64: KİTAP YORUMU : Kahve Kokulu Sözler

Perşembe, Mart 30, 2017
Kahve Kokulu Sözler, Ender Haluk Derince, Yakamoz Yayınları, Edebiyat, Özlü Sözler-Duvar Yazıları, Kitap Yorumları,

Kitabın Adı: Kahve Kokulu Sözler
Yazar: Ender Haluk Derince
Baskı Tarihi: Kasım 2016
Sayfa Sayısı: 322
ISBN: 9786053849919
Derleyen: Ender Haluk Derince
Yayınevi: Yakamoz Yayınları
Kitabın Türü: Edebiyat, Özlü Sözler-Duvar Yazıları

KİTAP HAKKINDA


Bir insanı
neden sevdiğiniz
sorusuna cevap bulamıyorsanız,
onu gerçekten
seviyorsunuzdur.
Paul Auster

Size ilham verecek, yolunuza ışık tutacak ve yüreğinizi umutla dolduracak, birbirinden güzel yüzlerce sözün bir arada olduğu bu kitapla hayata keyifli bir mola verip kargaşadan, sıkıntıdan uzaklaşacaksınız.

Hayat ve hayal arasında seçim yapmalısın.
İkisi çok yakındır ama birbirine değmezler.

KİTAP YORUMU


Cahil Okur’dan herkese selamlar…

Mavim ile birlikte okuduğumuz bir başka bir kitap ile karşınızdayım.  Ender Haluk Derince’nin derlediği Kahve Kokulu Sözler kitabınız ile karşınızdayım.


  1. İçerik Yorumu

Kahve Kokulu Sözler adından da anlaşılacağı üzere içerisinde bilim adamları, edebiyatçılar, iş adamları ve ünlü düşünürlerin bazı konular hakkında söyledikleri sözlerin derlendiği bir eser.

Kitap içerisindeki ünlü sözlerin birçoğuna daha öncelerden aşina olsam da hepsinin bir arada olması sebebiyle sevdiğimi söyleyebilirim aslında. Sözlerin yanı sıra aralarda bazı kısa hikayeler veya hayata dair öğütlerinde bulunduğu bir eser Kahve Kokulu Sözler

Ender Haluk Derince birçok internet adresinde yazar olarak görünse de kitabı derleyen kişi ve bu tip yaptığı başka derlemeler de mevcut. İçerik için aslında çokça uzun konuşmaya gerek yok. Bu kadarı bence kafi : )

İçerik Puanım 5 üzerinden 4,5

  1. Yazım Dili Yorumu

Bir derlemenin yazım diliyle ilgili ne denilebilir? Bu bölümü de atlıyoruz : )

Yazım Dile Puanım -----

  1. Yapısal Yorum

Yakamoz’dan yakın zamanda bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum. Kahve Kokulu Sözler, yapısal olarak içersinde çokça resim bulunduran bir kitap. Kitabın arasındaki kuşe kağıda basılan sayfalar biraz bayağılık katsa da onun dışlında yapısal bir sıkıntı görmedim. Bence bu açıdan olumlu bir notu hak etti.

Yapısal Durum Puanım 5 üzerinden 4,7

SEÇTİĞİM SÖZLER


Anladım ki insanlar;
Susanı korkak, görmezden geleni aptal,affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar... Oysaki biz istediğimiz kadar hayatımızdalar. Göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar!
Şems-i Tebrizi (Sayfa 7)

Allah der ki, kimi benden çok seversen onu senden alırım. Ve ekler; Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım.
Mevlana (Sayfa 11)

Sadece çocukken güler insan, diğerleri palavra...
Bob Marley  (Sayfa 12)

Bir insana yapılan iyiliğin hatırlatılması, onu suçlamakla aynı şeydir.
Demosthenes  (Sayfa 17)

Çocukların karınlarını ve zihinlerini doyurduğumuz kadar ruhlarını da beslemeliyiz.
Michael Marshall (Sayfa 24)

Bir insan acı duyabiliyorsa canlıdır. Bir insan başkasının acısını duyabiliyorsa insandır.
Tolstoy  (Sayfa 30)

Ölümdür tek başına yaşanan, aşk iki kişilik.
Ataol Behramoğlu (Sayfa 34)

Bir insanı neden sevdiğiniz sorusuna cevap bulamıyorsanız, onu gerçekten seviyorsunuzdur.
Paul Auster (Sayfa 40)

Bir ilişkiyi az seven yönetir. Çünkü çok seven kaybetme korkusundan her şeye olur der.
Erich Fromm  (Sayfa 70)

Bir insanın zekası cevaplarından değil, sorduğu sorulardan anlaşılır.
Einstein (Sayfa 89)

Silgi kullanmadan resim çizme sanatına, hayat diyoruz.
John Christian  (Sayfa 102)

Bizi özgür bırakan tek şey aşktır
Maya Angelou (Sayfa 112)

Annelerde kırık parçaları yapıştıran sihirli bir tutkal vardır.
Pam Brown  (Sayfa 115)

İnanın bana, yalnız kalmanın nasıl bir his olduğunu bilirim. Dünyadaki en kötü yalnızlık, yanlış anlaşılmaktan ötürü yalnız bırakılmaktır. İnsanın gerçekle bağlarını koparabilir.
Dan Brown  (Sayfa 131)

Karakteriniz, başkaları sizi ne sanıyorsa odur.
John Wooden  (Sayfa 165)

Hayat üç buçukla dört arasındadır.
Ya üç buçuk atarsın, ya da dört dörtlük yaşarsın.
Neyzen Tevfik  (Sayfa 190)

Birine çamur atmadan önce iyi düşün ve sakın unutma; ilk önce senin elin kirlenecek.
Tolstoy (Sayfa 213)

Evrenin başka yerlerinde de zeki canlıların var olduğunun en keskin kanıtı, şimdiye dek bizimle hiç irtibata geçmeye çalışmamış olmalarıdır.
Bill Watterson  (Sayfa 223)

Yardım et bana! Söyleyebildiklerimden fazlasını anla.
Franz Kafka (Sayfa 261)

Mavi bir renkten daha fazlası bence...
Sonu olmayan bir gökyüzü,
umut dolu bir deniz...

Cemal Süreyya  (Sayfa 272)

63: KİTAP YORUMU : Kılıçların Fırtınası - Kısım 2

Salı, Mart 28, 2017
Buz ve Ateş'in Şarkısı, Taht Oyunları, George R. R. Martin, Sibel Alaş, A Storm of Swords, Kılıçların Fırtınası, Epsilon Yayıncılık, Roman, Fantastik, Edebiyat,

Kitabın Adı: Kılıçların Fırtınası - Kısım 2
Yazar: George R. R. Martin
Baskı Tarihi: Mayıs 2012
Sayfa Sayısı: 600
ISBN: 9789944825344
Orijinal Adı: A Storm of Swords
Çeviri: Sibel Alaş
Yayınevi: Epsilon Yayıncılık
Kitabın Türü: Roman, Fantastik, Edebiyat

KİTAP HAKKINDA


George R. R. Martin'in muhteşem serisi, Kılıçların Fırtınası ile modern fantastik edebiyatın istisnai başyapıtlarından biri konumuna geliyor, imgesel kurgunun büyük eserleri arasındaki yerini sağlamlaştırıyor.

İktidar mücadelesindeki beş savaşçıdan birinin ölmüş, bir diğerinin gözden düşmüş olmasına rağmen savaş tüm şiddetiyle sürmektedir. Yedi Krallık'ın zor durumdaki hükümdarı Joffrey, Demir Taht'ta oturmaya devam etmektedir. En amansız düşmanı Stannis, takip ettiği büyücü kadının kurbanı olmuş ve bozguna uğramıştır. Nehirova'daki Genç Robb, Kuzey'e hükmetmekte; Daenerys yaşayan son ejderhalarla beraber kana bulanmış bir kıtayı katetmektedir. Rakipler son hesaplaşma için harekete geçerken büyük bir yabanıl ordusu, efsanevi Ötekiler'le birlikte medeniyetin merkezine doğru ilerlemektedir.
Diyarda sükûnet, Yedi Krallık'ın kılıçların fırtınası ile sarsılmasıyla mümkündür.

Zengin bir hayal dünyasının ürünü... boyutuyla çağdaş fantastik edebiyatın ümit verici örneklerinden.
-Publishers Weekly-

KİTAP YORUMU


Cahil Okur’dan herkese selamlar…

Geçtiğimiz yılın Ocak ayından bu yana ara vermiş olduğum George R. R. Martin’in Buz ve Ateş’in Şarkısı serisine kaldığım yerden devam etmeyi başardım sonunda ve Kılıçların Fırtınası Kısım II yorumuyla karşınızdayım. Lafı uzatmadan hemen yoruma geçiyorum

  1. İçerik Yorumu

Kitabı okumamış olsanız dahi diziyi takip edersen kitledenseniz olayların artık hız kazandığını bölümde olduğumu anlamışsınızdır. Gerçekten Buz ve Ateş’in Şarkısı serisinde şimdiye kadar okuduğum kitaplar arasında en hızlı ilerleyen ve heyecanla okunan kitaptı Kılıçların Fırtınası Kısım II…

Kırmızı Düğün olarak hepimizin kafasında yer eden Frey’lerin Stark hanesini kılıçtan geçirdiği o meşhur olayın bu kitapta olduğunu söylesem sanırım yaşanan aksiyonun az çok farkına varabilirsiniz.

Diziye nazaran olay örgüsünün daha güzel ve daha anlamlı olduğunu belirtmem lazım. Kral Joffrey’nin ölümü konusunun detaylarını kitapta daha net görüyoruz. Bölümü kitaptan okuyunca YouTube üzerinden tekrardan sahneyi izledim ve George R. R. Martin’in versiyonunun daha güzel olduğuna kanaat getirdim.

Yukarıda belirttiğim gibi kitap ile dizi arasında çok ciddi farklar gözüme çarptı okudukça. Ben yine de kitaptan yanayım ama bunu da baştan belirteyim. İçerik açısından olayların birçoğunu diziden yakinen bilmemize rağmen oldukça doyurucu bulduğumu belirtmem lazım. Kırmızı Düğün hakkındaki bölümler olsun, Jon Kar’ın Sur savunması olsun kitaptaki halleri ile çok daha güzeldi. Stannis Baratheon’ın Sur’a yardıma gelişi dışındaki tüm konularda kitabın daha can alıcı ve göz kamaştırıcı olduğunu belirtmekte fayda var.

İçerik adına daha fazla konuşmaya gerek yok sanırım. George R. R. Martin’in (diziyi oldukça çok sevmeme rağmen) bu güzel eseri diziyle neden mahvettiğini anlamakta artık daha fazla anlamıyorum. Dizi bu kitaplara bir ihanet bence…

İçerik Puanım 5 üzerinden 4,9

  1. Yazım Dili Yorumu

George R. R. Martin’in yazımına artık alıştım ve çok sevdiğimi belirtmem lazım. Yazım dili anlamında herhangi bir sıkıntı yaşamadım ve bence oldukça başarılı. Bu noktada Sibel Alaş’ın çevirisinin de oldukça başarılı olduğunu belirtmem lazım.

Yazım Dile Puanım 5 üzerinden 4,8

  1. Yapısal Yorum

Klasik bir Buz ve Ateş’in Şarkısı dizaynı ile devam etti kitap. Epsilon’ın standart yapısı Kılıçların Fırtınası Kısım II’de de devam etti. Bazı ufak tefek kelime hataları olsa da kitap içerisinde de bir sıkıntı ile karşılaşmadım. Yapıyla alakalı tek sıkıntım kitabın ön kapağında, koli bandının cilt lakının altında kalması. Bu da benim şanssızlığım olsa gerek : )

Talihsizliğimin resimli kanıtıdır... 

Yapısal Durum Puanım 5 üzerinden 4,7

SEÇTİĞİM SÖZLER


Hırsız olan sizlersiniz. Bütün dünyayı aldınız ve özgür insanları dışarıda bırakmak için Sur'u inşa ettiniz. (Sayfa 17)

Ateş tüketir. Tüketir ve işini bitirdiğinde geride hiçbir şey kalmaz. Hiçbir şey. (Sayfa 53)

Akıllı bir kral fikirlerini gizli tutar.  (Sayfa 91)

"Ben kralım" diyen bir adam, gerçek bir kral değildir.  (Sayfa 182)

Kaderimizi kendimiz seçmiyoruz. Ama vazifemizi yerine getirmeliyiz. (Sayfa 195)

Eğer emirleri duyulmuyorsa, bir kumandanın ne kadar cesur ya da akıllı olduğu önemli değildir.  (Sayfa 210)

Bir adam ya akla sahip olur ya da bacaklarının arasındaki et parçasına ama ikisine birden asla. (Sayfa 264)

Uzun zaman için olması gerekmez. Sen Kışyarı'nın oğlusun, Benjen Stark'ın yeğenisin. Ya sen olursun ya da kimse. Sur senin Jon Kar (Sayfa 350)

Dany şarap kadehini kenara bıraktı, kaşlarını çattı. Bu adildi. Adil. Bunu çocuklar için yaptım. (Sayfa 451)

Asıl mesele ne zaman öldüğün değil, nasıl öldüğündür. (Sayfa 488)


Yalnızca ölüm soğuktur. (Sayfa 527)

SERİNİN DİĞER KİTAPLARI

     

Pazar 6'lısı #4 Sevdiğiniz 6 Seri

Pazar, Mart 26, 2017
Pazar 6'lısı, Estikçe, Sevdiğiniz 6 Seri,

Cahil Okur’dan herkese merhabalar.

Bu haftanın Pazar 6’lısı konusu “Sevdiğiniz 6 Seri”ydi. Günün son saatlerinde eve gelmiş ve bilgisayar başına geçmiş bir adam olarak dilim döndüğünce, sevdiğim 6 seriyi sizlerle paylaşacağım.

1-      Yüzüklerin Efendisi

Artık bu konuda sizi şaşırtamadığımı biliyorum. Konu bir seriyi ne kadar sevdiğim ise söyleyeceğim şu olur; “Yüzüklerin Efendisi’nden sonra mı?”

Evet Tolkien benim en sevdiğim yazardır ve kesinlikle onun ölümsüz eseri Yüzüklerin Efendisi’nin önüne hiçbir şey geçemez.  Yüzüklerin Efendisi serisi yanı sıra Hobbit, Silmarillion, Bitmemiş Hikayeler ve Hurin’in Çocukları gibi diğer kitapları da dahil edersek Tolkien’in kitaplarının hepsine hayran olduğumu belirtmem lazım.

“Dünya ikiye bölünmüştür, denir Tolkien'ın yapıtı söz konusu olduğunda: Yüzüklerin Efendisi'ni okumuş olanlar ve okuyacak olanlar.”

2-      Buz ve Ateş’in Şarkısı

Her ne kadar toplumumuz tarafından Taht Oyunları olarak bilinse de George R. R. Martin’in Buz ve Ateş’in Şarkısı serisi de en beğendiğim serilerden bir tanesidir. Tolkien’den biraz farklı olsa da Martin’in kitaplarının da en az onlar kadar değerli olduğuna inanırım.

Henüz seriyi bitiremedim ama dizinin 7. sezonu başlamadan bitirmeyi planlıyorum. Umarım bunu başarabilirim.

3-      Alacakaranlık

Benim vampirleri sevmemi, kurt adamlara olan hayranlığımın giderek artmasına neden olan kitaplar bütünüdür Alacakaranlık serisi. Stephenie Meyer’in özellikle kurt adamlara getirdiği yorum beni oldukça etkilemişti. Vampirler ve özellikleri de elbette hafızalara kazınmış durumda.

4-      Milenyum 

Steig Larsson keşke ölmeseydi diyebiliyorum sadece… Fazlaca söze gerek yok Milenyum Serisi ile alakalı olarak.

5-      Gece Evi 

Olaylar ve konular o kadar harika olmasa da kendisine beni bağlayan bir seri olmuştu Gece Evi Serisi… Özellikle Stevie Rae Johnson favori karakterimdi diyebilirim : ) Okuyanınız var mıdır bilmiyorum ama ben yıl içerisinde tekrar okumak istiyorum açıkçası.

6 – Olimpos Kahramanları

Rick Riordan’ın ile tanıştığım seridir kendisi. Henüz tamlamamış olsamda benim için özel bir seridir. Bunda Yunan Mitolojisi’ne olan hayranlığımın da etkisi oldukça fazladır.


Böylelikle Pazar 6’lısı etkinliğine katıldığım ilk ayı da eksiksiz olarak tamamlamış bulunmaktayım. Bakalım gelecek ayda ne gibi konular belirlenecek ve sizlerle neler paylaşacağız. Sizde Pazar 6’lısı etkinliğine katılmak isterseniz Esseve Rin’in periodiclibrary.blogspot.com.tr isimli blogunu hemen ziyaret edin ve gelecek ay sizde bize katılın

62: KİTAP YORUMU : Başucu Yalnızlığım

Salı, Mart 21, 2017
Kitap Yorumları, Başucu Yalnızlığım, Mehmet Ali Kılınç,  9786053110606,  Destek Yayınları, Edebiyat, Deneme-İnceleme

Kitabın Adı: Başucu Yalnızlığım
Yazar: Mehmet Ali Kılınç
Baskı Tarihi: Ocak 2016
Sayfa Sayısı: 224
ISBN: 9786053110606
Yayınevi: Destek Yayınları
Kitabın Türü: Edebiyat, Deneme-İnceleme

KİTAP HAKKINDA


Sizi kusurlarınızla kabul eden adamları sevin. Her şeyden çok saçlarınızı taramaktan huzur alan adamları sevin. Size küçük bir çocuğun masumiyetiyle bakabilen adamları sevin. Üzerinize sinen kokusuyla dahi size sıcaklığı hissettirebilen adamları sevin. Gelişiyle geçmişinizdeki yaraları kapatıp acılarınızı unutturabilecek kadar güçlü adamları sevin. Avuç içlerinizden öptüğünde ruhunuza sahip olabilen adamları sevin. Rimeliniz gözyaşlarınıza bulaşıp yüzünüzü mahvedenleri değil. Daima gülüşüyle güven verebilen adamları sevin. Yanından ayrıldığınız an üşüyen adamları sevin. Siz iyisi mi, birlikte doğmamış çocuklarınızın hayalini kurmaya korkmadığınız adamları sevin.

KİTAP YORUMU


Cahil Okur’dan herkese selamlar…

Bugün sizlerin karşısına benim için özel bir kitap ile çıkıyorum. Bu tip kitapları okumadığımı az çok beni takip edenler bilir. Lakin bu kitap Mavim’in seçtiği bir kitaptı ve ikimizde okuduk. Bu birlikte okumalarla ilgili az sonra biraz daha detay vereceğim sizlere. Ama öncelikle kitabın yorumunu gerçekleştirelim.

  1. İçerik Yorumu

Kitabın adından da anlayacağınız üzere genel teması aşk olan bir eser Başucu Yalnızlığım… Yazar Mehmet Ali Kılınç’ın öyle çok üstün bir şair olduğunu düşünmesem de küçük hikayeler ve şiirler arasındaki bazı kelimelerin bam telinize dokunacağını şimdiden söylemem gerek. Aşağıda sizlerle de paylaşacağım türdeki bazı cümlelerin insanın içine dokunduğu bir gerçek.

Şiir kısmının ardından sizlerin karşısına kısa bir öykü ile çıkacak olan Başucu Yalnızlığım kitabının bu kısmını beğenmediğimi şimdiden söylemekte fayda var. Hikayenin son derece tahmin edilebilir ve üçüncü sınıf bir Yeşilçam filminden öteye gitmediğini söyleyebilirim.

Yine de yazılan ve değer gösterilip basılan her esere olduğu gibi Başucu Yalnızlığım kitabına da son derece kıymet verdiğimi belirtmek isterim. Benim beğenmemiş olmam sizin beğenmeyecek olmanız anlamına gelmiyor.

Şiir ve kısa öykülerden hoşlanıyorsanız eğer okumanızı önereceğim kitaplardan biri olacaktır.

İçerik Puanım 5 üzerinden 4,4

  1. Yazım Dili Yorumu

Mehmet Ali Kılınç’ın yazım dili noktasında ne yazık ki bazı eksiklikleri olduğunu söyleyebilirim (Bana göre). Editöryel bir hata olması da büyük bir ihtimal olsa da bu denli fazla yazım hatası ne yazık ki canı sıkıyor.

Yazım Dile Puanım 5 üzerinden 4,2

  1. Yapısal Yorum

Destek Yayınları’ndan çıkan Başucu Yalnızlığım kitabının yapısal anlamda bir hatasına rastlamadım. Tasarımın sadeliğinin okumayı kolaylaştırdığını ifade edebilirim.

Yapısal Durum Puanım 5 üzerinden 4,6

SEÇTİĞİM SÖZLER


"Şu kısa hayatta çok büyük bir dileğim de yok benim.
Tek istediğim
adımın, kalbine fısıldanması"
(Sayfa 8)

Ne zaman kendimi seni özlerken yakalasam, daha iyi olduğumu hissediyorum. (Sayfa 10)

Kalbin kırılsa, en çok benim canım yanar.
Sen benim en temiz hislerimsin.
Sen öp, geçmezse geçmesin.
(Sayfa 12)

Aşk seni aptallaştırır. aşkın yaptırdıklarına karşı koymayacak kadar güçsüzsündür. (Sayfa 15)

Sana dön demem ama döneceğin günü hep beklerim.
Dönersen eğer, seni en güzel ben severim
(Sayfa 18)

Aşk neden her şeyin güzel olduğuna inandığın o anda birdenbire biterdi ki? (Sayfa 21)

Mesela birini çok seviyorum diyelim, artık anlıyorum o insandan bana bir gün koca bir darbe geleceğini. Çünkü beni başka hiç kimseler kırmadı, hep kıyamadıklarım parçaladı... (Sayfa 34)

Hadi bir çay daha koy çocuk bakışlı.
Mevsim kış, kalp zaten her mevsim üşüyor., hiç yoktan ellerimiz soğuktan titremesin... (Sayfa 36)

Kişiliğini dahi bilmeyen insanların senin hakkında ne düşündüklerine çok önem verirsen eğer kendine olan inancını ve değerini yitirebilirsin. (Sayfa 39)

Başkalarına verdiğimiz öğütleri kendimiz, dinleseydik eğer üzgün değil, güçlü olurduk...
 (Sayfa 41)

Acı hayat kadar gerçekse eğer, mutlulukta gerçektir. (Sayfa 47)

İnsanlara anlam veremiyorum, gerçek sevgiyi hissetiklerinde, uzaklaşmayı tercih ediyorlar. İnsanlar aşktan galiba korkuyorlar. (Sayfa 50)

Yokluğuna alışmak istemedim hiçbir zaman. yokluğunda yaşatmak için seni her gece ellerini saçlarımı okşarken hayal ettim ve öyle uyudum. (Sayfa 59)

Özlem daha çok sevdirir. (Sayfa 62)

İlahi adalet elbet bir gün yerini bulur.
Ahın ulaşamayacağı yer yoktur.
(Sayfa 74)

Ve ben ilk defa bu gece rüyamda gördüm seni,
İnan bana, hayatım boyunca yaşadığım
tüm gerçeklerden daha gerçek ve güzeldi.
(Sayfa 75)

Hiç gitme
Eğer gidersen, saramayacağım kadar kanar yaralarım, yalnızlık değil, seni uzaktan sevmek öldürür beni. Ve asla senden başkasına sığınamam. Yabancıdır her ten ve her ses bana. (Sayfa 91)

Yalnızlığa en iyi gelen şeylerden biridir kelimeler. (Sayfa 92)

Masum olan insanlar, üzülmeye mahkumlar. (Sayfa 98)

En büyük acılar gülüşlerin ardına saklanırlar. (Sayfa 101)

İnsan yalnızken daha fazla farkında olabiliyordu, ona kimlerin iyi gelip gelmediğini. (Sayfa 180)

Bir insanın en iyi hali mutlu olduğu andır. (Sayfa 201)

NEDEN ÖZEL?


Gelelim bu kitabı özel yapan noktaya…

Bu kitap benim için özel çünkü Mavim ile birlikte okuyoruz bazı kitapları. Bunlar onun seçtikleri olduğu gibi benim seçtiklerimde oluyor. Geneli aşk üzerine kitaplar tahmin edersiniz ki…

Bu kitapların en güzel yanı yazarların içine yazdıklarından çok bizim birbirimize yazdığımız notlar. 09,01,2017’den bu güne kısa bir zaman geçse de kendimize bu şekilde anılar biriktiriyoruz. Ve bir birlikteliği en güzel yapan şeydir bana göre anılar.


Burayı ne kadar sıklıkla okuyor bilmiyorum ama birde burada sizin huzurunuzda ona söylemek istediğim bir şey var; SENİ ÇOK SEVİYORUM MAVİM

Kitap Yorumları, Başucu Yalnızlığım, Mehmet Ali Kılınç,  9786053110606,  Destek Yayınları, Edebiyat, Deneme-İnceleme

Pazar 6'lısı #3 Keşke Ölse Dediğim Karakter

Pazar, Mart 19, 2017
Pazar 6'lısı, Keşke Ölse Dediğim Karakter
Cahil Okur’dan herkese merhabalar.

Bu haftanın Pazar 6’lısı konusu keşke ölse dediğimiz karakter. Biraz canice bulsam da yinede dilim döndüğünce yapacağım :D Lafı uzatmadan hemen geçiyorum öldürmeyi istediğim karakterlere…

1-      Gríma Solucandil

Yüzüklerin Efendisi serisindeki en nefret ettiğim karakterdir kendisi. Yüzükler Efendisi’ne ne kadar hayransam, kitap içerisindeki kraliyetlerden de en çok Rohan’a hayranımdır. Rohan’ın başındaki bu herifin ölmesini çok istememe rağmen sadece sürülmesi halen içimde bir yaradır. Keşke Gimli’nin eline verselerdi…

2-      Sansa Stark

Kimlerin başına neler geldi de bu kıza hiçbir şey olmadı, olmuyor… Tam kurtulduk derken, yeniden yükselmenin bir yolunu buluyor. Lakin Stark Hanesinde ölmeyi en çok hak eden kişi kendisidir. Hele ki Lady’ye sahip çıkamaması ve ulu kurdun ölümüne sebep verişi ayrı bir yaradır içimde.

3-      Dr. Wtason

Evet ben Sherlock Holmes hikayelerini çok severim lakin Dr. Wtason bana göre hikayenin kirli tarafıdır. Kendisinin bu konuları yayınlaması ve Sherlock üzerinden prim kazanmasını sevmem. Keşke ölseydi değil ama keşke Sherlock bu kadar güvenmeseydi ona diyorum.

4-      Marcus Eaton

Uyumsuz serisini okuyanlar kendisini tanıyacaktır. Dört’ün babası olan şahıs. Bu adamın alçaklıklarını gördükçe keşke o baskında ölseydi diyorum. İnsan kendi evladına bu kadar kötü davranır mı arkadaş ya…



Benim listem bu kadar… 6 olmadı ama artık idare edin :)

Pazar 6'lısı #2 Dünya Kadınlar Gününe Özel

Pazar, Mart 12, 2017

Cahil Okur’dan herkese merhabalar.

Pazar 6’lısı yazılarının ikincisi ile karşınızdayım. Bu haftanın yazısı Kadınlar Günü’ne özeldi ve bende size kendi okumalarımdan seçtiğim en güçlü 6 kadın karakteri tanıtmaya ve neden onları seçtiğimi göstermeye çalışacağım.

(Sıralama bir derecelendirme değildir. Öncelikle bunu belirtmek istedim.)

1-      Hermione Granger – Harry Potter Serisi

Evet benim için özel kadın karakterlerden birisidir. Bilgisi, korkusuzluğu, arkadaşlarına olan sadakati ile takdire şayan bir isimdir Hermione Granger. Aynı zamanda toplumsal olaylara karşı da tepkisiz kalmayan bir karakterdir; E.R.İ.T. yani Evcini Refahını İlerletme Topluluğu grubunun kurucularındandır.

Lafın özü bu listede yer alası bir karakterdir benim gözümde ve tanıdık bir isimle başlamak iyi oldu bence.

2-      İthilien’in Hanımı – Eowyn – Yüzüklerin Efendisi Serisi

Bu seriden de bir karakter seçmesem olmazdı evet! Birçok kişi Arwen veya Galadriel diyebilir ama bence serinin en korkusuz ve en mert kadını kesinlikle Rohan soyundan gelen İthilien’in hanımı Eowyn’dir.

Miğferdibi SavaşI’nda savaşmasına izin verilmeyen Eowyn, Gondor Savaşı’na Saklımiğfer adıyla katılmış ve beklide Yüzük Kardeşleri için büyük bir dönüm noktası olan Cadı Kral’ın ölümünü getiren kişi olmuştur.

Hadi şu efsane sahneyi bir hatırlayalım ne dersiniz?



3-      Arya Stark – Game Of Thrones Serisi

Evet bu seride Stark Hanesi’nden yana olan birisiyim, ama Stark’ların içinde Arya’yı tek geçerim. Neden mi? Onca zorbalığa ve aksiyona rağmen halen inançlarından vazgeçmeyen bir kişi görmek istiyorsanız Arya’ya bakmanız yeterli olacaktır.

Arya’ya da bir selam çakalım ve şu sahneyi hatırlayalım



4-      Lyanna Mormont – Game Of Thrones Serisi

Game Of Thrones’dan iki isim seçerek kendilerine biraz torpil yapmış gibi gözükebilir ama şimdiye kadar izlediğim ve okuduğum en güzel seridir kendisi.  Seriden ikinci tercihim Lyanna Mormont’dur.

Jon Snow’a olan desteğini son sezondan hatırlıyorsunuz değil mi? Kendi küçük lakin yüreği büyük Mormont Hanesi Leydisi’ne de bir selam çakalım o zaman.



5-      Feride – Çalıkuşu

Çalıkuşu’nun Feride’si… Büyük bir karakterdir, bizdendir, Anadolu Kadınının mertliği ve de gözü pekliğinin timsalidir bana göre. Olmaz denileni yapmış, inatla çocuklarını eğitmek için mücadele etmiştir. Örnek bir kadın bulmak istiyorsanız aradığınız ondadır.


6 - Katniss Everdeen – Açlık Oyunları Serisi


Aslında o kadarda çok sevdiğim bir karakter değildir ama biraz listeyi doldurmak birazda kendisinin mücadelesini az da olsa beğenmemden burada. Fazlaca hakkında konuşmak istemiyorum : ) 

61: KİTAP YORUMU : Kamikaze Operasyonu - 11 Eylül'ün Gerçek Romanı

Perşembe, Mart 09, 2017
kitap yorumu, Kamikaze Operasyonu, 11 Eylül'ün Gerçek Romanı, Atilla Akar, Timaş Yayınları, Politik-Kurgu Roman,

Kitabın Adı: Kamikaze Operasyonu - 11 Eylül'ün Gerçek Romanı
Yazar: Atilla Akar
Baskı Tarihi: Nisan 2006
Sayfa Sayısı: 382
ISBN: 9799752634014
Yayınevi: Timaş
Kitabın Türü: Roman

KİTAP HAKKINDA


O gün Amerikan ordusundan darbeci bir grup harekete geçti. Her şey, önce "Küresel Muhafız" adı verilen bir simülasyon tatbikat olarak başladı. Sonra "Dehşet Senaryosu"na dönüştü. Uzaktan kumanda teknolojisi kullanan "Drone Uçak"larla İkiz Kuleler yok edildi. Pentagon'a ise "Sığınak Avcısı" ile saldırılmıştı. Ve Kuleler, önceden yerleştirilen "termobarik bombalar"la çökertildi. Dahası, ilan edilen "teröristler" uçaklarda bulunmuyordu.

Sonunda ABD Başkanı George W. Bush darbecilerle pazarlığa oturdu ve anlaştı. Dünyayı kaosa sürüklemek isteyen güçlerin bahaneleri hazırdı artık. Peki ama bütün bunların 1945 yılındaki bir olayla ne ilgisi vardı?

"Kamikaze Operasyonu" 11 Eylül'ün aslında kendi projesi olduğunu anlayan eski bir Pentagon subayının olacakları engelleme çabasını anlatmaktadır. Dünyada 11 Eylül'ü resmi yorum dışında anlatan ilk roman olan "Kamikaze Operasyonu" o gün "gerçekte ne oldu?" sorusuna verilmiş bir cevaptır.
(Arka Kapak)

KİTAP YORUMU


Cahil Okur’dan herkese selamlar…

Mart ayının ilk kitap yorumu ile karşınızdayım. Kamikaze Operasyonu üniversite yıllarımda alıp okuduğum, lakin geçen günlerde kitaplığı karıştırırken yeniden okumak istediğim bir Atilla Akar romanıydı. Politik-kurgu türü bir kitap olan Kamikaze Operasyonu aklımda tazeliğini halen koruyormuş ki bunu okudukça daha net gördüm. Lafı uzatmadan hemen yoruma geçelim.

  1. İçerik Yorumu

Adından da anlayacağınız gibi Kamikaze Operasyonu Amerika’da gerçekleşen 11 Eylül Saldırıları’nı ele alan bir roman. Kitabın bence kurgu olduğunu söylemek yanlış olsa da, anlatılanların halen komplo teorisi olarak kabul edildiğinin de altını çizmek gerekiyor.

Kitap her ne kadar politik-kurgu dalında değerlendirilmiş olsa da, Amerika’dan bahseden bir yazarın hicivsel ögelerden uzak duramayacağını sizde kabul edersiniz. Dünyanın yakın tarihinde önemli bir yer tutan 11 Eylül Saldırıları’nın aslında görülenden farklı bir yönü olduğunun ya da olabileceğinin sinyallerini kitapta görüyorsunuz.

Günümüzde savaşlar önce senaryolarda yaşanıyor, sonra hayata geçiyor  (Sayfa 10)

Kitabımız 22 Kasım 1963 tarihli J. F. Kennedy suikastı ile başlıyor. Bu konu hakkında yıllardır ardı arkası kesilmeyen komplo teorilerine ne kadar vakıfsınız bilemesem de, olayda resmi makamların anlattığından çok farklı olaylar gerçekleştiği artık herkesçe malum. Temel konuya döndüğümüzde ise 11 Eylül Saldırıları’nın da yine aynı veriler göz önüne alınarak anlatılandan çok farklı olduğu iddia edilmekte. 

Gerçek tarih ile örtüşen noktaları size “Burada anlatılanlar doğru olabilir!” dedirtiyor. Özellikle saldırılar sonrası Amerikan kabinesinde gerçekleşenler, Amerika’nın saldırılar sonrası Orta Doğu’da ki operasyonları kitabın inandırıcılığını artırmakta.

İçerikten fazlaca bahsetmeden şunu söyleyebilirim ki; anlatılanları Amerikan devletinin ya da içerideki herhangi bir grubun yapamayacağını iddia edeceğiz bir veri ne yazık ki yok.

Hiçbir gerçek sonsuza kadar gizli kalamaz  (Sayfa 267)

Bazı ufak tefek, basite indirgenmiş olaylar olsa da kurgunun yerinde ve istikrarlı bir yapı izlediğini söyleyebilirim. Eğer sizlerde benim gibi bu tip konulara meraklı iseniz; kitap tam da size göre. Vakit kaybetmeden edinip okuyun derim.

İçerik Puanım 5 üzerinden 4,6

  1. Yazım Dili Yorumu

Atilla Akar’ın okuduğum tek kitabı Kamikaze Operasyonu ancak yazarın bu kitaptan anladığım kadarıyla basit bir dil kullandığı ve bunun da okuyucuyu ayrıntı verdiği noktalarda rahatlan bir unsur olarak karşımıza çıktığını söyleyebilirim Bu tip kitaplarda bazen ayrıntıların okuyanı boğduğunu göz önüne alırsak bence çok güzel bir özellik.

Yazım Dile Puanım 5 üzerinden 4,7

  1. Yapısal Yorum

Timaş’ın kalitesini beğenen bir okut olarak yapısal anlamda sıkıntı görmediğimi belirtmek istiyorum. Bazı kelime hataları göze çarpsa da genel anlamda başarılı bir baskı benim için Kamikaze Operasyonu.

Yapısal Durum Puanım 5 üzerinden 4,7

 SEÇTİĞİM SÖZLER


Günümüzde savaşlar önce senaryolarda yaşanıyor, sonra hayata geçiyor  (Sayfa 10)

Lanet komplo teorisyenleri, bir ulusu yönetmenin bazen nelere mal olduğunu bilemezler.  (Sayfa 19)

Ne şanslı yaratıklardı şu kuşlar, istedikleri an kanatlanıp uçabilirlerdi. Kendini tutsak gibi hissetti birde.  (Sayfa 22)

Tarihteki bütün önemli liderle, kahramanlar varlıklarını savaşa borçluydular.  (Sayfa 146)

Sürü psikolojisi ya da otoriteye kayıtsız koşulsuz itaat, yaşamın önünde bazen engel olabiliyordu.  (Sayfa 210)

Okumak bir ülkeye çok şey katar (Sayfa 216)

Hiçbir gerçek sonsuza kadar gizli kalamaz  (Sayfa 267)

Unutmayın, asker veya sivil... İnsanlar güce tapar. En azından güçle çatışmak istemez (Sayfa 317)

Bazen gerçek o kadar önemlidir ki onun yalanla örtülmesi gerekir. (Sayfa 319)


Pazar 6'lısı #1 Kitap Adlarını Kitap Kurtları İle Değiştiriyoruz

Cumartesi, Mart 04, 2017
Pazar 6'lısı, J R R Tolkien, George R. R. Martin, Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları, Aylak Adam, Küçük Ağaç'ın Eğitimi, Küçük Prens,

Cahil Okur’dan herkese merhabalar.

Geçtiğimiz günlerde Şule Abla’mın blogunda uzun zamandır takip ettiğim meşhur “Pazar 6’lısı” yazılarından birinin altına şu yorumu yapmıştım; “Biz bu Pazar 6'lısına nasıl katılacağız?”, sağ olsun beni Esseve Rin’in bloguna yönlendirdi. Bende artık Esseve Rin’in ve diğer katılımcıların belirlediği konulara göre Pazar 6’lısında yer alacağım. Umarıma aksatmadan yazarım.

Lafı daha fazla uzatmadan Mart ayının ilk 6’lısını sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu hafta için belirlenen tema “Kitap Adlarını Kitap Kurtları İle Değiştiriyoruz”. Bakalım yaptığım değişiklikleri beğenecek misiniz?

1- Kitap Kurtları’nın Oyunları

Biraz garip dudu değil mi? Kitabı sanırım tahmin etmişsinizdir. George R. R. Martin’in Taht Oyunları serisinden bahsediyorum. Sanırım Kitap Kutları’nın arasındaki mücadelenin ve yarışların anlatıldığı bir kitap olurdu.

Hatta 6 Ulu Kurt’un yerini Kitap Kurtları’nın Oyunları’nda 6 ulu gözlük alır ve bu gözlükler Kitap Kurtları’nın daha fazla kitap okumasını ve rakiplerinin çok ama çok önüne geçmelerini bile sağlayabilirdi. (Yazar burada aşırı saçmalamıştır. Kale almayınız : ) )

2- Kitap Kurtları’nın Efendisi

Tolkien hayranı olduğumu duymayan kaldı mı aranızda? Evet o adam benim. Durum bu olunca da elbette ki en sevdiğim seri olan Yüzüklerin Efendisi’ni de bu listeye aldım Düşünüyorum da belki de sevgili Frodo, tek yüzüğün yerine bir kitap taşıyabilirdi. Lakin Hüküm Dağ’ında yakmak için değil elbette, Orta Dünya’nın en büyük kütüphanesine götürmek için.

Kitap o kadar eski olurdu ki; Aragorn bir ciltçi, Legolas onun çırağı, Gimli bir hattat, Boramir bir sahaf, Sam, Pregrin Took ve Meriadoc Brandybuck kitap kurdu olurdu. Ve elbette Gandalf bu hikayede kesinlikle gezgin kütüphaneci rolüyle karşımıza çıkardı.

3-  Bayan Peregrine’nin Tuhaf Kitap Kurtları

Son zamanlarda en beğendiğim serilerden biri olan Bayn Peregrine’nin Tuhaf Çocukları’nı almak istedim bu tema içerisine. Tuhaf Kitap Kurtları… Acaba ne gibi özellikleri olurdu Kitap Kurtları’nın diye düşünüyorum da, kitapları hızlıca okuyan bir kız olarak Emma, kitapla dokunduğunda onu daha önce okuyan insanları gören Jacob, aynı anda 10 kitap birden okuyan bir Bronwyn. Bu kitap kurtlarının tüm özellikleri ağzınızı sulandıracak türden gerçekten.

4- Aylak Kitap Kurtları

Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam’ını aranızda okuyanlar vardır. C.’yi bir Kitap Kurt’u olarak hayal edin ve her şeyi herkesi boşlayarak sadece kitap okuduğunu düşünün. Tamda istediğim hayat gerçekten. Bazen buna o kadar ihtiyacım olduğunu hissediyorum ki.

5-Küçük Kitap Kurtları

Evet hepinizin bunu tahmin edeceğine inanıyorum. Antoine De Saint-Exupéry’nin Küçük Prensi’nin Küçük Kitap Kurdu olması ne kadar da güzel olurdu. Hem benim şahsi görüşümde budur zaten dünyayı kitap okuyan güzel yürekliinsanlar güzelleştirecek.

6- Küçük Kitap Kurdunun Eğitimi

Geçtiğimiz yıl okuduğum en güzel kitaplardan birisiydi Küçük Ağaç’ın Eğitimi. Yaşlı bir Kitap Kurdu tarafından eğitilen bir küçük hayal ediyorum… Yeni kitap kokusu nedir, yeni bir kitap nasıl açılır vs gibi kitaplar hakkında tüm bildiklerini küçük kurda anlatan… Evet gerçekten çok güzel olurdu bence.


Benim ilk Pazar 6’lım bu şekildeydi. Bakalım diğer arkadaşlardan neler çıkacak. Umarım doğru yapmışımdır ve beğenirsiniz. Pazar 6’lısı müdavimlerinin fikirlerini özellikle merak ediyorum. 

Şubat 2017'nin Ardından

Perşembe, Mart 02, 2017
Aylık Rapor, Estikçe,
Cahil Okur’dan herkese merhabalar…

Bir ayı daha geride bıraktık ki kendisi yılın en kısa ayı olan Şubat :D Benim için tam anlamıyla verimli bir aydı diyemeyeceğim ama yine de güzel bir ay oldu.

Bu ay içerisinde halen yazmayı bekleyen bir alışveriş yazım ve bir iddiadan bahsedeceğim bir yazı yazmayı bekliyor. Bunun dışında da okumayı tam bitiremediğim bir kitap yeni aya sarkmış durumda.

Her şeye rağmen güzel bir ayı geride bıraktım ve toplamda 3 kitap okudum lakin biri yetişmedi ay sonuna o yüzden onu bir sonraki aylık rapora alma kararı aldım, 1 de film izledim. Lafı uzatmadan hemen geçelim ayın özetine


Bu ayın en güzel kitabı Ruhlar Kütüphanesi’ydi elbette. Seriyi tamamladım ve ilk serinin tamamı hakkındaki yorumumu da kısa zaman içerisinde sizlerle paylaşacağım.


Bu ara şiir kitaplarına sardım. Blogdaki ikinci şiir kitabı yorumu da bu ay sizlerle oldu. Ozan Arif sevdiğim bir isim. Bence güzel bir kitaptı, şahıs hakkındaki ön yargılarınız eğer varsa kenara koyarak okumanızı tavsiye erim. Gurbet hakkındaki hiciv tarzı şiirleri okunmaya değer.


NELER İZLEDİM?


Bu ay sadece tek film izledim. O da Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar’dı. Yine Uzun ve Çömez ile birlikte izlediğimiz bir filmdi. 30 yaşındaki 3 adam bir araya geliyor ve film izliyoruz, doğrudur.

Güzel bir filmdi gerçekten.  En beğendiğim karakter Dan Fogler’în canladırdığı Jacob Kowalski oldu. Garibimin başına gelmeyen kalmamasına rağmen hayatının en önemli anılarından mahrum kaldı.

Bu Ay Okuduğum Kitap Sayısı: 2
En uzun eser: Ruhlar Kütüphanesi (504)
En kısa eser: Bir Devrin Destanı (288)
Toplam Okunan Sayfa Sayısı: 2052 Sayfa
Genel Toplam Sayfa 2017: 792
Günlük Ortalama Okunan Sayfa Sayısı: 29 Sayfa (Yaklaşık)
En Beğendiğim Eser: Ruhlar Kütüphanesi (5/5)

En Beğenmediğim Eser: -------
Blogger tarafından desteklenmektedir.