Harry Potter ve Azkaban Tutsağı - Harry Potter #3 / 3. Kitap Özeti

Pazartesi, Temmuz 26, 2021

kitap özeti,Harry Potter,Harry Potter ve Azkaban Tutsağı,J. K. Rowling, harry potter 3 izle 720p, harry potter 7 izle 720p, harry potter ve felsefe taşı izle 720p, harry potter movies

Cahil Okur’dan herkese merhabalar…

 

Blogumun üçüncü kitap özeti ile karşınızdayım. Bu özeti hazırlayalı bir hayli zaman olsa da paylaşmak şimdiye nasip oldu. J. K. Rowling’in muhteşem serisi Harry Potter’ın 3. kitabı olan Harry Potter ve Azkaban Tutsağı özeti karşınızda…

 
 Harry Potter Serisi Kitap yorumlarım 


Harry Potter ve Azkaban Tutsağı
(ÖZET)

 

Harry, yaz tatili için Dursley’lerin evindedir. Ron ile yaptıkları telefon görüşmesi sonrası tatil onun için daha zorlu geçmeye başlar. Marge Hala’nın Dursley’leri ziyareti ise bardağı taşıran son damla olur. Harry, Marge Hala’ya yaptığı büyü sonrasında evi terk eder.

Harry evi terk ettikten sonra o siyah köpeği ilk kez gördü. Sonrasında ise olaylar hızlıca gelişti. Hızır Otobüsü’ne Neville’ın adı ile binen Harry soluğu Çıkın Çıkmzı’nda aldı. Orada Bakan Fudge ile görüşen Harry, okul dışında büyü yaptığı için ceza almasa da Fudge’un hareketlerindeki tuhaflık Harry’nin dikkatinden kaçmamıştı.

Diegon Yolu’nda geçen birkaç günün ardından Harry, Ron ve Hermonie ile buluştu. Çok sevdiği Weasley ailesi ile yenen yemeğin ardından ise Bakan Fudge’un tavırlarındaki garipliğin sebepleri anlaşıldı. Mr. Ve Mrs Weasley’in konuşmalarını dinleyen Harry, adını ilk defa duyduğu Sirius Black’in kendisinin peşinde olabileceğini de o konuşmada öğrendi.

Ertesi gün Hogwards Ekspresi için yola çıkan ekip, trende Prof. Lupin’in de yer aldığı kompartımana yolculuk ettiler. Hogwards ekpresi’nin o seferinde bir ilk yaşanır ve tren yolda durur. Bu garip olayların ardı kesilmez ve adına Ruh Emici dene o garip yaratıklar öğrencilerle dolu trene adım atarlar. Harry, ruh emicilerle ilk karşılaşmasında bir şok yaşarak bayılır. Prof. Lupin, ruh Emicileri Harry’den uzaklaştırır ve Harry bir süre sonrasında kendisine gelir. Ruh emiciler noktasında ilk cidi uyarıyı ise hoş geldin yemeğinde okul müürü Prof. Dumledore yapar; “Rica veya mazereti anlamak bir ruh emicinin doğasında yoktur. Size zarar vermeleri içi neden yaratmayın…”

Harry ve arkadaşlarının ilk dersi kehanetti. Kehanet dersindeki alıştırmada Harry’nin fincanın da ECEl belirirken, Prof. McGonagall, Prof. Trelawney’in her yıl bir öğrencinin öleceği kehanetinde bulunduğunu ifade ederek Harry ve arkadaşlarının yüreklerine su serpti. Bu kehanetlere rağmen henüz ölen bir öğrenci ise hiç olmamıştı.

Harry ve arkadaşları öğleden sonra ise Hagrid’in dersine katıldılar. Hagrid, Harry ve diğer öğrencileri ilk defa bir Hipogrif ile tanıştırdı. Şahgaga isimli hipogrif ile Harry birbirlerine çabuk ısındılar ve Harry’nin üzerin binmesine izin verdi. Malfoy’un denemesi ise tam bir kavusa dönüştü. Şahgaga, Malfoy’u yaralayınca Hagrid ilk dersi yarım kalmak zorunda kaldı.

Sihirli Hayvanların Bakımı ardından ise ilk günün son dersi olan Prof. Lupin’in Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersine yol aldı Harry ve arkadaşları. O gün Böcürt isimli yaratıkla karşılaşan öğrencilerin tamamı başarılı bir karşılaşma gerçekleştirdi. Sorunsuz geçen derste sıra Harry’ geldiğinde ise Prof. Lupin sırayı bir diğer öğrenciye geçirmişti. Harry bunun sebebini anlamasa da kafasında bir soru işareti olarak kaldı Prof. Lupin’in bu davranışı.

Yılın ilk Hogsmade ziyaretinde geride kalan Harry şato içerisinde gezerken Prof. Lupin ile karşılaşır. Prof. Lupin’e ilk derste neden kendisine sıra geldiğinde diğer öğrenciye geçtiğini merakla soran Harry, Prof. Lupin’inden “Voldermort olacağından korktum” cevabını alır. Bu mantıklı cevap Harry yeterince tatmin etse de aklının bir köşesinde yine de kendisine açıklanmayan bazı şeyler olduğuna dair hisler vardır.

Harry yılın ilk Quidict maçı için oldukça heyecanlı olsa da işler umduğu gibi gitmez. Maçın ikinci yarısında tribünde ECEL’i gören Harry, Ruh Emicilerin sahaya girmesiyle bayılır ve 15 metreden aşağı düşer. Kendini hastane kanadında yatarken bulan Harry, süpürgesinin Şamarcı ağaç tarafından parçalandığını ve maçı kaybettiklerini haberini de alınca moralleri iyiden iyiye bozulur.

Yarı yıl tatilinde Harry’i yalnız bırakmamak için Ron ve Hermione de okulda kalmay karar verirler. Harry arkadaşlarının bu kararı almalarında gördüğü ECEL’in ciddi bir katkısı olduğunu bilse de Noel’i yalnız geçirmeyecek olmasına sevinir.  Yeni yıl şöleni öncesinde Ron ve Hermione son Hogsmade ziyareti için okuldan ayrılırken, Fred ve George Weasley Harry’e erken Noel hediyesini takdim ederler. Weasley ikizlerinin hediyesi Çapulcu Haritasıdır ve bu Harry’e oldukça fazla şekilde arzuladığı Hogsmade’in kapılarını açar.

Harry, Çapulcu Haritası sayesinde soluğu Hogsmade’de Ron ve Hermione’nin yanında alır. Üçlünün ilk durağı Bağıran Baraka’da alırken, onların hemen ardından barakaya Hagrid, Prof McGonagall, Prof. Flitwick, Bakan Fudge ve Bayan Rosmerta girerler. Grubun konuşmasına şahit olan üçlü adeta şoka uğrarlar. Sirius Black, Harry’nin vaftiz babası ve ailesine ihanet eden arkadaşlarıdır. İhanetinin ardından James Potter ile ortak arkadaşları Peter Pettigrew, Black’in ardında düşşede o da Potter ailesi ile aynı kaderi paylaşır.

Harry yaşadığı şok ile okula nasıl döndüğünü anlamasa da aklındaki tek şey Sirius Black ismidir. Ron ve Hermione’nin tüm ikna çabalarına rağmen Harry, Sirius Black’in peşine düşme kararı alır. Harry ailesi noktasında kendisine her zmaan doğruları anlatan Hagrid’e nasıl olurda Sirius Black’ten hiç bahsetmediğini sormak istese de, Hagrid’in başı bakanlık ile yeterince sıkıntı da olduğu için bu kararından vazgeçer. Hagrid, Malfoy’u yaralayan Şahgaga’yı bakanlığa karşı savunmak zorundadır. Harry bu nedenle hiddetini gizler, Ron ve Hermione’ile birlikte Hagrid’e yardımcı olabileceğini düşündüğü şeylerin peşine düşer.

Noel’de Harry sıkıntılarını az da unutturacak bir hediye alır, Ateş Oku… Ron ve Harry isimsiz gelen hediye için oldukça sevinseler ve havalara uçsalar da Hermione, Prof. McGonagall’ı durumdan haberdar etmekten geri kalmaz. Prof. McGonagall, Harry ve Ron’un heyecanlarını kursaklarında bırakarak Ateş Oku’na el koyar. Gerekçe ise hediyenin Sirius Black trafından gönderilmesi ve lanetlenmiş olabileceğidir. Sonraları Kaptan Wood profesörden defalarca Ateş Oku’nu istese de başarıl olamaz.

Noel’in ardından Harry, Prof. Lupin ile birlikte Ruh Emicilere karşı nasıl mücadele edeceğini öğrenmeye çalışır. Lupin, Harry’e Patronus büyüsü öğretmeye çalışsa da ilk denemeler hiç de beklendiği gibi geçmez.  Haftalık olarak çalışmalara devam etme kararı alırlar.

Her şey istedeiği gibi gitmese de Prof. Lıpin ile derslere devam eden Harry, bir süre sonra Ateş Oku’nu geri alır. Yeni süpürgesi ile Gryffindor ortak salonuna dönen Harry ve Ron kapıda şifreyi unutan Neville’e yardım ederler ve ortak salonda Ateş Oku’nun gözükmesi ile tüm dikkatler onlara döner.

Ateş oku’yla il maçına çıkan Harry, Ravenclaw’ı yenerken, saha kenarından Harry’i Ruh Emici taklidi yaparak korkutmaya çalışan Malfoy ve arkadaşları binalarına eksi 50 puana neden olurlar. Maç sonrasında Gryffindor ortak salonu adeta bir panayır yerine döner. Eğlence Prof. McGonagall’ın ortak salona girişine kadar devam eder.

O gece Harry’nin içinde bulunduğu yatakhane oldukça fazla karıştı. Uyurken bir anda yüksek sesler duyan Harry, cibinliğinden kurtulduğunda Ron’un şoka girmiş haliyle karşılaştı. Ron, Sirius Black’i gördüğünü ve elinde bir bıçakla yatağının başında dikildiğini söylüyordu. Bu garip olayın ardından yatakhanedeki herkes iyiden iyiye korkmaya başladı.

Tüm yaşanalar Harry’i Hogsmade ziyaretinden geri bırakamadı. Bu sefer yanına görünmezlik pelerinini de alan Harry Ron ile buluşarak köyü gezmeye başladı. Bağıran baraka’da Malfoy ve çetesiyle karşılaşan Harry, Malfoy’a zorbalıkları nedeniyle bir ders vermek istese de görünmezlik pelerinini üzerinden kayması sonrasında başı oldukça büyük bir belaya girer ve soluğu Prof. Snape’in odasında alır. Yanındaki Çapulcu Haritası’nı Prof. Snape’e kaptıran Harry ceza almaktan kurtulsa da Snape’in Karanlık Sanatlara Karşı savunma öğretmeni Prof. Lupin’den aldığı yardım sonrasında Çağulcu Haritası’ndan tamamen ayrılmak zorunda kalır.

Çapulcu Haritası’nı kaybeden Harry tüm dikkatini Slytherin ile yapacakları maça çevirir. Maçın oynanacağı günü gecesi ise kavuslarla uyanır ve camdan dışarı baktığında Ecel’i Hermione’nin kedisiyle birlikte görür. Bu sahneyi ron’a da göstermeye çalışsa da aldığı cevap güçlü bir horlamadır.

Sabah ortak salondaki kahvaltı ardından, Gryffindor takımı maçın oynanacağı sahaya gider. Zorlu maçta Slytherin’in her türlü hilesine rağmen Gryffindor yıllar sonra Harry’nin başarısı sayesinde kupaya ulaşır.

Harry ve arkaaşları şampiyonluk kutlamalarına sınav döneminin girmesiyle ara verdiler. Zorlu sınav döneminde Hagrid’den gelen  baykuş her şeyi daha da zora soktu. Şahgaga ve Malfoy ardında gerçekleşen olay sonrasından Şahgaga’nın idam kararı kesinleşmişti.

 Son sınavların ardından Harry, ron ve Hermione soluğu Hagrid’in evinde aldılar. Tüm olanları bir kez daha Hagrid’in ağzından dinleyen Harry ve arkadaşları orada garip bir sürpriz ile karşılaştılar. Öldüğü zannedilen Ron’un faresi Scabbers, Hagrid'in evinden çıktı. Bu arada Şahgaga’nın idamı için gelen heyet Hagrid’in evine yaklaştığını duydular ve Hagrid Harry ve arkadaşlarını arka kapıdan dışarı çıkardı. Harry ve arakdaşları idamı görmemek adına hızla uzaklaşmaya çalışsalar da celladın inen baltasının sesinden kendilerini koruyamadılar.

kitap özeti,Harry Potter,Harry Potter ve Azkaban Tutsağı,J. K. Rowling, harry potter 3 izle 720p, harry potter 7 izle 720p, harry potter ve felsefe taşı izle 720p, harry potter movies

Harry ve arkadaşları hızla şatoya yönelirken Scabbers’ın çığlıkları onları endişelendirdi. Bir anda ortaya Hermione’nin kedisi Crookshanks çıktı. Scabbers’ın kokusunu almış gibi Crookshanks onlara yaklaşırken, Scabbers ise Ron’un  cebinden çıkarak kaçmaya başladı ve ortalık bir anda karıştı.

Kedinin fareyi kovalaması Şamarcı Söğüt’e kadar devam ederken ron, Scabbers’ı yakaladığı sıra Ecel ortaya çıktı ve hızlıca Harry’nin üzerine atıldı. Ron arakdaşını korumak için araya girsede bu seferde Ecel’in kurbanı o oldu ve Ecel Ron’u hızla Şamarcı Söğüt’ün altındaki oyuğa çekti. Harry ve Hermione ise Crookshanks'ın yardımıyla Ecel ve Ron’un peşine düştü.

Oyuğun altındaki gizli yol Harry ve Hermione’yi doğruca Bağıran Baraka’ya götürdü. Yakalanmaktan korkan Harry ve Hermione arkadaşlarını bulmak için cesaretlerini topladılar ve 2. kata çıktılar. 2. kattaki odların birinde Ron’u bulan Harry ve Hermione, Ron’un onları uyarmasına fırsat kalmadan Sirius Black’in eline düştüler.

Kısa bir cebellşemenin ardından Harry asasını Sirius Black’in kalbine dayadı ve sözleri söylemeden aşağıdan gelen seslere kulak verdi. Son hamle için gelenleri bekleme kararı aldı.

Gelen kişi Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni Prof. Lupin’di. Odaya girer girmez durumu anlayan Lupin, Harry ve arkadaşlarını silahsızlandırma büyüsü ile etkisiz hale getirdi. Bu hamlesi ardından ise olanları anlatmaya başladı.

Lupin, Harry’e onları çapulcu haritasından 4 kişi olarak gördüğünü söylediğinde, Harry itiraz ederek üç kişi olduklarını söyledi. Lakin Lupin, ron’a yönelerek Scabbers’ı istedi. Fareyi eline alan Lupin, “O bir büyücü” dedi Scabbers’ı göstererek. Söze Sirius Black devam etti, “O bir animagus, adı da Peter Pettigrew”…

Sonrasında öğrencilik yıllarından başlayarak tüm hikayeyei anlattı. Lupin vir kurt adamdı. Ve arkadaşları Sirius, James ve Peter ona yardım edebilmek için yasadışı olarak animagus olmuşlardı. Lupin her kurt adam olduğunda animagus arkadaşları ona destek oluyorlardı. Çapulcu haritası da bu dönemde onlar tarafından yazılmıştı.

Lupin hikayeyi Snape’e yapılan acımasız şakayı anlatarak devam ederken, birden görünmezlik pelerini altından Snape ortaya çıktı. Snape eski düşmanı Sirius Black’i safdışı bırakmaya çalışsa da Harry, Ron ve Hermione ona engel oldular. Harry, Sirius Black'in tüm anlattıklarına inandı ve şatoya geri dönmek için yola koyuldular.  

Tünelden geri şatoya döndükleri sırada yeniden gökyüzünü gördükleri anda Lupin, Snape’in kendisi için yaptığı ilacı kullanmadığından kurt adama dönüşür. Sirius Black hemen animagus haline dönüşerek dostuyla mücadeleye girer ve Lupin’i çocuklardan uzaklara götürür. Bu karışıklıktan yararlanan Peter Pettirgrew ise fareye dönüşerek oradan uzaklaşırken Ron’u da yaralar ve kaçar.

Harry ve Hermione Ron’u şatoya taşımaya çalıştıkları sırada Harry Sirius Black’in çığlıklarını duyar ve hızla ona doğru koşmaya başlar. Gölün kenarında Black’i yeniden insan formunda gören Harry, vaftiz babasının etrafını saran Ruh Emicileri görünce heyecana kapılır ve Patronus büyüsü ile onları uzaklaştırmaya çalışır ancak başarılı olmaz. Tam ruh emiciler Sirius Black’e ölüm öpücüğü vereceği sırada gölün karşı kıyısından tek boynuzlu bir at misali parlayan bir patrınus büyüsü belirir ve Ruh emicilerin tammaı oradan uzaklaşır ve ortam yeniden ılır…

Harry uyandığından kendini hastane kanadında bulur. Prof. Snape ve Bakan fudge Sirius black hakkında konuşmaktadırlar. Bakan Fudge Sirius Black’in ruh emciler tarafından idam edileceğini söylemesine Harry itiraz etse de bunu npek bir faydası olmaz. Prof. Snape o uyurken zaten her şeyi anlatmıştır. Bu sırada hastane kanadına giren Prof. Dumbledore Harry ve Hermione iel tek başına konuşmak ister ve diğerlerinden izin isteyerek odadan uzaklaşmalarını sağlar.

Dumbledore, Hermione’ye sene başından bu yana kullandığı Zaman Döndürücü’yü kullanmasını ve iki masumun hayatını kurtarmasını söyler. Harry durumu anlamasa da Hermione’ye katılır ve zamanı 3 saat geri alırlar.

Harry ve Hermione ilk olarak Şahgaga’yı kurtarır. Ardından Harry göle yönelir. Kendisini ve Sirius Black’i gölün karşı kıyısından dikkatle takip eder. Ancak ilk seferde gelen payronus büyüsü gelmez. Harry olayı ilk yaşadığından patronus büyüsünü yapan kişinin babası olduğunu sandığı için gözü James’in hayaletini arar lakin bulamaz.  Zaman iyice daraldığında Harry, büyüyü yapanın babası değil kendisi olduğunu anlar ve kolları sıvar. İlk kez şekil alan büyüsü, çatal boynuzlu bir geyikti. Harry onun babasının animagusu olan Çatalak olduğunu düşünür.

Harry kendisini ve Sirius Black’i kurtarması ardından Snape belirir ve onları şatoya götürür. Gelecekten gelen Harry ve Hermione ise Şahgaga’ya binerek bir diğer masum olan Sirius Black’i hastane kanadından kaçırırlar. Sirius Black Şahgaga’ya binerek özgürlüğe uçarken Harry’e tıpkı babası gibi olduğunu söyler.

Sirius Black’in kaçısı sonrasında Snape ona Harry’nin yardım ettiğinden neredeyse emindir lakin bunu kanıtlayacak elinde herhangi bir kanıt yoktur. Snape’in tüm itirazlarına rağmen Harry ve arkadaşları ceza almazlar ve normal hayatlarına geri dönerler.

Harry, ron ve Hermione daha sonra Hagrid’i ziyaret ettikleri sıra Prof. Lupin’in okuldak ayrılacağı öğrenirler ve Harry soluğu profesörün odasında alır. Lupin, Harry’nini tüm itirazlarına rağmen bunun alınması gereken bir karar olduğu noktasında ısrarcı olur. Sonrasında Dumbledore’da onlara katılır. Dumbledore, Lupin’in okuldan ayrılması ardından Harry’e Hermione ile birlikte güzel bir iş çıkardıklarını söyler. Sözlerini babası gibi davrandığını belirterek tamamlar.

Yaşanan onca maceradan sonra okulun son gününde Gryffindor okul kupasını kazandığı için ortak solan altın ve kırmızı renk ile donatılır. Şölen oldukça şatafatlı olsa da Harry gibi birçok arkadaşı da Prof. Lupin'in gidişi nedeniyle üzgündürler.

Şölenin bitmesi ile birlikte okul yılı tamamlanmış ve herkes Hogwarts trenine binmeye başlar. Harry, Ron ve Hermione trene binip kompartımana yerleştikleri sırada cama bir baykuş gelir. Sirius Black’inmektubunu taşıyan Baykuş oldukça yorgun gözükürken mektupta yazanlar hepsini sevindirir. Gelecek yıl için Harry’nin Hogsmade’e gitmesi için bir izin belgesinin yer aldığı mektupta Sirius Black iyi olduklarını ve kısa süre içerisinde görüşeceklerine inandığını ifade etmiştir. Ayrıca mektubu getiren baykuşunda faresini kaybeden Ron’a kendisinin bir hediyesi olduğunu ifade eder.

Keyifli geçen yolculuk ardından tren perona yaklaşırken Harry, ron ve Hermione birbiriyle vedalaşırlar. Harry peronda Vernon enişteyi görünce hızla ona yaklaşarak, bir vaftiz babası olduğunu ve katil olduğunu söyler. Vernon Enişte endişelenir ve Harry için ilk defa daha keyifli geçecek bir yaz tatili başlar.

Boleyn Kızı - The Tudor Court Serisi / 9. Yorum (126)

Perşembe, Temmuz 22, 2021

          

The Tudor Court Serisi, Boleyn Kızı, Philipa Gregory,Artemis Yayınları,Kitap Yorumları,

 Cahil Okur’dan herkese selamlar…  Uzun bir aradan sonra yeniden sizlerle olmak güzel. Lafı uzatmadan hemen kitap yorumumuza başlayalım o zaman…Bu arada herkese iyi bayramlar.

 

KİTAP YORUMU

 

Uzun zamandır yazılmayı beklenen The Tudor Court Serisi’nini ilk kitabı olan Boleyn Kızı ile karşınızdayım bu gün… Lafı çok uzatmadan ve yazmayı unutup unutmadığımı denetleyerekten sizlerle fikirlerimi paylaşmaya başlıyorum hemen.

 

İçerik Yorumu

 

The Tudor Court Serisi’nini ilk kitabı olan Boleyn Kızı yazılalı yaklaşık 20 yıl oldu. Üniversite yıllarımda okuduğum serinin diğer bazı kitapları da elimde olsa da eksikliklerin olduğunu hatırlıyorum. Uzun zamandır kitaplıkda bekleyen eseri ikinci defa okuma listeme alarak geçtiğimiz şubat ayı içerisinde okumuştum.

 

            Yaşadığımız uzun ayrılık ardından blogu kontrol ederken yorumunu henüz paylaşmadığımı görünce blogun 126. yorumu olarak Boleyn Kızı ile karşınızdayım. Philipa Gregory ülkemizde daha çok İngiliz Kraliyet aileleri hakkında yazdığı tarihi romanlarla tanınsa da Minik Ejderha isimli de bir çocuk kitabı vardır. Bu gün ele alacağımız Boleyn Kızı eseri ise en çok bilinen eseridir.

 

            Yukarıda da belirttiğim gibi Gregory’nin İngiliz Kraliyet Ailesi ve etrafında dönen olayla ilgili yazdığı bir eser Boleyn Kızı. Eserin genel içeriği siyaset, çıkar ilişkileri ve aşk üzerine kurulu. İngiliz diplomatik yaşamının bazı küçük nüanslarını da gözler önüne seren eserin genel hatlarını ilk okumamdan hatırlıyordum. Unuttuğum bazı detayları ise okudukça hatırladım.

 

            Eserde ki ünlü İngiliz ailesi Boleynlerin tam bir tilki olduklarından bahsetmeden geçemeyeceğim. Özellikle Anne benim adıma nefret edilesi karakter olarak bu kitabın en can alıcı kötü karakteriydi. Marry ve George Boleyn ise daha masumane karakterler olarak kafamda kaldı.

 

            Eseri okurken sonunda neler olabileceğini tahmin edebilseniz de karakterler arasındaki konuşmalar ve bazı küçük olaylar sizi okumaya teşvik edecek seviyede olduğunu belirtmek gerekiyor. Genel olarak benim adıma uzun bier okuma oldu ancak memnun ayrıldığımı belirtmem lazım.

 

Yazım Dili Yorumu

 

            Zaman zaman okumakta zorlansam da Philipa Gregory’nin yazım dilinin çok da ağır olmadığını belirtmem gerekiyor. Özellikle diyologların beni okuyucu olarak heyecanlandıran bir tarafı vardı. Bu anlamda şans verilmesi gereken bir yazar olduğu kanısındayım.  

 

Yapısal Yorum

           

            Eserin bir hayli kalın olduğunu ve bu anlamda ilk seviye okuyucular için “ürkünç” gelebileceğini belirtmem gerekiyor. Konya’da üniversite okurken Rampalı Çarşı adıyla bilinen yerden aldığım eserin orijinal olup olmadığı konusunda şüpheler yaşasam da genel anamda yapısal sorunlarla karşılaşmadığımı belirtmem gerek. Bu arada daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi kapaklarda kullanılan fotoğraflardan hoşlanmıyorum. Benim adıma yapısal olarak tek sorun buydu sanırım.

 

ARKA KAPAK YAZISI

 

Mary Boleyn, on dört yaşında, masum bir kız olarak kraliyet sarayına geldiğinde VIII. Henry'nin gözlerini kamaştırır. Gördüğü ilgiyle tüm varlığı alt üst olan Mary, hem altın prensine aşık olur, hem de gayrı resmi kraliçe olarak her geçen gün artan rolüne. Ancak öyle bir an gelir ki, kralın kendisine olan ilgisi gittikçe sönmeye başladığında, ihtiraslı planlar yapmakta olan ailesinin piyonuna dönüştüğünü fark eder ve en yakın arkadaşından uzaklaşmaya ve rekabet etmeye zorlanır, kız kardeşi Anne Boleyn'den. İşler iyice çığrından çıktığında ailesine ve kralına baş kaldırması gerektiğinin farkına varır ve kaderinin iplerini kendi eline alır.

Son derece zengin biçimde işlenmiş, etkileyici bir aşk, seks, ihtiras ve intikam masalı. Boleyn Kızı, Avrupa'nın en heyecanlı ve gösterişli saraylarından birinin tam kalbinde yaşamış, sıradışı eğilimleri ve ihtirasları olan, içindeki sesi dinleyerek varlığını sürdürebilmiş bir kadını tanıştırıyor dünya okuruna.

 

KÜNYE

 

Boleyn Kızı /  The Tudor Court Serisi

Philippa Gregory

 

Dili: Türkçe

Basım: Türkiye · Artemis Yayıncılık · 2012 ·

Orijinal adı: The Other Boleyn Girl

Tür: Edebiyat, Roman, Tarih

 

ALINTILAR

 

  • Etrafına bak ve öğren, Mary. Sarayda hataya yer yoktur. Sayfa 4

 

  • O ne demek ki? Bütün gün aşkla ilgili şiirler yazıyoruz, bütün gün aşkla ilgili şarkılar söylüyoruz ama eğer hayatta öyle bir şey varsa da, inan ben bilmiyorum. Sayfa 83

 

  • Bu dünyada kadınlara özgürlük yok, ister savaş, ister savaşma. Sayfa 172

 

  • Dünya değişiyor dediysem, henüz o kadar değişmedi. Hala erkeklerin hakimiyetinde. Sayfa 226

 

  • Kralla mutlu olmak için evlenilmez. Sayfa 237

 

  • Geldiğimiz değil gideceğimiz yer önemli. Sayfa 357

 

  • Ben yenilgiye hazırlanmam. bu kendi kendime ihanet etmek olur. Sayfa 408

 

  • Biliyor musun, sıradan bir insan olmak da insana mutluluk verebilir. Sayfa 503

 

  • Hayatımız sarayda geçiyor. Ve saray gerçek aşkın yaşanabileceği bir yer değil. Sayfa 536

 

  • Şüphe duyan bir koca tehlikelidir. Şüphe duyan bir kralsa çok daha tehlikelidir. Sayfa 735

 

  • Yarından bizim kadar korkuyor olsaydın, bu gecenin sonsuza dek sürmesini isterdin. Sayfa 760

İklim'in "Kipat"ları #1

Pazar, Temmuz 11, 2021

Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina,

Cahil Okur’dan herkese merhabalar…

 

Geri döndüğümü duyurmamın üzerine anında ziyaretime gelen ve yorumlarıyla beni yalnız bırakmayanlara teşekkür ederim. Bu gün sizlerin karşısına canım kızım için yaptığım kitap alışverişi ile geldim. Aslında alışveriş yazılarını pek sevmiyorum ama yine de belki birilerine örnek olur diye yazmak istedim.

 

Geri dönmemden önce uzun süredir kitapçıma da gitmediğimi fark ettim. Eşim ile çarşıda dolaşırken bir anda kitapçıya girip kızıma kitaplar almak geldi aklıma. “Güzel fikirler uygulama için çok bekletilmemeli…” hissiyatı ile hemen kitapçımın yolunu tuttum.

 

Aslında daha 2 buçuk yaşında nasıl kitaplar alınır pek bir bilgim yok. Bu konuda uzman falan sayılmam yani… Lakin kızımın deyimiyle “kipat”lara daha yakın olması adına alışverişimizi gerçekleştirdik eşimle beraber.

 

Sizlerin çocukları nasıl bilmiyorum lakin İklim bazen genelin aksine kitaplarını atma eğilimi gösterebiliyor. Bu nedenle öncelikli olarak daha kalın materyallerden oluşan eserler seçmeye özen gösterdiğimizi belirtmek isterim. Resimlerim bol, yazıların bir hayli az olduğu bu tip eserlerden beklentim zaten çocuğuma bir şeyler aşılaması ve ya ona bir şeyler öğretmesinden ziya de kitaplara aşina olmasını sağlamaları.

 

Tabii ki bu demek değil ki İklime kitap seçerken içeriğe dikkat etmiyoruz. Aldığımız kitaplardan ilki 3 kitaplık bir setti. Beyaz Balina Yayınları’na ait ve Jörg Mühle imzalı eserlerin isimleri; “Tavşancığı Yatağına Yatırır Mısın ?”, “Tavşancığa Banyo Yaptırır Mısın?”, “Tavşancığın Yarasını Sarar Mısın ?” İnternet ortamında eserlerin üzerinde organik kitap logoları var lakin bizimkilerde öylesi bir logo göremedim. Baskı farklılığından kaynaklı bir durum sanırım.

 

Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina,

Aldığımız diğer kitap ise yine Beyaz Balina Yayınları’ndan Dania Florino imzalı “Canım Ay’a gitmek istiyor!”  kitabıydı. İklimin bu kitabı da diğer üç kitabı kadar sevdiğini belirtmem lazım. Kitabı her okumamızda Can’ın robotunu gösterip “Bak Romot…” demesi çok hoşuma gidiyor.

 

İklim için eşim ile birlikte yaptığımız ilk kitap alışverişi bu değildi elbette, daha öncede hem kendisinin rahat rahat inceleyebileceği hem de bizlerin ona okuyabileceği eserleri kendi kitaplığına kazandırmıştık. Son alışverişimizde böyle geçti işte. Aşağıdaki görseller ise bu gece yaptığımız okumadan… Bazen odaklanmakta zorlansak da genel olarak kitapları daha çok sevdiğimizi söylemek beni mutlu ediyor…

 

Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina,

Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina,

Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina,

Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina,

Kitap alış-verişi, İklimin "Kipat"ları , çocuk kitapları, çocuk kitapları tavsiyeleri, beyaz balina,

Sizler çocuklarınızla hangi kitapları okuyorsunuz? Tavsiyelerinizi benimle paylaşırsanız mutlu olurum.

Çekiliş Vakti #11

Çarşamba, Temmuz 07, 2021

 


Cahil Okur’dan herkese merhabalar…

 

Geri gelmişken birde baktım ki klasikleşen ÇEKİLİŞ zamanımız gelmiş durumda. 125. kitap yorumumu yayınladım ve yeni çekilişimiz başlamış durumda. Daha önceki çekilişlerde de olduğu gibi 130. kitap yorumunun yayınlanması ardından çekiliş son bulmuş olacak.

 

GFC’den blogumu takip etme şartı aynı şekilde devam ediyor. Sadece 121. kitap ile 130. kitap yorumları dahil olmak üzere arada yazdığım yazılara yorum yapan arkadaşlarım 1’er hak kazanacak. Her yorum +1 hak anlamına geliyor.

 

Çekiliş neticesinde ödülü yine kendiniz belirleyeceksiniz. 121. Kitap ile 130. kitap arasındaki istediğiniz bir eseri seçebilirsiniz. Herkese bol şanslar…

Tekrar, tekrar, tekrar ve tekrar MERHABALAR...

Salı, Temmuz 06, 2021


 Cahil Okur’dan herkese selamlar…

 

Ben artık bu tip yazıları yazmaya utanır hale geldim. Eminim sizlerde bıkmışsınızdır okumaya. Ama affınıza sığınarak yeniden buralara dönüyorum.

 

Son yazımın üzerinden tamı tamına 5 ay geçmiş. Gerçekten hızlı başladığım ve hedeflerimde emin adımlarla ilerlediğim bir yılda neden bir anda bu kadar kopukluk yaşadım bende bilmiyorum.

 

Aslına bakarsanız bir rica üzerine başladığım ek işim nedeniyle oldu biraz bunlar. Ve sonrasında gelen okuyamama hastalığı da üstüne tuz biber oldu. Yazın rehaveti falan derken zaman bu kadar uzadı… Gerçekten buraya ara vermek beni üzüyor. Ama inşallah sık sık yazamasam da (Yazar kaçışlarına bir zemin hazırlamakta) buraları boş bırakmak niyetinde değilim.

 

Ben yokken buralarda gerçekten güzel şeyler olmuş. Blogumu ben olmasam da takip eden arkadaş sayım artmış ki gerçekten şaşırdım. 400 abone sayısını geçmişim ki bu gerçekten benim için güzel bir gelişme. Belli mi olur uslu bir şirin olursam belki yıl sonuna kadar 500’ü de geçer. Şakası bir yana gerçekten mutlu oldum, değer verip ben olmasam da buraları yalnız bırakmayan dostlara selam olsun.

 

Gelelim hem sevindiğim hem de üzüldüğüm gelişmeye. Ben buralarda yokken Şule Abla’nın çekilişini kazanmışım. Uzun süredir kendisiyle uğraşıyordum bu çekiliş noktasında. Nedense bir türlü kazanamıyordum. Kazandığım vakitlerde de buralarda olmamak beni üzen nokta oldu. Hediye şansımı yitirmişim ama kazanmış olduğumu bilmek bile bana yetti de arttı. Geçte olsa kendisine teşekkür ederim.

 

Evet… Artık mümkün olduğunca buralarda olacağım ve yazılarımla yeniden başını ağrıtacağım. Değer verip okuyan, yorumlarını benimle paylaşan tüm dostlara tekrar tekrar teşekkür ederim. Biriken yorumları onayladım bu arada. Elimden geldiğince cevap verebildiklerime vereceğim. Gecikmeler için ve buraları bir başına bıraktığım için tekrardan özür diliyorum.

 

Sıcak Ege gecesinden herkese tekrardan merhabalar diyerek uzun aranın ardından ilk yazımı burada noktalıyorum. Herkese güzel bloglamalar…

Blogger tarafından desteklenmektedir.