YouTube'da neler izliyorum?

Salı, Ocak 30, 2018
Estikçe, Tolga Çevik, P!nç, Babala, BudabiTV, Barış Özcan, Ezginin Kanalı, Turk Trucker

Cahil Okur’dan herkese selamlar…

Benim gibi evdeki vaktini genel olarak bilgisayar başında geçiren insanların en uğrak sitesi YouTube olmuş durumda. İnternete ulaşımı olan kişilerin günde en az bir defa YouTube’a girdiği bir gerçek olarak karşımıza çıkarken, ben de sizlere YouTube’da hangi kanalları takip ettiğimi, neler izlediğimi paylaşayım dedim.

Tolga Çevik


Tolga Çevik’i bilmeyen yoktur sanırım. Tv8’de Komedi Dükkanı programına başladığı günden bu yana hemen hemen her programını tekrar tekrar izlemişimdir. Özellikle annemle yemek yemek için masaya oturduğumuzda mutlaka telefondan açıyoruz ve gülerek yemeği tamamlıyoruz. Açmayı unuttuğum zamanlarda annemin cümlesi şöyle oluyor genellikle; “Hani şu bizim adam vardı ya, onu açsana” YouTube’da en fazla izlediğim videoların sahibidir kendisi.

P!nç, Babala ve BudabiTV


3 farklı kanal… Hepsinin temelinde Oğuzhan Uğur var. Mevzular programı olsun, Rönt olsun, Olaylar olsun bir çok programını keyifle izliyorum.  Gerçekten güzel konulara esprili bir dille yaklaşan bir adam. Mevzular’ı özellikle öneririm.

Barış Özcan


Her videosunu tekrar tekrar izlediğim adamdır kendisi. Gerçekten anlatıkları ile ufuk açan bir kimse. YouTube’un da dünya çapındaki 7 elçisinden biri gibi bir şey olmuştu yanlış hatırlamıyorsam. Kitaplara bu kadar değer veren insanların Barış Özcan’dan da muhakkak haberi vardır. Bu arada kendisinin “Zinciri Kırma” etkinliğini 2 yıldır uygulayan biryim.

Ezginin Kanalı


Ezgi’yi Game Of Thrones yorumları ile tanıdım. Artık her videosunu izliyorum. Sinema üzerine bir kanal ve zevk alıyorum anlattıklarından. Ama her zaman Game Of Thrones videoları favorim.

Baran Köse ve Nilüfer Baş’ta Game Of Thrones ile birlikte paralel izlediğim kanallar. Genelde sezon başlayınca takip ediyorum.  Onun dışında pek baktığım yok bu iki kanala.

Turk Trucker


Fatih Yıldırım’a ait bir kanal. Kerndisi bu grubun içindeki en garip kanal beklide. Amerika’da tır şoförlüğü yapıyor. Yol hikayeleri, Amerika’da yaşam vs gibi konularda gerçekten sohbet tadında bir kanal. Hoş vakit geçirmek adına güzel bir kanal “bence”


Muhakkak aranızda bu bahsettiğim kanalları takip edenler, benden daha önce bu kanalların sıkı takipçileri olanlar vardır. Dilim döndükçe sevdiklerimi sizlerle paylaştım. Şimdilik hoşçakalın… 

93: KİTAP YORUMU : Şiirler

Çarşamba, Ocak 24, 2018

Kitap Yorumları, Erdem Bayazıt, Şiirler, İz Yayıncılık,Edebiyat, Şiir

Yazar: Erdem Bayazıt
Baskı Tarihi: 2015
Sayfa Sayısı: 208
ISBN: 9789753550208
Yayınevi: İz Yayıncılık
Kitabın Türü: Edebiyat, Şiir

KİTAP HAKKINDA


"Bir genç adam için şehrin ıstırabını, bozulmuş törenin, inançsızlığın, faziletsizliğin tepkilerini alışılmış düzenden yılgınlığı ve isyanı ve İslâm'da kurtuluşun güzelliğini, maddeden kaçışı, köye kasabaya kaçışı ısrarla anlatan şiirler..." Ahmet Kabaklı
"Barbar güçlerin, teknolojinin yıktığı, Tanrı'dan kopardığı insanın manevî kurtuluşunu arayan Sebeb Ey..." Behçet Necatigil
"Erdem Bayazıt'ın şiiri değil eski dindar şairlerinkinden, Mehmed Âkif'inkinden de çok farklı bir şekil ve üslûpla yazılmıştır..."
Mehmet Kaplan

Elinizdeki kitap ünlü şairin Sebeb Ey, Risaleler ve Gelecek Zaman Risalesi adlarıyla yayınlanan eserlerini bir araya getiriyor. Böylece Bayazıt'ın okuyucusu şairin ilk üç kitabını topluca edinme imkanı buluyor.

KİTAP YORUMU


Cahil Okur’dan selamlar…

Geçtiğimiz yıl içerisinde okuduğum lakin halen sizlerle yorumu paylaşamadığım bir kitap ile karşınızdayım. Erdem Beyazıt’ın Şiirler eserini bir çırpıda okumuştum, ama onu anlatmak biraz daha zor olacak gibime geliyor.

İçerik Yorumu

Beyazıt, “Şiir diye bir ömür tüketerek yazdıklarım iki saatte okunuyor... Bundan ucuz ne olabilir ki, havadan başka” dizeleri ile karşılıyor sizleri hemen daha kitabın başında. Farklı bir  paradoksun içine atıyor okuyanı bu söylem. Daha bunun etkisinden çıkamamışken, her dizede, her şiirde farklı duygular hissediyorsunuz.  

İçerik olarak ölüme dair söyledikleri çok farklı ve çok düşündürücü nitelikte. Eğer sakin bir kafa ile oturup okursanız, farklı bir boyuta geçtiğinizin farkına varırsınız sizde. Farklı bir tat ve farklı duyguları yaşamanıza neden oluyor yazılanlar.

Şiirleri tek tek burada inceleyemem lakin seçtiğim sözlerden de anlayacağınız üzere ciddi bir duygu seli sizleri beklemekte bu eserde.

İçerik Puanım 5 üzerinden 4,7

Yazım Dili Yorumu

Erdem Beyazıt’ın dili ilk sayfalarda ağır geldi bana. “Acaba bana hitap etmiyor mu?” diye bile düşündüm. Ama okudukça ısınıyorsun. Orta seviye bir okurun pek de zorlanacağı kanısında değilim.

Yazım Dili Puanım: 5 üzerinden 4,6

Yapısal Yorum

İz Yayıncılık’tan sanırım ilk kitabım bu eser. Bir şiir kitabı olması hasebiyle fazlaca bir görsellik aramıyorum zaten. Bence yeterli seviyede ve geçer not almayı hak ediyor.

Yapısal Durum Puanım 5 üzerinden 4,7

SEÇTİĞİM SÖZLER


Şiir diye bir ömür tüketerek yazdıklarım iki saatte okunuyor... Bundan ucuz ne olabilir ki, havadan başka  (Sayfa 5)

Çıkacağız yola
Hesap günü gelince
Yağmur yüzümüze değince
Güneş bir mızrak boyu yükselince.  (Sayfa 32)

Ve şunu anlıyoruz
En iyisi yürüyerek gidilir yaşamağa.  (Sayfa 62)

Aşkın bir adı da yorulmamaktır (Sayfa 116)

Hiçbir okyanus olamaz
Bir mücahidin
Yüzündeki çizgilerden
daha derin.  (Sayfa 134)

Ölümle tanıştıktan sonra anladım
Sadece bir kimlik belgesi olduğunu yaşamanın.  (Sayfa 140)

Kimsenin efendisi değilsin kırlarda
Kendinin bile
Her şeyin kölesisin şehirlerde
Kendinin bile!  (Sayfa 200)

Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm

Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm  (Sayfa 208)

Pazar 6'lısı #11 O mu? Bu mu?

Pazar, Ocak 21, 2018
Pazar 6'lısı,  O mu? Bu mu?


Cahil Okur’dan herkese merhabalar.

Hafta sonlanırken yeni Pazar 6’lısı ile karşınızdayım. Bu hafta faklı bir konsept var Pazar 6’lısında. Nasıl sonuçlar çıkacak gerçekten merak ediyorum. Lafı uzatmadan hemen başlayalım.

1) Kaldığınız yeri belirlerken sayfanın kenarını kıvırmak mı, yoksa ayraç kullanmak mı?

Ben ayraç kullanmayı sevenlerdenim. Hatta çok beğendiğim bir ayracı iyice parçalanana kadar kullanırım da. İyice eskidiğine kanaat getirince değiştirim sadece. Zavallı ayraç bazen yelpaze olur, bazen okuduğumu kendimi çok kaptırınca dişlediğim bile oluyor. Sayfaların kenarını kıvırmak pek bana göre değil. Ama ayracı kaybetmem ya da evde unutmam durumunda (Sabahları son dakikada evden çıktığım durumlarda unutabiliyorum ki genellikle kitap okurken uyuyakalıyorum.) sayfanın kenarını kıvırdığımda olmuyor değil.

2) Kitap okurken yemek yemek, mi yoksa içecek içmek mi?

Kitap okurken genelde sigara içiyorum. (Önemli Uyarı! Sigara Sağlığa Zararlıdır) Kolamda yanımda olur. Bir şeyler yemek noktasında çok iyi değilim okurken. Muhakkak kitabın bir kenarına bulaştırırım. Bu nedenle bundan uzak durmaya çalışıyorum.

3) Bir seferde sadece tek bir kitap okumak mi, yoksa birden fazla kitap okumak mı?

Aslında aynı anda farklı kitaplar okumayı çok istiyorum lakin bunu başardığım söylenemez. Aynı anda 3-4 kitap okuyan hatta işi abartım 5+ kitap okuyan insanlarla tanışmışlığım var. (Benim için hep bir ütopya olmuştur bu insanlar) Lakin ben hep tek kitap üzerinden gidiyorum. Konuları birbirine karıştırmak gibi bir zafiyetim var. Bu nedenle gereksiz bir atraksiyon oluyor benim için.

4) Uzanarak okumak mı, yoksa oturarak okumak mı?

Birini diğerine tercih ettiğim söylenemez. Her ikisini de yapıyorum. Yada şöyle bir cevap daha mantıklı olabilir beklide; “Genellikle uzun oturarak kitap okurum.”

5) Beğendiğiniz alıntının altını çizmek mi, yoksa başka bir yere yazmak mı?

Daha önceki yıllarda kitapların altının çizilmesinden hiç hoşlanmazdım.bu tip bir davranışın kitaba saygısızlık olduğunu düşünenlerdim. Fazlaca not falanda almazdım o zamanlar. Ancak blogumu açtığım günden bu yana bu konuda bazı değişiklikler yaşadım.
Öncelikle kendime renkli kalemlerden oluşan bir kalemlik oluşturdum. Kitaplarımın rengine uygun olduğunu düşündüğüm kalemleri kullanıyorum artık beğendiğim cümlelerin altını çizerken. Sonrasında post-it ile yerini belirginleştiriyorum. Blogumda şu an yer alan ve yorumlarını yaptığım tüm kitapların altları çizili ve bir düzüne kadar post-it yapıştırılmış durumda.
Kitaplığımda onları toplu gördüğüm de farklı bir haz alıyorum artık. Daha bir yaşanmışlık ekleniyor sanki kitaplara bu şekilde.

6) Kitapları internetten almak mı, yoksa kitapçıdan almak mı?

Aslına bakarsanız bu soru için hiç düşünmeme gerek yok. İnternet alışveriş yapan arkadaşlarıma oldukça özeniyorum. Ama kitaplarımı dokunarak almayı seven bir adamım.bu nedenle kitapçımdan alışveriş yapıyorum. Herhangi bir gezide veya fuarda değilsem de kolay kolay kitapçımı değiştirmem. Konya’da yaşadığım  dönemde de memleketim olan Manisa/Soma’ya döndüğümde de bu durum aynı oldu. (Bu arada Soma’da tek bir kitapçı var. Kırtasiyelerden kitap almayı da sevmem.)

BONUSLAR


1) Yerli edebiyat mı, yoksa yabancı edebiyat mı?

Kesin yerli ya da kesin yabancı diye bir ayrımım yok. Daha çok yabancı edebiyat okuyorum lakin yerli edebiyatta da beğendiğim, hakkında iyi yorumlar okuduğum kitapları okurum. Sürekli takip ettiğim bir Türk yazar yok ama…

2) Basılı kitaplar mı yoksa e-kitaplar mı?

Benim felsefem yukarıdaki soruda da bahsettiğim gibi kitaplarımla fiziksel temas kurmak üzerine dayalı… E-kitap’ın birçok artısı olduğu aşikar lakin yinede bir kitap okuyacaksam onu elime alıp okumayı tercih ederim.


İşte bu haftanın Pazar 6’lısı bu şekildeydi. Sizde aramıza katılmak isterseniz eğer buradan her hafta hangi konuyu yazacağınızı öğrenebilir, Esseve Rin’e yazılacak Pazar 6’lıları noktasında önerilerde bulunabilirsiniz.

Seri Kitapları Seri Okuyoruz Okuma Etkinliği

Perşembe, Ocak 18, 2018
Estikçe, Şule Uzundere, Seri Kitapları Seri Okuyoruz Okuma Etkinliği

Cahil Okur’dan herkese selamlar…

Sevgili Şule Abla’nın “Seri Kitapları Seri Okuyoruz Okuma Etkinliği”nden haberdar mısınız? Değilseniz hemen buraya tıklayarak haberdar olun derim. Yeni yıla güzel bir etkinlik ile başladı Şule Abla. Bende katıldım ve şimdi sizlere okumayı planladığım kitapları aktaracağım.

Olimpos Kahramanları 5. Kitap

Serinin son kitabı. Hikayenin sonu yani… Etkinlik için güzel bir seçim bence.

Percy Jackson ve Olimposlular Serisi

Aslında Olimpos Kahramanları’ndan önce okunması gereken seri ancak bana şimdi nasip olacak. : ) Etkinlik için “bence” güzel bir seçim. Bu yılki okunacak listemdeki kitaplardı.

Magnus Chase Serisi

Elimde sadece ilk kitabı var. İkinci kitabı da yıl içinde okurum diye düşünüyorum.

Yerdeniz Büyücüsü Serisi

İzmir Kitap Fuarı’ndan aldığım seri… Nerdeyse 2018 fuarı gelecek ama ben halen başlayamadım. 6 kitap… Beni biraz önlere taşır : ) 

Harry Potter ve Sırlar Odası

Harry Potter sersine yeniden başlamıştım geçtiğimiz yıl. İkinci kitabı henüz okumadığımı düşününce onu da bu maratona dahil ettim.

Gece Evi Serisi

Yine bir “tekrar okuma” listemdeki kitap serisi… Şimdilik İhanet’i okuyacağım. Kalan kitaplardan kaç tane okurum bilmiyorum. Bildiğiniz gibi 12 kitaplık bir seri Gece Evi Serisi.

Millennium Serisi

İlk iki kitabın tadı halen damağımda. Sırada üçüncü kitap var. David Lagercrantz’ın yazdıklarını okur muyum hiç bilmiyorum. Stieg Larsson kadar tat veriri mi acaba?

Buz ve Ateş’in Şarkısı

Martin’in yazmaya devam etmemekte ısrar ettiği seri… Elimde okumadığım sadece Ejderhaların Dansı kaldı. Okuyup bitirmek istemiyorum ama belki yılın ikinci yarısında Martin’den güzel bir haber gelirse bunları da okur bitiririm.

Estikçe, Şule Uzundere, Seri Kitapları Seri Okuyoruz Okuma Etkinliği


Şimdilik benim listem bu kadar. Ama muhakkak yıl içerisinde bunlara ekstra kitaplarda dahil olacaktır. Şule Abla kadar iddialı değilim lakin yine de şansımı deneyeceğim. 

92: KİTAP YORUMU : Tüm Yollarım Sana Çıkıyor

Perşembe, Ocak 18, 2018

Kitap Yorumları, Tüm Yollarım Sana Çıkıyor, Ayşen Bozkuş Ilgın, Dokuz Yayınları, Roman, Aşk, Edebiyat

Yazar: Ayşen Bozkuş Ilgın
Baskı Tarihi: Kasım 2016
Sayfa Sayısı: 400
ISBN: 9786054737864
Yayınevi: Dokuz Yayınları
Kitabın Türü: Roman, Aşk, Edebiyat

KİTAP HAKKINDA


Bir kadının, 'Hayat bu yolu yürümemi ve tercihlerimi sorgulamamı istedi. Yürüdüm, sorular sordum, düşündüm, öğrendim, büyüdüm, değiştim. Sevmenin ve sevilmenin ne olduğunu, şu hayattaki en önemli şeyin sevgi olduğunu, doğruyu kendim düşünüp sorgulayarak bulmam gerektiğini öğrendim. Ondan önce kendimi mutlu sanırdım. Bir süs havuzuna bırakılmış kuğu gibi nerede olduğumu, niye burada olduğumu sorgulamadan, öğretildiği gibi hep aynı yerde yüzer dururdum. Sebepsiz, amaçsız, şuursuz bir şekilde öğretilen hayatın tekrarında sıkışıp kalmışlığımın farkında bile değildim. Bana takılan at gözlüğümü, tatminkârlığımla sıvayıp, tozpembeye boyamıştım. Herkesin gözünü kör eden aşk benim gözümü açınca, ilk iş o gözlüğü çıkardım. Önce gözlerim kamaştı ama çabuk alıştım. Ayağıma dikenler battı elbet, yoruldum da bu yolda. Ama vazgeçmedim. Ben sevmeyi ve yaşadığım duygular için hayata teşekkür etmeyi seçtim.

Ben onunla bir hayali yaşıyorum sanmıştım.
Rüyadayım sanmıştım.
Meğer o benim uyanışımmış.

Sonradan öğrendim,' dediği, Derin ve Deniz'in anne, baba, eş, evlat, kadın, erkek, tüm sıfatlarından soyunup üzerlerine aşkı giyerek, eğri bir gemiyle çıktıkları seferin düşündüren, sorgulatan hikâyesi...
(Tanıtım Bülteninden)

KİTAP YORUMU


Cahil Okur’dan selamlar…

Uzun zamandır kitap yorumu ile sizlerle olamıyordum. Uzun zamandır kitap okuyamayışımın da bunda etkisi fazla elbette. Lakin bu gün karşınıza bir kitap ile geldim. Yazar Ayşen Bozkuş Ilgın’ın imzalı olarak bana hediye ettikleri kitabı Tüm Yollar Sana Çıkıyor’dan bahsedeceğiz bugün.

İçerik Yorumu

Öncelikli olarak ben kitabı 96 gün gibi rekor bir sürede okudum. Nişan hazırlıkları, nişan, düğün telaşı ve kötü bir kayıp neticesinde sona eren 2017’nin son ayları ne yazık ki benim adıma güzel geçmedi. Bu nedenle geciken yorum için öncelikli olarak yazarımız Ayşen Bozkuş Ilgın hanımefendiden ve sonrasına sizlerden özür dilerim.

Kitabı elime aldığımda ne yazık ki aklıma gelen ilk şey, kitabın benim için olmadığıydı. Benim için derken, “Benim gibi bir okuyucuya ne verebilir ki?” sorusu takıldı kafama. Lakin okudukça neler kazandığımı gördüm diyebilirim.

Kitabın kahramanlarının hiç de tasvip etmediğim hareketler içerisinde bulunduğunu söyleyebilirim. Dağılmış bir ailenin ferdi olarak, kitap boyuncu karakterlerin çocuklarını düşündüm uzun süre. Ki karakterlerde ilerleyen safhalarda en büyük engelin “çocuklar” olduğunu dile getiriyor.

İşlenen konunun tam bir paradoks olduğunu ve bu hengamede okuyucunun da karakterler için “Acaba yaptıkları doğru mu? Yoksa yanlış mı?” sorusunu aklına getiren eserde sadakat üzerine söylenen tüm cümlelerin altına imza atabilirim. Gerçekten güzel ve anlamlı çözümlemeler yapılmış sadakat üzerine.

Kitap içerisindeki yoğun romantizm zaman zaman bana “Kahve Kokulu Hikayeler” gibi bir kitap izlenimi edinmeme sebep olsa da, hikayen sonu gerçekten oldukça vurucu ve her okuyucuyu şaşırtacağından eminim. Öyle ki notlarıma şöyle yazmışım; “Gerçekten var mıdır bu yaşanmışlık bilmem ama başlardaki tepkim sona doğru hafifledi. Belki de yazarın dediği gibi aşka olan saygıdandır bu… Bilemiyorum!”

İçerik Puanım 5 üzerinden 4,6

Yazım Dili Yorumu

Yukarda da belirttiğim gibi Ayşen Bozkuş Ilgın’ın kalemi “benim için” aşırı romantik. Lakin bu tip yazarları seviyorsanız kesinlikle bir şans verin derim. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen acemice cümleler ile karşılaşmıyorsunuz. Kendi adıma ilk kitabını yazan bir yazar için Ayşen Bokuş Ilgın’ın kalemi oldukça güzeldi.

Yazım Dili Puanım: 5 üzerinden 4,4

Yapısal Yorum

Burada belki de en acımasız yorumu yapabilirim. Öncelikle kapak daha soyut olsaydı keşke dedim. Özellikle fotoğraf olan kapakları sevmiyorum. Ama asıl önemli olan ve yapısal anlamda bu kadar bariz bir hatanın nasıl görülmediğini halen çözemediğim konu ise; kitabın iç dizaynında Ayşen Ilgın ismi Ayşe Ilgın olmuş… Yorum sizin…

Yapısal Durum Puanım 5 üzerinden 3,7

SEÇTİĞİM SÖZLER


Aşk, bir kısmı yazılmış, noktalı boşlukları doldurman içinde kalemi sana uzatılmış bir kaderdi. (Sayfa 18)

İnsanın en büyük ihtiyacıydı inanmak. Bir şeye ikna olması, inanmak istediğinden kaynaklanıyordu çoğu zaman. İnsan yeter ki inanmak istesin, kendini bile kandırabiliyordu.  (Sayfa 23)

Bu aşk bir oyun olsaydı, tek canının olduğu yakar top olurdu herhalde. Tek hatada, çok can yakacak, bir oyundu çünkü. (Sayfa 36)

Fısıldanan sözler, çoğu kere yüksek sesle söylenenden daha uzağa gider.  (Sayfa 60)

Dünyanın her yerinde bir saat altmış dakika, 1 dakika altmış saniye olmasına rağmen zaman, insanın içinde bulunduğu ruh haline göre değişirdi. (Sayfa 99)

Yabancı olmak, tanışmamak değildi. Her şeyini, tüm huyunu suyunu bildiğin, hatta yıllardır tanıdığın birine de günün birinde yabancı olabiliyordun. Ya a yeni tanıdığın bir sese, gülüşe, tene hiç yabancılık çekmiyordun. (Sayfa 119)

İnsanoğlu hatırlamakla lanetlenmişti... (Sayfa 143)

Aşk otobüsünün bir sonraki durağıydı öpüp dokunmak. Hangi istikamette ne kadar gideceğin tabii ki sana kalmıştı. (Sayfa 188)

İnsanları ve olayları olduğu gibi kabullenince gülümsemesi ve hayatın attığı servisleri karşılaması daha kolay değil miydi? (Sayfa 212)

Yaşayabileceğin tek bir hayat varken, milyonlarcası kitaplardaydı. Kitaplardaki hayatta teselli, alınacak dersler, notlar, umutlar vardı.  (Sayfa 214)

İnsan birisinin kokusunu aldıktan sonra ondan vazgeçmesi çok zordu. Ayrı kalsa, uzak düşse de unutamayacağı bir şey varsa o da kokusuydu. (Sayfa 265)

Oysa gözünün önünde canlanacak birkaç anı kadar kısaydı hayat dediğin. Ve biz hayatımızda neyin daha önemli olduğunu unutarak yaşıyorduk çoğu zaman. Kısacık sevinçler, kocaman hüzünler sığdırıyorduk ömrümüze. (Sayfa 316)

Vazgeçmek için erken, umut etmek için de biraz geçti... (Sayfa 349)


Hayat, seçimlerden ve bedellerden ibaretti. Hayatın, bedelini ödemeye hazır olduğun seçimlerindi. (Sayfa 368)

Pazar 6'lısı #10 Alınacak Kitaplar

Pazar, Ocak 14, 2018
Pazar 6'lısı, Alınacak Kitaplar


Cahil Okur’dan herkese merhabalar.

Yeni yılın ilk Pazar 6’lısı ile karşınızdayım. Esseve Rin’in bu ay için belirlediği ilk 6’lıya yetişemedim lakin bunu yapmam lazım dedim. Hafızamı da tazelemek adına güzel bir 6’lı olacak.

Lafı uzatmadan hemen konuya geçelim ne dersiniz? 14 Ocak Pazar 6’lısı konusu şu şekilde; “Ee yeni yıl yeni kitaplar demek. Bu yıl ilk yapacağınız alışverişte hangi kitapları almayı planlıyorsunuz?”  demiş  Esseve Rin…

Tom Bombadil'in Maceraları


Yeni yılda aldığım ilk hediye ve ilk kitabım Tolkien’in Roverandom’dı. Hayat arkadaşım Mavi’m yıl dönümümüz için bana hediye almıştı. Hatta sıradaki okumama da bu olacak. Bu güzel kitabın ardından ise Tom Bombadil'in Maceraları’nı satın almak istiyorum. 2018 alınacaklar listesinde üst sıralarda.

Vakıf


Bu yıl alıp okumak istediğim bir diğer eser ise Asimov’un Vakıf eseri. Isaac Asimov’un kitapları listemde ama Vakıf ile başlamak istiyorum Kapağı da bunda çok etkili oldu, belirtmeden geçemeyeceğim.

Başlangıç


Dan Brown sevdiğim bir yazardır. Öyle çok fazla kitabını okumadım ve bu yıl içerisinde bir maraton yapıp tamamını okumak istiyorum. Lakin son kitabı Başlangıç alışveriş listemde başlarda yer alan başka bir eser.

Sherlock Dosyaları - 100 Yıllık Sır


Beni yakından takip eden dostlarım bilirler Sherlock’a olan hayranlığımı. Tracy Barrett’in yazmış olduğu Sherlock Dosyaları - 100 Yıllık Sır kitabı da listede tamda bu nedenle kendine yer bulmakta.

Baba


Baba filmini izlemeyen, izleyip de sevmeyen bir film sever tanımadım desem yeridir. Okumayı seven bir adam olarak filmlerine hayran kaldığım Baba filminin kitabı da bu yıl alacağım kitaplar listesinde. Baba’yı düğün sonrası dönemde okumak istiyorum ama…

Reşat Nuri Güntekin Eserleri



Belirli bir kitap ismi yok lakin bu yıl içerisinde Reşat Nuri Güntekin eserlerini hem yeniden okumak hem de kütüphaneme bir koleksiyon olarak eklemek niyetindeyim.  Umarım başarabilirim… 

1 yıl geride kaldı

Salı, Ocak 09, 2018
Estikçe, Mavim,
Cahil Okur’dan herkese selamlar…

Geçtiğimiz yılın kötü sonlanması ardından yeni yıla biraz daha mutlu başlamak lazım. Henüz rutinlerimi yerleştirememiş olsam da her şeye rağmen “hayat yaşamaya değer” diyoruz ve nefes alıyoruz.

Lafı uzatmadan asıl konuya gelelim, Mavi’m ile 1 yılı geride bıraktık çok şükür. Geçtiğimiz 365 günde çok güzel günler geçirdik. Birçok şeyi birlikte yaptık, birlikte güldük, birlikte ağladık, birlikte hüzünlendik, birlikte saçmaladık.

Benim gibi gıcık bir adama 1 yıl tahammül edebilmek zor iştir. (Kişi kendini bilmeli) Her şey için teşekkür ederim Meleğim. İyi ki varsın iyi ki benimlesin. Seni çok ama çok seviyorum.


Mokuzai’n : )

2017’ye veda…

Pazartesi, Ocak 01, 2018

Cahil Okur’dan herkese selamlar…

Birkaç haftadır buralarda yoktum. Nişan hazırlıkları, nişan süreci üstüne bir de acı bir kayıp… Ne yazık ki 2017 güzel bitmedi. Bu yüzden iyi bir yıl mıydı yoksa kötü bir yıl mı pek bilemiyorum.

Her şeye rağmen koca bir sene daha geride kaldı… Yeni bir yıl demek benim için öncelikli olarak geçtiğimiz yılın değerlendirmesini yapmak demek o zaman hemen değerlendirmeye başlayalım.

12 Bin 739 Sayfa  


Evet, 2017 yılı içerisinde toplama 12 bin 739 sayfa kitap okumuşum. Ekim ayının 15’inde falan sanırım okumayı bıraktım. Son iki buçuk ay oldukça yorucu geçti benim adıma bu da hedeflerime ulaşmamı ciddi anlamda etkiledi.

Toplamda okuduğum kitap sayısı 42, 1 kitabıma halen yarım. O kitapta benim okumama sebeplerimden biridir. Lakin onu da bitireceğim. Yarım kalan bir kitap kadar nefret ettiğim bir şey yok.

50 kitap hedefiyle başladığım yılda sadece 42 kitap okudum. Kötü sayılmaz ama iyi de değil açıkçası. Günlük ortalama okuduğum sayfa sayısı ise bu yıl için 34. Gelecek yıl bu sayıyı 50’ye çıkarmayı planlıyorum. 2018’de yoğun başlayacak ama bunu yapabilirim umarım.

82 Yayın


Toplamda bu yıl blogda yaptığım yayın sayısı ise 82. Haftada 2 blog yayını hedefiyle başladığım yılda (buna ulaşamayacağımı biliyordum gerçi) her şeye rağmen güzel bir rakam diye düşünüyorum.

Toplamda blogum 98 bin 736 defa ziyaret edilmiş. Bu yıl aldığım yorum sayısı 794 iken en fazla yorum alan yazım ise 31 yorum ile Çekiliş Vakti #5 yazım. Günlük ortalama ziyaretçi sayım ise 271 civarı.

Çömez beni yendi


Sizlere daha önce duyurduğum Çömez ile girdiğim iddiayı da kaybettim bu arada : ) 16 bin sayfayı geçen arkadaşıma (Her okuduğu sayfa 3 ile çarpıldığında bu rakama ulaştı) Tolkien’in ölümsüz eseri Yüzüklerin Efendisi’nin tek cilt baskısını alacağım. Laf ağızdan bir kere çıktı yapacak bir şey yok.

Ve 2018…

Bu yıl hedeflerim ise şu şekilde;

Günlük 50 sayfa okuma ortalaması yakalama

Yıl sonunda 50 kitap hedefine ulaşmak

Haftada bloga 2 yazı yazmak

Yıllık ziyaretçi sayısını 150 bin üzerine çıkartmak

En güzel hedefimse Mavim ile 24 Mart’ta dünya evine girmek : )



Gelecek yıl yapacağımız değerlendirmeler hepimizin adına daha iyi ve verimli olur umarım.  Şimdilik hoşçakalın. Hepiniz seviliyorsunuz dostlar…
Blogger tarafından desteklenmektedir.