32: KİTAP YORUMU : Metal Fırtına

Metal Fırtına, Orkun Uçar, Burak Turna, Timaş Yayınları

Metal Fırtına

Yazar: Orkun Uçar, Burak Turna
Yayınevi : Timaş Yayınları

ARKA KAPAK YAZISI

Tarih, 23 Mayıs 2007… Yer, Kerkük'ün kuzeydoğusu…
Kuzey Irak'taki kargaşa devam ederken, bölgede bulunan Türk birlikleri ani bir Amerikan saldırısına uğrar. Türk birlikleri "müttefik"lerinden hiç de beklemedikleri bir darbe almıştır.
CNN International hemen haber geçmeye başlar: "Kuzey Irak'ta çatışma… 13 ABD askeri öldü, 30 yaralı var. Ordu yetkilileri, Amerikan güçlerine saldıran 35 Türk askerinin öldürüldüğünü açıkladı."
Amerikalıların niyeti Türkiye'deki zengin bor minerallerini ele geçirmektir. Bunun için her şeyi göze almışlardır. İstanbul ve Ankara dahil olmak üzere tüm Türkiye'yi savaş alanına çevirmeyi bile…. Ve Metal Fırtına Operasyonu başlar…

Sayfa Sayısı: 304
Baskı Yılı: 2004

KİTAP YORUMU


Herkese Merhabalar…

Cahil Okur’dan selamlar arkadaşlar. Bu gün karşınızda bir “tekrar okuma”  işle geldim. (Tekrar okuma diye özellikle belirttim. Bazı arkadaşlar bu durumu re-read olarak paylaşıyor ve ben bundan pek hoşlanmıyorum.) Neyse gene yoruma giremedim. İşte ilk olarak üniversite yıllarımda okuduğum Metal Fırtına’nın ikinci okuması sonrası yorumum sizlerle

  1. İçerik Yorumu

Metal Fırtına’nın konusunu büyük bir çoğunluğun bildiği kanısındayım. Bilmeyenler için kısaca özetlemek gerekirse; Amerika Türkiye’yi işgal ediyor. Amaç bor rezervlerini elde etmek. Ani ve beklenmedik olan bir baskınla önce Ankara ardından da İstanbul işgal altında kalıyor. Elbette Türkiye halkı buna sessiz kalmıyor. Direniş her yerde mevcut hatta Gri Takım üyesi olan Gökhan sayesinde Washington’da bile bir direniş var…

Konu hakkında daha fazla bilgi vermeden genel anlamda içerik ile ilgili olan yorumu paylaşayım sizlerle. Bu tip komplo teorileri her zaman yapıla gelmiştir. Halende ABD’nin yapmış olduğu politikalar nedeniyle sıranın bir gün Türkiye’ye de geleceği konuşula gelmekte.

Altının ne kadar sağlam bir zemine oturduğu belli olmasa da kitap bu konuyu ele alması nedeniyle gerçekten ilgi çekici. Özellikle bu tip siyasi olaylar sizin dikkatinizi çekiyorsa bu kitabı kesinlikle okumalısınız. Kitapta geçen birçok ismin gerçek olması nedeniyle farklı fikirlere kapılabilirsiniz. Bu nedenle okumayı gerçekleştirirken lütfen bunların tamamen bir hayal ürünü olduğunu unutmayın.

Kitabın içeriği ile ilgili olarak eleştirilebilecek tek konu belki de Gökhan’ın yaptığı kahramanlıklar. İşlerin bu kadar basit bir şekilde gerçekleşmesini beklemek sanırım biraz hayalcilik olurdu. Diğer taraftan finaldeki olaylar zinciri de beni ilk okumama göre fazla tatmin etmedi. Bir anda Amerika’nın o kararı (Spoiler vermemek için ne olduğunu belirtmiyorum) vermesi çok basit oldu sanki.  Ancak yinede güzel bir siyasi kurgu romanı okuduğum kanısındayım.

  1. Yazım Dili Yorumu

Türk Edebiyatı’na eşine az rastlanır bir durum var bu kitapta. Kitabın yazarı iki kişi; Orkun Uçar, Burak Turna. Ortak bir dil oluşturmayı nasıl başardılar bilmiyorum. Çünkü bu gerçekten zor bir iş. Ancak siz okurken iki farklı beyinden çıkan şeyleri okuyor gibi değilsiniz. Tek bir beyinin ürünü olan güzel bir yazım dili var. Oldukça akıcı ve sürükleyici.

Az önce de dediğim gibi iki yazarlı bir kitap edebiyatımız da oldukça azdır. Metal Fırtına serisinde de durum aslında ilerleyen kitaplarda aynı, yazarlar ikinci kitapta ayrılıyor ve seriye öle devam ediyorlar.

  1. Yapısal Yorum

Timaş Yayınları’ndan çıkan bir kitap okumayalı uzun zaman oldu. Bir zamanlar ciddi bir Timaş takipçisiydim. Kitabın içerisinde yazım hataları oldukça az. En azından şu an basılan bir çok kitaptan bu nokta da iyi. Ancak iş dış kapak kalitesine geldiğinde o zamanların kitaplarının pek başarılı olduğunu söyleyemem.

Kapak tasarımı ise hiçbir zaman hoşuma gitmedi Metal Fırtına’nın. Kapakta Türkiye’ye özgü olan sadece Ayasofya Camii’nin resmi… Geri kalan tüm görseller Amerikan tabanlı. Daha güzel bir kapak ile okuyucuya sunulabilecek bir kitap olabilirdi belki de…

SEÇTİĞİM SÖZLER


  • Ölüm, gerçekleşmeden önce bir korku aracı olabilirdi sadece, oysa onun kapısı açıldığında artık sonsuz bir huzur vardı (Sayfa 12)

  • Unutma biz bu toprakları istiyoruz, üzerindeki insanları değil. (Sayfa 27)

  • Savaşı ABD'nin evine taşımayan hiçbir gücün galip gelme imkanı yoktur

  • Savaşın tek karakteri, tek ırkı, tek kişiliği ve tek bir yüzü olduğu gibi tek bir rengi vardı (Sayfa 168)


  • Ruh dünyası yıkılmış insanlar her şeye inanma eğiliminde oluyordu (Sayfa 225)

Hiç yorum yok

Yorumlarınız Bizim İçin Önemlidir

Blogger tarafından desteklenmektedir.