler söyleyemezsen,
bu dünya çok kasvetli ve tehlikeli bir yer olur çıkar." Sayfa 58</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Anlamak dediğimiz, halihazırdaki yanlış anlamalarımızın
bütününden başka bir şey değildir. Sayfa 147</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">"Doğru olmayanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum. Ama
doğru olan şey nedir?" Sayfa 214</p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com23tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-70485509934753880712021-02-24T16:30:00.003+03:002021-08-18T00:09:32.014+03:00Erken Kaybedenler / 7. Yorum (124)<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjcLsKMjpHyZxJKIwqrRBnDvLvErceVhnjO0aibmvg5SVKg_Jk3bKB0bOY6POB0u2qyW0WPgpAeaKVjuR6AzDHisWJ6ASApXcO7Ej12iPhFJEAviFFCn6_1oAXbU-AMJEMORCnABBrQTu8/s1600/erken+kaybedenler+%25281%2529.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="kitap yorumu, Erken Kaybedenler, Emrah Serbes, Levent Cantek, Edebiyat, Hikaye (Öykü), Yeraltı Edebiyatı, İletişim Yayıncılık" border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjcLsKMjpHyZxJKIwqrRBnDvLvErceVhnjO0aibmvg5SVKg_Jk3bKB0bOY6POB0u2qyW0WPgpAeaKVjuR6AzDHisWJ6ASApXcO7Ej12iPhFJEAviFFCn6_1oAXbU-AMJEMORCnABBrQTu8/w400-h300/erken+kaybedenler+%25281%2529.jpg" title="kitap yorumu, Erken Kaybedenler, Emrah Serbes, Levent Cantek, Edebiyat, Hikaye (Öykü), Yeraltı Edebiyatı, İletişim Yayıncılık" width="400" /></a></div><br />Cahil Okur’dan herkese selamlar… Nedense kötü bir ay ile devam ediyoruz
yolumuza. Ayın sonu geldi ve ben ne doğru düzgün kitap okudum ne de kitap
yorumu paylaşabildim sizinle… Ay sonu raporu biraz sıkıntılı olacak sanırım.<p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">KİTAP YORUMU</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Geçtiğimiz ay okuduğum ama yorumlaması bu aya kalan br kitap
Erken Kaybedenler… Emrah Serbes’in okuduğum ikinci kitabı. İlki Behzat Ç
serisinin bir kitabıydı ki kendisine <a href="https://cahilokur.blogspot.com/2017/11/90-kitap-yorumu-son-hafriyat-behzat-c.html" rel="nofollow" target="_blank">şuradan</a> ulaşabilirsiniz… </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">İçerik Yorumu</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Evet ilk okuduğum Behzat Ç eseri ardından Emrah Serbes ile
farklı bir yolculuğa çıktık Erken Kaybedenler ile… Emrah Serbes okumayalı hayli
zaman olmuştu gerçekten. Yeniden bulaşmak güzel oldu. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kısa öykülerden oluşan Erken Kaybedenler daha çok erkek
çocukları üzerine yönelmiş bir eser. “Erken Kaybedenler... Yoldan çıkmış bir
neslin manifestosu...” diyor Serbes tanıtımda. Erkek çocukları ve kafalarından
geçenlere tanık oluyor satırlar boyunca. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Daha ilk hikayeden beni yakaladı eser diyebilirim. Garip bir
şekilde sizi içine çeken bir yönü var. Bazen güldüm, bazen hüzünlendim okurken.
Aktarmak istediği duyguyu kendine has yöntemiyle okuyucuya geçirmeyi başarıyor
eser. Herkesin yaşabileceği ya da yaşadığı olayları farklı bir anlatım ile size
geri aktarıyor. Bir anlamda çocukluğumuza ayna tutar gibi. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu tip bir eser okumamıştım uzun zamandır. Bu anlamda da
benim adıma verimli bir okuma oldu. Öyle çok büyük beklentilerle başlamasam da
bir okur olarak tatmin olarak kapattım kitabın kapağını. Eğer yazar ile henüz
tanışmadıysanız bu eserinden başlayabileceğinizi belirtmek isterim. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">Yazım Dili Yorumu</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Emrah Serbes’in kalemini seviyorum. Bazen ağdalı cümlelere
kaçtığı yerler olsa da genel anlamda akıcı bir dil ile yazdığını
söyleyebilirim. Eğer eser tür olarak da size hitap eden bir yapıya sahipse kısa
zamanda okuyup bitirebilirsiniz. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">Yapısal Yorum</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">İletişim Yayınları’nın kapak tasarımları hoşuma gitmiştir
her zaman. Emrah Serbes kitapları için yapılan tasarımla ise bence ayrıca
güzel. Yapısal anlamda güzel ve sorunsuz bir eser. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">ARKA KAPAK YAZISI</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ankara polisiyeleriyle tanıdığımız Emrah Serbes, bu defa
direksiyonu kırıyor ve edebiyatımızda pek de işlenmemiş bir başka meseleye el
atıyor. Erkek çocukların enerjik, hüzünlü, alengirli dünyasına giriyoruz...</p>
<p class="MsoNormal">Baba çalışıyor, anne ev hanımı, muhafazakârlığın kalesi...</p>
<p class="MsoNormal">İşçiler, yoksullar, teyzeler, abiler... </p>
<p class="MsoNormal">Kolay ağlayan sert adamlar... </p>
<p class="MsoNormal">Taşra seyrekliği, mahallenin kalabalığı... </p>
<p class="MsoNormal">Kıskanç, gururlu, saf ergenler... </p>
<p class="MsoNormal">Emrah Serbes, çabuk öfkelenen, kolay vazgeçen, baştan çıkmış
erkek çocukları konuşturuyor... </p>
<p class="MsoNormal">Kederli, insana dokunan komik hikâyeler bunlar...</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">"Dizinin dizime değişi, Handan'ın annesi için bir
kelebeğin kanat çırpışıysa benim için kasırgaydı. Kaç sene geçti, hâlâ unutmam,
günde en az beş sefer aklıma gelir. Biliyorum bu durumun, kökeni memeden
kesildiğim güne kadar uzanan psikolojik nedenleri vardır. Ama bir kadını
unutulmaz yapan şey, bir vakitler ona duyulan arzunun şiddetiyle doğru orantılı
değil midir? O arzunun kıyısında, gerçekleşme olasılığının tam yanı başında,
sanki arada başka hiçbir engel yokmuş gibi rahat davranabilmekle, kendini o
tatlı yanılsamaya kaptırabilmekle doğru orantılı değil midir? Bu olgunun da mı
sorumlusu benim mutsuz geçen çocukluğum? Cevap? Yok! Kalırsın öyle..."</p>
<p class="MsoNormal">Taşrada ve kâinatta, yapayalnız kalmış erkek çocukların
hikâyesi...</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Erken Kaybedenler... Yoldan çıkmış bir neslin manifestosu...</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">KÜNYE</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Adı: Erken Kaybedenler</p>
<p class="MsoNormal">Yazar: Emrah Serbes, Levent Cantek (Editör)</p>
<p class="MsoNormal">Baskı tarihi: Ekim 2017</p>
<p class="MsoNormal">Sayfa sayısı: 143</p>
<p class="MsoNormal">Format: Karton kapak</p>
<p class="MsoNormal">ISBN: 9789750506765</p>
<p class="MsoNormal">Kitabın türü: Edebiyat, Hikaye (Öykü), Yeraltı Edebiyatı</p>
<p class="MsoNormal">Dil: Türkçe</p>
<p class="MsoNormal">Ülke: Türkiye</p>
<p class="MsoNormal">Yayınevi: İletişim Yayıncılık</p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">ALINTILAR</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><br /></p>
<p class="MsoNormal">Kendini kandırmadan yaşamanın ne anlamı var. Çıplak
gerçekler kimi tatmin edebilir ki? Bir derviş ya da manyakoğlumanyağın teki
değilseniz olayları küçültmeden ya da büyütmeden, oldukları gibi kabul ederek
yaşayamazsınız. Sayfa 10</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Çünkü büyüdükçe arzularım küçüldü, şaşkınlıklarım küçüldü,
beklentilerim küçüldü. Büyüdükçe öyle küçüldüm ki içimde taşacak bir şey
kalmadı. Büyümenin bir bedeli varsa işte bu, yarım metre uzadım, yirmi kilo
aldım ve dünyadan vazgeçtim. Sayfa 15</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Büyük bir tecrübe ile konuşuyorum, tecrübe ıstıraptır
güzelim ve zannettiğinden çok daha fazla ıstırap çektim. Sayfa 19</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Herkesin bir şeylerden korktuğu üç kişilik bir çekirdek
aileyiz işte. Soyadımız korkmaz. Ben devlet olsam buna müsaade etmem. Sayfa 66</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Unutmanın acısı ayrılığın acısından farklı. Ayrılık hüzne
yakın, unutmak kasvete... Sayfa 78</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">- Okumadan nasıl yaşıyorsun?</p>
<p class="MsoNormal">Cevap yok</p>
<p class="MsoNormal">-Okudukların yaşadıklarını değiştirir, değiştirmese bile
farklı bir gözle görmeni sağlar... Sayfa 125 </p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com14tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-19035845732101622962021-02-23T21:43:00.002+03:002021-02-23T21:43:07.436+03:00Enola Holmes / 2. Yorum<p class="MsoNormal"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSVc9pvPxg9BZHMkWxxz19IDFnKIKu4qfqRLR9hn0MuyHAQYqYo2osgk6GPyYRYb2d_fG_nEAX9BsF9RFY4BmZ3pNhhxj6HB__QAXVH9QsmoN-RA8MeZK27shhCd16rRJBWnLvXI-5VuY/s768/Enola-Holmes-poster-cropped.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Harry Bradbeer, Jack Thorne, The Enola Holmes Mysteries, Nancy Springer, Millie Bobby Brown, Sam Claflin, Henry Cavill, Helena Bonham Carter, Netflix,Film Yorumları," border="0" data-original-height="432" data-original-width="768" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSVc9pvPxg9BZHMkWxxz19IDFnKIKu4qfqRLR9hn0MuyHAQYqYo2osgk6GPyYRYb2d_fG_nEAX9BsF9RFY4BmZ3pNhhxj6HB__QAXVH9QsmoN-RA8MeZK27shhCd16rRJBWnLvXI-5VuY/w400-h225/Enola-Holmes-poster-cropped.jpg" title="Harry Bradbeer, Jack Thorne, The Enola Holmes Mysteries, Nancy Springer, Millie Bobby Brown, Sam Claflin, Henry Cavill, Helena Bonham Carter, Netflix,Film Yorumları," width="400" /></a></div><br /> Cahil Okur’dan herkese selamlar…<p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p><p class="MsoNormal">
Bu yılın ikinci filmi ile karşınızdayım… Netflix’e gelmesini beklediğim Elona
Holmes 23 Eylül 2020’de yayınlandı ama ben ancak izleyebildim ne yazık ki…
Hafta sonları evde olunca bunu fırsata çevirerek izlemeyi planladığım filmleri
yavaş yavaş izliyorum artık. Lafı uzatmadan filme geçelim… </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b>Özet ve Detaylar<o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Millie Bobby Brown'ın Enola Holmes'ü canlandırdığı filmin uyarlandığı
kitaplarda Enola'nın annesi kaybolur. Bu durumda Enola onu yok sayan ağabeyleri
Sherlock ile Mycroft'tan yardım ister. Sherlock ve Mycroft bu olayı çözerken
Enola'yı uzaktaki yatılı bir okula gönderme kararı alırlar. Ancak Enola oradan
kaçacaktır. İlk gideceği yer de Sherlock Holmes ile birlikte çeşitli vakalarda
çalışan dedektif Lestrade olacaktır. Olaya dahil olmak isteyen Enola, Sherlock
ile tam bir saklambaç oynamaya kalkışır. Serinin her bir devam kitabında Enola
Holmes yeni bir ortadan kaybolma vakası üzerinde çalışmalarını sürdürür ve
Sherlock'un izinden gider... Filmde Sherlock Holmes'ü Henry Cavill, Mrs.
Holmes'ü ise Helena Bonham Carter canlandırıyor. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b>Film Yorumum <o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><b> </b></p>
<p class="MsoNormal"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmZyRFSTfrUYlniNr3Lphn-MHhY7Qz21V12nvr6y1i6d0c-_ehsWKMVveHS8htFMDxeQBqkx5O-_jUF34XuqTuai1S8DLJX2h-1Vu_rfYPdNNl9eCbj6jR-J6lIVgIck8_toMwbz_kOPo/s1200/Enola-Holmes-2.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img alt="Harry Bradbeer, Jack Thorne, The Enola Holmes Mysteries, Nancy Springer, Millie Bobby Brown, Sam Claflin, Henry Cavill, Helena Bonham Carter, Netflix,Film Yorumları," border="0" data-original-height="638" data-original-width="1200" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmZyRFSTfrUYlniNr3Lphn-MHhY7Qz21V12nvr6y1i6d0c-_ehsWKMVveHS8htFMDxeQBqkx5O-_jUF34XuqTuai1S8DLJX2h-1Vu_rfYPdNNl9eCbj6jR-J6lIVgIck8_toMwbz_kOPo/w400-h213/Enola-Holmes-2.jpg" title="Harry Bradbeer, Jack Thorne, The Enola Holmes Mysteries, Nancy Springer, Millie Bobby Brown, Sam Claflin, Henry Cavill, Helena Bonham Carter, Netflix,Film Yorumları," width="400" /></a></div><br />Sherlock Holmes’a hayranlığımı bloğumu takip edenler
bilecektir. Elona Holmes’da bu anlamda ilgi alanıma giren filmlerden biriydi.
Sherlock ve Mycroft Holmes’un bir kız kardeşinin olması ve ona dair bir filmin
olması beni heyecanlandırdı diyebilirim. Aslına bakarsanız filmin kitaptan
uyarlandığını ise filmi izledikten sonra öğrendim ki en kısa sürede kitapları
da elde edip okumak istiyorum. <p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Filmin başında Sherlock karakterine odaklandığım için ve
beklediğim gibi bir karakter olmadığı için üzüldüğümü belirtmem gerekiyor.
Mycroft karakteri ise bildiğimiz gibi “gıcık” dı. Asıl kahramanımız olan Elona’ya
gelecek olursak nedense Sherock ve Myroft’un bileşenler kümesi gibiydi. Biraz
ondan, biraz bundan… </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sherlock Holmes’un daha etkin olduğu bir film beklerken
kendimi Elona’nın macerasını pürdikkat izlerken buldum. Elona’nın garip bir
çekiciliğe sahip bir karakter olduğu aşikar. Bunun yanında Holmes ailesinin
annelerine dair bir şeyler öğrenmekte güzeldi. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Genel anlamda Sherlock Holmes hikayelerinin hızına sahip
olsa da bir Arthur Conan Doyle hikayesi olmadığı aşikar. Olmasa da ona en yakın
öykü diyebilirim elbette... Filmdeki özellikle kelime oyunlarını çok sevdim. Elona Holmes ismi bile bunla alakalı ki filmin başında Elona bunla alakalı açıklamayı yapıyor. </p><p class="MsoNormal"><br /></p><p class="MsoNormal">Filmin
görsel konularına da bir parantez açmak gerekirse gerçekten dönemi büyüleyici
şekilde güzel yansıtmışlar. Bu noktada dekor uzmanlarını ve görüntü yönetmenini
ayrıca tebrik etmek gerek.</p>
<p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAAWzwMK-Mz0DGL2tkfhvo9GAfhJBq4GUIC54IprhN82NLUt6IwTPa-JXXvOWBop_09ql_wejepnGCsum46OXNmGOcyyQHR9Qjne4-iotY_nmBRw4UH13anS9CdLflGVt-UEIzyPNwXCY/s1920/Enola+Holmes.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Harry Bradbeer, Jack Thorne, The Enola Holmes Mysteries, Nancy Springer, Millie Bobby Brown, Sam Claflin, Henry Cavill, Helena Bonham Carter, Netflix,Film Yorumları," border="0" data-original-height="1080" data-original-width="1920" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAAWzwMK-Mz0DGL2tkfhvo9GAfhJBq4GUIC54IprhN82NLUt6IwTPa-JXXvOWBop_09ql_wejepnGCsum46OXNmGOcyyQHR9Qjne4-iotY_nmBRw4UH13anS9CdLflGVt-UEIzyPNwXCY/w400-h225/Enola+Holmes.png" title="Harry Bradbeer, Jack Thorne, The Enola Holmes Mysteries, Nancy Springer, Millie Bobby Brown, Sam Claflin, Henry Cavill, Helena Bonham Carter, Netflix,Film Yorumları," width="400" /></a></div><br /> <p></p>
<p class="MsoNormal"><b>Film Künyesi <o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yönetmen: Harry Bradbeer<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yapımcı: Mary Parent, Alex Garcia, Millie Bobby Brown, Paige
Brown<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yazar: Jack Thorne<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Uyarlama: The Enola Holmes Mysteries – Nancy Springer<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Oyuncular: Millie Bobby Brown, Sam Claflin, Henry Cavill, Helena
Bonham Carter<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Müzik: Daniel Pemberton<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Görüntü yönetmeni: Giles Nuttgens<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Stüdyo Warner
Bros. Pictures, Legendary Pictures, PCMA Productions<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Dağıtıcı: Netflix<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Çıkış tarihi: 23 Eylül 2020<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Süre: 123 dakika<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ülke: İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Dil: İngilizce</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p><br /></p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com16tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-75161009016851210702021-02-22T23:27:00.006+03:002021-02-22T23:27:51.283+03:00Sana söyleyemediğim her şey (Celeste Ng) / 2. Kitap Özeti<p style="text-align: left;"></p><p class="MsoNormal"></p><div style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYLy2gI02h5-1umrpg6PO0iIQ_VzqAWpAWrLO_q4yAbCMVTuG2BoakM2ojKMeWO9bXsgNRozS2q-3gCzC8b0rIbFEoeRUB3ZSr4cWYW03UXjXZslmrrYlIbvSTHeqGGsZpc1S_wW09jHY/s1200/Sana+S%25C3%25B6ylemedi%25C4%259Fim+Her++%25C5%259Eey+%25281%2529.jpg" imageanchor="1"><img alt="Celeste Ng, Edebiyat, Everything I Never Told You, Kitap Özeti, Martı Yayınları, Roman, Sana Söyleyemediğim Her Şey, Zeynep Yeşiltuna," border="0" data-original-height="930" data-original-width="1200" height="310" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYLy2gI02h5-1umrpg6PO0iIQ_VzqAWpAWrLO_q4yAbCMVTuG2BoakM2ojKMeWO9bXsgNRozS2q-3gCzC8b0rIbFEoeRUB3ZSr4cWYW03UXjXZslmrrYlIbvSTHeqGGsZpc1S_wW09jHY/w400-h310/Sana+S%25C3%25B6ylemedi%25C4%259Fim+Her++%25C5%259Eey+%25281%2529.jpg" title="Celeste Ng, Edebiyat, Everything I Never Told You, Kitap Özeti, Martı Yayınları, Roman, Sana Söyleyemediğim Her Şey, Zeynep Yeşiltuna," width="400" /></a></div><br />Cahil Okur’dan herkese merhabalar…<p></p><p class="MsoNormal"><br /></p>
<p class="MsoNormal">Blogumun ilk kitap özetini verdiğim uzun aradan hemen önce
yayınlamıştım. Hazır geri gelmişken ikinci özeti de şuralara bırakayım dedim.
Bu seferki özetimiz Celeste Ng’nin “Sana söyleyemediğim her şey” kitabına dair…
</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b>NOT: Yazım özet içerikli olduğu için içerisinde bolca içerik
hakkında bilgi içerecektir. Bu nedenle eseri okumayı planlayan arkadaşlarımın
konu hakkında bilgilendirmek isterim. Spoiler yemek istemiyorsanız uzak
durunuz. </b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h2 style="text-align: left;"><span style="color: #ffa400;">Sana söyleyemediğim her şey / Celeste Ng</span></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Lydia artık yok. Ama kimse bunun farkında değil. Anne
Marilyn onu evde arasına rağmen bulamadı. Sonrasında liseyi arayarak kızının
evden erken ayrıldığı kanısına varsa da durumun hiçte öyle olmadığı anlaşılınca
panik daha da artıyor. Prof. James Lee, Marilyn’in telefonu sonrasında hemen
eve dönüyor ve polise haber veriliyor. Polisler evde yaptıkları üstünkörü
araştırma ardından aileye kaybolma vakalarının ilk 24 saatte kendiliğinden
çözüldüğünü belirterek oradan ayrılıyor. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Lydia’nın abisi Nath ise bu açıklamadan memnun kalmasa da
bir şey demiyor. Nath sonrasında Lydia’nın dün gece neler yaptığı hatırlamaya
çalışıyor. Aklına gelen tek şey ise Lydia’nın bütün gün beraber takıldığı Jack.
Ama bunu zamanında ailesine anlatmadığı için susmayı tercih ediyor. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bütün gün bekledikten sonra ve telefon aramaları sonuç
vermeyince James polisi son bir kez arasa da sonuç alamıyor. James çocukları
odasına gönderirken Nath’in aklında Jack, Lydia’nın kız kardeşi Hannah’ın
aklında ise dün gece evden uzaklaşırken gördüğü o karaltı vardır. Çarşamba
sabahı ise James polisi tekrar aramasına rağmen bir sonuca varamaz. O gün
öğlene doğru gölde başıboş bir kayık bulunur. Polis akşam saatlerinde kayık ile
Lydia arasında bir bağlantı kurarak, aramaları bu noktada genişletir. Perşembe
sabahı ise polis aradığına gölde ulaşır. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Aslında her şey anne ve babası ile başlamıştır… Annesi ömrü
boyunca dikkat çekmek isterken, babası sıradan bir adam olmanın peşinden
koşmuştu. Marilyn ile James’in ortak bir hayat kurmalarının nedeni de budur.
Marilyn uzak doğulu öğretmeni James’i ofisinde ilk kez öptüğünde fark
edildiğini hissetmişti. James ise yıllardır “öteki” olduğu Amerika’da o sarışın
kızın kendisini öpmesi sonrası aidiyet hissedecektir. Böylesi başlayan aşkları
Marilyn’in hamile kalması sonrasında evliliğe doğru ilerler. Marilyn’in annesi
buna karşı çıksa da evliliği engelleyemez. Tören sonrasında dostlarla yenilen
yemek ise Marilyn ve annesinin son görüşmesi olur. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Lydia’nın cenazesi sonrasında Nath, Jack’i sıkıştırır ve
kardeşinin ölümünden onun sorumlu olduğunu söyler. Jack biraz korkarak, biraz
ürkerek bir şeyler gevelerken James, Nath ve Jack’i ayırır. Nath cenaze töreni
sonrasında uzun süre mezarlıkta kalır. Sonrasında eve yürüyerek gider. Sokağa
girdiğinde Jack’in evinin önündeki polis arabasını görür. Gizlice içeride
konuşulanları dinler. Jack sadece arkadaş olduklarını ve Lydia’nın sürekli üzgün
olduğundan bahseder. Nath’e göre bu durumunun tek sebebi Jack’dir. Evde ise
Marilyn bambaşka bir dünyadadır. James onu teselli etmeye çalışsa da Marilyn
uyumak için odalarına çıkar. Evin en küçüğü Hannah ise kenarda sessizce
ailesini izlemektedir. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">James Marilyn’i teselli etmekten ya da karısında teselli
bulmaktan umudunu yitirince ofisindeki acil tıp raporunu almaya gider. Başta
rapor geldiğinde onu yırtıp atmak istemiştir. Sonrasında bundan vazgeçip
okumaya karar verir, okuduğunda ise tüm ruh hali kötüleşir… Sekreteri Louisa,
James’in durumunu fark edince onu evine öğle yemeğine davet eder, birlite
ofisten çıkarak Louisa’nın evine doğru yol alırlar. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Marilyn bir türlü uyuyamadığı için soluğu Lydia’nın odasında
alır. Kızının sorununu çözmeye gayret eder. Aklına kızına hediye ettiği günlük
gelir. Kitaplığın en alt rafındaki 1977 yılına ait günlüğü açar ama boştur.
1976 günlüğü de ondan farksızdır. Marilyn’in Lydia’ya 5 yaşındayken aldığı ilk
günlüğe kadar tüm defterleri kontrol eder lakin hepsi boştur. Marilyn’in
aradığı cevaplar Lydia’nın odasında yoktur. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">James yemek yemek için geldiği Louisa’nın evinde öğle
yemeğine dair bir şeyle karşılaşmaz. Kızının ölümü nedeniyle hüsran içindeki
baba, aradığı teselliyi Louisa’nın dudaklarında bulur. Çiftin yatak odasında
yaşadıkları ardından James kızının kaybolduğu günden beri ilk kez rüyasız bir
uyku çeker. Uyandığında gömleğini iki kez yanlış iliklemesi ardından<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>giyinebilir ve Louisa’nın yüzüne bakmadan
“Hoşça kal” diyerek oradan ayrılır. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Marilyn ve James geleneksel Noel partisine giderken bunun
istediğinden değil çok James için yapıyordu. Parti boyunca da insanlardan uzak
durmuştu zaten. Tom Lawson ise köşede duran Marilyn’e yaklaşarak havadan sudan
ve üzerine çalıştığı araştırmadan bahsetti. Lawson’un anlattıkları ile yeniden
meslek aşkı artan Marilyn bir asistana ihtiyacı olup olmadığını sordu. Lawson
yardımın kendini mutlu edeceğini söylese de o gece eve döndüklerinde James,
Marilyn’in çalışmasına gerek olmadığını söyleyerek konuyu kapattı. Ertesi gün
kahvaltıda annesinin öldüğünü öğrenen Marilyn içindeki boşluk ile çocukları ve
kocasını arkasında bırakarak cenaze işlemleri için annesinin evine gitti. Defin
sonrası evde hatıraları ile yüzleşen Marilyn, annesinin notlarla donattığı
yemek tarifi kitabı dışında var olmamış gibi olduğunu, yaşamamış gibi olduğunu
fark etti. Bu aydınlanma Marilyn’in hayatını değiştirecek bir aydınlanmaydı. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Marilyn yokken James ve çocuklar bir süre iyi idare ettiler.
Hafta sonu Nath ile yüzme havuzuna giden James, Lydia’yı ise komşularına emanet
etti. James, Nath’in sosyalleşmesi, kendisi gibi diğer çocuklardan uzak
durmaması için istemişti bu havuz işini aslında. Lakin işler öyle gitmedi ve
Nath ile Jack’in arasının da açılmasının temeli olan ilk olay yaşandı. Jack
yanındakiler ile birlikte Nath ile dalga geçmişti ve bu da Nath’in onurunu
incitmişti. Aynı olayların benzerlerini yaşayan James, oğluna destek olmak
istese de sonunda hiçbir şey yapmamayı tercih etti. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Marilyn eve döndüğünde aklındakiler evden ayrılırkenki
halinden çok farklıydı. Okulunu bitirip doktor olmayı düşünüyordu. Ev ve iki
çocuk ile bu planı gerçekleştiremeyeceğine inanan Marilyn, amaçsızca bir gezi
sonrasında kendini hastanenin bekleme salonunda, Jack’in annesi Dr. Wolf’un
önünde bulur. Dr. Wolf ile geçen kısa bir sohbet sonrasında kararını verir.
Toledo dışındaki devlet üniversitesi ile görüşen Marilyn, tüm hazırlıklarını
yaparak o gün evden ayrılır. Nath ve Lydia okuldan döndüklerinde annelerini
göremeyince onu dış kapı önünde beklemeye başlarlar. James eve geldiğinde
Nath’e “Ne demek yok?” diye sorar şaşkın ve tedirgince… Nath ise sadece “Yok”
demekle yetinir. O gün annesinin kendisine hediye ettiği günlüğe ilk kez
yazacak bir şeyler bulan Lydia ise bunu nasıl yapacağını ise bilemez. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Hannah o gün ablasına olanları öğrenecekti. Herkes uyuduktan
sonra gizlice evden ayrılarak göl kıyısına gitti. Lydia’nın bunu neden
yaptığını anlamak istedi. Lakin istediği yanıtları göl kıyısında bulamadı.
Sabah uyandığında Marilyn ve James kavga ediyorlardı. Lydia’nın ölümü
sonrasında kapıya takılan zincir o gece takılmamıştı. Marilyn James’i suçlarken,
James ise Marilyn’i olayı abartmakla suçladı. Hannah “Zinciri takmayan bendim”
demek istese de sessizce Nath’in yanına oturdu. Marilyn ve James arasındaki
tartışma telefonun çalması ile son buldu gibi görünse de bu sadece kavgaya
verilen araydı. James polis teşkilatından arayan memura “Sizden daha fazlasını
bekleyemezdik” deyince Marilyn kavgayı bir boyut ileri taşıdı ve James’e “Ben
senin gibi polise yaltaklanmam. Kızımın başına gelenleri öğreneceğim” dedi.
James bu sözün ardından evden ayrıldı. Tüm bunlar olurken Nath evin önüne
çıkmış, Hannah ise kendisini masa altında güvene almıştı. Ne James ne de
Marilyn olanların farkında değildi. James evden ayrıldığında göl ile ev
arasındaki yolu iki defa arabayla turladı. Sonrasında ise direksiyonu
Louisa’nın evine kırdı. Kapıyı açtığında Louisa’ya sadece karısını ve
çocuklarını sevdiğini söyleyecekti ama onu karşısında gördüğünde sadece
“Lütfen” dedi. Louisa kollarını açarak onu içeri aldı. James’in evden ayrılması
ardından Marilyn ise Lydia’nın odasına çıktı. Kızının okul çantasına sarılarak
o tanıdık kokuyu içine çekti. Sonrasında ise çantada bir yırtık buldu ve
içindekileri fark edince bir şok yaşadı. Kızı daha 16 bile değildi ve okul
çantasında yarım paket sigara ile açılmış bir prezervatif kutusu bulmuştu. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Hannah ve Nath olaylardan uzaklaşmak için dışarı
çıktıklarında kendilerimi göl kıyısında buldular. İskelenin orada oturarak gölü
seyreden iki kardeş sonrasında Jack’i gördüler uzaktan, Nath onunla konuşmak
için ayağa kalkınca Jack hızlıca eve koştu. Nath onu yakalamak istese de Hannah
buna izin vermedi. Bath, Hannah’a sebebini sorunca da “ Onunla kavga etme”
demekle yetindi. Nath, Jack’in bu olayla ilgili olduğunu konusunda ısrarcıydı.
Lydia’nın göle düştüğü o yazı hatırlıyordu. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Lydia2nın göle düştüğü o yaz Marilyn’in evi terk ettiği
yazdı. Kimse o yazı bir daha konuşmasa da asla unutamamıştı. James, Marilyn
için polise başvurduktan sonra onun yırtıp çöpe attığı mektubu bulmuştu.
Parçaları birleştirerek imza bile atmadığı o satırları okumuştu. Marilyn, “Hayalimizde
her zaman tek bir hayat olmuştu ve işler çok farklı şekilde gelişti.” Diye
yazmıştı. James o satırlarda Marilyn’in onu Marilyn’n annesi gibi gördüğünü
anlamıştı. Anneleri gittiğinde Lydia ve Nath için hayat daha da zorlaşmıştı.
Nath’in Jack’e olan öfkesinin sebebi de bu dönemdi. Jack, biraz olsun
soluklanmak için kapının önüne çıkan Nath’e yaklaşmış ve şekerleme vermişti o
yaz gününde. Şekerlemeleri yerken ise Nath’e dönerek “ Her şey yoluna girecek,
annem hep çocukların tek bir ebeveyne ihtiyacı olduğunu söyler” dedi. Nath
sadece “kapa çeneni” dedi ve eve girdi. Sonraları bu sözleri unutan Nath’in
içinde sadece Jack’e karşı öfke kalmıştı. Sonraki günleri Nath tv karşısında
Lydia ile geçirdi. Gemini 9’un fırlatılacağı gün ise yeni bir amaç edindi. Uzay
mekikleriyle ilgili ne bulabilirse okudu, astronotların isimlerini ezberledi.
Her gününü bu işlerle geçirirken annesinin yokluğunu bir nebze olsa unuttu. Bir
akşam üstü Nath “İnsanların aya gidip sonra geri gelebildiklerine inanabiliyor
musun?” dedi babasına. James ise “ Nasıl olur da böyle şeyleri düşünebilirsin,
biz burada…” dedi ve cümlesini tamamlamadan oğluna bir tokat attı. Hem Nath hem
James bu tokatı asla unutmayacaktı. Ve James bu tokadın altında
ezilecekti.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></p>
<p class="MsoNormal">Olay sonrasında Nath ve Lydia odalarına çıktı. Lydia annesi
gittiği günden bu yana onun boşluğunu anneannesinin yemek tarifi kitabıyla
kapatıyordu. Lakin annesi gittiğinden bu yana ev farklı kokuyordu ve bunu fark
edince de bunu asla geri alamadı. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Marilyn cephesinde ise her şey yolunda gibiydi. Okuldaki
çocuklar Marilyn’i kabullenmiş ve Marilyn sınıf arkadaşlarına yetişmişti. Ancak
James ve çocuklara olan özlem hiç bitmiyordu. Bir ara evi aramış, James sürekli
“Alo” dese de yanıt alamamıştı. Bir keresinde de telefonu Nath açmış ve annesinin
öğrettiği gibi “Lee’lerin evi Hayallerinin peşinden koşmak iyi gelse de özlem
giderek büyüyordu. Marilyn bir gün ders çalıştığı sıra başı dönerek yere düştü.
Kendine gelmesi uzun sürünce sebepleri anlamaya çalışırken 9 haftadır regl
olmadığını aklına geldi. Bunu umursamamaya çalışarak vücudunun strese karşı
böylesi bir tepki verdiğini düşünse de, marketten dönerken yaşadığı kaza
sonrasında gittiği hastanede her şey aydınlandı. Marilyn üçüncü kez anne
oluyordu. Acil Servi yetkilileri James’e haber verdiğinde Marilyn hayallerini
ne kadar kısa sürdüğünü düşündü. James ile birlikte eve dönerek çocuklarına
tekrar sarıldı. Hayaller gerçekleştirilememişti. Lakin annesinin hayallerini
kızı Lydia gerçekleştirebilirdi. Ve tüm hayatını buna adamaya başladı. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Annesi yokken kendine sözler veren Lydia bu yeni duruma
çabuk alıştı. Annesinin her sorusunu doğru cevaplıyor, ardından yenisini
sorması için ısrar ediyordu. Lydia annesi için zeki olmaya gayret ediyor, lakin
işlerin daha da karmaşık olacağını biliyordu. Nath ise annesinin eve döndükten
sonra Lydia’ya olan düşkünlüğünden mağdur olmuştu. Halbuki Nath de annesinin
sorularına doğru yanıtlar verebilirdi. Lakin annesinin gözdesi Lydia olmuştu.
James ve Marilyn, Marilyn’in evden uzakken 9 hafta yaşadığı e ve eşyalar için
gittiğinde Nath ve Lydia Bayan Allen’e emanet edildi. Bayan Allen uyuyunca Nath
ön kapıdan çıktı. Lydia onu durdurmaya çalışsa da daha sonra o da Nath’in
peşine takıldı. İskelede oturdukları sırada Nath sebebini tam olarak bilmediği
o hareketi yaptı ve Lydia’yı suya attı. Kardeşinin yüzme bilmediğinden haberdar
olan Nath, Lydia’dan kurtularak annesinin hayatına kendine yer açmanın
peşindeydi. Ancak hamlesini yaptığı an buna pişman oldu. Hızlıca suya atlayıp
Lydia’yı çıkardı. Soluk soluğa kıyıya vardılar ve bir süre dinlendiler. Nath
ayağa kalkıp uzaklaşmaya kalktığında Lydia kolundan tutarak gözleriyle gitme
dedi. Nath elinden tutarak orada kaldı. Olaydan asla anne ve babalarına
bahsetmediler. Anlatılamayacak kadar büyüktü çünkü. Yıllar sonra olayla ilgili
Nath tek bir şey hatırlayacaktı, Lydia ise bambaşka bir şey… 10 yıl sonrasında
bile aslında kimse o günleri unutmadı. Marilyn halen yemek yapmayı
reddediyordu. James, her gün üniversiteden eve Marilyn’i evde bulacağından emin
olarak dönmekteyken bile… </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Lydia artık derslerde daha çok zorlanıyor ama bu konudan
bahsetmekten kaçınıyordu. Nath ise üniversite başvurularının yanıtlarını
beklemekteydi. Aslında Lydia gelen yanıtları yok etmiş bir şekilde kardeşinin
gidişini engellemeye çalışıyordu. Bir akşam yemeği vakti Jack elinde bir zarfla
Lee’lerin evinin kapısına gelene kadar bu şekilde devam etti olaylar. Jack,
Harward’dan gelen zarfı Nath’e uzatarak “Tebrikler” dedi. Nath, halen Jack’e
kızgın olsa da istediği zarfı getirdiği için sevinmişti. Nath zarfı açınca
beklediği yanıtı almanın mutluluğu ile babasına Harvard’ı kazandığını söyledi.
Böylece Lydia bir süre<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>dikkatlerin
üzerinden gitmesine sevindi. Hazır ilgi kendi üstünden gitmişken Lydia
ağzındaki baklayı çıkardı “Sanırım fizikten kalacağım” dedi. Marilyn ilgisi
halen Nath’in üzerindeyken Lydia’ya dönerek açığı yarı yıl tatilinde
kapatabileceklerini ve ona yardım edeceğini söyledi. </p>
<p class="MsoNormal">Yarıyıl tatili Nath’in Harvard’ı kazanmasının mutluluğu ile
geçsede durumdan memnun olmayan Lydia , gizliden gizliye Nath’e gideceği için
kızıyordu. Bir şekilde Nath’in canını acıtmak isteyen Lydia aradığı fırsatı
yarıyıl tatili dönüşü fizik dersinde buldu. Derste Jack’te vardı ve Jack
Nath’in en sinir olduğu isimdi. Lydia, Jack ile tanışarak onunla sohbete
başladı. Hatta bir gün okul çıkışı onu eve bırakmasını istedi. Jack’in
arabasına bindiklerinde ise aklında sadece Nath’i kızdırmak vardı. Hatta biraz
daha ileri giderek Jack’in uzattığı sigarayı bile içti. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Hayatında içkiden uzak durmuş, uyuşturucu kullanmayan Jack,
Lydia’nın gidişinden sonra aradığı tüm teselliyi Louisa’nın kollarında buldu.
Polis merkezinden arayıp Lydia’nın ölümünün intihar olduğunu karar verdiklerini
söyledikleri o günde aynısı yaşanmıştı. Marilyn polislerin saçmaladıklarını ve
Lydia’nın kendisine ya da ailesine bunu yapamayacağını söyledi. “Beyaz bir kız
olsa dosya kapanmazdı” diye de ekledi. James bu sözler ardından tüm hatanın
kendinde olduğuna inanarak evden ayrıldı.<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Marilyn bütün gece beklese de James gelmedi. Hatasını geçte olsa fark
etmişti. Nath’in sabah kahvaltısında babası ile ilgili söyledikleri sonrası
telefon rehberindeki o ismi buldu. L. Chen… Doğruca oraya giderek acı gerçekle
yüzleşti. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Lydia ve Jack’in arkadaşlığı giderek ilerledi. Jack ona
araba sürmeyi öğretirken, Nath hakkında sorular soruyor ve Lydia Nath’i
gösterebildiği kadar aciz göstermekle abisinden öcünü alırken eğleniyordu. 16.
yaş gününe az bir zaman kalmıştı Lydia’nın. Abisi evden ayrılacaktı, Lydia’da
ehliyetini alarak abisi, tek dert ortağı olmayan o evden uzaklaşmayı
deneyecekti. Doğum gününden bir önce babası James Lydia’ya gerçekten arzuladığı
kolyeyi hediye etmiş ve ertesi gün ehliyet sınavı ardından arabayla
turlayabileceklerini söylemişti. Ertesi gün onu okula almaya geldiğinde ise çok
acı bir geçekle yüzleşmişti. Babası okula Louisa ile gelmiş ve kadın ön
koltukta oturuyordu. Lydia aralarında geçen konuşmalardan ve beden dilinden
ikisinin sevgili oldukları kanaatine vardı. Bu düşünce tüm heyecanı ve neşesini
alıp götürmüştü. Sınavı bu şok ardından başarısızlıkla sonuçlandı elbette.
Marilyn’in evde ehliyet görünümü verdiği pasta ise boşa giti. Annesi babası ve
Nath bir sonraki sınav için Lydia’yı cesaretlendirirken, Hannah ise tüm gerçeği
biliyordu. Lydia sınava hiç çalışmamıştı. Ehliyet sınavı için alınan kitap, çalıntı
bir hatıra olarak kendi odasında yastığının altındaydı. Lydia onu hiç
aramamıştı. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">James eve döndüğünde olabileceklerden emindi. Marilyn onu
bekliyordu. Karısı sadece “Ne zamandır?” diye sordu. James ise “Cenazeden beri”
demekle yetindi. Marilyn hayatı boyunca alışılmışın dışına çıkmaya, James ise
normal olmaya çalışmıştı. James ve Marilyn, Lydia’nın odasında kavga ederken
Nath ve Hannah ise merdivenlerin başında onları dinliyordu. James sonunda
içindekileri kusmuş, annesinin dediği gibi Marilyn’in James gibi bir adamla
evlenmesinin yanlış olduğunu ifade etmişti. Marilyn ona “ defol” dedikten sonra
odadan çıkmış Nath ve Hannah’ı görmeden geçerek evden ayrılmıştı. Hannah
korkuyordu. Nath’in babası ardından evden ayrılmasıyla daha da korktu. O sırada
Marilyn, Lydia’nın kitaplığını boşaltmaya, ölen kızının hatıralarını yok etmeye
başlamıştı ki annesinin yemek tarifi kitabını en arka bulunca her şeyi anladı.
Lydia kitabı kaybettiğini söylemişti ama yalandı. Tek istediği annesinin
hayatını giderek daha kötüleştiren o hatırayı ortan kaldırmaktı. Marilyn tüm bu
duygu seli içindeyken Hannah’ı kapıda gördü. “Anne” dedi Hannah ve Marilyn
kollarını açarak küçük kızına sarıldı. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Nath hiç içki kullanmamasına rağmen içki dükkanından bir
şişe viski aldı. Kasiyer ona ölen kızın abisi olup olmadığını sorduğunda başını
sallayarak onu onayladı. Kasiyer Nath’ bir şişe daha viski vererek uzattığı on
doları da geri verdi. Nath annesinin arabasına binerek şehrin en sakin yerine
direksiyonu kırdı. 2 şişe viski içti ve sonrasında kendinden geçti. Onu bulan
Memur Fisk oldu. Fisk, Nath’e “hadi evlat eve gitme vakti geldi” dedi. James
ise evden ayrıldığından beri arabadaydı. Nereye gittiğini bilmeden önce şehir
dışına giden yola soınra çevre yoluna çıkmıştı. Sadece uzaklaşıyordu. Aklında
sadece bu kadar yanılmış olup olamayacağı vardı. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Nisan ayı geldiğinde ev Nath’in en son kalmak istediği yer
haline gelmişti. Bir an önce Harvard’a gitmek istiyordu. Lydia ise ona
Louisa’yı anlatmak ve “gitme” demek için uğraşıyordu. Ama yapamadı. O gün evden
ayrılırken Nath, Lydia’ya ona arayacağına söz verdi. Uçaktan indiğinde ya da
ondan sonraki günün sabahı ise aramadı. Cumartesi günü Lydia onu arayana kadar
böyle sürüp gitti. Lydia’a Nath’e anlatması gereken şeyler olduğunu söylemişti
ancak ilk defa alkol kullanan ve evden ilk kez uzaklaşan Nath ağzında bir
şeyler geveleyerek “Eve döndüğümde konuşuruz” diyerek telefonu kapattı. Lydia
gerçekten çaresiz kalmanın tadını o an aldı. Nath onu suyun yüzeyinde tutan
isimdi.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Pazar günü ise James Lydia’ya
yeni okul yılı için kırmızı bir elbise aldı. Mankenin üzerinde görüp
beğenmişti. Moda olmalıydı. Lydia elbisesinin okul için uygun olmadığını bilse
de babası için giydi. Nath o akşam eve dönecekti. Lydia tıpkı onun hayatında
olduğu gibi kendi hayatında da bir şeylerin değiştiğini göstermek adına okul
çıkışında Jackile görüşmeye karar verdi. Okul sonrasında Jack ile arabayı sakin
bir yere süren Lydia ve Jack bir süre sohbet ettiler. Jack, Nath’in o gün
döneceğini biliyor ve bu konuda konuşuyordu. Lydia ise Nath’in önemsiz olduğunu
gösterme gayreti içerisindeydi. Lydia torpidoda olduğunu bildiği
prezervatiflerden birini alarak Jack’ yaklaştı ve onu öptü. Jack “ Nath”
demekle yetindi. “ Nath’in önemi yok” dedi Lydia. Jack ise Lydia’nın büyük bir
aydınlanma yaşamasına neden olacak o sözleri söyledi, “Benim için var” O an
reddedilmekten daha büyük acılar yaşayan Lydia, Jack’e kızarak oradan ayrıldı
ancak Jack arkasından bağırmıştı “En azından ben korkarak başkalarının dilediği
gibi yaşamıyorum” Lydia bu gerçekle yüzleşince daha da sinirlenerek “Bütün bu
dediklerinden Nath ve okuldakilerin haberi olunca tekrar düşünürsün” dedi.
Koşarak eve gitti. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">O akşam Hannah dışında kimse Lydia’nın farklılığını görmedi.
Hannah engel olması gerken bir şeyler olduğunu biliyor ama neden “Yapma”
diyeceğini kestiremiyordu. Nath, annesi, babası ve Hannah’ın uyuması ardından
Lydia her şeye bir son vermeye ve artık kendisi için yaşaması gerektiğine karar
verdi. Her şeyin başladığı o göl kıyısına gitti. Yarın sabah annesine doktor olmayacağını
ve babasına tek başına da mutlu olduğunu söyleyecekti. Nath’i gönül
rahatlığıyla Harvard’a gönderecek Hannah’ı daha çok dinleyecekti. Hatta
Jack’ten bile özür dileyecekti. Annesinin gittiği o yaz gölde yaşadığı ve
Nath’in onu kurtardığı boğulma olayı sonrası verdiği sözler onu bu noktaya
getirmişti. Aldığı yeni kararları da bu gölde mühürleyecekti. İskeledeki kayığa
atladı ve gölün ortasına kadar gitti. Ayağa kalkınca biraz sendeledi ama
dengesini korudu. İskeleye kadar yüzmek için kendisini siyah göl sularına
bıraktı. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">James evden o kadar uzaklaştı ki geriye dönmeye karar
verdiğinde Marilyn’in evde olmayacağını düşünmüştü. Kapıdan içeri girişinde
Hannah’ı çömelmiş kendine sarılırken buldu. Hannah söylemesi gerekeni
biliyordu; “Annem yukarda” O sözlerin ardından tekrar nefes alan James,
Hanna’ın yanına giderek ona sarıldı. Hannah o an bir şeylerin düzeleceğine
karar verdi. James tıpkı Lydia Hannah kadar küçükken yaptığı gibi kızını
omuzlarına aldı. Bir süre gülüştüler. Sabah oluyordu, Marilyn merdivenlerde
belirdi. “Dönmüşsün” dedi, “Döndüm” dedi James. Hannah her zaman yaptığı gibi
kaçamaya çalıştığı sırada Marilyn omzuna dokunarak onu tuttu ve başından öptü.
“Sabah görüşürüz” dedi annesi Hannah’a… Hannah ilk kez sabah herkesin evde
olacağına inanarak doğruca odasına giderek rahat bir uyku çekti.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Marilyn, James’e yaklaştı, yavaşça elini
tuttu ve odalarına çekildiler. İlk tanıştıkları zaman gibi birbirlerini
incitmekten korkarak sarıldılar birbirlerine ve uyudular. Sabah Hannah
uyandığında dışarıda 2 araba, kapıda 5 çift ayakkabı vardı. Her şey yerli
yerindeydi ve sevindi. Kapının önüne çıktığında Jack ve köpeği gezmeye
çıkıyordu. Onların bile hala orda olması huzur veriyordu. Hannah gibi Nath’de
Jack’i gördü ve aradığı fırsatı bulduğunu düşündü. Doğruca dış kapıya yöneldi.
Hannah onu durdurmaya çalışsa da başarmadı. Nath peşindeki Hannah ile birlikte
Jack’i göl kıyısındaki iskelede yakaladı. Ona itiraf etmesini söyledi cevap
alamadı. Hannah’ın tüm itirazlarına ve ağlamasına rağmen Jack’e yumruk attı.
Rahatlaması gerekiyordu ama öyle olmadı. Jack’de Nath’in yumruğunu yanıtsız
bıraktı. “Konuş” dedi Nath, “Lydia anlatmadı mı?”dedi Jack. Ne anlatacaktı ki?
Jack sadece kafasını eğdi ve ikinci darbe ile yere yığıldı. O anda araya giren
Hannah abisini itmeye başladı. Nath gibi Jack’de onun ağladığını şimdi fark
etmişti. Nath iskelenin kıyısına gerildi ve suya düştü. Yavaşça batıyordu Nath.
Lydia’nın yaşadıklarını anlamaya başladığını düşündü. Az sonra batacak ve her
şey bitecekti. Ama o yıllar önce batmamayı öğrenmişti. Vücudu istemsiz bir
tepki ile onu su yğzeyine çıkardı ve Jack’in elini tutarak sudan çıktı. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sonrası… Sonrası günlerde, haftalarda ve yıllarda hiç
konuşmadılar. Lydia’yı düşündüler; “Sana söyleyeceğim o kadar çok şey var ki…” </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p><br /><p></p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-6652070839303641022021-02-14T13:56:00.000+03:002021-02-14T13:56:01.936+03:00Eski şarkılar…<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWGB-izwAgupMXkjwSCNfQ818hegRAEoipfQTLemhITKlvnDTdZqf61BCpNdvysMAMx00MLT9BSxhXpCx5nCGu2xCvGc5aZOfyKfAkuZA2BNNLGji8iH6xZMjvPP4Odj4DqzaUO5sLM7c/s1000/610Jv%252BqNJvL._AC_SL1000_.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Estikçe, Müzik, Şarkı, Avril Lavigne, GreenDay, Evanescence, Bon Jovi," border="0" data-original-height="500" data-original-width="1000" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWGB-izwAgupMXkjwSCNfQ818hegRAEoipfQTLemhITKlvnDTdZqf61BCpNdvysMAMx00MLT9BSxhXpCx5nCGu2xCvGc5aZOfyKfAkuZA2BNNLGji8iH6xZMjvPP4Odj4DqzaUO5sLM7c/w400-h200/610Jv%252BqNJvL._AC_SL1000_.jpg" title="Estikçe, Müzik, Şarkı, Avril Lavigne, GreenDay, Evanescence, Bon Jovi," width="400" /></a></div><br />Herkese merhabalar…<p></p><p><br /></p>
<p class="MsoNormal">Geçtiğimiz günlerde YouTube da gezerken eskiden dinlediğim
şarkılara rast geldim. Eski zamanlara gittim… Ve bunları sizlerle paylaşmak
istedim. Belki aynı zamanlarda aynı şarkıları dinlemişizdir… </p>
<p class="MsoNormal"><br /></p>
<p class="MsoNormal">Listenin ilk eseri Avril Lavigne’den. Gerçekten lise
yıllarında çokça dinlediğim bir sanatçıydı. Nedendir bilmem onun o asi
tavırları ve şarkılarındaki ritimler hoşuma giderdi. Anadolu Lisesi’nde okuyan
bir <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ergen </b>olarak onun şarkılarını
Türkçe’ye çevirmeye çalışmak hoşuma gidiyordu. (Oldukça ergen bir tavır
olduğunun farkındayım <span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: "Times New Roman"; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: "Times New Roman"; mso-symbol-font-family: Wingdings;"><span style="mso-char-type: symbol; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span></span> ) En sevdiğim şarkısı ise “Sk8er Boi” di. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/TIy3n2b7V9k" width="320" youtube-src-id="TIy3n2b7V9k"></iframe></div><br /> <p></p>
<p class="MsoNormal">O günlerde Gren Day’i de çok dinlerdim. Farklı bir klip olan
ve içerisinde repliklerinde yer aldığı “Wake me up when september ends”
favorimdi. Diğer şarkıları çok hoşuma gitmese de bu şarkıyı çevirip çevirip
dinlediğimi bilirim. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/NU9JoFKlaZ0" width="320" youtube-src-id="NU9JoFKlaZ0"></iframe></div><br /><p></p>
<p class="MsoNormal">Ve elbette Evanescence… Yaşıtlarımın mutlaka bir yerlerde
yolunun kesiştiği bir gruptur diye düşünüyorum. Zombie şarkısı daha tanıdık
olsa da ben “Bring met o life” hayranıydım. Şarkıyı daha çok internet kafelerde
takıldığımız ve Ultima Online oynadığımız günlerden hatırlıyorum. Oyunu
bilenleriniz varsa eğer atmosfere uygun olduğunu düşünmüşümdür hep. Nedendir
bilmem ama arkadaşlarımla diğer oyuncularla mücadeleye girdiğimizde bana ayrı
bir şevk verirdi. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/3YxaaGgTQYM" width="320" youtube-src-id="3YxaaGgTQYM"></iframe></div><br /> <p></p>
<p class="MsoNormal">Son olarak da Bon Jovi… Bunu dinlemeyen bir 90’lar genci
tanımıyorum desem azdır. Bon Jovi deyince de akla ilk gelen parçamız ve favorim
elbette “İt’s my life” </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/vx2u5uUu3DE" width="320" youtube-src-id="vx2u5uUu3DE"></iframe></div><br /> <p></p>
<p class="MsoNormal">Bonus olarak da halen ara ara dinlediğim ve yıldızlar
karması olarak nitelendirdiğim şarkıyı sizlerle paylaşıp veda ediyorum
şimdilik… </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/dahB0ypmMVs" width="320" youtube-src-id="dahB0ypmMVs"></iframe></div><br /> <p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Siz o yıllarda neler dinlerdiniz? Paylaşırsanız sevinirim… </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">NOT: Yaşlanmaya başladığımı hisse<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>ttiğim bir yazı oldu.</p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com26tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-54547061051584359472021-02-07T15:29:00.001+03:002021-02-07T15:32:39.139+03:00Canavarlar Denizi (Percy Jackson ve Olimposlular 2) / 6. Yorum (123)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh91UQFgRtcosg8zFD0nFSzH_zazOFj0l2lNt80HxBnS2pqjj_o7XNR8nRYfTCyw1-U7hmpAp-ETbf0upXUUJHKZO6r-pxvOJYAj6USa6LTn6Y2gRXSQ9DhpSr3zl3hdkufmX2Sih8Fgdw/s1600/canavarlar+denizi+%25282%2529.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Kitap Yorumu, Canavarlar Denizi, Rick Riordan, Percy Jackson ve Olimposlular, Edebiyat, Fantastik, Gençlik, Roman, Doğan Egmont Yayıncılık" border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh91UQFgRtcosg8zFD0nFSzH_zazOFj0l2lNt80HxBnS2pqjj_o7XNR8nRYfTCyw1-U7hmpAp-ETbf0upXUUJHKZO6r-pxvOJYAj6USa6LTn6Y2gRXSQ9DhpSr3zl3hdkufmX2Sih8Fgdw/w400-h300/canavarlar+denizi+%25282%2529.jpg" title="Kitap Yorumu, Canavarlar Denizi, Rick Riordan, Percy Jackson ve Olimposlular, Edebiyat, Fantastik, Gençlik, Roman, Doğan Egmont Yayıncılık" width="400" /></a></div><br /><p><br /></p><p>Cahil Okur’dan herkese selamlar… Percy Jackson’a oldukça uzun bir ara
vermiştim. Ocak ayında ise Percy Jackson ve Olimposlular serisinin ikinci
kitabını okudum. Yorumlarımıza Canavarlar Denizi ile devam ediyoruz.</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">KİTAP YORUMU</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Geçtiğimiz ay okuduğum Rick Riordan'ın Canavarlar Denizi
eserinin yorumunu bu aya anca yetiştirdim. Bu ayın ilk yorumuna lafı fazla
uzatmadan hemen başlıyorum. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">İçerik Yorumu</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Rick Rioardan çok sevdiğim bir yazar olmasına rağmen
kendisiyle bir hayli geç tanıştığımı ifade etmem gerekiyor. Birçoğunuzun daha
erken yaşlarda kaleminden çıkan eserlerini okuduğunuzu düşünüyorum. Ben film
sonrasında kendisiyle tanıştım ve tanışıklıktan ötürü oldukça mutluyum. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Riordan kitaplarında olay akışlarının ne kadar hızlı olduğu
okurlarınca takdir edilecek bir konudur. Hikayeleri akıcılık unsurunu en üst
seviyede taşır. Böyle bir durum olunca bende kitabı bir günde bitirdim. Biraz
zorladım bitmesi için ama yinede hikayenin de bunda etkisi oldukça yüksekti. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Percy ve Anabeth karakterlerini tanıyorsanız eğer bu eserde
onların gelişimlerine şahit olduğumuzu söyleyebilirim. Çocukluktan yetişkinliğe
doğru attıkları adımları bu eserde okuyoruz. Zaman zaman yanlış kararlar
verseler de genel anlamda iyi iş çıkardıkları bir gerçek. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Genel anlamda zevk alarak okuduğum bir eser oldu. Benim gibi
mitolojiye meraklıysanız ve fantastik maceralardan hoşlanıyorsanız bir göz atın
derim ben. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">Yazım Dili Yorumu</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Rick Rioardan’ın ilk kitaplarından bir tasni Canavarlar
Denizi… Benim yazar ile tanışmam ise yazdığı ikinci seri olan Olimpos
Kahramanları ile olmuştu. Bu anlamda tarihsel süreci tersine okuduğumdan
sanırım daha basit bir dili olduğunu ve biraz basite kaçtığını söyleyebilirim. Burada
ustalık eseriyle çıraklık eserini baz alarak yorum yaptığımın altını çizmek
isterim. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h3 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">Yapısal Yorum</span></b></h3>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ülkemizde iki farklı kapakla çıkmış Canavarlar Denizi
kitabı. Bendeki son baskılardan. İlk baskılardaki kitabın daha güzel bir kapağı
olduğunu söyleyebilirim. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">ARKA KAPAK YAZISI</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bir gün birisi çıkıp size Antik Yunan tanrılarının hala
hayatta olduklarını söylese ne yapardınız? Ya ailenizden birinin bu tanrılardan
biri olduğunu öğrenseniz? Olağanüstü güçlere sahip olduğunuzun farkına
varsanız?</p>
<p class="MsoNormal">(Tanıtım Bülteninden)</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">KÜNYE</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Adı: Canavarlar Denizi</p>
<p class="MsoNormal">Yazar: Rick Riordan</p>
<p class="MsoNormal">Alt başlık: Percy Jackson ve Olimposlular 2</p>
<p class="MsoNormal">Baskı tarihi: 2005</p>
<p class="MsoNormal">Sayfa sayısı: 281</p>
<p class="MsoNormal">Format: Karton kapak</p>
<p class="MsoNormal">ISBN: 9786051110462</p>
<p class="MsoNormal">Kitabın türü: Edebiyat, Fantastik, Gençlik, Roman</p>
<p class="MsoNormal">Dil: Türkçe</p>
<p class="MsoNormal">Ülke: Türkiye</p>
<p class="MsoNormal">Yayınevi: Doğan Egmont Yayıncılık</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<h2 style="text-align: left;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: #ffa400;">ALINTILAR</span></b></h2>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Çağlar boyunca öğrendiğim tek bir şey var; Ailenden
vazgeçemezsin, seni buna ne kadar kışkırtsalar da… Sayfa 102 </p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com12tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-44107118986787874312021-02-01T10:30:00.001+03:002021-02-01T10:30:04.965+03:00Ocak 2021 Ardından<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjg879EryME2Sr_w77Do_djlLLztJI7tDM0S8zP_q2S-YGSWfGuRjo1Cw9rN0zIo3toQOnPDVnO8A_lcLLVAGW6WEG2YwL3CE6a5sQgqIdfiSpoYK13GdRvLHlitol-qdg5rFxq6juLFnI/s800/OCAK+2021.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Estikçe,Aylık Rapor,George R. R. Martin,Celeste Ng, Rick Riordan,Buz ve Ateş'in Şarkısı, Ejderhaların Dansı," border="0" data-original-height="600" data-original-width="800" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjg879EryME2Sr_w77Do_djlLLztJI7tDM0S8zP_q2S-YGSWfGuRjo1Cw9rN0zIo3toQOnPDVnO8A_lcLLVAGW6WEG2YwL3CE6a5sQgqIdfiSpoYK13GdRvLHlitol-qdg5rFxq6juLFnI/w400-h300/OCAK+2021.jpg" title="Estikçe,Aylık Rapor,George R. R. Martin,Celeste Ng, Rick Riordan,Buz ve Ateş'in Şarkısı, Ejderhaların Dansı," width="400" /></a></div><br /><p><br /></p><p>Cahil Okur’dan herkese selamlar dostlar…</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Büyük umutlarla girdiğimiz 2021 yılının ilk ayı sona erdi. <st1:metricconverter productid="2021”" w:st="on">2021”</st1:metricconverter> yılında kendi adıma
yaptığım ilk değişiklik bloga geri dönmek ve artık kaybetmeye başladığım okuma alışkanlığımı
kazanmak adına gayret etmekti. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu güzel huylarımı unutmaya yüz tutmuşken daha önce sizlerle
paylaştığım bir isim olan <br />
Barış Özcan’ın yeni yıl planları ile alakalı videosunu gördüm ve bende yeni
yılda yeni hedeflerle yola çıktım. İşin aslına bakarsanız bazı noktalar da
aksama olsa bile genel toplamda hedeflerime uyduğumu söyleyebilirim. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu yıla başlarken ilk hedefim blogumla daha çok
ilgilenmekti. Bu ilgileme konusunu elbette muallakta bırakmamak adına şöyle net
bir hedef koydum; hemen her gün bloguma girecek, varsa gelen yorumları
cevaplayacak ardından da siz arkadaşlarımın yazdığı yazıları kontrol edip
yorumlarımı paylaşacaktım. Diğer bloglara bakma noktasında yanlış
hatırlamıyorsam iki ya da üç günlük bir aksama gerçekleşti. Kendi blogumda
yorum yapan arkadaşlara ise mümkün olan en kısa sürede cevap verdim. Blogla
ilgili ikinci hedefim ise; haftada en az bir <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>kitap yorumu girmeyi hedefledim. Zamanlama da bir
iki günlük sarkmalar olsa da bu hedefi de tutturdum. Ayrıca girdiğim ekstra yazılarda
oldu. Aşağıdaki görsel ise benim 2021 blog çizelgem. Renklerin anlamı ve
açıklamalar fotoğraf altında. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p> <table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgl_7lGITpN9Vu9E2UVDKK4jcpnscUQKI-6oANzsDLnDEi-v3rxDJq3U4CsPBGElfkCg7S5DJmUZ5qusdpVAbk3TRiJ0v-ijsI9488LBQic8nzyQv6nO4xA_Jjjy9QijACvyzd8OmeJRrc/s2609/blog.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Estikçe,Aylık Rapor,George R. R. Martin,Celeste Ng, Rick Riordan,Buz ve Ateş'in Şarkısı, Ejderhaların Dansı," border="0" data-original-height="2609" data-original-width="1205" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgl_7lGITpN9Vu9E2UVDKK4jcpnscUQKI-6oANzsDLnDEi-v3rxDJq3U4CsPBGElfkCg7S5DJmUZ5qusdpVAbk3TRiJ0v-ijsI9488LBQic8nzyQv6nO4xA_Jjjy9QijACvyzd8OmeJRrc/w185-h400/blog.jpg" title="Estikçe,Aylık Rapor,George R. R. Martin,Celeste Ng, Rick Riordan,Buz ve Ateş'in Şarkısı, Ejderhaların Dansı," width="185" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Mavi: Yorum cevapladığım ya da farklı bloglara yorum yaptığım günler<br />Sarı: Dizi, Film ve Kitaplar haricinde bloga girdiğim yazılar<br />Kırmızı: Bloga girdiğim Kitap yorumları<br />Yeşil: Bloga girdiğim Film ve Dizi yorumları</td></tr></tbody></table><br /></p>
<p class="MsoNormal">Asıl zor olacağını düşündüğüm ve geri kazanmam gereken huyum
ise kitap okuma alışkanlığımdı. Gerçekten uzun zamandır kitap okumuyordum.
Barış Özcan videosunda günlük 10 sayfalık bir kitap okumanın yılsonunda yanlış
hatırlamıyorsam 30 küsur kitaba eş değer olacağından falan bahsetmişti. Bense metodolojiyi
biraz değiştirdim ve ilk ay için günlük hedefimi 30 sayfa olarak belirledim. Yüzde
10’luk artışlarla da her ay hedefimi yenileme kararı aldım. Bu doğrultuda
çıktığım yolda toplamda bu ay içerisinde 8 gün kitap okumamışım. Elbette bunda
yoğun çalışmanın da etkisi olsa gelecek ay da bu rakamı daha aşağı çekmeyi
planlıyorum. Aşağıda gördüğünüz görsel ise benim bu aylık okuma çizelgem. Toplamda
2 bin 32 sayfa okurken günlük ortalamam ise hedefimin iki katını geçerek 64
sayfa oldu.</p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 36pt;"><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5EoglJ2sve5ZrMaCD-Y-W21S1qSMRaxYA12dAPrctw3SqhYPQx4HCZc3o438btnmq3g4q0ohjia5FSZYq0zOoD1b4qK_VEd-WUDGt_SAfVdAYcuv9PVE9wCGvttVMEJ65RkHwy0BSPgY/s2609/Kitap+Zinciri.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Estikçe,Aylık Rapor,George R. R. Martin,Celeste Ng, Rick Riordan,Buz ve Ateş'in Şarkısı, Ejderhaların Dansı," border="0" data-original-height="2609" data-original-width="1205" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5EoglJ2sve5ZrMaCD-Y-W21S1qSMRaxYA12dAPrctw3SqhYPQx4HCZc3o438btnmq3g4q0ohjia5FSZYq0zOoD1b4qK_VEd-WUDGt_SAfVdAYcuv9PVE9wCGvttVMEJ65RkHwy0BSPgY/w185-h400/Kitap+Zinciri.jpg" title="Estikçe,Aylık Rapor,George R. R. Martin,Celeste Ng, Rick Riordan,Buz ve Ateş'in Şarkısı, Ejderhaların Dansı," width="185" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Kırmızı: Kitap okuduğum günler<br />Yeşil: Kitap okumadığım ama film veya dizi izlediğim günler<br />Siyah: Kitap okunmayan günler<br /></td></tr></tbody></table><br /></span></p>
<p class="MsoNormal">Gelelim bu ay okuduklarıma;</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yeni yıla George R. R. Martin’in Buz ve Ateş’în şarkısı
serisinin son kitabı ile başladım. Ejderhaların Dansı Kısım II oldukça güzel
bir kitap oldu benim için. Yeni yılın gelmesiyle birlikte dileklerim arasında
Martin’in seriyi artık yazıp tamamlaması da var. </p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: #ffa400;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2021/01/ejderhalarn-dans-ksm-ii-2-yorum-119.html" target="_blank"><o:p> </o:p><span style="font-family: "Roboto Condensed"; font-size: 24px; text-align: center;">Ejderhaların Dansı Kısım II / 2. Yorum (119)</span></a></span></p>
<p class="MsoNormal"><br /></p><p class="MsoNormal">Yılın ikinci kitabı ise Celeste Ng’nin “Sana Söyleyemediğim her
şey” eseri oldu. Gerçekten farklı bir tadı olan kitaptı. Asıl ilginci ise kitap
hakkındaki yazımın yorum kısmında Şule Uzundere ile konuşurken “Keşke bu kitap
daha güzel bir görsel ile basılsa…” demiştik ki aynı gün Yabancı Yayınları’ndan
farklı ve daha güzel bir kapak ile basıldığını gördük… Bu arada kitabın özetini
de Şubat ayı içerisinde tamamlayıp yayınlayacağım.</p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: 24px; text-align: center;"><span style="color: #ffa400;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2021/01/sana-soylemedigim-her-sey-3-yorum-120.html" target="_blank">Sana söyleyemediğim her şey / 3. Yorum (120)</a></span></span></p><div class="post-header" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: 0px 0px; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px; line-height: 1.6; outline: 0px; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"><div class="post-meta" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: 0px 0px; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px; font-size: 12px; line-height: 1.4em; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; text-align: center; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"><span style="color: #ffa400;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2021/01/sana-soylemedigim-her-sey-3-yorum-120.html" target="_blank"><span class="post-author vcard" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: 0px 0px; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px; outline: 0px; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"></span><span class="post-timestamp" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: 0px 0px; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px; margin-left: 0px; outline: 0px; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"></span></a></span></div></div><article class="post-article" style="margin-top: 20px; outline: 0px; transition: all 0s ease 0s;"><div class="post-body entry-content" id="post-body-2358830317324999635" itemprop="articleBody" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: 0px 0px; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px; font-size: 15px; line-height: 1.5em; outline: 0px; overflow: hidden; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline; width: 670px;">Yılın üçüncü kitabı ise Gece Evi Serisi’nin sıradaki kitabı
olan Seçilmiş oldu… Yeri gelmişken söyleyeyim seriyi tekrar okuyorum. Hafif ve
kafa dağıtmalık bir seri. Vampirleri seviyorsanız bir göz atın.<p style="background: 0px 0px rgb(255, 255, 255); border: 0px; font-family: "Roboto Condensed"; outline: 0px; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"></p></div></article><p class="MsoNormal"><span style="font-size: 24px; text-align: center;"><span style="color: #ffa400;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2021/01/secilmis-gece-evi-serisi-3-4-yorum-121.html" target="_blank">Seçilmiş (Gece Evi Serisi 3) / 4. Yorum (121)</a></span></span></p><div class="post-header" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: 0px 0px; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px; line-height: 1.6; outline: 0px; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"><div class="post-meta" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: 0px 0px; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px; font-size: 12px; line-height: 1.4em; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; text-align: center; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"><span style="color: #ffa400;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2021/01/secilmis-gece-evi-serisi-3-4-yorum-121.html" target="_blank"><span class="post-author vcard" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: 0px 0px; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px; outline: 0px; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"></span><span class="post-timestamp" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: 0px 0px; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px; margin-left: 0px; outline: 0px; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"></span></a></span></div></div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: 0px 0px; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px; clear: both; outline: 0px; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"></div><article class="post-article" style="margin-top: 20px; outline: 0px; transition: all 0s ease 0s;"><div class="post-body entry-content" id="post-body-3903696344910006096" itemprop="articleBody" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: 0px 0px; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px; font-size: 15px; line-height: 1.5em; outline: 0px; overflow: hidden; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline; width: 670px;">Blogları Canlandırma Projesi kapsamında bu ay okuduğum kitap
ise Ay’da 172 oldu. Bana Marslı’yı hatırlatan bir eser oldu.</div><div class="post-body entry-content" id="post-body-3903696344910006096" itemprop="articleBody" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: 0px 0px; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px; font-size: 15px; line-height: 1.5em; outline: 0px; overflow: hidden; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline; width: 670px;"><span style="color: #111111; font-family: "Roboto Condensed"; font-size: 24px; text-align: center;"><br /></span></div><div class="post-body entry-content" id="post-body-3903696344910006096" itemprop="articleBody" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: 0px 0px; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px; font-size: 15px; line-height: 1.5em; outline: 0px; overflow: hidden; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline; width: 670px;"><span style="font-family: "Roboto Condensed"; font-size: 24px; text-align: center;"><span style="color: #ffa400;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2021/01/ayda-172-saat-uzayda-kimse-senin-cglgn.html" target="_blank">Ay'da 172 Saat (Uzayda, Kimse Senin Çığlığını Duyamaz)/ 5. Yorum (122)</a></span></span></div><div class="post-body entry-content" id="post-body-3903696344910006096" itemprop="articleBody" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: 0px 0px; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px; font-size: 15px; line-height: 1.5em; outline: 0px; overflow: hidden; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline; width: 670px;"><div class="post-header" style="background: 0px 0px rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #4f4f4f; font-family: "Roboto Condensed"; font-size: 14px; line-height: 1.6; outline: 0px; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"><div class="post-meta" style="background: 0px 0px; border: 0px; color: #bdbdbd; font-size: 12px; line-height: 1.4em; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; text-align: center; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"><span class="post-author vcard" style="background: 0px 0px; border: 0px; outline: 0px; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"></span><span class="post-timestamp" style="background: 0px 0px; border: 0px; margin-left: 0px; outline: 0px; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"></span></div></div><div style="background: 0px 0px rgb(255, 255, 255); border: 0px; clear: both; color: #4f4f4f; font-family: "Roboto Condensed"; font-size: 14px; outline: 0px; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline;"></div><article class="post-article" style="background-color: white; color: #4f4f4f; font-family: "Roboto Condensed"; font-size: 14px; margin-top: 20px; outline: 0px; transition: all 0s ease 0s;"><div class="post-body entry-content" id="post-body-788708050206621401" itemprop="articleBody" style="background: 0px 0px; border: 0px; color: #5e5e5e; font-size: 15px; line-height: 1.5em; outline: 0px; overflow: hidden; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline; width: 670px;"></div></article></div><div class="post-body entry-content" id="post-body-3903696344910006096" itemprop="articleBody" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: 0px 0px; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px; font-size: 15px; line-height: 1.5em; outline: 0px; overflow: hidden; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline; width: 670px;"><br /></div><div class="post-body entry-content" id="post-body-3903696344910006096" itemprop="articleBody" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: 0px 0px; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px; font-size: 15px; line-height: 1.5em; outline: 0px; overflow: hidden; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline; width: 670px;">Daha sonra ise Rick Riordan’ın Percy Jackson ve Olimposlular
serisinin ikinci kitabı olan Canavarlar Denizi’ni okudum. Yorum ilerleyen
günlerde sizlerle olacak.</div><div class="post-body entry-content" id="post-body-3903696344910006096" itemprop="articleBody" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: 0px 0px; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px; font-size: 15px; line-height: 1.5em; outline: 0px; overflow: hidden; padding: 0px; transition: all 0s ease 0s; vertical-align: baseline; width: 670px;"> </div></article>
<p class="MsoNormal">Ocak 2021’in son kitabı ise Emrah Serbes’in Erken
Kaybedenler kitabı oldu. Onun yorumu da ilerleyen günlerde sizlerle olacak. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p><p class="MsoNormal"><o:p>Bu ay iki de film izledim. İlki Will Smith'în Umudu'nu Kaybetme isimli yapıtıydı. Yine blogları Canlandırma Projesi kapsamında izlediğim bir film. </o:p></p><p class="MsoNormal"><o:p><br /></o:p></p><p class="MsoNormal"><o:p>Bu ayın ikinci filmi ise Enola Holmes... Yorumu ilerleyen günlerde sizlerle olacak... </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Ocak 2021’in En Çok
Okunanları <o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Gelelim bu ayın en çok okunan yazılarına… Bu ay 13 bin 300
ziyaretçiyi konuk etmişim. En çok okunan yazım geçtiğimiz haftalarda yaşadığımı
Whatsapp olayları ile ilgili yazdığım “Whatsapp Çıkması” yazım oldu. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İkinci sırada Blogları Canlandırma Projesi
yazım yer alırken üçüncülük uzun zaman önce yorumunu sizlerle paylaştığım Beyaz
Zambaklar Ülkesinde kitap yorumumun oldu. Ocak 20212in en çok okunan yazıları
ise şu şekilde; <span style="mso-spacerun: yes;"> </span></p><p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun: yes;"><br /></span></p><p class="MsoNormal"><b><span style="color: #ffa400;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2021/01/whatsapp-ckmaz.html" target="_blank">Whatsapp çıkmazı!</a></span></b></p><p class="MsoNormal"><o:p><b><span style="color: #ffa400;"> </span></b></o:p></p><p class="MsoNormal"><b><span style="color: #ffa400;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2021/01/bloglar-canlandrma-projesi.html" target="_blank">Blogları Canlandırma Projesi</a></span></b></p><p class="MsoNormal"><o:p><b><span style="color: #ffa400;"> </span></b></o:p></p><p class="MsoNormal"><b><span style="color: #ffa400;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2017/04/66-kitap-yorumu-beyaz-zambaklar.html" target="_blank">Beyaz Zambaklar Ülkesinde (66)</a></span></b></p><p class="MsoNormal"><o:p><b><span style="color: #ffa400;"> </span></b></o:p></p><p class="MsoNormal"><b><span style="color: #ffa400;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2021/01/senarist-1-yorum-118.html" target="_blank">Senarist / 1. Yorum (118)</a></span></b></p><p class="MsoNormal"><o:p><b><span style="color: #ffa400;"> </span></b></o:p></p><p class="MsoNormal"><b><span style="color: #ffa400;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2016/05/46-kitap-yorumu-seker-portakal.html" target="_blank">Şeker Portakalı (46)</a></span></b></p><p class="MsoNormal"><o:p><b><span style="color: #ffa400;"> </span></b></o:p></p><p class="MsoNormal"><b><span style="color: #ffa400;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2021/01/ben-geldim.html" target="_blank">Ben geldim!</a></span></b></p><p class="MsoNormal"><o:p><b><span style="color: #ffa400;"> </span></b></o:p></p><p class="MsoNormal"><b><span style="color: #ffa400;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2021/01/secilmis-gece-evi-serisi-3-4-yorum-121.html" target="_blank">Seçilmiş (Gece Evi Serisi 3) / 4. Yorum (121)</a></span></b></p><p class="MsoNormal"><o:p><b><span style="color: #ffa400;"> </span></b></o:p></p><p class="MsoNormal"><b><span style="color: #ffa400;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2021/01/ejderhalarn-dans-ksm-ii-2-yorum-119.html" target="_blank">Ejderhaların Dansı Kısım II / 2. Yorum (119)</a></span></b></p><p class="MsoNormal"><o:p><b><span style="color: #ffa400;"> </span></b></o:p></p><p class="MsoNormal"><b><span style="color: #ffa400;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2021/01/seri-kitaplar-seri-okuyoruz-okuma.html" target="_blank">Seri Kitapları Seri Okuyoruz Okuma Etkinliği 2021</a></span></b></p><p class="MsoNormal"><o:p><b><span style="color: #ffa400;"> </span></b></o:p></p><p class="MsoNormal">
</p><p class="MsoNormal"><b><span style="color: #ffa400;"><a href="https://cahilokur.blogspot.com/2016/05/44-kitap-yorumu-kucuk-agacn-egitimi.html" target="_blank">Küçük Ağaç'ın Eğitimi (44)</a></span></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p><b><span style="color: #ffa400;"> </span></b></o:p></p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com20tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-71637954688042984802021-01-31T00:39:00.003+03:002021-01-31T00:39:59.534+03:00Umudunu Kaybetme / 1. Yorum<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmABZPxwVkGb3jdpSxLjD1xT8K5HFpGci1xfnrdVwbkFHxIWAvrjxMhslisjbn8Eiqq5WxB_hmGmstAGDzGOMMzKfLz9Xtc969Qr1jZfEsxLggFnX3cS0DMB-b-y9SCjCXIjmvkNQ0x3I/s619/Umudunu+Kaybetme2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Umudunu Kaybetme, The Pursuit of Happyness, Aile, Biyografi, Dram, Gabriele Muccino, Steve Conrad, Will Smith, Thandie Newton, Jaden Smith, Dan Castellaneta, Film Yorumları, BCP" border="0" data-original-height="338" data-original-width="619" height="219" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmABZPxwVkGb3jdpSxLjD1xT8K5HFpGci1xfnrdVwbkFHxIWAvrjxMhslisjbn8Eiqq5WxB_hmGmstAGDzGOMMzKfLz9Xtc969Qr1jZfEsxLggFnX3cS0DMB-b-y9SCjCXIjmvkNQ0x3I/w400-h219/Umudunu+Kaybetme2.jpg" title="Umudunu Kaybetme, The Pursuit of Happyness, Aile, Biyografi, Dram, Gabriele Muccino, Steve Conrad, Will Smith, Thandie Newton, Jaden Smith, Dan Castellaneta, Film Yorumları, BCP" width="400" /></a></div><br />Cahil Okur’dan herkese selamlar…<p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Blogları Canlandırma Projesi kapsamında bu ay izlediğim
filmin yorumuyla karşınızdayım. Aynı zamanda yılın ilk film yorumu olacak
eserimiz Will Smith’in oğluyla başrolünde yer aldığı “Umudunu Kaybetme”… Ama
önce filmin kısa bir tanıtımını sizlerle paylaşacağım;</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Özet ve Detaylar<o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">İyi bir baba olan Chris Gardner, işinde sorunlar yaşayan,
maddi açıdan sarsıntıda olan ve aynı zamanda iyi bir eş olan bir adamdır. Ancak
ne yazık ki eşi sıkıntılara daha fazla katlanamayacağına karar vererek onu terk
eder. Christopher adındaki oğulları da babasının yanında kalır. Karısının terk
edişi de yetmezmiş gibi bir de ev sahibi dışarı atar baba –oğulu. Sokaklarda
kalıp, tuvaletlerde, düşkünler evinde çalışarak ayakta durmaya çalışır. Oğlunun
sevgisi bu mücadeleci baba için her şeydir. Ve sevgiye eklenen bir var olma
savaşı hiç şüphesiz, vakti geldiğinde en mükemmel kapıları açacaktır. (Alıntıdır)</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Film Yorumum <o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<p class="MsoNormal">Aslına bakarsanız uzun zamandır film izlemiyordum. Daha çok
dizileri takip ettiğim söylenebilir ki, halen GoT kalitesinde bir dizi ile
karşılaşmadım ve tavsiyelerinize açığım… Lafı uzatmadan konumuza geçecek
olursak; filmin başlangıç sahneleri ile birlikte nedense farklı bir huzur
kapladı içimi. Baştaki müzik bile size arkanıza yaslanıp keyfini çıkartmanızı
dikte eder bir havaya sahip. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu tarz filmlerdeki genel işleyiş itibari ile kahramanımızın
aklına bir fikir gelir ve hayatı bir anda değişiri beklediğim sırada meşhur
yetişkin oyuncağı Rubik Küp için ayrılan sahne dikkatimi çekti. Kahramanımızın Rubik
küp sayesinde de gerçekten hayatı değişmeye başladı diyebilirim. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">İlk bir saati geride bıraktığım sıralarda “İşler daha ne
kadar kötü gidebilir” diye düşünmeye başlarken, filmin bir repliği ile şaşırdım
kaldım; “Mutluluk belki de sadece arayacağımız bir şeydir de hiçbir zaman sahip
olamayacağımız bir şeydir” diyordu kahramanımızın iç sesi… Cidden başına
gelenleri gördükçe “Acaba bu tespit doğru mu?” kafasına girdiğimi belirtmem
gerekiyor. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Beni etkileyen bir diğer
sahne ise oğluyla konuşurken sarf ettiği şu sözler oldu; “Bir daha kimsenin
sana bir şey yapamayacağını söylemesine izin verme!” Gerçekten kendimize
yaptığımız beklide en büyük haksızlık bu oluyor. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvjZbao3stMqPcC5xo5YPH4bK2zZIjmTp83ZFhvVCqB6zwKkYCFyZWJxMzAc0yK3kBa4sKeDA0PKCNBw8Z5l5j-RhMPcPz_9ccXHGoHtNsyJ_4swfy8MbMLEdfbCFfl6gVxvoQIa7cN7g/s800/Umudunu+Kaybetme1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Umudunu Kaybetme, The Pursuit of Happyness, Aile, Biyografi, Dram, Gabriele Muccino, Steve Conrad, Will Smith, Thandie Newton, Jaden Smith, Dan Castellaneta, Film Yorumları, BCP" border="0" data-original-height="800" data-original-width="800" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvjZbao3stMqPcC5xo5YPH4bK2zZIjmTp83ZFhvVCqB6zwKkYCFyZWJxMzAc0yK3kBa4sKeDA0PKCNBw8Z5l5j-RhMPcPz_9ccXHGoHtNsyJ_4swfy8MbMLEdfbCFfl6gVxvoQIa7cN7g/w320-h320/Umudunu+Kaybetme1.jpg" title="Umudunu Kaybetme, The Pursuit of Happyness, Aile, Biyografi, Dram, Gabriele Muccino, Steve Conrad, Will Smith, Thandie Newton, Jaden Smith, Dan Castellaneta, Film Yorumları, BCP" width="320" /></a></div><br /><p></p>
<p class="MsoNormal">Filmin genelinde başlarına olmadık işler gelirken, evsiz
kaldıkları bölümler beni etkileyen kısımdı. Bir babanın çaresiz kaldığına şahit
olmak gerçekten kötü. Bir de babaların cevaplayamayacağı sorularla karşılaşması…
</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">“Umudunu Kaybetme” filmi genel anlamda bu tarz filmlerin
klasikleşen yapısından uzakta kalmış gibi geldi bana. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hani o sizi ağlamaya sevk eden veya konuyu
aşırı dramatize eden filmlerden değil. İçerisindeki duygusallık ve başarı
unsuru yeterli seviyede ve “Evet bunları bende yaşabilirim” dedirten bir film. Bu
ayarın tutturulması ile birlikte filmin sizi esir alması da mümkün kılınmış
oluyor. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi2yVxbStkcqMeJh86K1O7NasvyT_fnEa-0MH6MlpfppKinG09bMr0ziwtsNEISfcolF8ZHrfegvbr-VALSq6KrpnSx5FVuZVmiHYi90bodVqazZf7yrw9Esbu5vW4ACuxPUiRg0T_21WU/s656/Umudunu+Kaybetme.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Umudunu Kaybetme, The Pursuit of Happyness, Aile, Biyografi, Dram, Gabriele Muccino, Steve Conrad, Will Smith, Thandie Newton, Jaden Smith, Dan Castellaneta, Film Yorumları, BCP" border="0" data-original-height="544" data-original-width="656" height="265" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi2yVxbStkcqMeJh86K1O7NasvyT_fnEa-0MH6MlpfppKinG09bMr0ziwtsNEISfcolF8ZHrfegvbr-VALSq6KrpnSx5FVuZVmiHYi90bodVqazZf7yrw9Esbu5vW4ACuxPUiRg0T_21WU/w320-h265/Umudunu+Kaybetme.jpg" title="Umudunu Kaybetme, The Pursuit of Happyness, Aile, Biyografi, Dram, Gabriele Muccino, Steve Conrad, Will Smith, Thandie Newton, Jaden Smith, Dan Castellaneta, Film Yorumları, BCP" width="320" /></a></div><br /><p></p>
<p class="MsoNormal">Yanlış hatırlamıyorsam Will Smith’in oğlu Jaden ile çektiği
ilk film Umudunu Kaybetme... Aile bireyleriyle birlikte oturup izlenebilecek kalitede
bir yapıt. BCP etkinliği kapsamında izlediğimve bende güzel hatıralar bırakan
bir film oldu. Sizlere de izlemenizi tavsiye ederim. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> Not: Filmin genel içeriğinden spoiler olmaması için pek bahsetmiyorum. Daha çok bende bıraktığı etkiyi sizlerle paylaşıyorum ki filmi izlerken ön bilginiz olmasın.</o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Film Künyesi <o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Orijinal İsmi: The Pursuit of Happyness</p>
<p class="MsoNormal">Vizyon Tarihi: 2 Mart 2007</p>
<p class="MsoNormal">Süre: 117dk</p>
<p class="MsoNormal">Tür: Aile, Biyografi, Dram</p>
<p class="MsoNormal">Yönetmen: Gabriele Muccino</p>
<p class="MsoNormal">Senarist: Steve Conrad</p>
<p class="MsoNormal">Yapımı: 2006 – ABD</p>
<p class="MsoNormal">Oyuncular: Will Smith, Thandie Newton, Jaden Smith, Dan Castellaneta,<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Zuhair Haddad, James Karen, Kurt Fuller, Mark
Christopher Lawrence, Brian Howe, Domenic Bove, Takayo Fischer<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>, George Cheung, Scott Klace, Joyful
Raven, Geoff Callan</p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com40tag:blogger.com,1999:blog-504989001852480766.post-7887080502066214012021-01-30T16:50:00.001+03:002021-08-18T00:11:27.132+03:00Ay'da 172 Saat (Uzayda, Kimse Senin Çığlığını Duyamaz)/ 5. Yorum (122)<p></p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyeoZUeAnjf1dkhL-WbTpt5MqAIyNkzGs6E6RiOk1fjMpG2CW6GMX8ovkr-tujK4b__fKA4lc3EucdlrLnDXJyQPgJerHz34Cp-Z0G8Z4PEmxW3CdVZChMPDs4y4LkHTM-gher15bo6so/s1600/ay%2527da+172+saat.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Ay'da 172 Saat, Johan Harstad, Ezgi Dikici, Uzayda, Kimse Senin Çığlığını Duyamaz, Bilim-Kurgu, Edebiyat, Fantastik, Gençlik, Korku-Gerilim, Macera-Aksiyon, Roman, DARLAH: 172 timer på månen, İthaki Yayınları,Kitap Yorumları, Kitap Özetleri" border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyeoZUeAnjf1dkhL-WbTpt5MqAIyNkzGs6E6RiOk1fjMpG2CW6GMX8ovkr-tujK4b__fKA4lc3EucdlrLnDXJyQPgJerHz34Cp-Z0G8Z4PEmxW3CdVZChMPDs4y4LkHTM-gher15bo6so/w400-h300/ay%2527da+172+saat.jpg" title="Ay'da 172 Saat, Johan Harstad, Ezgi Dikici, Uzayda, Kimse Senin Çığlığını Duyamaz, Bilim-Kurgu, Edebiyat, Fantastik, Gençlik, Korku-Gerilim, Macera-Aksiyon, Roman, DARLAH: 172 timer på månen, İthaki Yayınları,Kitap Yorumları, Kitap Özetleri" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"></td></tr></tbody></table><br />Cahil Okur’dan herkese selamlar… Blogları Canlandırma Projesi kapsamında okuduğum<p></p>
<p class="MsoNormal">Ay’da 172 Saat kitabıyla karşınızdayım bu gün… </p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">KİTAP YORUMU<o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<p class="MsoNormal">Yeni yılın başlaması ile dahil olduğum ilk proje olan
Blogları Canlandırma Projesi kapsamında bu ay okuduğum kitap Ay’da 172 saat
oldu. Bence güzel bir seçim ama bakalım sizlerde beğenecek misiniz? </p>
<h3 style="background: white; margin-bottom: 10.2pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 10.2pt; vertical-align: baseline;"><span style="border: 1pt none windowtext; mso-border-alt: none windowtext 0cm; padding: 0cm;"><o:p> </o:p></span></h3>
<h3 style="background: white; margin-bottom: 10.2pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 10.2pt; vertical-align: baseline;"><span style="border: 1pt none windowtext; mso-border-alt: none windowtext 0cm; padding: 0cm;">İçerik Yorumu</span><span style="color: #111111; font-family: "Roboto Condensed";"><o:p></o:p></span></h3>
<p class="MsoNormal">Johan Harstad’ın İthaki’den yayınlanan kitabı uzun süredir
kitaplığımda bekliyordu. Aslına bakarsanız kitabı henüz okumayı planlamıyordum
ama projenin ilk ayının teması olan “UMUT-BAŞARI” için uygun olduğunu
düşünerek bu ay için bu eseri seçtim. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kitabı elime aldığımda hakkında aslında fazla bir bilgim
yoktu. Uzun süredir aramızda olmayan Bi Poşet Kitap’ın blogunda yorumunu okumuş
ve sonrasında kitabı edinmiş ve kitaplıkta öylece duruyordu. Artık zamanı geldi
diyerek okudum.</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Hikayenin oldukça farklı olduğundan bahsetmem şart gibi. Üç
farklı toplumdan ve üç farklı derdi olan gencin gözünden bakarak yeni bir
dünyaya adım atıyoruz. Hepsinin kendi adına umutları var ve bu umutların onları
sürüklediği bir nokta... Bizlerde Johan Harstad’ın kaleminden dökülen kelimeler
ile bu maceraya ortak oluyoruz. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Hikayenin ilerleyişi genel anlamda oldukça güzel. Lakin
zaman zaman yapılan atlamaların okuyuşu kötü yönde etkilediğini söyleyebilirim.
Sonuç kısmında hikayenin tahmin edilemez olduğu da aşikar. Daha farklı bir son
elbette bir okuyucu olarak dileyebilirdim, lakin bu yazarın kaleme aldığı sonun
kötü olduğu anlamına gelmeyeceğinin altını çizmek isterim. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bildiğim kadarıyla Johan Harstad’ın Türkçeye çevrilen tek
kitabı Ay’da 172 saat ancak hikayeden aldığım hava bir devam kitabının gelmesi
gerektiği yönünde. Umarım devamında olanları da okuyabileceğimiz bir devam
kitabı gelir. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Yazım Dili Yorumu<o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Johan Harstad’ın kaleminin hoşuma gittiğini söyleyebilirim.
Genel anlamda akıcı bir yazım şekli var. Ezgi Dikici’nin çevirisi de bence
güzeldi. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Yapısal Yorum<o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<p class="MsoNormal">İthaki’nin kalitesine uygun bir basım yapmışlar. Kapak
tasarımını da oldukça beğendim. Yapısal anlamda sorunsuz bir kitap. </p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ARKA KAPAK YAZISI<o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">NASA, kırk yıllık uzun aranın ardından Ay'a insanlı bir
yolculuk düzenlemeye karar verir. Dünya'dan üç genç de bu yolculuğa katılmaya
hak kazanır: Midori, Antoine ve Mia. </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ay'a yolculuk sorunsuz bir şekilde tamamlanır, ama aslında
sorun Ay'ın bizzat kendisidir. Ay üssü DARLAH 2'de sıradışı olaylar baş
gösterir; Ay'daki bir şey uzun uykusundan uyanmıştır. Kısa bir süre sonra
DARLAH 2'nin sakinleri orada yalnız olmadıklarını fark ettiklerinde, yaşamak ve
eve dönmek için mücadele etmek zorunda kalırlar.</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">"İskandinav gerilimi, adeta bilimkurgu-korku
sinemasıyla buluşuyor."</p>
<p class="MsoNormal">-VOYA </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">"Okuru kendine bağlayan, eşsiz bir bilimkurgu."</p>
<p class="MsoNormal">-SLJ </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">"Hem psikolojik hem de atmosferik olarak rahatsız
edici."</p>
<p class="MsoNormal">-PUBLISHERS WEEKLY </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">"Baş döndürücü ve korkutucu."</p>
<p class="MsoNormal">-BOOKLIST </p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu kitapta okuyacaklarınız belki de neden Ay'dan arkamıza
bakmadan kaçıp onu rahatsız etmemeyi seçtiğimizin ürkütücü bir cevabı.</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">KÜNYE<o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Adı: Ay'da 172 Saat</p>
<p class="MsoNormal">Yazar: Johan Harstad, Ezgi Dikici (Çevirmen), </p>
<p class="MsoNormal">Alt başlık: Uzayda, Kimse Senin Çığlığını Duyamaz</p>
<p class="MsoNormal">Baskı tarihi: Aralık 2015</p>
<p class="MsoNormal">Sayfa sayısı: 312</p>
<p class="MsoNormal">Format: Karton kapak</p>
<p class="MsoNormal">ISBN: 9786053755098</p>
<p class="MsoNormal">Kitabın türü: Bilim-Kurgu, Edebiyat, Fantastik, Gençlik,
Korku-Gerilim, Macera-Aksiyon, Roman</p>
<p class="MsoNormal">Orijinal adı: DARLAH: 172 timer på månen</p>
<p class="MsoNormal">Dil: Türkçe</p>
<p class="MsoNormal">Ülke: Türkiye</p>
<p class="MsoNormal">Yayınevi: İthaki Yayınları</p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ALINTILAR<o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p> </o:p></b></p>
<p class="MsoNormal">New York'a ancak spor ayakkabılarla gidilir. Sayfa 73</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Hayat sen başka planlar yapmakla meşgulken başına gelen
şeylerdir. Sayfa 91</p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Uzayda kimse senin çığlığını duyamaz. Sayfa 148 </p>Cahil Okurhttp://www.blogger.com/profile/11098963520109186680noreply@blogger.com28