14: KİTAP YORUMU: The 100

Cumartesi, Ağustos 29, 2015
Kass Morgan, Arın Zengin, GO kitap, Kitap Yorumları

The 100

Yazar: Kass Morgan
Çevirmen: Arın Zengin
Yayınevi : GO!

Onlar Yalancı, Onlar Hırsız, Onlar Asi, Onlar Kahraman Onlar İnsanlığın Kaderini Belirleyecek 100 Genç...

Yaşanan nükleer felaket dünyanın sonunu getirmiş, bu büyük felaketten sağ kurtulan insanlar 300 yıl boyunca Dünya'nın yörüngesindeki bir uzay gemisinde varlıklarını sürdürmüştür. Tükenmeye yüz tutan kaynaklarla koloniyi ayakta tutmaya çalışan yöneticiler, nüfusu kontrol altında tutmak için en sert tedbirleri almakta, hafif suçlar için bile idam cezası uygulanmaktadır. Öyle ki çocuk suçlular on sekiz yaşına geldiklerinde idam edilmektedir. Ama ölümlerini bekleyen bu gençlerin artık çok önemli bir görevi vardır. Gözden çıkarılmış genç suçlulardan oluşan 100 kişilik bir ekip, geçen zaman içinde yerleşime hazır hale gelip gelmediğini test etmek için Dünya'ya gönderilecektir. Koloninin geleceği, onların elindedir.

100 ekibi farklılıklarını, geçmiş hesaplaşmalarını bir kenara bırakıp birleşmeli ve bilinmezlerle dolu Dünya'da hayatta kalmaya çalışmalıdır. Ama ihanetler, sırlar, henüz bitmemiş ve yeni başlayan aşklar gün yüzüne çıktıkça bir arada kalmaları gittikçe zorlaşacaktır.
(Tanıtım Bülteninden)

Sayfa Sayısı: 300
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe

KİTAP YORUMU


Herkese merhaba…

Blogun 14. yorumu ile karşınızdayım. The 100 kitabı kısa bir okuma süresi sonrasında bitti. Kitabın aynı isimde bir dizi uyarlaması olduğunu hemen hemen herkes biliyor sanırım.Her ne kadar ben bunu kitabı almadan önce öğrenmiş olsam da dizinin fanatikleri olduğunu öğrenmiş bulunmaktayım.

Kass Morgan’ın yarattığı dünya ilk bakışta tanıdık olarak görünse de ilerleyen safhalarda aslında kendi içinde özelliklere sahip bir evren olduğunu görüyorsunuz. Olayı kısaca özetlemek gerekirse, nükleer kış sonrası bir grup insan bir uzay gemisi ile dünyadan ayrılır. Ve yıllarca o gemide yaşarlar. Aslında seçilmiş insanlardan oluşan bu grup nedense kendi içinde de 3 farklı toplumsal yapıya ayrılır. Bu topluluğun katı kuralları ise insanların suçlu olması durumunda kesinlikle idam etmektedir. Tek ayrıcalık 18 yaşından küçükler içindir, elbette 18 yaşına gelip tekrar yargılandıkları süreye kadar.

Kaynakların kısıtlı olduğu bir gemide elbette en büyük ütopya bir gün yeniden dünyaya geri dönmektir. Peki ama dünyanın yaşamaya elverişli olduğunu öğrenmenin imkanı var mı? The 100 bu noktada devreye giriyor. Tutuklu geçlerden oluşan 100 genç dünyaya gönderilir ve bir koloni kurma çabası içine girer. Ve macera başlar…

Aslına bakarsanız kitabın başında olayları takip etmekte oldukça zorlandım. Farklı karakterlerin geçmişini öğrenmek ile geçen süre zarfında olaylardan zaman zaman koptum. Ancak bu sizi tedirgin etmesin! Gerçekten kolay okunan ve zevk veren bir eser. Okunmaya değer olmadığını söylemek yanlış olur. Eğer bilim kurgu, aşk, entrika gibi konulardan hoşlanan bir okur iseniz The 100 tam size göre demektir.

Kitapların yapısal özelliklerine de zaman zaman kitap yorumlarında yer vermekteyim biliyorsunuz. Go Kitap’ın The 100 için yaptığı tasarım oldukça hoşuma gitti. Kitabın ön kısmının mıknatıslı bir kapak ile kapanması oldukça başarılı bir çalışma. Dikkatimi çeken bir diğer özellik ise kitabın kağıt kalitesi. Kitaplığımdaki ilk Go Kitap’a ait kitap The 100 ancak sevdiğim yayın evlerinden biri olarak kendisine güzel bir yer edinmiş durumda. Kendilerine bu güzel basım için teşekkür ederim.

SEÇTİĞİM SÖZLER


  • Dr. Lahiri: “Hapishaneyi bugün boşaltıyoruz. Yüz şanslı suçlu, tarih yazma fırsatı yakalıyor. Dünya’ya gidiyorsun” (Sayfa 12)

  • ANLATICI: İnsanlar Dünya’yı en karanlık zamanında terk etmişlerdi. Kaç tanesinin geri dönmeye çalışırken öldüğü Dünya’nın umurunda olmazdı. (Sayfa 56)

  • Clarke’ın Babası: Ama o bizi öldürmekle tehdit etmedi ki
Clarke: O zaman neden yapıyorsunuz?
Clarke’ın Babvası: Seni öldüreceğini söyledi. (Sayfa 98)

  • ANLATICI: Tadı neşe gibiydi ve neşenin tadı, Dünya’da daha güzeldi. (Sayfa 152)

  • ANLATICI: Kırık bir kalbi iyileştirecek kadar güçlü bir ilaç yoktu. (Sayfa 172)

  • ANLATICI: Sırların özelliği buydu, onları sonsuza dek taşımak zorundaydınız, bedeli ne olursa olsun. (Sayfa 218)

  • ANLATICI: Hepsinin gözleri yaş, ciğerleri kül doluydu. Ama Wells’in elleri kanlıydı. (Sayfa 266)

  • ANLATICI: Bazıları, Dünya’yı hiç terk etmemişti.

DİĞER YORUMLAR


Bir Kitap Delisi’nin Yorumu
Küçük Kızın Büyük Kütüphanesi’nin Yorumu
Mavi Kalem’in Yorumu


Çekiliş Vakti

Salı, Ağustos 25, 2015
Cahil Okur'dan blogun ilk çekilişi sizlerle...

Sir Arthur Conan Doyle'un ölümsüz eseri olan Sherlock Holmes'un maceralarından oluşan 5 kitaplık seri sizlere çekilişle hediye... (Kitapların 4'ü cep boy, son kitap normal boydadır)

Çekilişe katılabilmeniz için yapmanız gerekenler;


  • Öncelikli olarak GFC'den blogu takibe almak. Konu altına çekilişe katıldığınızı belirtir yorum bırakmak. (Zorunlu Şart ve 1 çekiliş hakkı kazandırır.)
  • Çekiliş yazısını blogunuzda link vererek paylaşmak (+3 çekiliş hakkı)
  • Facebook sayfamızı takip etmek (Facebook Sayfamız) (+3 çekiliş hakkı) (Yorum kısmında takip ettiğiniz ismi yazınız)
  • Twitter hesabımızı takip etmek (Twitter Profilimiz) (+3 çekiliş hakkı) (Yorum kısmında takip ettiğiniz ismi yazınız)
  • Sosyal paylaşım sitelerinde paylaşımda bulunmak. (Her paylaşım +1 hak. Linkleri yorum olarak bırakınız...)
ÇEKİLİŞ TARİHLERİ

Başlangıç: 6 Kasım 2015
Bitiş: 16  Kasım 2015
Sonuç: 17 Kasım 2015

13: KİTAP YORUMU: Kralların Çarpışması Kısım 2

Pazartesi, Ağustos 24, 2015

Kralların Çarpışması (Kısım 2)

Yazar :George R. R. Martin
Çevirmen :Sibel Alaş
Yayınevi :Epsilon Yayınları

Buz ve Ateşin Şarkısı II

Krallar çarpışırken tüm diyar titrer...

George R. R. Martin, Taht Oyunları'nın sabırsızlıkla beklenen devam kitabı Kralların Çarpışması'nda okuyucuları eşsiz hayal gücüyle buluşturuyor. Büyü, intikam ve savaşla dolu, eşi benzeri görülmemiş bir dünyanın kapıları açılırken büyük bir serüven başlıyor.

Alev ve kan rengine bürünmüş bir kuyruklu yıldız, gökyüzünü baştan başa kaplamıştır. Ejderha Kayası'nın kadim kalesinden, Kışyarı'nın haşin topraklarına kadar korkunç bir keşmekeş hâkimdir. Altı güç, Demir Taht'ı ve parçalanmış Yedi Krallık'ı ele geçirmek için kıyametvari bir savaşa hazırlanmaktadır. Gecenin karanlığında ölüler yürümekte, kardeş kardeşi katletmektedir. Bir akıl şövalyesi, tehlike saçan bir büyücü kadını zehirlemek peşindedir. Bir prenses, öksüz oğlan kılığında dolaşmakta; Ay Dağları'nın vahşi adamları, yağma için inmektedir. Kardeş katli, zillet, simya ve kıyımla ilerleyen bu macerada zafer, kılıcı ve kanı en soğuk olanların dahi olabilir...

"Martin, birinci ciltteki vaadini fazlasıyla yerine getiriyor ve yazılmış en iyi fantastik eser olmaya aday serisine devam ediyor."
-The Denver Post-

"George Martin kesinlikle destansı fantastik edebiyatın yeni ustalarından."
-Katharine Kerr-

"Kendisinden her zaman en iyi işleri beklediğim George R. R. Martin beni asla şaşırtmıyor."
-Robert Jordan-

"Muhteşem bir öykü, muhteşem bir tarihi fantastik yapıt! Göz kamaştırıcı."
-Anne McCaffrey-

"Muhtemelen gelmiş geçmiş en iyi epik fantastik eser."
-Marion Zimmer Bradley-
(Tanıtım Bülteninden)

Sayfa Sayısı: 488
Baskı Yılı: 2011
Dili: Türkçe


KİTAP YORUMU


Cahil Okur’dan herkese merhabalar…

Buz ve Ateşin Şarkısı’nda serüven devam ediyor. 3. kitap ta sona erdi. Ancak maalesef o kadar memnun olduğumu söyleyemeyeceğim. Maalesef kitabımın sırt kısmındaki yapışkanlı bölümü sanırım aşırı sıcaklar nedeniyle kapaktan ayrıldı ve kapaktan ayrıldı. Elimden geldiğince tamir etmeye çalışsam da istediğim sonucu alamadım. Ne yapacağım konusunda şu an için herhangi bir fikrim yok!
Gelelim kitap hakkındaki düşüncelerimize. Serinin hayranlarından biri olduğumu daha önce de ifade ettiğimi düşünüyorum. Dizinin ciddi bir takipçisiyim. Bununla beraber geç de olsa kitapları da okumaya başladım. 3. kitapta aslında daha önceden bildiğim olayları okumanın verdiği hoşnutsuzluk hakimdi. Kitap boyunca “Acaba dizi ile kitap arasında ne gibi farklılıklar var?” diye düşünmekten kendimi alamadığımı ifade etmem gerekiyor.
Gözüme çarpan başlıca farklılıklar sevilmeyen kardeş olan Stannis Baratheon’ın King’s Landing’e saldırdığı bölüm oldukça ayrıntılı olarak anlatılmış durumda. Özellikle şu yeşil maddenin gemilere yaptıkları... 
Ayrıca Tyrion Lannister’ın yaralanması ve yaralanma ardından yüzünün aldığı durum arasında ciddi farklılıklar bulunmakta. Kitaba göre Tyrion bir beyaz pelerinli tarafından yaralanıyor. Podrick kendisini kurtarıyor tabi. Ancak dizide böle bir sahne hatırlamıyorum. Yanılıyor da olabilirim. 
Jon Kar’ın serüveninde de bazı farklılıklar bulunmakta. Bunları seriyi okudukça daha net göreceğinizden eminim. 
Serinini üçüncü kitabında savaş sahneleri oldukça fazlaydı. Diziden bildiğimiz kadarıyla gelecek kitaplarda da savaş sahneleri zirve noktasına ulaşacak. ancak bu kitapla ilgili olarak en beğendiğim aksiyon bölümü Arya'nın "Gelincik Çorbası" ile yaptıklarıydı. Bolton'ların Harrenal'ı elde etmesini saplayan Arya'mız kendisini gizlemeye ise devam ediyor. 
Ve elbette Theon Greyjoy'un büyük dönekliği de bu kitapta. Dizide izlerken de bu adamdan en başından beri hiç hoşlanmamıştım. Ancak kitapta nefretim bir kat daha arttı. Gerçekten nefret edilesi en yüksek karakterlerden bir tanesi. 
Bran’ın hikayesi bu kitapta beni en çok etkileyen kısımlar oldu. Jojen ile olan sohbetleri dizide de beni kendisine bağlamıştı. Ancak kitaptaki şekli ile daha çok beğendiğimi ifade etmeliyim. Bran’ın gelecek kitaplarda neler yapacağını merak ediyorum. Onun hikayesi noktasında dizi yazarlarından farklı olarak G. Martin neler tasarlamış, nasıl bir ortamda Bran’ı var etmiş merak içindeyim.
Sonuç olarak serinin sevdiğim bir bölümü daha geride kaldı. Yeni sezon başlamadan önce kitabı dizinin önüne geçirmek gibi bir hedefim var. Bunu ne kadar başarabilirim bilmiyorum ama bekleyip göreceğiz.

SEÇTİĞİM SÖZLER


  • Rahip Osmynd: Anne çocukları tehlikedeyken Savaşçı’dan daha vahşi olabilirdi. (Sayfa 16)
  • Üstat Luwin: Maalesef her zaferin bir bedeli vardır. (Sayfa 37)
  • Dagmer: Zafer günü… Yaşayanlar gülümsemeli çünkü ölüler bunu yapamaz. (Sayfa 57)
  • Tyrion: Beni sevmiyorlar. Şaşıracak bir şey yok. Çirkiniö, iyi beslendiğim belli ve onlar açlıktan kırılıyor (Sayfa 101)
  • Tyrion: Güven insanı öldürürdü (Sayfa 102)
  • Theon: Korkulan biri olmak, gülünen biri olmaktan iyidir. (Sayfa 205)
  • Tazı: Bu dünyaya çelikler ve güçlü kollar hükmeder, bunun aksine asla inanma. (Sayfa 256)
  • Cersei: Aş zehirdir. Tatlı bir zehirdir, evet, ama neticede öldürür. (Sayfa 260)
  • Tyrion: Aslan gibi yaşa, aslan gibi öl. (Sayfa 420)
  • Bran: Hiçbir canavar insanlar kadar gürültülü değildi. (Sayfa 442)

DİĞER YORUMLAR

Kitap Hayvanının Günlüğü'nün Yorumu
Büyülü Ayraç'ın Yorumu
Kitaptan Sayfalar'ın Yorumu


Serinin Diğer Kitapları Hakkındaki Yorumlarım





Muhteşem 5’li: Okurken Zorlandığım Kitaplar

Pazar, Ağustos 16, 2015
Cahil Okur’dan hepinize selamlar arkadaşlar…

Yoğun bir haftanın ardından Muhteşem 5’li ile karşınızdayım. Bildfiğiniz gibi son yorumum olan Uyumsuz öncesinde Amok Koşucusu ile yeni aya başlamıştım. Amok Koşucusu ile olan imtihanımı gün ve gün Twitter hesabım üzerinden paylaştım. Gerçekten beni zorlayan bir kitap oldu. Durum böyle olunca Muhteşem 5’li için bu hafta beni zorlayan kitapları sizinle paylaşmak geldi aklıma.

Bakalım bendeniz hangi kitaplarda ne kadar zorlanmışım ve neler yaşamışım;

5: Baudolino / Umberto Eco


Evet lise yıllarında okuduğum ve aslında çok beğendiğim kitaplardan biri olan Baudolino okurken zorlandığım eserler arasında yer alması gereken kitaplardan bir tanesidir. Aslında tarihi bir roman olması nedeniyle sevdiğim bir tür olmasına rağmen okurken oldukça zorlandığımı ve uzun bir süre tamamladığımı hatırlıyorum. Ancak belki ilerleyen günlerde kitaplığımda kendisine ulaşabilirsem tekrar okuyup sizlerle de paylaşabilirim.

4: Demirciler Çarşısı Cinayeti / Yaşar Kemal


Evet hayatımda yarım bıraktığım yegane kitaplardan birisidir Demirciler Çarşısı Cinayeti. Ne yazık ki romanın ilk 60 sayfasında sürekli “Atlılar geliyor, atlılar” gibi satırların yoğunluğu ve romanın ağırlığı nedeniyle yarım bırakmıştım. Bu romanı okumaya başladığımda henüz orta okula gidiyordum ve okuma alışkanlığımın başlarındaydım. Sanırım bu romana da tekrar başlayıp bitirmem lazım. Kara listemde yer alan eserlerden birisidir kendisi.

3: Amok Koşucusu / Stefan Zweig


Amok Koşucusu’ndan esinlenerek hazırladığım bu Muhteşem 5’li de kendisi yer alamasa olmazdı elbette. 190 sayfalık bir eserin beni bu kadar zorlayacağını zannetmiyordum. Ancak çok zorladığını belirterek, kitabı sevmeme rağmen bir daha okumamın oldukça uzak bir ihtimal olduğunu belirtmem lazım.

2: Sefiller / Victor Hugo


Victor Hugo’nun ölümsüz eseri Sefiller de beni en zorlayan eserler arasındaydı. Hangi yayın evinin basımı olduğunu şu an hatırlamasam da 5 ciltlik bir eser olarak tanıştım Sefiller ile… Kitaptaki betimlemelerin ne kadar yoğun olduğunu bilirsiniz. Bu nedenle de okurken oldukça zorlanmıştım. Ancak yinede sevdiğim ve okuduğum için mutlu olduğum kitaplardan bir tanesidir.

1: Suç ve Ceza / Fyodor Dostoyevski


Evet listenin başında olacak kitap ta tartışmasız bana göre Suç ve Ceza’dır. Şu an ne anlatıyor, nasıl oluyor hatırlamıyorum ama… Sadece şunu diyebilirim hala elime aldığımda kitabı ürküyorum J Yine de dünya klasiklerini okumalısınız. Bu lafımı yabana atmayın.



Çiko sizlerle....

Cumartesi, Ağustos 15, 2015
Cahil Okur'dan herkese merhabalar...

Evet arkadaşlar bugün bir duyuru ile sizlerleyim. Dün sitenin sağ tarafına bir eklenti yaptım görmüşsünüzdür belki de... "Çiko Ne Okuyor?" diye. Artık blogda iki yazar olduk.

Sevgili kız kardeşim bundan sonra benimle birlikte blogda yazacak. Sizleri bilmem ama bu beni oldukça mutlu etti :)

Kısa bir bilgilendirme mesaı olarak size bunu duyurmak istedim.

Herkese iyi geceler...

12: KİTAP YORUMU: Uyumsuz

Cuma, Ağustos 14, 2015

Uyumsuz izle,Uyumsuz oku, Uyumsuz Kitap Yorumu
Uyumsuz


Yazar :Veronica Roth
Çevirmen :Uğur Mehter
Yayınevi :Artemis Yayınları

Beatrice Prior'ın Chicago'sunda toplum, her biri belli bir erdemi yaşatmaya adanmış beş topluluğa bölünmüş durumda. Dürüstlük, Fedakarlık, Cesurluk, Dostluk ve Bilgelik.

Her yıl, belli bir günde bütün on altı yaşındakiler, hayatlarının geri kalanında birlikte yaşayacakları grubu seçmek zorunda.

Beatrice, hem ailesiyle kalmak, hem de kendi benliğini bulmak istiyor ama ikisini birden seçemez.

Bu nedenle kendisi dahil, herkesi şaşırtan bir seçim yapıyor.

Genç yazar Veronica Roth heyecanlı seçimler, kalp kıran ihanetler, kan donduran sonuçlar ve beklenmedik aşklarla dolu karanlık bir geleceği anlatan gerilim serisinin ilk kitabıyla edebiyat sahnesine çıkıyor!



Sayfa Sayısı: 516
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe

KİTAP YORUMU


Herkese Merhabalar…

Amok Koşucusu ile olan uzun imtihanım ardından Verenica Roth’un Uyumsuz kitabına başladım. Oldukça akıcı bir dilde yazılmış olan Uyumsuz’u büyük bir zevk ve heyecanla okuduğumu belirtmem gerekiyor.

Beatrice ya da sonradana alacağı isim ile Tris yaşadığı ülkede gençler 16 yaşlarına geldiğinde yaşayacakları toplumu seçmektedirler. Bu topluluklar Cesurluk, Bilgelik, Fedakarlık, Dostluk ve Dürüstlük’tür. Toplum bu 5 gruba ayrılarak daha huzurlu olacaklarını ve yaşamlarına daha rahat yön verebileceklerini düşünmektedir. Ülkeyi Fedakarlar yönetir, Bilgeler teknoloji ve eğitimden sorumludur. Güvenlik ise Cesurluk’un işidir. Dürüstlük adelet sisteminden Dostluk ise üretimden sorumlu olan gruptur.

Tris 16 yaşına geldiğinde abisi Caleb ile birlikte seçimlerini yapmak üzere simülasyona girerler ancak durum beklenildiğinden farklı çıkar. Beatrice simülasyonun öngörülerinin tamamını boşa çıkartı. 5 sınıftan hiçbirisine uygun değilseniz ne mi olur? İşte macera da tam bu noktada başlıyor ya zaten…

Kitabın konusu ile alakalı olarak daha fazla kelam etmeye gerek yok. Kitabın dilinin oldukça akıcı olduğunu belirtmem lazım. Kitabın orijinal dilinin de bu denli sade olup olmadığı noktasında tam bir bilgim yok ancak çeviri oldukça iyi. Birkaç noktada Türkçe de yer alan bazı ağızları görsem de yine de güzel bir çeviriydi.

Kitap konuları itibari ile sizi kesinlikle kendisine bağlayacaktır. Konuların okuyucuyu bunaltmaması ve kitabı elinden bırakmasına müsaade etmemesi nedeniyle oldukça başarılı. Uzun zamandır okumayı planladığım ancak bir türlü başlayamadığım bir eserdi. İkinci kitabı da elimde ancak “Kralların Çarpışması Kısım II” ile devam edeceğim okumalarıma. Kuralsız öncesinde seriye 1 – 2 kitaplık ara verebilirim. Şimdiden belirteyim.

BONUS YORUM


Evet hiç yapmadığım bir şey yaparak sizlere Uyumsuz filmini de yorumlamak istedim. “Öncelikle kitabı okumasak ta olur filmi var nasıl olsa!” demeyin. Yorumdan ziyade eleştiri olacak ama kitap ile filmin alakası yok. Neden Veronica Roth olayların bu kadar değiştirilmesine izin verdi bilmiyorum. Kitapla bağdaştırabildiğim iki karakter var sadece; Kate Winslet (Jeanine Matthews / Bilgelik Lideri), Maggie Q (Tori / Cesurluktaki Dövmeci). Kesinlikle kitaptan aldığım zevki filmden alamadım.

NOT: Belki bu düşünceye sadece ben kapılmış olabilirim ama Tris’de ciddi bir Katniss Everdeen benzerliği yaşadım.Hatta filmi izlemediğim için Suzanne Collins’in bu rol için en uygun isim olduğunu bile düşündüm açıkçası. Shailene Woodley biraz yumuşak geldi rol için.
Uyumsuz Yorumu,Uyumsuz Filmi

SEÇTİĞİM SÖZLER

  • Beatrice: Sınav sonucu ne derse desin, her şey benim seçimime bağlı. (Sayfa 24)
  • Marcus: “Bu felsefe her bireyin kendi yolunu seçmekte özgür olduğunu söylüyor”
Oysa bana göre, daha önce kuralları belirlenmiş beş yoldan birini seçmek zorundayız. (Sayfa 44)
  • Beatrice: Tehlikeli şeyler yaparız ve insanlar ölür, İnsanlar ölür ve biz yine tehlikeli şeyler yaparız. (Sayfa 59)
  • Beatrice: İnsan mantığı, her türlü kötülüğe uygun bir mazeret uydurabilir, o yüzden mantığa güvenmememiz büyük önem taşır. Bunlar babamın sözleriydi. (Sayfa 109)
  • Beatrice: Ödlekliği, acı çektirmekten zevk almaması anlamına gelmiyor. O sadece başkalarının canını yakmayı bilerek reddediyor. (Sayfa 123)
  • Beatrice: Bazen geriye sadece ağlamak ya da gülmek kalıyor. (Sayfa 205)
  • Beatrice: Neden insanlar ölümü uykuya benzetmeye çalışır ki? Öyle değil… / …Şimdiki zamandan geçmiş zamana geçmeye ölüm deniyor.(Sayfa 315)
  • Beatrice: Gerçekten özverili olan biri ölmeyi isteyecek kadar kendini düşünen biri olamaz. (Sayfa 319)
  • Beatrice: Bazen direnmekten vazgeçmek, ölümle yüzleşmektir. (Sayfa 453)
  • Beatrice: Ben bir Uyumsuzum. Ve kontrol edilemem. (Sayfa 458)
  • Marcus: “Bazen acı çekmek,daha büyük bir iyiliğe gebedir.” (Sayfa 481)
  • Beatrice: Artık ne fedakar Tris, ne cesur Tris. Sanırım, şu andan itibaren ikisinden de fazlası olmam gerekiyor.
DİĞER YORUMLAR
Jane Wampirob'un yorumu
Kitabi Sevda'nın yorumu
Kristal Kitap'ın yorumu



11: KİTAP YORUMU: Amok Koşucusu

Pazartesi, Ağustos 10, 2015
amok koşucusu yorumu, kitap özeti

Amok Koşucusu

Yazar :Stefan Zweig
Yayınevi :Can Yayınları

İntihar, Stefan Zweig'ın zihnini gençlik yıllarından beri meşgul eden bir kavramdı. Yaşamanın bir anlamı kalmadığını anladığı anda yaşamına kendi eliyle son verebileceğini daha üniversite yıllarında söylemişti. İlk evliliği sırasında karısı Friederike'yi kendisiyle birlikte intihar etmesi için zorlayan, sonra bu düşüncesinden vazgeçen Stefan Zweig, yıllar sonra, İkinci Dünya Savaşı sırasında, ikinci karısıyla birlikte yaşamına son verdi. Yazar, önceki intihar girişimlerinden vazgeçmiş olsa da korkularını, romanlarındaki ve öykülerindeki kahramanlara yaşatıyor. Amok Koşucusu'nda yer alan öykülerin ortak izleği de intihar. Kendi yaşamından ya ada tarihteki gerçek kişilerin yaşamlarından kesitler katarak yazdığı bu öykülerde Stefan Zweig'ın duyarlı kişiliğini, olağanüstü gözlem gücünü olduğu gibi sayfalara yansıttığını görüyoruz. Yazdığı öykülerin en başarılı örneklerinin yer aldığı bu kitapta, bir uzun öykü olan Amok Koşucusu bir baş yapıt. İnsanı en güçsüz, en savunmasız yönleriyle ele alıp, insan ruhunun en derin katmanlarına inmeyi bilen, bütün bunları son derece canlı, ayrıntılı, çok yönlü bir anlatımla kaleme alabilen, okuru gerçekten etkileyebilen bir yazar Stefan Zweig. Yazdıklarının üzerinden bunca yıl geçmiş olmasına karşın, öykülerinin, romanlarının bugünkü kuşaklar tarafından da aynı ilgiyle okunması, onun kalıcı bir yazar olduğunun en büyük kanıtı. Amok Koşucusu'nun bu yeni çevirisinde, daha önceki basımda yer almayan öyküler de bulunuyor.

Sayfa Sayısı: 189
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe

KİTAP YORUMU


Herkese merhabalar…

Yaklaşık 10 gündür Amok Koşucusu’nu okuyorum. Daha doğrusu okuyamıyorum. Nedenini bilmiyorum ama Amok Koşucusu beni gerçekten yordu. Sanırım işlenen konuların son derece iç karartıcı oluşu bunun başlıca nedeni. Kitabın dili alakalı olarak beni rahatsız eden bir durum olmadı. Yazarın kullandığı dili sevsem de işlenen konular gerçekten insanın içini karartabiliyor. Amok Koşucusu bildiğiniz gibi bana Kayb-ı Kelam’ın hediyesidir. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum. Yaptığı çekilişte kazandığım eserlerden birisi.
Amok Koşucusu 7 kısa öyküden oluşan bir kitap. Amok Koşucusu’da bu 7 hikayeden biri ve kitaba adını veren isim. Yaptığım araştırmada ilk basım ile şu an elimde bulundurduğum basım arasında bazı farklar var. Can Yayınları’nın son yaptığı basımda Zweig’in ilk basımda yer almayan öyküleri de buy kitaba eklenmiş.
Öykülerden beni etkileyenlere gelecek olursak “Bir Çöküşün Öyküsü” ve “Leman Gölü Kıyısındaki Olay” en etkilendiğim öyküler oldu. Özellikle Leman Gölü Kıyısındaki Olay’ın kahramanı olan Rus askeri yada köylüsü diyebileceğim kişinin vedasını yaparken ki ince hareketi etkileyiciydi. “Ay Işığı Sokağı”ndaki “pinti” arkadaşımızın durumu da oldukça sarsan bir durum şimdiden uyarayım.
Biraz kısa bir yorum olacak şunu söylemem lazım okunması gereken eserlerden bir tanesi bana göre Amok Koşucusu.. Ancak ruh halinizin bu kitabı kaldırıp kaldırmayacağı noktasında biraz dikkatli olun. Kasvetli havası sizi etkileyebilir.
Bu arada Stefan Zweig’in hayatının öykülerindeki kahramanlardan pekte farklı olmadığını gördüm ki bu beni çok şaşırtmadı. Gerçekten içinde bulunduğu ruh halini merak ettim kendisinin.

SEÇTİĞİM SÖZLER


  • Fransa’daki binlerce çaresiz kadından biriydi, her türlü hakareti, sövgüyü duyabilirdi. (Sayfa 30)
  • Yalan söyleseler bile inanmıştı onlara, çünkü gücüne güvenmesi kendi kudreti demekti. (Sayfa 33)
  • Kıskançlık olmadan, nefret olmadan, yalan olmadan yaşamaya değmezdi. (Sayfa 39)
  • Tarihin akışı zorlanmaktan hoşlanmaz, kahramanlarını kendisi seçer, ne kadar zorlasalar da davetsiz gelenleri hiç acımadan geri çevirir; kaderin arabasından düşen olursa onu artık geri çekmemek gerekir. (Sayfa 52)
  • Tetiğe basmasını engelleyen tek şey, ormandaki bir hayvan gibi geberip gitmesinin vereceği acıydı… (Sayfa 59)
  • Yardım etmek için de bu duyguya ihtiyacınız vardı, karşınızdakinin size ihtiyacı olduğu duygusuna. (Sayfa 95)
  • İnsan her şeyini kaybederse, elindeki son şeyi kaybetmemek için umarsızca mücadele eder. (Sayfa 120,121)
  • İnsanın elinde kalan tek hak, canı istediği biçimde gebermektir. (Sayfa 129)
  • Çünkü hayatın görkemi de yoksunluğu da aynı biçimdedir. (Sayfa 135)
  • O Kendine zarar veriyor, salt… salt benim canımı yakmak için (Sayfa 145,146)

AMOK KUŞUCUSU İÇİN DİĞER YORUMLAR

Ben Bazen Okuyorum’un yorumu

Oklap Kütüphanesi’nin yorumu

Stefan Zweig ve karısının son fotoğrafı... Sanırım hikayelerin nedenini açıklamaya yetecek nitelikte bir fotoğraf. 

Temmuz'un ardından

Pazartesi, Ağustos 03, 2015
Herkese merhaba...

Oldukça sıcak günlerden geçiyoruz. İnanın bazen eriyerek can vereceğimi bile düşünüyorum. Ancak yoğun sıcağa rağmen okumalar devam etmekte elbette. Temmuz ayında 6 kitap okudum. Bunlardan sonuncusu size 1 gün gecikmeli olarak ulaştığı için onu bu yazıda ele almayacağım. Diğer 5 kitap ve kısa tavsiyelerim ise şu şekilde;

  • 06 KİTAP YORUMU - Hobbit
  • Çocuk kitabı mı?  Bırak Allah aşkına! Sizde Yüzüklerin Efendisi hayranlarından bir tanesiyseniz bu kitabı kesinlikle okumalısınız. 
  • 08: KİTAP YORUMU: Kurucunun Kızı
  • Bu ayın en az sevdiğim kitabı maalesef Kurucunun Kızı... Beklentiniz fazla olmasın diyorum yine. (Beğenmeyen tek blooger benim sanırım. Nedenini çözemedim.)
İşte bu ay okuduklarım bunlar. İçinde bulunduğumuz ay içerisinde de okumalar son hız devam edecek. 

10: KİTAP YORUMU: Kralların Çarpışması Kısım 1

Pazar, Ağustos 02, 2015
kralların çarpışması kısım 1

Kralların Çarpışması (Kısım 1)

Yazar :George R. R. Martin
Çevirmen :Sibel Alaş
Yayınevi :Epsilon Yayınları

Buz ve Ateşin Şarkısı II

Krallar çarpışırken tüm diyar titrer...

George R. R. Martin, Taht Oyunları'nın sabırsızlıkla beklenen devam kitabı Kralların Çarpışması'nda okuyucuları eşsiz hayal gücüyle buluşturuyor. Büyü, intikam ve savaşla dolu, eşi benzeri görülmemiş bir dünyanın kapıları açılırken büyük bir serüven başlıyor.

Alev ve kan rengine bürünmüş bir kuyruklu yıldız, gökyüzünü baştan başa kaplamıştır. Ejderha Kayası'nın kadim kalesinden, Kışyarı'nın haşin topraklarına kadar korkunç bir keşmekeş hâkimdir. Altı güç, Demir Taht'ı ve parçalanmış Yedi Krallık'ı ele geçirmek için kıyametvari bir savaşa hazırlanmaktadır. Gecenin karanlığında ölüler yürümekte, kardeş kardeşi katletmektedir. Bir akıl şövalyesi, tehlike saçan bir büyücü kadını zehirlemek peşindedir. Bir prenses, öksüz oğlan kılığında dolaşmakta; Ay Dağları'nın vahşi adamları, yağma için inmektedir. Kardeş katli, zillet, simya ve kıyımla ilerleyen bu macerada zafer, kılıcı ve kanı en soğuk olanların dahi olabilir...

"Martin, birinci ciltteki vaadini fazlasıyla yerine getiriyor ve yazılmış en iyi fantastik eser olmaya aday serisine devam ediyor."
-The Denver Post-

"George Martin kesinlikle destansı fantastik edebiyatın yeni ustalarından."
-Katharine Kerr-

"Kendisinden her zaman en iyi işleri beklediğim George R. R. Martin beni asla şaşırtmıyor."
-Robert Jordan-

"Muhteşem bir öykü, muhteşem bir tarihi fantastik yapıt! Göz kamaştırıcı."
-Anne McCaffrey-

"Muhtemelen gelmiş geçmiş en iyi epik fantastik eser."
-Marion Zimmer Bradley-
(Tanıtım Bülteninden)

Sayfa Sayısı: 504
Baskı Yılı: 2011
Dili: Türkçe

KİTAP YORUMU



Herkese merhabalar…

Buz ve Ateşin Şarkısı ikinci kitabı olan Kralların Çarpışması Kısım 1 sona erdi. Kitabın konusuna hemen hemen herkes vakıf olsa da kısa bir özet geçmekte fayda var…
Robert ve Ned’in ölümü sonrasında 7 krallıkta her şey karışır. Aynı anda 4 kral birden ortaya çıkar. Joffrey Baratheon (Demir Taht’taki Kral), Stannis Baratheon (Dar Denizdeki Kral), Renly Baratheon (Yüksek Bahçe’deki Kral), Rob Stark (Kuze’ydeki Kral), elbette birde tahta hak iddia eden Denizin Karşısındaki Kraliçe olan Daenerys Targaryen var.
Adından da anlaşılacağı gibi serinin bu kitabı genel anlamda kralların çarpışması ve birbirleri ile olan mücadeleleri ile geçmekte. Mücadelenin içinde olmadan tahta yürüyen tek isim ise Daenerys (Kendisi bir hayli uzaklarda.) Benim en nefret ettiğim kral ise Stannis (Diziden gıcığım kendisine. Okudukça daha da gıcık oldum.)
Kralların çarpışması yanı sıra elbette Theon Greyjoy’un demir adalara yolculuğu var ki ablasının kendisine attığı kazık sizi de benim kadar keyiflendirecektir. Tam bu noktada şunu söylemeliyim ikilinin tanışması diziden bir hayli farklı. Theon’un adaya ilk ayak bastığı dakikalarda elbette. Bunun yanı sıra Brandon Stark’ın yaşadıkları yine aksiyonu en az noktalar olsa da okurken sizi en çok meraklandıran noktalar olacak diye düşünüyorum.

NOT: Ne yazık ki dizisi çekilen ve bire hayli popüler olan bir kitabın yorumunu yapmak oldukça zor.

Diziyi izlemiş olmanız kitapları okumamanız gerektiği anlamına gelmez. Emin olun ki kitaplardan çok daha fazla zevk alacaksınız. Bu nedenle kesinlikle kitaplara başlayın diyorum tekrardan.

SEÇTİĞİM SÖZLER


  • Üstat Cressen: “Yarım bir krallık, hiç olmayan bir krallıktan iyidir” (Sayfa 20)
  • Tyrion: “Kısayım, kör değil” (Sayfa 68)
  • Jon Kar: Sur dünyanın sonuydu. Ve biz Sur’un ötesine gidiyoruz. (Sayfa 96)
  • Catelyn: “Her kralın istediği şeyi isteyecek. Biat” (Sayfa 119)
  • Theon: Yaşlı Lordlar tozlanmış savaşlarını mezara kadar götürürdü. Hiçbir şeyi unutmaz, daha azını affederdi. (Sayfa 173)
  • Efkarlı Edd (Kara Karga): “Seni korkunç bir sonun beklediğini bilmek, o sonu önceden düşünmeden de yeterince kötü.” (Sayfa 201)
  • Arya: Syrio Forel, keskinliğini kaybetmiş bir kılıcın bacaklarını kaybetmiş bir attan farksız olduğunu söyledi. (Sayfa 212)
  • Sör Amory: “Delikanlılar, yaşlı adamlar aynı şekilde ölür” (Sayfa 216)
  • Tyrion: “Lord Varys, bazen Kral Toprakları’ndaki en iyi dostum olduğunuzu düşünüyorum. Ve bazen en yaman düşmanım olduğunuzu.” (Sayfa 236)
  • Tyrion: Yüzümün yarısını haşlamasına izin verebilirim.Dorne evliliği için ödenecek bir bedel olur. (Sayfa 313)
  • Catelyn: Bu dünyada bir kadından daha talihsiz bir insan var mıdır? (Sayfa 335)
  • Daenerys: Halkımın beni gördüğünde gülümsemesini istiyorum, tıpkı babamı gördüklerinde gülümsedikleri gibi. (Sayfa 416)
  • Tyrion: Belki de öğrenmemiz gereken sır bu. Önemli olan ne yaptığımız değil, onu nasıl yaptığımız. (Sayfa 438)
  • Stannis: “Kralların dostu yoktur. Sadece tebaaları ve hasımları vardır” (Sayfa 460)


KRALLARIN ÇARPIŞMASI KISIM 1 İÇİN DİĞER YORUMLAR



Ne yazık ki istediğim tatta diğer bloglarda yorum bulamadım. Arkadaşlarımıza haksızlık ettiğim sanılmasın. Sadece kitabı Kısım I ve Kısım II birlikte yorumlamışlar ve spoiler olmaması için bu seferlik link veremiyorum. Özür dilerim.

Serinin Diğer Kitapları Hakkındaki Yorumlarım



Blogger tarafından desteklenmektedir.