Cahil Okur’dan herkese merhabalar.
Hafta sonlanırken yeni Pazar 6’lısı ile karşınızdayım. Bu
hafta faklı bir konsept var Pazar 6’lısında. Nasıl sonuçlar çıkacak gerçekten
merak ediyorum. Lafı uzatmadan hemen başlayalım.
1) Kaldığınız yeri
belirlerken sayfanın kenarını kıvırmak mı, yoksa ayraç kullanmak mı?
Ben ayraç kullanmayı sevenlerdenim. Hatta çok beğendiğim bir
ayracı iyice parçalanana kadar kullanırım da. İyice eskidiğine kanaat getirince
değiştirim sadece. Zavallı ayraç bazen yelpaze olur, bazen okuduğumu kendimi
çok kaptırınca dişlediğim bile oluyor. Sayfaların kenarını kıvırmak pek bana
göre değil. Ama ayracı kaybetmem ya da evde unutmam durumunda (Sabahları son
dakikada evden çıktığım durumlarda unutabiliyorum ki genellikle kitap okurken
uyuyakalıyorum.) sayfanın kenarını kıvırdığımda olmuyor değil.
2) Kitap okurken
yemek yemek, mi yoksa içecek içmek mi?
Kitap okurken genelde sigara içiyorum. (Önemli Uyarı! Sigara Sağlığa Zararlıdır) Kolamda yanımda olur. Bir şeyler yemek noktasında çok
iyi değilim okurken. Muhakkak kitabın bir kenarına bulaştırırım. Bu nedenle
bundan uzak durmaya çalışıyorum.
3) Bir seferde sadece
tek bir kitap okumak mi, yoksa birden fazla kitap okumak mı?
Aslında aynı anda farklı kitaplar okumayı çok istiyorum
lakin bunu başardığım söylenemez. Aynı anda 3-4 kitap okuyan hatta işi abartım
5+ kitap okuyan insanlarla tanışmışlığım var. (Benim için hep bir ütopya olmuştur
bu insanlar) Lakin ben hep tek kitap üzerinden gidiyorum. Konuları birbirine
karıştırmak gibi bir zafiyetim var. Bu nedenle gereksiz bir atraksiyon oluyor
benim için.
4) Uzanarak okumak mı,
yoksa oturarak okumak mı?
Birini diğerine tercih ettiğim söylenemez. Her ikisini de
yapıyorum. Yada şöyle bir cevap daha mantıklı olabilir beklide; “Genellikle
uzun oturarak kitap okurum.”
5) Beğendiğiniz
alıntının altını çizmek mi, yoksa başka bir yere yazmak mı?
Daha önceki yıllarda kitapların altının çizilmesinden hiç
hoşlanmazdım.bu tip bir davranışın kitaba saygısızlık olduğunu düşünenlerdim.
Fazlaca not falanda almazdım o zamanlar. Ancak blogumu açtığım günden bu yana
bu konuda bazı değişiklikler yaşadım.
Öncelikle kendime renkli kalemlerden oluşan bir kalemlik
oluşturdum. Kitaplarımın rengine uygun olduğunu düşündüğüm kalemleri kullanıyorum
artık beğendiğim cümlelerin altını çizerken. Sonrasında post-it ile yerini
belirginleştiriyorum. Blogumda şu an yer alan ve yorumlarını yaptığım tüm
kitapların altları çizili ve bir düzüne kadar post-it yapıştırılmış durumda.
Kitaplığımda onları toplu gördüğüm de farklı bir haz
alıyorum artık. Daha bir yaşanmışlık ekleniyor sanki kitaplara bu şekilde.
6) Kitapları
internetten almak mı, yoksa kitapçıdan almak mı?
Aslına bakarsanız bu soru için hiç düşünmeme gerek yok. İnternet
alışveriş yapan arkadaşlarıma oldukça özeniyorum. Ama kitaplarımı dokunarak
almayı seven bir adamım.bu nedenle kitapçımdan alışveriş yapıyorum. Herhangi
bir gezide veya fuarda değilsem de kolay kolay kitapçımı değiştirmem. Konya’da
yaşadığım dönemde de memleketim olan
Manisa/Soma’ya döndüğümde de bu durum aynı oldu. (Bu arada Soma’da tek bir
kitapçı var. Kırtasiyelerden kitap almayı da sevmem.)
BONUSLAR
1) Yerli edebiyat mı,
yoksa yabancı edebiyat mı?
Kesin yerli ya da kesin yabancı diye bir ayrımım yok. Daha çok
yabancı edebiyat okuyorum lakin yerli edebiyatta da beğendiğim, hakkında iyi
yorumlar okuduğum kitapları okurum. Sürekli takip ettiğim bir Türk yazar yok
ama…
2) Basılı kitaplar mı
yoksa e-kitaplar mı?
Benim felsefem yukarıdaki soruda da bahsettiğim gibi kitaplarımla
fiziksel temas kurmak üzerine dayalı… E-kitap’ın birçok artısı olduğu aşikar
lakin yinede bir kitap okuyacaksam onu elime alıp okumayı tercih ederim.
İşte bu haftanın Pazar 6’lısı bu şekildeydi. Sizde aramıza
katılmak isterseniz eğer buradan her hafta hangi konuyu yazacağınızı
öğrenebilir, Esseve Rin’e
yazılacak Pazar 6’lıları noktasında önerilerde bulunabilirsiniz.