52: KİTAP YORUMU : Kağıt Ev

Çarşamba, Ağustos 17, 2016
Kağıt Ev, Carlos Maria Dominguez, 9786056501944, La Casa de Papel, Seda Ersavcı, Jaguar, Roman, Edebiyat, Kitap Yorumları,
Kitabın Adı: Kağıt Ev
Yazar: Carlos Maria Dominguez
Baskı Tarihi: Ocak 2015
Sayfa Sayısı: 94
ISBN: 9786056501944
Orijinal Adı: La Casa de Papel
Çeviri: Seda Ersavcı
Yayınevi: Jaguar
Kitap Kitabın Türü: Roman, Edebiyat

KİTAP HAKKINDA


Bazı insanlar kitap okumaz, bazıları okur ve kimileriyse okumakla kalmayıp onlarla birlikte yaşar. Kâğıt Ev, işte bu kitap tutkunlarından Carlos Brauer'in ve onun -bir edebiyat profesörü olan- Bruma Lennon'la olan gizemli ilişkisinin, bu ilişkinin gün yüzüne çıkmasına neden olan bir Joseph Conrad cildinin, kitap ve okuma aşkıyla dolu yaşamların hikâyesi...

Arjantinli yazar Carlos Maria Dominguez'in, yayımlandığı her ülkede büyük ilgi uyandıran novellasını Seda Ersavcı İspanyolca aslından çevirdi. Peter Sis'in çizimleri ve Cem Ersavcı'nın kapak fotoğrafıyla, kalın ciltlerin arasında saklanacak bir mücevher...
(Tanıtım Bülteninden)

KİTAP YORUMU


Cahil Okur’dan herkese selamlar…

Kağıt Ev okumasıyla karşınızdayım. Öncelikli olarak bana bu kitabı doğum ünümde hediye eden sevgili kardeşim Uzun’a teşekkür etmek istiyorum. İçine bıraktığı notsa beni ayrıca mutlu etmişti belirtmem lazım. Ona da söylediğim gibi ondan böylesi bir not almak beni şaşırttı : ) Yıllardır dostuz lakin bu kadar hisli çocuk olduğunu bilmezdim : ) Neyse daha fazla abartmayayım, bunları okuyup bana kızabilir sonuçta.  

  1. İçerik Yorumu


Evet dediğim gibi Kağıt Ev ile Uzun sayesinde tanıştım. Kısa ama bir o kadar içi dolu bir kitapmış gerçekten Kağıt Ev… Domingez’i ilk defa okuyorum. İyi ki de okumuşum.

Konusundan kısaca bahsedecek olursam sizler gibi ben gibi bir kitap aşığının hayatını anlatıyor diyebilirim.  Hem bir kadına duyulan aşkın hem de kitaplara duyulan aşkın tezahürünü bu kısacık kitapta bulmanız mümkün.

Karakterlerden en çok Delgado’yu beğendiğimi söylemem lazım. Eğer sizde benim gibi gerçek bir kitap aşığıysanız sebebini kitabı okuduğunuzda anlayacaksınızdır. Gerçekten onun gibi olmak için birçok şeyden vazgeçebilirdim.

Brauer hakkında da birkaç kelam etmek gerekiyor gerçekten. Asıl karakterlerden biri sonuçta… Gerçekten bu adamın niyetini tam anlamıyla anlamış değilim, lakin yine de yaptığı bana çokta garip gelmedi diyebilirim. Spoiler vermemek adına çokça ayrıntı veremiyorum lakin Kağıt Ev’de Brauer’in fiili olarak yatıklarını zaten birçok okur yapmıyor mu, hayali bile olsa.

Kitaptan yaptığım ilk alıntıda şöyle diyor; “Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir.” İşte tamda tüm eserin özeti olacak bir cümle bence. “Bluma’nın ölümüne araba mı neden oldu yoksa Emily Dickinson’ın şiiri mi?” sorusunun yanıtını kendiniz Kağıt Ev’i okuduğunuzda karar verisiniz lakin, bu kitabı mutlaka okuyun derim.


  1. Yazım Dili Yorumu


Carlos Maria Domingez’in okuduğum ilk eseri Kağıt Ev. Ben hem anlatım olarak hem de yazım şekli olarak oldukça beğendim. Daha fazla eserinin Türkçe’ye çevrilmesiyle kendisiyle olan yolculumuz devam edeceğine inandığım bir yazar haline geldi.
 Bu arada kitabın ilk sayfalarında “Çevirmeni ve yayımcısı – eğer böyle bir hakları varsa- bu kitabı Cem Ersavcı’nın aziz hatırasına ithaf eder.” Diyor. Bu güzel eseri bizlere kazandırdıkları için bence böyle bir hakları var. Teşekürler.

  1. Yapısal Yorum


Jaguar Yayınevi’nden daha önce hiç kitabım olmamıştı. Bu anlamda yeni tanıştığım bir yayınevi oldu. Ben kitabın baskısı ve iç dizaynı anlamında bir hata görmedim. Gerçekten bir kitap aşığına eline aldığına huzur veren bir yapısı olmuş. Kapak tasarımı oldukça güzel, iç sayfalardaki illüstrasyonları tam anlayamasam da (hata şahsıma aittir.)güzel ve bir o kadar da özel bir eser ortaya koymuşlar.

SEÇTİĞİM SÖZLER


Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir (Sayfa 11)

Çoğunlukla bir kitaptan kurtulmak, ona sahip olmaktan daha zordur  (Sayfa 20)

Biz okurlar, sadece eğlence amaçlı olsa bile, arkadaşlarımızın kütüphanesini gözleriz. Bazen sahip olmadığımız ama okumak istediğimiz bir kitabı bulmak için yaparız bunu, bazense karşımızdaki hayvanın ne ile beslendiğini öğrenmek için  (Sayfa 22)

Kitapları gündelik hayatla kirletmemem gerektiğini zamanında fark ettim. (Sayfa 38)

"Bakın herkes yazamaz,. Yani yazmaması gerekir."  (Sayfa 43)

Bulamadığın bir kitap var olmayan bir kitaptır  (Sayfa 48)


VE SON BİR NOT; Uzun bana yazdığı notta şöyle demişti; “Kitapları okuyan adamdan, kitaplara dokunan adama; okuduğunda aklına gelmek için kısa, küçük bir hediye!”  Kitaplara dokunup dokunmadığımı bilmiyorum lakin, seni seviyorum kardeşim. İyi ki varsın


51: KİTAP YORUMU : Silmarillion

Salı, Ağustos 16, 2016
Kitabın Adı: Silmarillion
Yazar: J. R. R. Tolkien
Baskı Tarihi: 1977
Sayfa Sayısı: 691
ISBN: 9752733947
Orijinal Adı: Silmarillion
Çeviri: Berna Akkıyal
Yayınevi: İthaki Yayınları
Kitabın Türü: Fantastik

KİTAP HAKKINDA


Tolkien'in en önemli çalışması olarak kabul edilen Silmarillion, onun yarattığı dünyanın özüdür. Kökleri Hobbit'ten önceye uzanır ve Yüzüklerin Efendisi'nde şekillenmeye başlayan bir dünyanın yaratılış öyküsünü barındırarak, tüm Tolkien eserlerinin üzerine yerleşebileceği bir yapı oluşturur. Yaşamı boyunca üzerinde çalışmayı terk edemediği ve giderek büyüyüp gelişen bu eser ancak ölümünden dört yıl sonra oğlu tarafından yayımlanabildi. Elflerin en beceriklisi olan Feanorun yarattığı üç Silmaril'in çalınmasıyla birlikte kadim dünyanın en kederli olayları gelişmeye başlar. Silmarillion, elflerin tanrılara isyan ederek Orta Dünya'ya sürülmelerini; orada insanlar ve Cücelerle birleşerek tanrıların en kötüsüne, Morgoth'a karşı verdiği umutsuz savaşı anlatır.

Daha önce "Güç Yüzüklerine Dair" ismiyle yayımlanan ancak Silmarillion kitabında olması gereken metinde bu kitapla birlikte tam metin olarak yayımlanmıştır.
(Tanıtım Bülteninden)

KİTAP YORUMU


Cahil Okur’dan herkese selamlar…

Uzun bir aradan sonra yine bir kitap yorumu ile karşınızdayım. Evet biliyorum yaz aylarının gelmesiyle süre gerçekten uzamaya başladı. Bu yıl için kendime belirlediğim 75 kitap hedefinin henüz yarısına bile gelemedim, yılın 3’te 2’si geride kaldı ancak… Lakin okuduğum kitap Silmarillion’du ve okuyanlar takdir ederken gerçekten özel bir kitap. Daha fazla ayrıntı vermeden hemen incelememe geçeyim.

  1. İçerik Yorumu


Tolkien hayranı olduğumu bilmeyeniniz kaldı mı? Eğer hala varsa söyleyeyim; Tolkien benim bu hayatta var olduğuna inandığım en büyük yazardır. Her satırına hayranım ve evet “Dünya ikiye ayrılır Yüzüklerin Efendisi'ni okuyanlar ve okumayanlar”

Neyse lafı uzatmadan geçiyorum hemen incelemeye… Silmarillion, kitapta adı geçen adıyla Arda’nın yani tüm serüvenin geçtiği Orta Dünya’nın yaratılışıyla başlıyor ve Yüzüklerin Efendisi, Hobbit gibi Tolkien eserlerine dair ne biliyorsanız tüm bunları tarihsel süreç içerisinde yeniden sizlere anlatıyor. Tabi böyle diyince size biraz tarih ders kitabı gelmiş gibi olabilir ama ondan biraz daha fazlası…

Silmarillion’da aşklar, savaşlar, ihanetler, büyük yardımlar, büyüler, kadim dostluklar ve daha bir sürü şeye tanık oluyorsunuz. Orta Dünya’ya dair kafanızdaki hemen hemen her soruya yanıt buluyorsunuz. Sauron’un ustası ve de efendisi Melkor ile de tanışıyorsunuz, Elflerin aslında o kadar da kusursuz olmadıklarını da öğreniyorsunuz. Benim gibi bu kitabı çok çok zaman sonra okuyan biriyseniz Cüceler ve Elflerin iyi oldukları dönemler ise en çok şaşırtanlar olacaktır.

Kitapla ilgili söylemek istediğim diğer bir şey ise bu tarihsel süreci anlatırken kafanızı biraz karıştırıyor oluşu. Evet biraz olumsuz bir eleştiri olacak ancak çok fazla isim ve mekan adıyla karşılaşacağını için şimdiden uyarıyım; öyle metroda, otobüste vs ayak üstü okunabiliecek bir kitap değil kendisi. Hani kendisi için vakit yaratılması gereken kitaplar var ya; tamda onlardan biri J.R.R. Tolkien’in kitabı Silmarillion.


  1. Yazım Dili Yorumu


Tolkien’in yazım dilini her zaman beğenmişimdir. Çeviri anlamında da kurulan cümleler oldukça mantıklıydı ve boşluk hissi yaratmadı. Bu nedenle yazım dili anlamında kesinlikle geçer notu aldığını söyleyebilirim.

  1. Yapısal Yorum


Bu ara İthaki’ye armış durumdayım. Gerçekten güzel bir baskı ve cilde sahip Yazım yanlışı anlamında bir kusur gözüme çapmadı. Bence yapısal yönden İthaki’nin başarılı eserlerinden bir tanesi…

SEÇTİĞİM SÖZLER


Pek çok çocuk hayali bir dil yaratır, ya da en azından buna girişir. (Sayfa 14)

Dünya üzerindeki insanlar için ödül, cezadan daha tehlikelidir.  (Sayfa 38)

İnsanlar ölmeye ve dünyayı terk etmeye mahkumdur, bu yüzden Misafirler ve Yabancılar denir onlara.  (Sayfa 99)

Çünkü isyana karşı düzeni müdafaa edenlerin isyan etmeleri söz konusu olamazdı. (Sayfa 147)

Böyle kurdu büyük hırsız, küçük hırsız için tuzağını.  (Sayfa 164)

Bir yemin, o yemine sadık olanın da, yeminini bozanın da dünyanın sonunda kadar peşini bırakmazdı. (Sayfa 183)

"Elveda, sen, iki kere sevdiğim! A Turin Turumbar turun ambartanen: kadersizliğin kölesi olan kaderin efendisi.Ne mutlu ki ölüp gidene!"  (Sayfa 469)

"Siz ölüm sayesinde, alıp başınızı dünyadan kaçabiliyorsunuz, ona bağımlı değilsiniz, umutta da, usançta da Böyle düşündüğümüzde, bu yüzden hangimiz diğerine imrenmeli sizce?" (Sayfa 543)


"Bilgeler sendelediklerinde, çoğu kez yardım zayıf olanlardan gelir." (Sayfa 614)

5 FİLM YORUMU : Zootropolis: Hayvanlar Şehri

Cumartesi, Ağustos 06, 2016
Zootropolis, Hayvanlar Şehri, Film Yorumları, Aysun Topar, Cem Yılmaz, Fatih Özacun, Suzan Acun, Emrah Özertem, Özlem Altınok, Animasyon,
Vizyon tarihi: 10 Haziran 2016 (1s 48dk)
Yönetmen: Byron Howard, Rich Moore
Oyuncular: Aysun Topar, Cem Yılmaz, Fatih Özacun, Suzan Acun, Emrah Özertem, Özlem Altınok, Özdemir Çiftçioğlu, Gökhan Özdemir, Nüvit Candaner, Tülay Bekret, Deniz Salman, Selim Atakan, Nurhan Yılmaz, Sinan Divrik, Berk Avcı, Sait Seçkin, Sinan Divrik, Sinan Divrik, Onur Akgülgil, Ali Çorapçı, Talha Sayar
Tür: Animasyon, Aile, Komedi
Ülke: ABD

SENARYO

Senarist: Phil Johnston
Senaryoya katkı: Byron Howard
Senaryoya katkı: Rich Moore

MÜZİKLER

Besteci: Michael Giacchino
Besteci (Tema müziği): Stargate
Tema müziği sanatçısı: Shakira
İlave müzik bestecisi: Sia

FİLMİN KONUSU


Karmakarışık ve Bolt gibi sevilen animasyon filmlerinin yönetmeni Byron Howard'ın perdeye taşıdığı Zootopia, medenileşmiş ve teknoloji kullanabilen hayvanların bir arada yaşadığı bir şehirde yaşanan ilginç bir polisiye öyküsünü perdeye taşıyor. Alışıldık Disney havasının solunacağı filmde; konuşkan tilki Nick'in, üzerine yığılmaya çalışan bir suçtan sıyrılma çabası anlatılıyor. Modern memelilerin yaşadığı Zootropolis adındaki metropolis, lüks Sahra Meydanı’ndan, soğuk Tundra Kasabası’na kadar bir çok farklı doğal ortamın ve hayvanın bir arada yaşadığı benzersiz bir şehirdir. Burası bir fil kadar büyük ya da bir arı kadar küçük olanların bile istediği her şeyi yapabileceği türden bir yerdir. İyimser Polis Memuru Judy Hopps buraya geldiğinde, büyük ve sert mizaçlı hayvanların olduğu bir yerde polis olmanın hiç de kolay olmadığını fark eder. Kendini ispatlayabilme fırsatını elde edebilmek için, geveze ve numaracı tilki Nick Wilde ile ortak olma pahasına önemli ve gizemli bir olayı çözmeye çalışacaktır

FİLM YORUMU


Cahil Okur’dan herkese merhabalar.

Artık düzenli olarak film izlemeye başlama kararı aldım. Sanırım başarabilirsem her hafta artık bir film yorumu girecek bloga. Bunun için uğraşacağım. Şu an için belirli gün vermiyorum lakin sabitlemek için elimden geleni yapacağım.  Lafı uzatmadan son izlediğim film olan Zootropolis yorumuma geçeyim.

Filmimizin ana karakteri olan Tavşan Judy ve Cem Yılmaz tarafından seslendirilen Tilki Nick’in maceralarına tanık oluyoruz. Konu hakkında  fazlaca detay vermeden filmin genel yapısı hakkında hoşuma giden noktaları sizlerle paylaşacağım.

Öncelikle Judy2nin kardeş sayısı kaçınızın dikkatini çekti bilmiyorum ama bu güzel ayrıntı gerçekten benim hoşuma gitti. Çocuklara yönelik bir film olduğunu göz önüne alırsak bir anlamda öğretici bir detay olmuş. Bundan önce izlediğimiz hayvanlar alemine dair birçok animasyonda hayvanların gerçek hayatları noktasında pek bir detay alamıyorduk. Yani sadece sevimlilikleri ile karşımızda oluyorlardı.

Hayvanların yaşadığı şehir olan Zootropolis’in hayvanların yaşadığı iklimlere farklı mahallelerden oluşuyor olması da gerçekten hoşuma gitti. Fare, köstebek, sincap gibi hayvanlar için düşünülen küçük şehir detayı da… Sadece böceklerin neden hayvanlar aleminden sayılmadıkları ve filmde yer verilmemesi canımı sıktı diyebilirim.

Filmin ana teması için ise şunu demek istiyorum; gerçekten bir şeye bu denli inandığında başarmak mümkün mü acaba? Değişim kolay bir süreç değildir hiç bir zaman. Ancak insanlar ya da hayvanlar gerçekten fikirlerini değiştirebilirler mi bir konu hakkında. Zor ama imkansız değil sanırım.

Zootropolis, Hayvanlar Şehri, Film Yorumları, Aysun Topar, Cem Yılmaz, Fatih Özacun, Suzan Acun, Emrah Özertem, Özlem Altınok, Animasyon,


Türkçe seslendirmeler, görüntüler hepsi gerçekten çok hoşuma gitti. Uzun zamandır animasyon izlememiştim iyi geldi diyebilirim. Biraz gecikmeli de olsa filmi izlediğim için memnunum.


4 FİLM YORUMU : Pek Yakında

Çarşamba, Ağustos 03, 2016
Vizyon tarihi 2 Ekim 2014 (2s 19dk)
Yönetmen Cem Yılmaz
Oyuncular: Cem Yılmaz, Zafer Algöz, Ozan Güven, Özkan Uğur, Tülin Özen, Çağlar Çorumlu, Cengiz Bozkurt, Hare Sürel, Ata Berk Mutlu, Zerrin Tekindor, Can Yılmaz, Ayşien Gruda, Tuğrul Tülek, Emin Gürsoy, Bahtiyar Engin, Metin Coşkun, Muhittin Korkmaz, Ülkü Duru, Tansu Biçer
Tür Komedi
Ülke Türkiye

SENARYO

Senarist: Cem Yılmaz

MÜZİKLER


Müzisyen: Mazhar Alanson
Müzisyen: Jingle House


FİLMİN KONUSU


Hayatını korsan DVD'cilik ve beraberindeki birtakım kanunsuz işlerle kazanan Zafer, bir gün karısından büyük bir posta yer ve anlar ki bu işleri bırakmazsa evliliği bitecekir. Kanunsuz işlere zinhar tövbe eden Zafer, ailesini geri kazanmak için figüranlık yaptığı eski 'oyunculuk' günlerine geri döner. Amacı o günlerden gelen sinemacı dostlarıyla yeniden bir ekip oluşturmak ve 1970’lerden beri çekilememiş fantastik bir proje olan “Şahikalar-Kötülüğün Sonu” adlı filmi çekmektir. Fakat kurduğun ekibin yetenekleri de bir notkada gelir takılır. Şimdi hepsini eğlenceli, komik ve bir o kadar da duygusal bir macera bekler.

FİLM YORUMU


Cahil Okur’dan herkese merhabalar.

Uzun zamandır film konusuna pek zaman ayıramıyordum. Bu nedenle bu gün evde kalınca biraz film izleyim dedim ve Cem Yılmaz’ın izlemediğim filmlerinden olan “Pek Yakında” yı izledim.

Öncelikle güzel konulardan bahsedeyim. “Pek Yakında” yı filn içinde film olarak nitelendirmek mümkün. Ekip film çekmeye çalışıyor ve bu çerçevede Arzu ve Zafer arasındaki aşkı gözler önüne sürüyor.

Bu film içinde film olayı yanında film sektöründe yaşanan ve aslında görmezden gelinen bazı kötü durumlara da parmak basılıyor. Özellikle “Eşkıya” filmi ile ilgili sahnede yapılan gönderme çok hoşuma gitti.



Şahikalar ekibine gerçekten bayıldığımı söylemem lazım. Keşke gerçekten bu film çekilseydi de bizimde gerçek bir kahramanlar ekibimiz olaydı şöyle yerli, bizden birileri: ) Tamam biraz fazla abartmış olabilirim. Özür dilerim.



Filme dönecek olursak her zamanki “Cem Yılmaz Kadrosu” Kadro anlamında eleştiri getirilebilecek bir şey yok. Sadece Zeki karakterindeki Çağlar Çorumlu’nun ekibe iyi bir ek olduğunu söyleyebilirim. Gerçekten oyunculuğunu beğendiğim bir isim ve “Pek Yakında” filminde de güzel bir performans sergilemiş.
Özkan Uğur hakkında da bir parantez açmak istiyorum. Ejder karakteri tamda olmak istediğim kişi diyebilirim. O kadar çok hatıra ile birlikte yaşamak muhteşem olurdu sanırım.


Film hakkındaki tek eleştirim ise aslında kapitalist öğelerle alakalı. Yoğun bir Pepsi Cola Company reklamına maruz kalıyorsunuz. Her fırsatta Cem Yılmaz’ın elinde ürünleri görmeniz mümkün. Bu anlamda zaman zaman rahatsız etse de eğer görmemezlikten gelirseniz film güzel. 

Muhteşem 5’li: Kitap Uyarlaması Filmler

Pazartesi, Ağustos 01, 2016
Muhteşem 5’li, Kitap Uyarlaması Filmler, Ölü Ozanlar Derneği, Hobbit, Yüzüklerin Efendisi, Harry Potter, Alacakaranlık Serisi, Açlık Oyunları, Boleyn Kızı,
Cahil Okur’dan herkese merhabalar…

"Muhteşem 5’li" yazılarına uzun bir aradan sonra yine devam ediyorum. Aslında konu başlığı uzun süredir taslaklarda duruyordu. Yazmak bu güne kısmetmiş.  Lafı uzatmadan hemen benim için özel yerlere sahip kitap uyarlaması filmlere geçiyorum.


5: Boleyn Kızı


Kitabını üniversite yıllarında okumuştum. Serinin diğer kitapları da okumaya devam ediyorum, açıkçası hala bitiremedim. Lakin filmden kitaptan aldığım zevki alabildiğimi söyleyemeyeceğim. Kitap daha çok kendine bağlayan bir yapıya sahip.Ama yine de güzel bir film ve kitaptı.

4: Açlık Oyunları Serisi


Sanırım kitapları ile filmleri benim için eşit değere sahip kitap uyarlaması filmlerdendir. Başkan Snow, Peeta ve Katniss tam hayal ettiğim gibi çıksa da diğer karakterler için aynı şeyi diyemem. Bana göre önemli olan karakterlerden olan Cinna mesela daha feminen bir karakter olarak beklemiştim kitaplar nedeniyle. Neyse yine de güzel ve özel kitap uyarlamalarından bir tanesiydi.

3: Alacakaranlık Serisi


Kitapların tamamını okumam ardından filmleri izledim. Beni en çok üzen nokta kurtlardı. Cullen Ailesi ile ilgili olarak genel anlamda memnundum. Lakin nedendir bilmem Esme’yi de sarışın olarak hayal etmiştim. Kurtlar konusunda ki memnuniyetsizlik nedenim ise biraz daha küçük cüsseli olmalarını beklememdi. Yine de güzel bir uyarlamaydı.

2: Harry Potter Serisi


Evet listede kesinlikle yer alması gereken ve benim için özel kitap uyarlaması filmlerinden biri de budur. Harry olsun diğer karakterler olsun hepsi tam da beklediğim ve hayal ettiğim gibiydi. Özellikle Weasley ailesi ve Hagrid hayallerimin ötesinde de güzel karakterize edilmişti. Güzel bir uyarlamaydı.

1: Yüzüklerin Efendisi Serisi


Evet elbette ki listenin tepesinde Yüzüklerin Efendisi var. Kitaplarına olan hayranlığım malum. Filmlerine de ayrıca hayranım. Boş kaldıkça tekrar tekrar izliyorum. Halen tek üzüntüm uyarlamayla ilgili Tom Bombadil’in var olmayışıdır. Üzdün bizi Peter Jackson…

Ekstralar


Hobbit: Kitabı daha güzeldi. Legolas’ın halen filmde ne işi var bilmiyorum. Film güzeldi ancak uyarlama adına vasattı.


Ölü Ozanlar Derneği: Kitabını okumadım lakin filmin kesinlikle hayranıyım.
Blogger tarafından desteklenmektedir.