2025 hedefim ne?

Cumartesi, Ocak 18, 2025

 

Estikçe, 2025 Hedefi

Cahil Okur’dan selamlar…

 

2025 yılı başı itibariyle yine yeni yeniden  blolga dönme kararı almam ile kendim için belirlediğim bazı hedefleri de sizlerle paylaşmak ve bu konuyu tarihe bir not düşmek istedim.

 

Daha önce de dediğim gibi uzun süredir buralarda yoktum ama kitap okuma, film izleme gibi konulardan da ne yazık ki biraz uzak kaldığımı belirtmiştim. Aslına bakarsanız yoğun iş temposu ve özel hayat gibi konular nedeniyle bu tip beni rahatlatan konulardan genel anlamda uzak kaldım.

 

Ne zamandır doğru düzgün kitap okumadım. Dikkatimi çekecek bir film bulmakta ise hanidir zorlanıyorum. Bir şeylere başlayıp bitireme gibi nalet bir hastalığa tutulmuştum. 2025 yılının gelişi ile ise bu durumdan kurtulmak adına kendimi biraz zorlamaya karar kıldım ve bazı hedefler belirledim.

 

2025 Okuma Hedefi

            1000Kitap uygulamasının hatırlamasıyla başlayan bu bilinçlenme sürecimde ilk olarak uygulamadaki kitap hedefimi belirledim. Bu yıl için daha önceki yıllarda da olduğu gibi kendime 50 kitap hedefi koydum. Bu hedefi genel olarak tutturamama gibi bir sıkıntım olsa da bu yıl daha fazla dikkat edeceğim.  Kararlıyım…

 

            Sonrasında hedefi biraz daha detaylandırmak için kendime günlük 20 sayfa okuma hedefi koydum. Bu hedef günlük stabil 20 sayfadan ziyade ay sonunda okunan toplam sayfa sayısının ortalamasında günlük 20 sayfa hedefini tutturmak ile ilgili.

 

Yani 31 günlük Ocak ayı içerisinde toplamda 620 sayfa okuyabilirsem (Ki bunu şu anda zaten tamamladım) günlük okuma hedefini tutturmuş olacağım. Yıl sonuna kadar bu hedefin içerisinde kalırsam yaklaşık 7500 sayfaya yakın kitap okumuş olacağım. Belki biraz az gibi gözüküyor ama son 1 yıldır eline kitap almamış bir adam için şimdilik gerçekleştirilebilir bir hedef ve gerçekleştirilen hedefler konuya olan inancınızı ve iştahınızı artıracaktır.

 

2025 Blog Yazısı Hedefi

 

            2025 yılı içinde blog için hedefim ise haftalık en az 1 yazı yazmak. Bu konuda pek zorlanacağımı düşünmüyorum. Şu anda toplamda yazılmayı bekleyen 15 kitap yorumu var. Bir yıldır kitap okumazken nasıl bu kadar bekleyen yorum var diyebilirsiniz. Ben kitaplarımı okurken her zaman notlar alıyorum. Bloga yazmadığım dönemlerde bile bu şekilde olmuştur hep. Kitap hakkındaki düşüncelerim, olumlu veya olumsuz fikirlerimi hep kaydederim. Beklemekte olan 15 kitapların bazılarındaki notlarım kayıp olsa da genel anlamda yazılmayı bekleyen bolca yazım var.

 

Ayrıca izlediğim dizi ve filmlerin yorumları da bekliyor. Bu açıdan hedefi tutturmak çokta zor olamayacak gibi. Bunun yanı sıra farklı konulardaki fikirlerimi sizlerle paylaşacağım yazılarda olacak. Ve elbette blog arkadaşlarımın düzenlediği farklı etkinlik yazılarıyla da bu süreç desteklenmiş olacak.  

 

Sonuç olarak blog yazı hedefimin kat kat fazlasını gerçekleştirebilirim ama hedefi yine makul seviyede tutarak kendimi pişman etmek istemiyorum.

 

İşte Cahil Okur’un yeni yıldaki blog ve kitap okuma hedefleri bu şekilde. Sizlerin hedeflerine durumda? Bazılarınızın hedeflerini okudum ama diğer arkadaşlarda yorum olarak paylaşırsa sevinirim. Görüşürüz…

Baba Kız Zamanı!

Perşembe, Ocak 09, 2025

 

Estikçe, İklim, baba-kız zamanı

Cahil Okur’dan selamlar,

 

Bu dünya da insanın ulaşabileceği en güzel makam bence anne ve baba olmaktır. Oldukça zorlu bir görev olsa da arada yaşanan küçük anlar ve bir süre birlikte oyun oynamanın verdiği mutluluk hem çocuk için hem de anne ve babalar için paha biçilmez.

 

İşte böylesi bir güzel anı paylaşmak adına geçtim bugün klavye başına. Geçtiğimiz günlerde İklim’imin aklına güzel bir oyun geldi. Kendisinin cebren benden aldığı kalemlerimizle boyama yapmaya karar verdik. 12’li setin içinden ikimizde gözlerimizi kapatarak (burası önemli) 3’er kalem seçecek ve resim yapacaktık. Birlikte geçirilecek güzel bir anın başlangıcı işte bu fikir oldu.

“Yorgun baba” kozumu oynayarak biraz kolaycılığa kaçtığımı itiraf etmeliyim elbette bu noktada. Resimleri tamamen aklımızdan çizmektense seçtiğimiz renklerle boyama yapmayı teklif ettim ve melek kalpli kızım babasının yorgunluğunu geçerli mazeret sayarak teklifimi onayladı ve başladık boyamaları yapmaya…

 

Burada ilk resmimizi görüyorsunuz. Her ikimizin de seçtiği üç renk…

 

Estikçe, İklim, baba-kız zamanı


Ve sonuçlar…

 

Estikçe, İklim, baba-kız zamanı

İkinci boyamalarda ise renk sayısını dörde çıkarma kararı aldı meleğim. Başta siyah geldi diye üzülür sanmıştım ama ara kural değişikliği ile siyah ile işi bittiğinde başka bir renk ile değiştirdi.

 

Estikçe, İklim, baba-kız zamanı

İkinci boyamalarımız ise bu şekilde oldu;

 

Estikçe, İklim, baba-kız zamanı

Resim ve renklendirme konusunda hangimizin daha başarılı olduğu kişiye göre farklılıklar gösterebilir ama ben kızımla geçirdiğim 40-45 dakikalık baş başa zamandan oldukça fazla zevk aldım. Bu zamanın ondan fazla bana terapi gibi geldiğinin altını çizmem lazım.

Evlatlarımla vakit geçirmeyi seviyorum. Bazen günün yorgunluğu ve iş stresinden buna vakit bulamasam da onlarla geçirdiğim her dakika gerçekten özel. Kızıma bir kez daha buradan da bana vakit ayırdığı için teşekkürlerimi iletiyorum.

 

Peki siz miniklerle nasıl vakit geçiriyorsunuz? Paylaşıp yeni fikirler edinmemi sağlarsanız mutlu olurum.

Yeni yıla başlarken

Perşembe, Ocak 02, 2025


Cahil Okur’dan selamlar…

 

5 Temmuz 2023 tarihinde yazdığım son blog yazımın üzerinden tamı tamına 5 yüz 78 gün geçmiş durumda… Oldukça uzun bir süredir devam eden miskinliğimi yeni yıl sebebiyle bitirmeye karar verdim ama bunda ne kadar başarılı olurum gerçekten bilmiyorum.

Şimdilik buralarda olmaya çalışacağımı belirtmekle kalmak istiyorum. 2025 yılı için kendime belirlediğim haftada bir bloga yazma konusunu ne kadar gerçekleştirebilirim bilmiyorum ama zaman ilerledikçe bunu göreceğiz.

Geri gelmek, güzel insanları yeniden görmek gerçekten çok güzel. Şimdiden güzel bir yıl geçirmeniz dileğiyle

 

Ölüm Sessiz Geldi – Agatha Christie / 1.Yorum (130)

Çarşamba, Temmuz 05, 2023

Kitap Yorumları,Agatha Christie, Ölüm Sessiz Geldi,Altın Kitaplar,

Cahil Okur’dan herkese selamlar…

 

Uzun bir aradan sonra yeniden bir kitap yorumu ile karşınızdayım. Gerçekten çokça zaman oldu ve bu işler nasıl oluyordu unutmuş olabilirim, bu anlamda hata yaparsam şimdiden özür dilerim efendim.

 

Evet, bugün sizlerle paylaşacağım yorum Agatha Christie’nin “Ölüm Sessiz Geldi” eseri… Uzun zamandır okumayı planladığım ama bir türlü nasip olmayan bir eser. Yazarın kalemini oldukça fazla merak ediyordum ve sevgili eşimin doğum günü hediyesi olarak bana almış olduğu Agatha Christie eserleri ile bu merakı bir nebze olsun dindirmiş olduk.

 

İÇERİK YORUMU

 

Öncelikle belirtmem lazım ki kitabı okuyalı bir hayli zaman oldu. Ancak eski alışkanlık aldığım notlar sayesinde bu yorum sizlerle buluşmakta. Benim gibi Agatha Christie ile yeni tanışan bir okursanız kitabın önsözünü muhakkak okumanız gerektiğini ifade edeyim. Ben çoğu zaman kitapların bu bölümünü es geçen bir okurum ama nedense bu sefer okudum ve önsözü okumanın faydasını da gördüm. (Bu konuda biraz daha özverili olmalıyım sanırım)

 

İçerik olarak öncelikle bahsetmek istediğim Agatha Christie romanlarına göre ülkemizde daha çok popüler olan Sherlock Holmes serisi ile eseri istemsiz bir karşılaştırma içerisine girmeye başlayacağınızdır. Hele benim gibi Sherlock Holmes’un hayranı bir okur iseniz bu durumu daha yoğun olarak yaşayacağını belirtmem gerekiyor. Bu karşılaştırma yer yer sizi memnuniyetsiz bir hale sokarken, bazen de okuduğunuzdan daha fazla zevk almanızı sağlayacaktır.

 

Eserin genel olarak tadının farklı olduğunu belirtmem lazım. Farklı bir lezzet alıyorsunuz okuduğunu her sayfada. Okuyucuyu ciddi bir beklenti içine sokan bir durum söz konusu… Genel anlamda eseri okurken ilerleyiş anlamında (Katilin kim olduğu noktasında) çok fazla tahminim oldu. Netice itibari ile bu tahminlerim doğru çıkmamış olsa da “ters köşe yapayım” mantığıyla olduğuna inandığım neticeden ise pekte memnun olmadım açıkçası. Ama sonu tatmin etmese de genel işleyişin okuyucusunu memnun edeceği düşüncesindeyim ve içerik olarak bir şans verilmesi gerektiği kanısındayım.

 

Hikayenin sonu konusunu biraz daha açacak olursak eserde iki farklı sonun olduğunu belirteyim size. Ben ilk basımda editörün istekleri doğrultusunda değiştirilen sonu daha çok sevdim. Agatha Cristie tarafından yazılan orijinal son da eserde bulunmakta. Sizin tercihisiniz hangisi oldu ya da olacak merak ediyorum. Benimle paylaşırsanız sevinirim.

 

YAZIM DİLİ YORUMU

 

Okuması oldukça kolay ve akıcı bir anlatımın olduğunu belirtmem lazım. Bu tip eserlerde ağdalı dilden pek hoşlanmayan ben, Agatha Christie’nin kalemini ve Çiğdem Öztekin’in çevirisini oldukça beğendim. Bu anlamda son derece başarılı bir eser olmuş.

 

YAPISAL YORUM

 

Klasik Altın Kitaplar kalitesinde bir eser olmuş. Kapak tasarımında çizimleri daha çok sevsem de kullanılan fotoğraf güzeldi. Okurken hemen hemen hiç kelime basımı hatası görmedim. Bu anlamda temiz ve güzel bir okuma oldu.

 

ALINTILAR

 

Cinayet bir şiddet olayıdır. Onun için daha çok erkeklerden beklenir. Sayfa 28

 

Hayal gücü iyi bir yol gösterici, ama kötü bir ustadır. Sayfa 107

 

Bir insanın suçlu olduğunu bilmek başka, bunu ispat etmek başkadır. Sayfa 202

 

Yeryüzünde bir erkekle bir kadının mutluluğundan daha önemli bir şey yoktur. Sayfa 249

 

KÜNYA VE ARKA KAPAK YAZISI

 

Adı: Ölüm Sessiz Geldi

Orijinal adı: The Mysterious Affair at Styles

Yazar: Agatha Christie

Çevirmen: Çiğdem Öztekin

Basım: Türkçe · Türkiye · Altın Kitaplar · Ekim 2017 (İlk yayınlanma: 1963) · Karton kapak · 9789752110281

Tür: Roman, Polisiye, Edebiyat

 

Styles St. Mary köyündeki Styles Köşkü'nde son zamanlarda garip olaylar meydana gelmektedir. Sonunda bir gün, köşkteki yaşlı Bayan Inglethorp'un sağ kolu olan Evelyn, "Zavallı Emily... Hepsi, ama hepsi köpekbalığından farksızlar," diye mırıldanarak evden dışarı fırlar. Varlığıyla Bayan Inglethorp için bir güvence oluşturan Evelyn'in gidişi, köşkün havasını tümüyle değiştirir. Artık koca evde sonsuz bir kuşku ve ürkütücü bir kötülük havası esmeye başlar... Kırık bir kahve fincanı, bir damla mum yağı, Begonya tarhı...

 

Dedektif Poirot, efsanevi zekâsını kullanarak bu ipuçları sayesinde olayı aydınlatacaktır...

(Tanıtım Bülteninden)

2 yılda neler oldu?

Pazar, Haziran 18, 2023


 Cahil Okur’dan selamlar…

 

Buralardan uzaklardayken başımdan neler geçti biraz onlardan bahsetmek istedim sizlere bugün;

 

Öncelikle İklim’den blogu takip edenlerin haberi vardır. İlk kızım, gözümün nuru ve de hayatıma anlam katanım. Daha nice güzel sözlerle tarif edebileceğim canım kızım. Zaman geçti minik yavrum 4 yaşına geldi. Bazen zorlu geçse de babalık genel anlamda bu hayatta aldığım en güzel hediyedir bana yaradandan kızım. Her gün varlığına şükrederek ona sahip olma şerefine nail olmak için kime, nasıl bir iyilik yaptığımı düşünüp duruyorum.

 

İklim büyüdü ve bir gün bir kardeşe sahip olmak istediğini ilan etmesi ardından ise İnci Güneş’imiz girdi hayatımıza buralardan uzak kaldığım sürede. Annesi ve bende aynı çocuğu ikinci kez büyütürcesine bir duygu yaratan miniğimizin ablasından tek farkı göz rengi sanırım. Kalan her şeyleri birebir aynı. Artık evde beni bekleyen melek sayısı üç oldu. Hayatımdaki en güzel ve en önemli değişiklik buydu buradan uzak kaldığım sürede. Üçüncü ayını dolduran meleğimizin ablasıyla olan ilişkileri ile her günümüzü mutlu ve mesut geçirmeye devam ediyoruz.

 

Blog yazmaktan uzaklaştığım dönemin temel sebebi ise kitaplardan da uzak kalmış olmamdı sanırım. Hayatımın belli dönemlerinde ne yazık ki kitaplardan kopuyorum. Belki okuduğum son kitabın bana hitap etmemesi, beklide hiç olmasını istemesem de bıkkınlaşmam… Yaklaşık 2 senedir okuduğum kitap sayısı bir ya da ikidir. Ne yazık ki bu konuda kendime çok kızsam da şu son bir haftaya kadar kitapçıma bile gitmek gelmedi içimden nedense. 

 

Kitap okumuyorum dediysem elbette bu sadece kendim için okumamamdı. Bunu da belirtmek gerekiyor ki her akşam hiç aksatmadan İklim’e kitap okuyoruz. Ya ben, ya annesi muhakkak yatmadan önceki on beş dakikayı kitapla geçirmesi için elimizden geleni yapmaktayız. Kitaplığındaki sayının giderek artması ve artık kendi kitaplarını seçebiliyor olması bizleri gerçekten mutlu ediyor. Belki ilerleyen günlerde İklim’in kitaplığında da kısa bir tur atarız hep birlikte.

 

            Bunların dışında kısa bir süre, yaklaşık 7 ay kadar, tekrardan siyaset denen illete bulaştım. Her seferinde ülkem ve gelecek için güzel şeyler yapmak için yola çıksam da bir yerlerde şahsi menfaatini önceleyen insanlarla karşılaşmam ardından naletler ederek tekrar tövbe ediyorum siyasete. Bazen mutlak monarşi sistemiyle yönetilmenin toplum adına daha yararlı olabileceğini düşünmüyor değilim. Demokrasi ne yazık ki toplumumuz adına çok da faydalı olmuyor gibime geliyor. Yeterli içselleştirmeyi halen başarabilmiş değiliz.

 

            Son olarak işim noktasında da bazı atılımlar yaptım ve bu da benim yoğunlaşmam gereken konuların sayısını artırınca her yere yetemez oldum açıkçası. Zaman zaman buralarda gizliden yazılanları okumuş olsam da pasif bir süreci geride bıraktım artık. Bundan sonra  daha aktif olarak buralarda yer almayı planlıyorum. Blogu açtığım dönemdeki ilk hedefim halen geçerli. Bir gün burayı kızlarıma bırakmanın peşindeyim. Kim bilir belki bunu başarabilirim, belki başaramam… Ama denemeden bunu yapmak çok zor.

 

            Umarım sizlerde iyisinizdir. Bazı eski dostların tekrardan merhaba dediğim yazıma yaptıkları yorumları görmek beni memnun etti. Benim gibi yoğunluk nedeniyle uzaklaşan dostlarda bir an önce dönerler umarım. Burada sizlerle olmak çok güzel.

 

            Şimdilik hoşçakalın…

2 yıl aradan sonra

Salı, Haziran 13, 2023

Estikçe, Cahil Okur,



Herkese selamlar…

 

Uzun zamandır buralarda yoktum. Eskilerden kimler kaldı, bu Cahil Okur’u kimler tanır bilmiyorum. 2 yıldır bilgisayar başına geçip bir şeyler karalamadığımı fark ettim geçenlerde… Buraları uzun zamandır boş bıraktığım ve hayatta kendime ait olan birçok konuyu atladığım bir gerçek.

 

Blogumu açarken çok farklı hedeflerim vardı ama bugün gelinen noktada hayat telaşı ve iki kız babası olmanın verdiği sorumlulukla kendime ayırdığım zamanlardan ve alanlardan oldukça uzak kaldım. En çok üzüldüğüm ise buradan uzak kalmaktı. Şimdi 2 yıl sonra size bu yazı ile merhaba diyorum ama ne kadar buralarda kalırım, ne kadar yazabilirim bilmiyorum.

 

Buradan uzak kaldığım zamanda yaptıklarımı belki ilerleyen günlerde uzun bir yazı ile anlatırım. Şimdilik sadece kısa bir merhaba yazısı olarak kalsın bu… Yazmanın ve içini dökmenin bu tadımlık versiyonundan aldığım güzel lezzet ile sizlere şimdilik veda ediyorum. İlerleyen günlerde daha uzun yazılarda görüşmek dileğiyle.



Blogger tarafından desteklenmektedir.