82: KİTAP YORUMU : İşaret – Gece Evi Serisi #1

Perşembe, Eylül 28, 2017
Edebiyat, Fantastik, Gece Evi Serisi, İşaret, Kitap Yorumları, Kristin Cast, Marked, P. C. Cast, Pegasus Yayınları, Roman, Sevinç Tezcan,

Yazar: P. C. Cast, Kristin Cast
Baskı Tarihi: Eylül 2009
Sayfa Sayısı: 336
ISBN: 9786055943783
Orijinal Adı: Marked
Çeviri: Sevinç Tezcan
Yanar Yayınevi: Pegasus Yayınları
Kitabın Türü: Roman, Fantastik, Edebiyat

KİTAP HAKKINDA


Yeni Bir Hayat, Yeni Bir Aşk...
Tüm Dünyada Gençlerin Tutkunu Olduğu Yeni Bir Vampir Serisi.

"Yüzümü ona çevirdiğimden beri bu kitap beni kendine esir etti. Tamamıyla muhteşem. İşaret, ateşli, karanlık ve eğlenceli."
-Gena Showalter, Yazar-

"İlk paragraftan itibaren bağımlısı oldum. Kitabı bir çırpıda bitirdim."
-MaryJanice Davidson, New York Times bestseller Yazarı-

Aşırı derecede bağımlılık yapan bir vampir serisi
-Romantic Times-

On altı yaşındaki Zoey, İz Sürücü tarafından İşaretlendiğinde, eski hayatının geride kaldığını anlamıştı. Şimdi artık, arkadaşlarından ve ailesinden ayrılıp çalışması gereken tek dersin Vampir 101 olacağı Gece Evi'ne yerleşmek zorundaydı.

Aşk, İhanet, Gerilim ve Rekabet dolu Gece Evi Serisinin İlk kitabı İşaret sizi kendisine esir edecek.
(Tanıtım Bülteninden)

KİTAP YORUMU


Cahil Okur’dan selamlar…

Geç kalmış yorumlar serisiyle yine, yeni, yeniden buradayım. İki yazarlı kitap okumayalı bir hayli zaman olmuştu. Eskiden okuduğum bir kitabı da tekrar okuyarak kombo yaptığım İşaret ile karşınızdayım.  Lafı uzatmıyor ve hemen yoruma geçiyorum…

İçerik Yorumu

P. C. Cast ve Kristin Cast’in birlikte yazdıkları İşaret, Gece Evi Serisi’nin ilk kitabı. Genel anlamda bakıldığında içeriğinin size biraz garip geleceği kanısındayım. Ya da şöyle söylemek daha doğru; aklınızda vampirler noktasında kalıplaşmış şeyleri bir kenara atmanıza ve yepyeni bir dünya ile tanışmanıza olanak sağlayacak bir kitap.

İçerisinde birçok vampir hikayesi bulunan kitap okumuş biri olarak, Gece Evi Serisi’nin ilk kitabı İşaret ile birlikte bambaşka evrene seyahat ettiğiniz hissine kapılıyorsunuz. Lakin bu hisse rağmen yazarların başarılı adaptasyonu nedeniyle, bir süre sonra gerçek vampirlerin olsa olsa bu kitaptaki gibi olabileceği izlenimi oluşuyor kafanızda. Lafın özü gerçekleşmesi muhtemel vampirlerle birlikte yaşadığımız bir evren ancak böle olabilirdi.

Bir serinin ilk kitabı olması nedeniyle İşaret’te P.C. Cast ve Kristin Cast bize daha çok karakterleri ve evreni anlatıyorlar. Bu da 200. sayfaya kadar konuların biraz daha yavaş ilerlemesine neden olmakta. Lakin sonlara doğru akıcılığın biraz daha güçlendiğini ve kitaba kilitlendiğinizi söylemekte fayda var.

İçerik anlamında benim en hoşuma giden ayrıntı; vampirlerin tanrı sistemi… Genel kanıda tanrısız ve ya şeytan tarafında gösterilen vampirlerin iyiliği emreden bir tanrıya sahip olmaları bence güzel bir özellikti kitap adına. İçeriksel olarak bir diğer güzel yan ise başkahramanın bir yerli (Kızılderili )olması. Daha doğrusu yerli kanı taşıması… Nedendir bilinmez Kızılderilileri çok ama çok seviyorum.  

Genel anlamda beğensem de; “vazgeçilmezlerimden oldu” diyebileceğim bir kitap değil. Ama yinede bu tip serileri seviyorsanız okumanızı tavsiye ederim.

İçerik Puanım 5 üzerinden 4,6

Yazım Dili Yorumu

Hedef kitledeki yaş grubu düşünüldüğünde (Benim gibi koca adamlar hedef kitlelerinde değildir umarım) dilinin gerekli ölçüde sade olduğunu söylemem lazım. Bir yetişkin için çok sade gelebilecek bir dile sahip olduğunu belirtmekte fayda var. Bu yanılsamaya düşmenizi istemem.

Yazım Dili Puanım: 5 üzerinden 4,7

Yapısal Yorum

Pegasus’un kapaklarını severim ben. Lakin kapağında fotoğraf kullanılan hele ki bir manken fotoğrafı kullanılan kapaklardan pek hoşlanmam. Bu nedenle sevdiğim bir kapak değil. İçerikteki yazıların kalitesi adına hoş ve gözü yormayan bir yapısı var.

Yapısal Durum Puanım 5 üzerinden 4,7

SEÇTİĞİM SÖZLER


Karanlık her zaman kötülük demek değildir. Tıpkı, ışığın da her zaman iyilik getirmemesi gibi…  (Sayfa 51)


Tıpkı yarın ölecekmişiz gibi yaşamalısınız, çünkü ölebilirsiniz ve akıllarda bugünkü halinizle kalırsınız.  (Sayfa 282)

81: KİTAP YORUMU : Gizemli Pençelerin Lâneti - Baskerville'lerin Köpeği

Cuma, Eylül 22, 2017

Kitap Yorumları, Arthur Conan Doyle, Sherlock Holmes, Gizemli Pençelerin Lâneti, Baskerville'lerin Köpeği, Cumhur Mısırlıoğlu, Martı Kitapevi, Polisiye, Edebiyat,
Yazar: Arthur Conan Doyle
Baskı Tarihi: 2015
Sayfa Sayısı: 272
ISBN: 9786053485605
Çeviri: Cumhur Mısırlıoğlu
Yayınevi: Martı Yayınları
Kitabın Türü: Polisiye, Edebiyat

KİTAP HAKKINDA


Bir ipucu ne kadar sıra dışı ve tuhaf görünüyorsa üzerine gidilmeyi o kadar hak ediyor demektir.
-Sherlock Holmes-

İngiltere'nin Devonshire kırsalındaki bölgede anlatılagelen tüyler ürpertici hikâyeye göre, Baskerville soyuna mensup erkekler yüzyıllardır, cehennemden geldiğine inanılan ve şeytani bir yaratık olarak tasvir edilen bir köpek tarafından öldürülmektedir. Bu meçhul ziyaretçinin son kurbanı da Sir Charles'tır. Aile fertlerinin çoğunun ani ve tuhaf bir şekilde ölmesi sebebiyle, yeni vâris Sir Henry Baskerville'in hayatının da tehlikede olduğu düşünülmektedir. Bakalım, bu ailenin üzerine bir lanet gibi çöken esrarengiz köpeğin gizemini dâhi dedektif Sherlock Holmes çözebilecek midir?

En karanlık ve belirsizliklerle dolu olayları bile su yüzüne çıkarmayı başaran Sherlock Holmes, birbirinden farklı hikâyelerin yer aldığı dört kitaplık serinin sonuncusu olan Baskerville'lerin Köpeği'nde yine kendine has yöntemlerle sıra dışı bir vakanın peşine düşüyor
(Tanıtım Bülteninden)

KİTAP YORUMU


Cahil Okur’dan selamlar…

Geç kalmış yorumlar serisinde artık yavaş yavaş sona geliyoruz. Sherlock Holmes - Gizemli Pençelerin Lâneti kitabını okuyalı iki ay olmasına rağmen yorumunu henüz paylaşıyor olmaktan utanıyorum gerçekten.

İçerik Yorumu

Blogumu takip eden arkadaşlarım Arthur Conan Doyle’a olan hayranlığımı biliyorlardır. A101’den aldığım Sherlock Holmes kitaplarının sonuncusu ile karşınızdayım bugün; Sherlock Holmes - Gizemli Pençelerin Lâneti…

Martı’nın diğer Sherlock Holmes serisinde de bu hikaye paylaşılsa da bu kadar ayrıntılı değildi ve bu denli ayrıntılı okumak konuyu hoşuma gitti açıkçası. Kahramanımızın her kitabında kendisine daha fazla hayran kaldığımı belirtmem lazım.

Bakerville’lerin Köpeği  alt başlığı ile yayınlanan kitaptaki hikaye de Sherlock  biraz daha geri planda kalıyor diyebilirim sizlere. Daha çok Dr. Watson’ın başından geçenleri ve onun konuyla ilgili olarak Sherlock Hoplmes’a yazdıklarını okuyoruz.

Bu durum sanmayın ki serinin diğer kitaplarına göre heyecanı aşağı seviyelere çekiyor, aksine Dr. Watson’ı hem daha yakından tanıyoruz hem de kendisinin Sherlock’tan öğrendiklerini güzel bir şekilde tedbik ettiğine şahit olmaktayız.

Kitabı okurken aldığım notlarda şöyle yazmışım “Taş kulübedeki gizemli adam Sherlock Holmes çıkacak. (Sayfa 190)” . Haklı çıkmış olmak güzel gerçekten. Küçük bir spoiler olsa da beni affedeceğinizi biliyorum.

Konunun özüne gelirsek; gerçekten nefes kesen bir hikayeydi. Ben okurken oldukça zevk aldım. Umarım sizlerde bu kitabı okur ve benim gibi keyif alırsınız.

İçerik Puanım 5 üzerinden 4,8

Yazım Dili Yorumu

Her kitapta Arthur Conan Doyle’a daha fazla hayran kalıyorum demiş miydim? Demediysem eğer şimdi söylüyorum. Hem üslup hem kurgu açısından Sir Doyle tam bir efsane.  

Yazım Dili Puanım: 5 üzerinden 4,9

Yapısal Yorum

Martı kalitesini bu kitapta da göstermiş. Kafamı kurcalayan ve hoşuma gitmeyen tek konu ise daha önce de belirttiğim gibi görsellerde Sherlock Holmes olarak Benedict Cumberbatch’in kullanılmış olması. Sanırım bunu da ancak ticari kaygı ile açıklayabiliriz. Benim favori Sherlock’um her zaman Robert Downey Jr.

Yapısal Durum Puanım 5 üzerinden 4,7

SEÇTİĞİM SÖZLER


Herkes dahi olmak zorunda değil. Bazı insanların meziyeti, dehayı kışkırtmaktır. (Sayfa 9)


Her şeye rağmen, asıl acı olan, arkanızdan ağlayacak bir kadının olmaması. (Sayfa 220)

Çekiliş Sona Erdi!

Perşembe, Eylül 21, 2017
çekiliş, çekiliş sonuçları, kitap çekilişi, Estikçe,
Cahil Okur’dan herkese selamlar…

Uzun süredir devam eden çekilişim sonunda neticelendi. Öncelikle değer verip çekilişe katılan tüm arkadaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ederim. Elbette tüm çekilişler gibi bununda sadece bir kazanını var. Lafı hiç uzatmadan hemen kazananı açıklamak istiyorum;

Asil talihlimiz 13 numarayla Gamze Akcan oldu.

Yedek talihli ise 1 numarayla Arif Öztürk

24 Saat içinde Game Akcan’ın adres bilgileri ve seçtiği kitabı bildiren bir mesaj ile facebook sayfam üzerinden benimle iletişime geçmesini bekliyorum. Aksi takdirde hak Arif Öztürk’e geçecektir.


Talihli takipçim 71. kitap yorumu ile 80. kitap yorumu arasındaki kitaplardan istediğini seçme hakkına sahip.

Gamze Akcan arkadaşımız bana ulaşmadığı için hakkını kaybetmiştir. Hak Arif Öztürk’e geçmiştir. 

80: KİTAP YORUMU : Kargaların Ziyafeti - Kısım 2

Perşembe, Eylül 21, 2017

Kitap Yorumları, Kargaların Ziyafeti - Kısım 2, George R. R. Martin, Sibel Alaş, Epsilon Yayıncılık, Roman, Fantastik, Edebiyat
Yazar: George R. R. Martin
Baskı Tarihi: Kasım 2012
Sayfa Sayısı: 504
ISBN: 9789944825955
Çeviri: Sibel Alaş
Yayınevi: Epsilon Yayıncılık
Kitabın Türü: Roman, Fantastik, Edebiyat

KİTAP HAKKINDA


George R. R. Martin, imgesel kurguya yeni bir soluk getiren abidevi serisinin uzun zamandır beklenen dördüncü cildi Kargaların Ziyafeti ile şaheserine devam ediyor.

Yedi Krallıktaki çetin mücadelelerde hayatta kalmayı başaranlar, emelleri için yeni savaşlara girişir. İnsan suretindeki kargalar, ziyafet için bir araya gelerek yeni komplolar hazırlar ve tehlikeli ittifaklar kurar. Asiller ve sıradan insanlar, askerler ve büyücüler, katiller ve bilgeler; bahtları ve elbette hayatları uğruna bir araya gelir

Kargaların ziyafetinde çoğu misafirdir fakat azı nefes almaya devam edebilecektir

Müthiş bir cilt daha.
Time Out London

Martin, Buz ve Ateşin Şarkısının bu cildiyle de fantastik türünü yüceltmeye devam ediyor.
STL today.com

Amerikanın Tolkieni.
Time

Buz ve Ateşin Şarkısı sağlam bir şekilde çok satanlar listelerinde çünkü muhtemelen en iyi fantastik seri.
Detroit Free Pres
(Tanıtım Bülteninden)

KİTAP YORUMU


Cahil Okur’dan selamlar…

Geç kalmış yorumlar serisi son gaz devam ediyor… Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin 4. kitabı olan Kargaların Ziyafeti - Kısım 2 ile karşınızdayım. Lafı uzatmadan hemen yorumlamaya geçelim…


İçerik Yorumu

Buz ve Ateşin Şarkısı serisini ne denli sevdiğimi taklipçilerim bilecektir. Hikayenin yazılmış bölümün sonuna yaklaşırken okumalarımı giderek yavaşlattığımı belirtmem lazım. George R. R. Martin’in yazma konusunda ki vurdumduymazlığı nedeniyle seriyi çokça merak etmeme rağmen okumak istemiyorum. Bitecek çünkü ve ben meraktan öleceğim…

Neyse bu küçük sızlanma ardından şunları söylemek istiyorum; Martin’in kitabın sonunda kendisinin de belirttiği gibi Kargaların Ziyafeti Kısım II genel anlamda kral topraklarında geçiyor ya da kral topraklarının sakinleri hakkında… Daha çok karşılıklı söz düellolarının olduğu bir kitap. Bu demek değil ki heyecan yok! Aksine daha çok dikkat çekici ve akıcı olmuş bu özellikleri sayesinde.

Kargaların Ziyafeti Kısım II’de en can alıcı hamlelerin sahibi Dorne hakkında olan kısımlardı. Spoiler vermemek adına bunlardan elbette bahsetmeyeceğim ama bir kez daha “Dizi kitabın suyunun suyu” teoreminin ne kadar gerçek olduğunu görmüş oldum demem yeterli olacaktır sanırım.

Sonuç alarak soluksuz okuduğum bir kitaptı. Seriyi beğenen bir okur olmama yanı sıra yazarın deha dolu kurgusu beni bir kez daha kitaba hayran bıraktı diyebilirim. Sadece diziyi izliyorsanız çok şeyler kaçırıyorsunuz yok kitabı okuyor ve henüz Kargaların Ziyafeti Kısım II’ye gelmemişseniz sizi çok güzel sürprizler bekliyor.

İçerik Puanım 5 üzerinden 4,9

Yazım Dili Yorumu

George R. R. Martin’in akıcı üslubu sizi kendisine bağlayacak. Rahat bir okuma olacaktır. Olaylara kafanızın takılması dışında üslup anlamında hiçbir sıkıntı yaşamayacaksınız.

Yazım Dili Puanım: 5 üzerinden 4,9

Yapısal Yorum

Epsilon Yayınları’nın alışılagelmiş Buz ve Ateş’in Şarkısı tasarımı vardı elbette kitapta. Sade ve şık bir tasarım. Yazım yanlışı olarak birkaç örnek gözüme takılsa da çok rahatsız edici bir durum yok.

Yapısal Durum Puanım 5 üzerinden 4,7

SEÇTİĞİM SÖZLER


Hiç bir anne evladından uzun yaşamamalı, hiçbir kaptan da gemisinden uzun yaşamamalı  (Sayfa 7)

Bir adamın mücadele şarkıları söyleyebiliyor olması, bir mücadelede savaşabileceği anlamına gelmez  (Sayfa 56)

Bilgi altından daha kıymetli ve hançerlerden daha ölümcül olabilirdi.  (Sayfa 73)

Bir düşmanı öldürmek başka şeydi, onun şerefini lekelemek başka.  (Sayfa 124)

Erkekler büyük aptallardır, Bin yılda bir gelenler bile.  (Sayfa 203)

Bir şeye inanmak istediğimizde hepimiz kendimizi kandırırız. (Sayfa 226)

Kudretli lordlar taht oyunları oynamaya başladığında, sıradan bir insan olmak tehlikelidir. (Sayfa 259)

Babası bir keresinde, korkmanın utanılacak bir şey olmadığını söylemişti, sadece korktuğunu göstermek utanç vericiydi. (Sayfa 339)

Planlarını kimseyle paylaşmazsan, kimse sana ihanet edemez. (Sayfa 407)



01: Puzzle Yapıyoruz : Railway Scene at Hornellsville

Cuma, Eylül 15, 2017
Puzzle, Cahil Okur Puzzle Yapıyor, Trefl, Railway Scene at Hornellsville

Cahil Okur’dan herkese selamlar…

Uzun bir süre önce size şurada yeni bir projem olduğunu söylemiş lakin devamını getirememiştim. Bu gün işte o projenin devamı sizlerle.

Daha öncede belirttim gibi puzzle yapmayı oldukça çok seviyorum. Lakin uzun zamandır yapamıyordum. Neyse ki Mavim ile birlikte yaptığımız etkinlikler kapsamında yeniden puzzle yapmaya başladım ki, onunla yaptıklarımın tadı bir hayli başka… Lafı uzatmadan Trefl marka Railway Scene at Hornellsville yapbozumun yapılış aşamalarını anlatmaya başlıyorum sizlere.


Puzzle, Cahil Okur Puzzle Yapıyor, Trefl, Railway Scene at Hornellsville


Her zamanki gibi çerçevesi ile başladığımız yapbozumuzun en kolay yapılan kısmı elbette ki yazılı olan kısımlardı. Bazı yapbozlarda bu durum bazen can sıkıcı olsa da Railway Scene at Hornellsville’de kolay olan kısımlar buralardı. Maviminde yardımı ile kısa sürede buraları hallederek tren istasyonun yapımına geçtik ki buralar az zorladı gerçekten.

Puzzle, Cahil Okur Puzzle Yapıyor, Trefl, Railway Scene at Hornellsville


Sonrasında da trenleri birleştirdik. Farklı renklerde olmaları ve birbirinden bu özellikleri ile ayrılmaları sebebiyle bu kısımlarda da fazla zorlandık diyemeyeceğim. Trenlerle alakalı bölümde asıl zorlayan zemini yapmaktı.

Puzzle, Cahil Okur Puzzle Yapıyor, Trefl, Railway Scene at Hornellsville

Uzun süre dolapta yarı yapılmış vaziyette bekleyen yapbozumda eksik çıkmama gibi bir ihtimal yoktu. Elimdeki yerleştirilmemiş parçalar bittiğinde yapbozda 3parçanın eksik olduğunu gördüm. Yapbozu beklettiğim dolapta yaptığım aramalar sonrasında 2 parçayı bulsam da, son parça ne yazık ki tüm aramalarıma rağmen bulunamadı.

Yapboz yapanların çokça başvurdukları “kutudan kesme” işlemi sonrasında yapbozu tamamladım ve yapıştırdım. Sonuç kesinlikle tatmin edici oldu. Mavim ile tamamladığımız ilk yapbozumuzu da böylelikle çerçeve için bekletmeye almış olduk.
Puzzle, Cahil Okur Puzzle Yapıyor, Trefl, Railway Scene at Hornellsville

Kartondan kesilen parçayı fark edemeyenler için de şu görseli sizlerle paylaşıyorum. Lütfen fikirlerinizi paylaşın benimle... 

Puzzle, Cahil Okur Puzzle Yapıyor, Trefl, Railway Scene at Hornellsville




Marka: Trefl
İsim: Railway Scene at Hornellsville
Kesim: 4,8/5
Renk: 4,7/5
Kalite: 4,8/5



79: KİTAP YORUMU : Harry Potter ve Felsefe Taşı

Perşembe, Eylül 14, 2017
Kitap Yorumları, J. K. Rowling, Harry Potter ve Felsefe Taşı, Harry Potter And The Philosopher's Stone, Ülkü Tamer, Yapı Kredi Yayınları, Roman, Fantastik, Edebiyat, Gençlik
Yazar: J. K. Rowling
Baskı Tarihi: Mayıs 2016
Sayfa Sayısı: 274
ISBN: 9789750802942
Orijinal Adı: Harry Potter And The Philosopher's Stone
Çeviri: Ülkü Tamer
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Kitabın Türü: Roman, Fantastik, Edebiyat, Gençlik

KİTAP HAKKINDA


"Harry, elleri titreyerek zarfı çevirince mor balmumundan bir mühür gördü; bir arma - koca bir 'H' harfinin çevresinde bir aslan, bir kartal, bir porsuk, bir de yılan."

HARRY POTTER sıradan bir çocuk olduğunu sanırken, bir baykuşun getirdiği mektupla yaşamı değişir: Başvurmadığı halde Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'na kabul edilmiştir. Burada birbirinden ilginç dersler alır, iki arkadaşıyla birlikte maceradan maceraya koşar. Yaşayarak öğrendikleri sayesinde küçük yaşta becerikli bir büyücü olup çıkar.
(Tanıtım Bülteninden)

KİTAP YORUMU


Cahil Okur’dan selamlar…

Geç kalmış yorumlar serimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bakalım bu seri ne zaman bitecek çok merak ediyorum. Oldukça fazla bir şekilde blogumu boşladığımın farkındayım. Sizlerden özür diliyorum.
Seriye Harry Potter ve Felsefe Taşı ile devam ediyoruz. Lafı fazlaca uzatman gençliğim en güzel kitaplarından olan bu kitap hakkındaki fikirlerimi sizlerle paylaşmaya başlıyorum hemen. 

İçerik Yorumu

Harry Potter ve Felsefe Taşı ile tanışmam aslında çok ama çok zaman önceydi. Bir fanatik olduğumu söyleyemem (İnternetteki fanatikleri görünce onlara haksızlık etmek istemedim.) lakin yine de serinin sıkı takipçilerinden birisiydim.

Harry ile tanışmamızın 20. yılı sebebiyle seriyi tekrar okumak istedim. Ayrıca ilkinde ödünç alarak okuduğum kitapların kütüphanemde de yer alması benim için önemliydi. Okurken zaman zaman ilgimin kaydığını belirtmem lazım. Lakin bunun başlıca nedeni benim kitabı ikinci kez okuyor olmam ve hakkında bolca bilgi sahibi olmamdı.

İçerik anlamında Rowling2in yazdıklarını övmemin ya da yermemin çok bir anlam ifade etmediğini biliyorum. Çünkü hepimizin kitap hakkındaki fikirleri sabit sanırım.

Her şeyiyle güzel bir okumaydı bence. Hala okumadıysanız bu seriyi size tek bir sorum var; “Hangi dünya da yaşıyorsunuz siz?”

İçerik Puanım 5 üzerinden 4,9

Yazım Dili Yorumu

J. K. Rowling diyorum size…. Hadi ama… Daha ne diyebilirim ki.

Yazım Dili Puanım: 5 üzerinden 4,7

Yapısal Yorum

Kitabın hayran kaldığım noktalarından birisiydi. YKY’nin yeni tasarımına hayran kaldım. Sadece Hagrid tasarımı biraz ürkünç olmuş. O pamuk kalpli adamı keşke bu kadar sert çizmeseydiler.

Yapısal Durum Puanım 5 üzerinden 4,7

SEÇTİĞİM SÖZLER


Bazı olaylar vardır, dostluklara yol açar, dört metre boyunda bir ifritin canına okumak da öyle bir olaydı işte.  (Sayfa 160)


Düzenli bir kafa için ölümde büyük bir serüvenden başka bir şey değildir.  (Sayfa 262)

Ağustos'un Ardından

Salı, Eylül 05, 2017
Aylık Rapor, Estikçe

Cahil Okur’dan herkese merhabalar…

Gecikmeli yazılar serimize kaldığımız yerden devam ederken arayı fazla açmadan aylık raporlarımı da yazmaya çalışıyorum. Ne yazık ki iş hayatımın yoğunluğu bloga ayırdığım zamanı ciddi anlamda etkilemeye başladı ki bu da beni üzmüyor desem yeridir. Ağustos ayı geride kalalı bir hafta kadar oldu, hemen aylık raporumu sizlerle paylaşmak istiyorum.


NELER OKUDUM?


Metal Fırtına 3- Karşı Saldırı

Burak Turna’nın yazmış olduğu üçüncü Metal fırtına kitabını okudum. Ne yazık ki bu seriden pek hoşlanamadım. İstediğim gibi gitmiyor. Yavan geliyor. Umarım ilerleyen kitaplar daha farklı olur.

Kutsal Savaş

Bu ay okuduğum güzel bir eserdi. Sonunda seri bitti. Yakında toplu değerlendirme yazacağım. Benim beğendiğim bir kitap oldu.

Papatya Kokulu Hikayeler (Yarım kaldı)

A101 ganimetlerinden bir kitap. Tam bitmedi ama yine de bu ay içerisine almak istedim. Mavi’min benim için seçtiği bir eser. İçinde güzel hikayeler mevcut. Zaman zaman duygulandım açıkçası.

NELER İZLEDİM?


Bildiğiniz gibi bu ay Game Of Thrones ayıydı. Bölüm incelemesi pek yapamadım ama buna da toplu bir değerlendirme yazmayı planlıyorum. Lakin beklediğimin altında bir sezondu bunu belirtmek lazım.

Film anlamında pek bir şey izlemedim. Mavi’m ile izlediğim “Sen Benim Her şeyimsin” ve “İftarlık Gazoz” aklımda kalanlar. Haricinde birkaç film daha izledim ama pek kayda değer değildiler.

Bu Ay Okuduğum Kitap Sayısı: 2-3
En uzun eser: Kutsal Savaş (408)
En kısa eser: Metal Fırtına 3 – Karşı Saldırı (168)
Toplam Okunan Sayfa Sayısı: 665 Sayfa
Genel Toplam Sayfa 2017: 10085 Sayfa
Günlük Ortalama Okunan Sayfa Sayısı: 22 Sayfa (Yaklaşık)
En Beğendiğim Eser: Kutsal Savaş


200. Yayın’da Herkese Teşekkürler

Salı, Eylül 05, 2017
200. Yayın, Cahil Okur, Estikçe,

Cahil Okur’dan merhabalar…

Kısa süreli ayrılıklar olsa da geçen sürede hiç kopamadım blogumdan. İlk günden bu güne çok ama çok uzun yollar kat ettim. Bu yolda benimle olanlara 200. yazımda bir kez daha teşekkür etmek istedim huzurlarınızda…

Öncelikli olarak hayatımı güzel kılan iki kadına teşekkür etmek istiyorum. Biri annemdir. Varlığımın sebebi, huzur kaynağım ve de yaşam sebebim. Senin evladın olmak bu hayta ki en büyük şanslarımdan bir tanesi…

Diğer kadın ise ilerleyen günlerde eşim olacak olan Mavi’m. İyi ki varsın, iyi ki varız diyorum yine… Hayatıma neşe kattın güzel kız… Seni seviyorum.

Can kardeşlerim ve yengeme de sonsuz teşekkürler. Belki burayla alakaları yok pek ama ailem onlar. Her üzüntümde her neşemde onlar var yanımda. İyi ki de varlar.

Sonrasında sevgili dostlarım Uzun ve Çömez… Sizlere de teşekkürler. Bu blogun kat ettiği yollarda hep yanımdaydınız, destekteydiniz.

Ve sevgili blogger dostlarıma, takipçilerime sonsuz teşekkürler. Sizlerin okumaları, yorumları ile çok ama çok büyük kazanımlar elde ettim. Cahil Okur’u bu günlere getirenler sizlersiniz.

Bloga ilk postu gireli 831 gün olmuş. 2 yıl 3 ay 7 gün tam olarak. Daha uzun süreler burada olmak istiyorum, bu da sizlerin desteği ile olacak bir şey. Hep bir arada olmak umuduyla…

Hoşçakalın.



78: KİTAP YORUMU : The 100 – İsyan

Pazartesi, Eylül 04, 2017
Kass Morgan, The 100,  The 100 - İsyan, GO kitap, GO!, Kitap Yorumları, Roman, Bilim-Kurgu, Edebiyat

Yazar Kass Morgan
Baskı Tarihi: Şubat 2017
Sayfa Sayısı: 285
ISBN: 9786051880822
Orijinal Adı: Rebellion (The 100 #4)
Çeviri: Selen Ak
Yayınevi: Go! Kitap
Kitabın Türü: Roman, Bilim-Kurgu, Edebiyat

KİTAP HAKKINDA


Kolonicilerin, Dünya’daki 100 ekibine katılmasının üzerinden aylar geçmiş, bir zamanların çocuk suçluları kurulan yeni düzenin liderleri arasındaki yerlerini almıştır.

Ne var ki huzur içinde geçen günler uzun sürmez ve birlikte ilk bayramlarını kutlamaya hazırlanan Koloniciler ile Dünyalılar bir anda yabancı bir grubun saldırısına uğrar. Saldırganlar çok sayıda insanı öldürüp bir o kadarını da esir alır ve kampın stoklarını yağmalarlar.

Kaçırılanların arasında Wells’in, Octavia’nın ve Glass’ın da olduğunu öğrenen Bellamy ile Clarke arkadaşlarını kurtarmak için kurdukları bir ekiple birlikte yola çıkar.

Başka yerleşimleri yakıp yıkıp yağmalayan bu fanatik topluluğun amacı saflarını büyütüp nükleer savaşın mahvettiği gezegeni “iyileştirmek” ve bunu yapmak için de kendileri dışında herkesi ortadan kaldırmaktır.

Birbirlerine olan bağlılıkları bir kez daha sınanan 100 ekibinin kurtuluş için yapacakları tek bir şey vardır: onları bu ekibin bir parçası yapan isyan ruhunu yeniden uyandırmak.

KİTAP YORUMU

Kass Morgan, The 100,  The 100 - İsyan, GO kitap, GO!, Kitap Yorumları, Roman, Bilim-Kurgu, Edebiyat
 
Cahil Okur’dan selamlar…

Geç kalmış yorumlar serimize 20 günlük bir aranın ardından devam ediyoruz. “Yarım bırakamadığım kitaplar” hadisesinden hepiniz artık haberdarsınızdır sanırım. The 100 – İsyan’da benim yarım bırakamadığım  lakin okumaktan zevk almadığım bir kitap olarak yorumlanacak.

İçerik Yorumu

Nedendir bilemiyorum Kass Morgan’ın The 100  serisine bir türlü kanım ısınamadı. Lakin yukarıda da belirttiğim gibi ne yazık ki bir seriyi yarım bırakmak bana göre değil. Durum bu olunca da istesem de istemesem de okumaya devam ediyorum.

Neyse lafı uzatmadan yoruma geçecek olursak durum şu ki yine beklenmedik hiçbir şeyin olmadığı bir kitap ile karşı karşıya kaldım. Bu tür kitapları çokça okuduğumdan mıdır, yoksa Morgan’ın hala beni şaşırtacak seviyede olmamasından mıdır bilmiyorum ama hiç meraklanmadım kitabı okurken.

İçerik anlamında beni sevindiren tek konu “Taş”  olarak geçen yapının Beyaz Saray olduğunu bilmek ve buraların kötü karakterlerin yuvası haline gelmesiydi. Ben Kass Morgan’ın burada günümüze gönderme yapmış olması ihtimalini sevdim açıkçası.

Kitabı okurken aldığım notlarda “1 ay oldu hala kitap elimde sürünüyor” yazmışım varın siz düşünün kitabı ne kadar sevdiğimi. Başka ne diyebilirim ki…

Kitabın içerik anlamında beni üzen bir diğer noktası ise eşcinsellik konusunu bu kadar över hala getirmesi. Hiçbir zaman homofobik olmadım lakin bu tip özendirici içerikler beni tedirgin etmiyor değil. Netice de gençlere yönelik bir kitap ve konunun bu denli açıkça işlenmiş olması yanlış geliyor bana.

İçerik Puanım 5 üzerinden 3,5

Yazım Dili Yorumu

Kass Morgan’ın sade hızlı okunan bir yazım şekli var. Keşke üslup konusundaki başarısını içerik anlamında da gösterebilse

Yazım Dili Puanım: 5 üzerinden 4,4

Yapısal Yorum

Kitabın en güzel tarafı buydu işte. Go! Kitap yine kalitesi ile öne çıkıyor. Tasarımlarına hayran kaldığım bir yayınevi.

Yapısal Durum Puanım 5 üzerinden 4,5

SEÇTİĞİM SÖZLER


Cesaretle pervasızlık arasında çok büyük bir fark vardır. (Sayfa 69)

Kimi insanlar Düna'ya bakınca yalnızca ondan ne alabileceklerini görürler. Dünya'dan ne koparabileceklerini, neyi çalıp götürebileceklerini... Ama liderlik için bundan fazlası gerekir. Liderler çevresine bakınca, başkalarına ne sunabileceklerini düşünmelidirler. (Sayfa 141)

Güzelliğin çirkinliği yenmesi, doğanın onu hor kullanan insanların günahlarını bağışlaması gibiydi.  (Sayfa 203)


İnsanın ailesi neredeyse, evi de oradaydı. (Sayfa 274)
Blogger tarafından desteklenmektedir.