Berrak Göçer
Can Yayınları
Edebiyat
George Orwell
Kitap Yorumları
Paris ve Londra'da Beş Parasız
Roman
Paris ve Londra'da Beş Parasız / 11. Yorum (115)
Fotoğrafları artık kendim çekiyorum. Elimden geldiğince becermeye çalışsam da bu görsellerle sizleri karşıladığım için özür dilerim efendim |
Cahil Okur’dan selamlar…
Yoğun iş temposu nedeniyle 1-2 haftadır buralarda yoktum ama
geri döndüm hemen fırsat bulunca. Öncelikle herkese iyi bayramlar diliyorum.
Ardından da lafı uzatmadan hemen bugünkü eserimizi yorumlamaya geçiyorum.
KİTAP YORUMU
George Orwell sevdiğim yazarların başında gelen bir isim.
Uzun bir süredir kitaplarını okumamıştım. Kitaplığımda duran ve okumayı çok
istediğim “Paris ve Londra’da beş parasız” ı görünce “Neden bu hasreti
sonlandırmayayım!” dedim kendi kendime…
İçerik Yorumu
Orwell’ın daha önceden okuduğum kitapları hakkındaki
fikirlerim diğer yazılarımda mevcuttur. Hatta blogumun en çok okunan yazısı
gene Orwell’ın 1984 kitabıdır. Bunun yanıs ıra Hayvan Çiftliği ve Boğulmamak
için gibi kitaplarını da okuduğum yazar beni bu eserde sanki daha farklı bir
dille karşıladı.
Klasik bir Orwell eserinden farklı bir tadı olduğunu daha
ilk sayfalarda sezinlediğiniz eserde, diyalogların oldukça az oluşu ve
kahramanımızın adından hiç bahsedilmediği gözünüze çarpan ilk noktalar
olacaktır. Bu durumun sebebi ise kahramanımızın yazarımızın kendisi olmasıdır.
Bu anlamda bir hatırat niteliğindeki eser, Orwell’ın klasikleşen eleştirel
yaklaşımını da içinde oldukça yoğun şekilde barındırmaktadır.
Kitapta bölümler ilerledikçe Orwelll’ın fakirliğe bakışı ve
aktarış tarzı, okuyucunun etrafına daha bir farklı bakmasına neden olmakta. Eserin
sonundaki çıkarımlar ise bana göre oldukça haklı. Ayrıca bu çıkarımlar Orwell’a
yakışır bir sonun da nişanesi durumunda. Okuduğum diğer Orwell eserlerinden
farklı bir tadı olsa da lezzet aynı lezzetti. İyi ki okudum dediğim eserlerden
bir tanesi oldu.
Yazım Dili Yorumu
Orwell kalitesini her satırda hissettiğiniz bir eser olmuş.
Sadece içerisinde ki yoğun Fransızca sözcükler okumayı biraz zorlaştırmakta.
Keşke o cümleler de Türkçeleştirilseydi.
Yapısal Yorum
Can Yayınları’na yakışan bir kapak ve fark edilmeyecek
seviyede yazım yanlışı vardı. Bence yeterli ve başarılı bir yapıt olmuş.
ARKA KAPAK YAZISI
"Beş parasız kalmaktan o kadar çok bahsetmiştiniz ki;
eh, işte beş parasız kaldınız ve hâlâ ayaktasınız." Paris ve Londra'da Beş
Parasız, 20. yüzyılın en büyük romancılarından George Orwell'in, Avrupa'nın iki
büyük şehrinde, Paris ve Londra'da yaşadığı sefaleti olanca gerçekliğiyle
anlattığı, son derece önemli bir eser. Bir gün Paris'in orta yerinde meteliksiz
kalan genç yazar, yoksulluk ve açlıkla mücadele etmeye başlar. Rehineciler, iş
bulma kurumları, umut tacirleri, karın tokluğuna günde on yedi saat çalışılan
karanlık otel mutfakları arasında sürüp giden Paris macerası, yazarın güç de
olsa kendini Londra'ya atmasıyla sona erer ama Londra'da onu çok daha ağır
şartlar beklemektedir.
Orwell, modern insanın ısrarla görmezden geldiği bir
dünyanın kapısını aralıyor. İşsizlik, evsizlik, açlıkla damgalanan bu dünyanın
insanları izbe pansiyonlarda, berduş barınaklarında yaşıyor, hayata bir ucundan
tutunmaya çalışıyorlar. Paris ve Londra'da Beş Parasız, köleliğin hiçbir zaman,
modern zamanlarda bile ortadan kalkmadığını, sadece görünüm değiştirdiğini
anlatıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE
Adı: Paris ve
Londra'da Beş Parasız
Yazar: George Orwell, Berrak Göçer (Çevirmen)
Baskı tarihi: Mayıs 2015
Sayfa sayısı: 248
Format: Karton kapak
ISBN: 9789750725630
Kitabın türü: Edebiyat, Roman
Çeviri: Berrak Göçer
Dil: Türkçe
Ülke: Türkiye
Yayınevi: Can Yayınları
ALINTILAR
Paris, tabiri caizse yoksulluğun varoşudur. Sayfa 27
Mücadelesinde sebat eden kazanır. Sayfa 33
"Yahudi'ye güveneceğine yılana güven, Yunan'a
güveneceğine Yahudi'ye güven ama Ermeni'ye güvenme" Sayfa 88
Kötü lokantanın en temel göstergesi oraya sadece
yabancıların gitmesidir. Sayfa 134
Bir köle demiştir Marcus Cato, uyumadığı her an
çalışmalıdır. Yaptığı iş gerekli olsun olmasın çalışmalıdır çünkü çalışmak
kendi içinde iyidir - en azından köleler için. Sayfa 139
Zengin ile fakirin arasında, sanki zenciler ile beyazlar
gibi iki farklı ırkmışçasına, esrarengiz, temek bir farklılık yattığı görüşüne
dayanıyor. Oysa gerçekte böyle bir farklılık yok. Zengin ve fakir toplulukları
sadece gelir oranlarıyla ayrışıyor, başka hiçbir şeyle değil; sıradan bir
milyoner sadece yeni bir takım elbise giymiş sıradan bir bulaşıkçıdır. Sayfa
141
Kir ayrımcıdır; iyi giyimli olduğunuzda sizi rahat bırakır
ama yakalığınız kaybolunca dört bir yandan üstünüze üşüşür. Sayfa 151
Bir berduş kasketini çıkarınca kendini çıplak hisseder.
Sayfa 164
Dilenciler sadece sosyal bir fazlılık, insancıl bir çağda
yaşadığımız için hoş görülüyorlar ama esasen bayağılar. Sayfa 200
İşsiz bir adamın tek derdinin ücretsiz kalmak olduğunu
düşünenler çok yanılıyorlar; bilakis, çalışma alışkanlığı kemiklerine işlemiş
eğitimsiz bir adamın çalışmaya paradan daha çok ihtiyacı var. Sayfa 208
Sadaka alan biri, velinimetinden hemen her zaman nefret
eder- insan doğasının değişmez bir özelliğidir bu- ve arkasına destek olarak
elli ya da yüz kişi alınca bu nefreti gösterir. Sayfa 212
Çulsuz kalarak kesinlikle öğrendiğim bir-iki şeye
değinebilirim. Bütün berduşların ayyaş pislikler olduklarını asla
düşünmeyeceğim, sırf bir peni verdim diye hiçbir dilenciden minnet
beklemeyeceğim, işsiz bir adamın yorgun olmasına şaşırmayacağım, Selamet
Ordusu'na yardım etmeyeceğim, giysilerimi rehine vermeyeceğim, sokakta
dağıtılan el ilanını geri çevirmeyeceğim, şık bir lokantada keyifle yemek
yiyeceğim. bu da bir başlangıç. Sayfa 244
George Orwell yazıları daima sıradışı ve dikkat çekicidir tanıtım için çok teşekkürler
YanıtlaSilBen teşekkür ederim, yazar vazgeçilmezlerimden
SilGeorge Orwell, artık o kadar çok görüyorum ki kitaplarını, okuyayım da kurtulayım yahu.
YanıtlaSilOkuyup kurtulabileceğiniz bir yazar değil ne yazık ki kendisi, genelde insanları kendine mahkum ediyor...
SilSayfa 134 deki alıntı cümle, beynimde yer etti. Başka bir ülkeye gittiğimde dikkat edeceğim şey bu olacak :) Güzel bir tanıtım yazısı, emeğinize sağlık.
YanıtlaSilAynı şey benımde dikkatimi çekmişti, buna dikkat etmekte fayda var...
SilKapak tasarımını ben de çok beğeniyorum, görsel de gayet güzel olmuş :))
YanıtlaSilSenden geçer not aldıysam oluyor diyebilirim o zaman :D
SilTeşşekür ederim begenmenize sevindim
YanıtlaSilTürkçe metin içinde özellikle Fransızca, Latince ifadeler görmek benim de hoşuma gitmiyor ama neden Türkçeleştirilmediğini anlayabiliyorum. Şundan dolayı çeviriye dahil edilmeden aynen bırakılıyor bu ifadeler: Metnin orijinalini okuyan okurlar için de bu ifadeler yabancı. Yani metni İngilizce orijinalinden okuyan okurlar da bu ifadeleri anlamıyor. Aynı etkinin yaratılması amaçlanarak bu ifadeler Türk okur için de yabancı bırakılıyor. Yazarın kullandığı bu yabancı sözcük ve ifadeleri okura aynen yansıtma amacı güdülüyor yani. Bizim için okumayı kimi zaman güçleştiren bu ifadeler, özgün metin okuyucuları için de okuma akışını bozuyor. Neyse çok gevezelik ettim :D Orwell'den en son, üç beş yıl önce Boğulmamak İçin'i okumuştum ve o kitabın 1984 ve Hayvan Çiftliğinden farklı olduğunu hatırlıyorum sadece. O zamanki halimle çok çok beğenmemiştim sanki. Bir daha okumam gerek diye düşündüğümü hatırlıyorum. Paris ve Londra'da Beş Parasız ise gerçekten merak ettiğim bir kitap, yazarın kendi yaşadıklarını anlatıyor olması ilgimi çekiyor. Umarım kısa sürede okuyabilirim :')
YanıtlaSilUmarım okursun, değer verip fikirlerini paylaştığın için teşekkürler :D
SilOrwell'i ben de seviyorum, bu kitaplarini kitap okumadım hemen goodreads listeme atayım 😊
YanıtlaSilUmarım seversin benim hoşuma giden bir kitap oldu
SilBu arada Good Reads yerine sana 1000Kitap'ı öneririm. Yerli ve daha güzel bence,bir ara göz gezdir.
SilBen bu kitabı çok sevmiştim. Zaten yazar favorilerim arasında. Okuduğum yıl, okuduğum en güzel on kitaptan biri seçmiştim. Fakirliği, sefaleti yoğun şekilde hissetmek beni etkilemişti.
YanıtlaSilAynen oyle abla, yazar başlı başına bır harıka zaten ve kıtapta en az dıger kıtapları kadar degerlı bır eser.
SilBu arada mınık nasıl keyfı yerınde mı
Hayatın içinde ne kadar çok ders var aslında,görebilsek..
YanıtlaSil