Güneydoğu`da Savaşmış Askerler Anlatıyor
Mehmedin Kitabı
Metis Yayınları
Nadire Mater
Siyaset-Politika
40: KİTAP YORUMU : Mehmedin Kitabı
Kitabın Adı: Mehmedin Kitabı
Alt Başlık: Güneydoğu`da Savaşmış Askerler Anlatıyor
Yazar: Nadire Mater
Baskı Tarihi: Ocak 2012
Sayfa Sayısı: 336
İSBN: 9789753422291
Kitabın Türü: Siyaset-Politika
Dil: Türkçe
Yayınevi: Metis Yayınları
KİTAP HAKKINDA
Dünyadaki hiçbir savaş haberlerdeki, TV görüntülerindeki
gibi olmamıştır. Mermiler parçalar, yaralar, sakatlar ve öldürür. Orada olmak,
asker olarak çatışmanın tam ortasında olmak başkalarına nasıl aktarılabilir ki?
Adları ne olursa olsun askeri "Mehmet" diye
biliriz. Oysa askerler de hepimiz gibi birilerinin çocukları, kardeşi, eşi,
sevgilisi ya da babası olan adı sanı belli insanlardır. Mehmedin Kitabı`nı
böyle 42 genç insan yazdı. Onlar askerliklerini 1984-98 arasında Güneydoğu`da,
Olağanüstü Hal Bölgesi`nde yaptılar. Başlarından geçenlerin muhasebesini
sizlerle paylaşma cesaretini göstererek bu kitabı yarattılar.
Mehmedin Kitabı sosyolojik ya da politik değerlendirmeler
yapmayı amaçlamıyor. İsteyerek ya da istemeyerek kendilerini çatışmanın
ortasında bulan kanlı canlı insanların sesini topluma duyurmak, yaşananlara
onların baktığı yerden de bakılmasını sağlamak, bu kitabın amacı.
Elbet her şey bu kitaptakinden de ibaret değil. Dinlemek ve
okumak da, sonuçta orada olmak değildir çünkü..."
Mehmedin Kitabı`nı arka kapağında bunları söyleyerek
yayımlamıştık. Kitap hem tiraj olarak hem tartışma olarak geniş ilgi uyandırdı.
Yayımlandığı 1999 yılında, ama dördüncü baskısında Genel Kurmay Başkanlığı`nın
ihbarıyla Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından toplatıldı ve yazar Nadire
Mater ve Metis Yayınları`na Türk Ceza Kanunu`nun 159. maddesinden dava açıldı.
Nisan 2001`de dava beraatle sonuçlandı.
YAZAR HAKKINDA: 1949`da Söke`de doğdu. Yerel, yaygın ve
uluslararası dergi, gazete ve radyolarda muhabirlik yaptı. 1999`da yayımlanan
Mehmedin Kitabı`ndan dolayı açılan davadan 2001`de beraat etti. Mater 2000`den
bu yana IPS İletişim Vakfı`nın yürüttüğü Bağımsız İletişim Ağı (BİA) projeleri
ve Bianet haber sitesinde çalışıyor.
KİTAP YORUMU
Cahil Okur’dan selamlar…
Evet arkadaşlar 16 günlük uzun bir aranın ardından yeniden
bir kitap yorumu ile karşınızdayım. Oldukça uzun bir zaman olduğunun
farkındayım, bunda az sonra okuyacağım kitabın ağırlığının büyük payı var. Neyse lafı fazla uzatmadan hemen yoruma
geçeyim.
- İçerik Yorumu
“Mehmedin Kitabı” Nadire Mater’in ilk kitabı. Güneydoğu’da
görev yapan er, erbaş ve subayların anılarından oluşan bir kitap. Ancak bu
anılar sizlerin ve benim bildiğim gibi şeyler değil.
Doğuda PKK’nın yeni yeni türemeye başladığı ve köylü üzerinde hakimiyetini
sağlamak adına aşırı baskılar yaptığı dönemleri anlatan bir kitap. Anılar içerisinde PKK’nın yapmış olduğu zulümlerin
yanı sıra askerin yaptığı “hata”ları da bulabilirsiniz. Askerlerin dağa
çıkarken neler yaşadığı, çatışma anında aklına neler geldiği, köylü ile asker
arasındaki ilişkilere dair birçok kritik noktaya bu kitapta parmak basılmış
durumda.
Kitabın tamamı anılardan meydana gelmekte. Askerlerin tamamı
da belirli bir gruba ait değil. Anılarını anlatan askerlerin söylediklerinden
içlerinde Türk, Kürt, gayrimüslim, Ermeni, sosyalist, ülkücü, anti militaristler olduğu anlaşılmakta. Bu da yaşanan olaylara çok farklı yorumların
getirildiği anlamına gelmekte.
Anıların kağıda dökülmesi esnasında yazarın bunlara herhangi
bir katkısı olup olmadığı noktasında ise net bir durum yok. Kendisinin yazdığı
ön sözde sadece cümle düzenlemeleri ve kronolojik sıralama noktasında yazılanlara
müdahale yaptığı belirtmektedir. Anlamsal olarak bir katkı veya çıkarım
yapmadığının altını çiziyor.
Kitabın içeriği bu konularda herhangi bir bilgisi olmayan
veya daha önce bu tür bir kitap okumayan kişiler için yanıltıcı nitelikler
barındırabileceğinin altını çizmek gerekiyor. Bu anlamda dikkatli okumakta
fayda var. Ben buna dikkat ettim ve konular hakkında az çok internette de
araştırma yaptığım için kitabı biraz geç bitirdim.
Kitabın bence okunmasında oldukça fayda var. Ancak daha önce
de dediğim gibi biraz daha nötr yaklaşarak okursanız daha faydalı olacaktır.
Eğer bu kitabı okuyacaksanız bu dediğime dikkat edin.
- Yazım Dili Yorumu
Nadire Mater’in yazım dili noktasında bu kitaptan yola
çıkarak bir yorum yapmak aslında oldukça zor. Çünkü az öncede dediğim gibi
kitap anılardan meydana geliyor ve sözler tamamen askerlere ait olduğunun altı
çiziliyor. Bu anlama bu seferlik Mehmedin Kitabı’na bir ayrıcalık yaparak
kitabı dil bakımından yorumlamayacağım. Bunun başlıca nedeni ise Nadire Mater’e
herhangi bir haksızlık yapmak istememem.
- Yapısal Yorum
Kitabın kapağını çok beğendim açıkçası. Kapaktaki fotoğraf
Stanley Kubrick’in Full Metal Jacket filmindeki 3 ayrı görüntünün kolajı ile
yapıldığını belirtmek gerekiyor. Tasarım oldukça güzel. Kitabın iç kısımlarında
ise herhangi bir kelime hatasına rastlamadım. Bu anlamda beni çok mutlu etti.
SEÇTİĞİM SÖZLER
Biz bir savaş bilir, oysa o savaşa ne kadar insan katıldıysa
en az o kadar savaş yaşanmış orada. (Sayfa 14)
Orada halk askeriyeye düşman, neden bilmiyorum. Şimdi, o
insanlara bir şeyler götürülseydi, bütün bunlar olmazdı diye düşünüyorum (Sayfa
22)
Emir gelmeyince ağır silahlar kullanamıyorsun. Neden
kullandırmıyorlar bilmiyorum, aklım ermiyor. Ağır silahları daha önce
kullanabilseydik, mesela Çorumlu arkadaşı kesinlikle şehit vermezdik. (Sayfa 25)
İnsan değer miydi diye illa ki düşünüyor tabii. Yirmi
yaşında bir çiğdem gidiyor ya. Umutsuzum ben, devam eder, bu Doğu bitmez.
Gençler ölmeye devam edecek. (Sayfa 26)
Askerlik yapılması gerekiyor diye düşünüyorum, ama niye
yapılması gerektiğini pek bilmiyorum. (Sayfa 30)
Zenginin çocuğunu görmedim oralarda, hep fakir fukara
çocuğunu yoluyorlar. Bizim dönemimizde çokları isyan etti, niye zengin adamın
çocuğunu görmüyorum diye, hak veriyorum adama. (Sayfa 41)
Kürt değiller, bunlar aslında bizim gibi Türk'tür diye
şeyler anlatılıyordu. Acıma hissini ortadan kaldıracak, bir sürü insanın
tüylerini diken diken edecek şekilde devamlı propaganda vardı tabi... (Sayfa 43)
Ölürsek şehit, kalırsak gazi hesabı, ya sakat kalırsam... (Sayfa
47)
Acemiden ayrılırken çavuşlar, "sağ kalırsanız,
arayın" diyorlar... (Sayfa 48)
Üçüncü kalkışında tek mermiyle Gaziantepli çocuğu
öldürüyorlar. Minyon tipli sevimli bir çocuktu. Üzüntü ve öfke. PKK'ya karşı, o
insanlara karşı gaddarca şeyler düşünüyorsun. Hatta köylüye, ora halkına bile
cephe almaya başlıyorsun. Onu Gaziantep'e götürdük. Cenaze ilk mektubundan önce
gitti. (Sayfa 50)
Biz eğitimsizler çatışmalardan tesadüf eseri kurtuluyorduk. (Sayfa
54)
Savaşta önce kendinle savaşıyorsun, niye orada olduğunu,
niye ateş ettiğini düşünüyorsun. Sonra karşındaki insanın savaşını yaşamaya
başlıyorsun. Sonra bulunduğun ortamın savaşını... (Sayfa 57)
Şehitler genelde ilk atışa maruz kaldığınız anda verilir,
sonrasında ölmek çok zor. (Sayfa 60)
Bence siyasetle, politikayla aç insanlar uğraşır, bir
insanın karnı toksa, parası pulu varsa, haklarla uğraşmaz. (Sayfa 61)
Babam milletvekili ya da fabrikatör olsaydı, arkam olsaydı
Şırnak'tas askerlik yapmazdım. (Sayfa 67)
Devletin hastanesine gittim, ilacı ille bizim almamız lazım.
İki saat ilacı aradık bulamadık. Orada kıvranıyorum, bağırıyorum. Doktor
hastanedeki ilacı kullanmıyor. Vatana elimizi ayağımızı veriyoruz, şehit
oluyoruz, o ilacı vermiyor. (Sayfa 83)
Mustafa'nın annesinin bir sözü vardı, geldiğimde en çok
kahreden o olmuştu; "Oğlumu niye getirmedin?" (Sayfa 85)
Savaştıklarımızın arasında PKK, doğa, komutanlar var. (Sayfa 89)
Bütün insanları seviyorum, teslim aldığımız teröristi bile.
Çünkü acıyorum onlara, onlarda bizim kardeşimiz. (Sayfa 105)
Her yerde savaşı siviller başlatır, askerler ölür. (Sayfa
106)
Birbirimizi sevmemiz gerekirken savaşıyoruz. (Sayfa 109)
Gün ağarması zaferdir. O geceyi atlatmışsındır. (Sayfa 113)
İzi mutlaka kalıyor, yani hala oradasınız. (Sayfa 122)
İlkokul mezunu milletvekili oluyor da bir gariban köylü
çocuğunu ilkokul mezunu diye Özel Harekat'ta devleti için savaşmaya almıyorlar.
(Sayfa 124)
Toplum savaşanları kahraman gibi görüyor, ama ben kendimi
öyle görmüyorum (Sayfa 134)
Ölen gerillaların, teröristlerin, her ne deniyorsa,
cesetlerini Özel Timciler Iğdır'ın içinde arabanın arkasına takıp geziyorlar.
Ölen insan üzerinde işlem yapılmaz bir defa yasalara aykırı. İnsanca ailesine
teslim edersen, bir başsağlığı dilersen, "yanlış yoldaydı" dersen
bunu engellersin. (Sayfa 142)
Kendimi rahatlatmak için, "halen hayattayım ve buradayım"
der, mutluluk oyunu oynardım. (Sayfa 145)
Askerlikte arkadaşına sırtını dayıyorsun, onunla yatıp,
onunla kalkıyorsun. Kürt, Sünni, Alevi, diye bakmıyorsun. (Sayfa 149)
Askerlik insanı intikamcı yapıyor, öç almak gibi.
Yaptıklarına karşılık vermek gibi, terazinin kefelerini eşitlemek gibi. (Sayfa 159)
Yaşanan anlatmaktan çekinir, uyduranda uydurur. (Sayfa 175)
Ölmekten korkmadım. Ölmemekten korktum. Sakat kalma
meselesi... (Sayfa 189)
"MGK olan bir ülkede demokrasiden söz etmek mümkün
mü" diyen subayda var. (Sayfa 195)
Savaş insanı hayvanlaştıran bir şey, yani medenilik aramayın
askerde, rütbelisinde... (Sayfa 199)
Kurşun girince ne sosyalizm kalıyor, ne Kürdistan, ne
Ülkücülük... İlk düşündüğün, kan nasıl durur... (Sayfa 200)
İlk gözüme çarpan postane kartları oldu, burada kart dikey
girer telefonu, orada yan. Misak-ı Milli sınırlarında yaşıyorsak, neden
Şırnak'ta kartlar yan, buradakiler düz giriyor? (Sayfa 208)
Duyuyor musunuz, "Dağlara gel, dağlara" çalıyor
şimdi. Dağlarda hiçbir şey yok, dağlara çıkarak şehirleri kurtaramayız. (Sayfa 219)
Burada insanlar çok soruyorlar, daha doğrusu "şu kadar
öldürdüm, bunu yaptım" demeni bekliyorlar ama öle bir şey söylemedim,
onları heyecanlandırmadım. Bu kadar öldürdüm diyerek onları kinlendirmenin, ne
şeyi var ki, barış varken. (Sayfa 237)
Savaş bitse... Kimsenin canı yanmayacak, bitmiyor işte,
Ahmet ölüyor, Mehmet ölüyor... İnanır mısınız, neden bitmiyor benim de aklım
ermiyor... (Sayfa 247)
Hadi geçmiş olsun Cahil Okur! Kitabı nasıl yorumlayacağım bilmiyorum demiştin ama gayet güzel üstesinden gelmişsin ki! Enteresan bir kitap belli oluyor, yorumun, alıntılar, olaylar... Kalemine sağlık ;)
YanıtlaSilGerçekten zor bir okumaydı ama sonunda bitti. Okuduğuma memnunum ama, okunması gerken bir eser
Silo zaman edinilesi kitabı zor da olsa okumak şart oldu :D
YanıtlaSilOkumanı tavsiye ederim, seveceksindir öyle düşünüyorum
Sil