Allah Beni Böle Yaratmış
Kitap Yorumları
Pucca
Pucca Günlük
24: KİTAP YORUMU: Allah Beni Böyle Yaratmış - Pucca Günlük 3. Kitap
Allah Beni Böyle Yaratmış - Pucca Günlük 3. Kitap
Yazar: Pucca
Yayınevi : Okuyan Us Yayınları
Sanal âlemin en bilinen isimlerinden PuCCa, hikâyelerine
kaldığı yerden devam ediyor. İlk kitabı "Küçük Aptalın Büyük Dünyası"
ile bol bol güldüren, ikinci kitabı "Ve Geri Kalan Her Şey" ile yer
yer hüzünlendiren PuCCa, serinin üçüncü kitabı "Allah Beni Böyle
Yaratmış"ta "Ayaklarına kadar uzanan simsiyah montu ile Kenan
İmirzalıoğlu'nun içerisine bisiklet pompasıyla hava basmışlar gibi duruyordu"
diye tanımladığı, şimdiye kadar hiç yazmadığı Ankaralı'yla ilişkisini ve
üniversite hayatını anlatıyor...
"Yediğini, içtiğini, gezdiğini gördüğünü değil, bize
başına neler geldiğini söyle" dedirten tek yazar olma özelliğini kimselere
kaptırmayan PuCCa, bu kez de ilk paragraftan itibaren onu neden bu kadar sevip
merak ettiğimizi bize yeniden kanıtlıyor.
Bu arada, bizden duymuş olmayın ama, yine çok güleceğiz!
Sayfa Sayısı: 341
Baskı Yılı: 2012
KİTAP YORUMU
Cahil Okur’dan herkese merhabalar…
Yaklaşık olarak 2 hafta kadardır internette yaşadığım
sıkıntılar nedeniyle maalesef okuduğum kitapların yorumlarını sizlerle
paylaşamadım. Ama sanırım artık herhangi bir sıkıntı yaşamam.
Bildiğiniz gibi son olarak PuCCa Günlükleri’nin 3. kitabı
olan Allah Beni Böyle Yaratmış’ı okuyordum. Bir geri dönüş kitabı olan Allah
Beni Böyle Yaratmış’da PuCCa, şu meşhur Ankaralı ile geçen döneminden
bahsediyor. Ankaralı’nın yanı sıra
PuCCa’nın üniversite maceralarından da az da olsa haberiniz oluyor. Ve
elbette her üniversitelinin yaşadığı “stajyer” dönemlerinden tabii ki.
Hazır stajyer dönemleri demişken kafama takılan ve aslında
pek de hoşlanmadığım bir bölümden bahsederek kitabı yorumlamaya başlayalım.
PuCCa 2. kitabında radyo stajyerlik yapmaya başladığı ve sonrasında gece
kuşağında program sahibi olduğu dönemden bahsettiği bölümün sonlarında radyodan
kovulmasından da bahsetmekte. Konu hakkında detaylı bir bilgi vermeyeceğim
spoiler olmaması açısından ancak, anlattıkları bana biraz kurgusal olarak geldi
maalesef. Belki gerçekten yaşadığı bir şey olabilir ancak aynı sektörde belli
bir mesai harcadığım için o hatayı kimsenin yapacağını düşünemiyorum. Yapmamalı
ya da yapmamalıydı en azından J
Dediğim gibi bu kitapta PuCCa genel olarak Ankaralı ile
birlikte olduğu dönemden bahsetmekte. İkili arasındaki birçok olaya PuCCa’nın
anlatımıyla bizde şahitlik ediyoruz. PuCCa’nın o bildiğimiz gel git durumları
bu dönemde de oldukça fazla olduğunu görmekteyiz. Ancak zeki bir kız olduğuna
inandığım PuCCa’nın hangi akıl ve mantıkla Ankaralı ilerleyen dönemlerdeki
davranışlarına boyun eğdiğini anlamış değilim ne yazık ki… Sanırım kendisini
gözümde biraz fazla büyüttüm ya da aşk gerçekten insanın gözünü kör
edebilmekte.
Değinmek istediğim bir diğer konu ise PuCCa’nın zaman zaman
diğer kitaplarında yaptığı çocukluk dönemine ait anlatımlar. PuCCa’nın geride
bıraktığımız 3 kitabında da bu bölümler en çok dikkat edilmesi gereken ve
tekrar tekrar okunması gereken bölümler olarak düşünüyorum ben. Evet genel
anlamıyla “eğlencelik eser” olarak nitelendireceğimiz PuCCa Günlükleri’nin bu
bölümlerinde PuCCa’nın anlattıkları “duygusala bağlamanıza” neden olabilir.
Üvey Babası ve Annesi ile yaşadıkları gerçekten insanı
hüzünlendiren cinsten. PuCCa’nın o döneme ait anlattıklarını okudukça bende
kendisi gibi zatı muhteremlere rahmet okudum. Ancak yıllar sonrasında üvey
babası nedeniyle annesi ile yeniden karşılaştıkları bölümde ise PuCCa’nın o
kadar da lay lay lom bir insan olmadığına şahit olacaksınız.
Anlattıkları hakkındaki bu değerlendirme ardından ise
kitabın geneli hakkındaki değerlendirmeme gelirsek; sanırım yazdıklarının değer
görmesi neticesinde bu kitapta PuCCa biraz zoraki yazmış gibi geldi bana. Belki
yaşadıklarından böle bir zorlanma hissetmiş olabilirim ama düşüncem bu
maalesef.
SEÇTİĞİM SÖZLER
- Biz öyle tembel bir nesildik ki, açıkcası en büyük korkumuz devamsızlıktan sınıfta kalmaktı. (Sayfa 18)
- Hiçbir ilişki mükemmel değil, hep sorun var… (Sayfa 276)
- Çocukken o kadar çok dayak yerdim ki, büyüdüğümde geçecek diyordum, büyüyünce de güçsüzlüğümden faydalanan hayvanlar çıkıyormuş meğerse… (Sayfa 315)
YORUM