42: KİTAP YORUMU : Cesur Yeni Dünya

Çarşamba, Nisan 27, 2016
Cesur Yeni Dünya, Aldous Huxley, Roman, Dünya Klasikleri, Bilim-Kurgu, Edebiyat, Brave New World, Ümit Tosun, İthaki Yayınları, Kitap Yorumları,
Kitabın Adı: Cesur Yeni Dünya
Yazar: Aldous Huxley
Baskı Tarihi: Haziran 2013
Sayfa Sayısı: 348
İSBN: 9789756902165
Kitabın Türü: Roman, Dünya Klasikleri, Bilim-Kurgu, Edebiyat
Orijinal Adı: Brave New World
Çeviri: Ümit Tosun
Dil: Türkçe
Yayınevi: İthaki Yayınları

KİTAP HAKKINDA


"Cesur Yeni Dünya" bizi "Ford'dan sonra 632 yılına" götürür. Bu dünyanın cesur insanları kapısında "Cemaat, Özdeşlik, İstikrar" yazan Londra Merkez Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi'nde üretilirler. Kadınların döllenmesi yasak ve ayıp olduğu için, "annelik' ve 'babalık' pornografik birer kavram olarak görülür Toplumsal istikrarın temel güvencesi olan şartlandırma hipnopedya uykuda eğitim ile sağlanır. Hipnopedya sayesinde herkes mutludur; herkes çalışır ve herkes eğlenir. "Herkes herkes içindir."

"Cesur Yeni Dünya"nın önemi yalnızca ardılları için bir standart oluşturması ve karamsar bir gelecek tasarımının güçlü betimlemesiyle değil, aynı zamanda 'birey yok edilse de süren macerasının' sağlam bir üslupta anlatılmasıyla da ilgili. Huxley, yapıtını ütopa geleneğinin kuru anlatımının dışına çıkarıp 'iyi edebiyat' kategorisine yükseltiyor.
(Tanıtım Bülteninden)

KİTAP YORUMU


Cahil Okur’dan çooook uzun bir aradan sonra bir kitap yorumuyla herkese merhabalar…

Ne okuyamamam hastalığıymış bu arkadaş. Bir kitap 2 ayda biter mi? Kendimden gerçekten tiksinmiş durumdayım. Ne zaman kitabın başına otursam okumak gelmedi içimden. Hatta 42. kitap yorumu sonrası açıklayacağımı duyurduğum çekilişi bile öne aldım doğal olarak. Vakit çok ama çok uzadı çünkü. Bunda kitabın bir suçu yok lakin hemen belirteyim. Tamamen benimle alakalı bir durum. Neyse daha fazla lafı uzatmadan yoruma geçeyim ben.

  1. İçerik Yorumu

Dediğim gibi kitabı çok uzun bir sürede okudum. Böyle olunca da sindire sindire okudum demek mi daha doğru yoksa kopuk kopuk okudum demek mi bilemiyorum. Yinede neticelendirmek güzeldi : )

Kitapta anlatılan evren Henry Ford’un ölümünden sonraki 7. yy. Artık insanlar çiftleşerek çoğalmıyor tülerde üretiliyor. Ve her birey belli bir amaç uğruna doğuyor ve o amaç uğruna yaşayarak ölüyor. Evrende duygusallık yok, zevkler ve görev bilinciyle yaşayan bir toplum hakim. İlk bakışta aslında mevcut yaşadığımız evrenle çok farklıymış gibi geliyor ama ilerleyen sayfalarda ki hicivler size aslında nasılda bu günlerle özdeşleşen yanları olduğuna şahit oluyorsunuz.

Özellikle seks üzerine yapılan hicivler ve duygusallığın ayıp sayılması kavramları tamda günümüzü anlatır nitelikte. Ölüme bakış açımız ise aynen Huxley’in Cesur Yeni Dünya’da anlattığı şekle bürünmeye başladığının altını çizmek gerekiyor.

Her ne kadar bir distopya olarak görülse de kitap aslında tam manasıyla bir hiciv örneği. 1930’lu yıllarda yazılan eserle Huxley’in bugünleri o zamanlardan tahmin edişinin sinyallerini her satırda görüyorsunuz. Bu nedenle distopya veya bilim-kurgu beklentisi ile okursanız pek bir zevk alacağınız eser değil Cesur Yeni Dünya. Lakin günümüzün eleştirisinin yapıldığı bir hiciv anlamında bakıldığında muhteşem bir eser.

Kitabı “Uzun”un “George Orwell’in atası” demesi sonrası almıştım ve kitabın ortalarına geldiğimde kendisine “Ne alakası var, Orwell kadar değil bence” demiştim. Tamamladığımda ise işler daha netleşti. Bu anlamda kitabı sonlandırmadan karar vererek benim gibi hataya düşmeyin derim.

  1. Yazım Dili Yorumu

Huxley’in okuduğum ilk kitabıydı.bu anlamda yazarın dilini eleştirmeyi doğru bulmuyorum. Sadece bazı bölümlerde kimin konuşturulduğunu kaçırdıklarım oldu. Zaman zaman karışık bir anlatıma sahip olabiliyor kitap. Lakin bütününe bakıldığında bu anlamda benden geçer not almış durumda.  

  1. Yapısal Yorum

İthaki’nin tekrar basım ürünlerinden biri elimdeki.Kapak tasarımı sade ve güzel. Kitap sayfalarının kalitesi ve baskı da oldukça güzel. Kitap zevkinizi olumsuz etkileyecek bir durum ile karşılaşmadım. En büyük sorunlardan biri olan tashih sıkıntısı ile ise hiç karşılaşmadım.

SEÇTİĞİM SÖZLER


Her şeyin ulaşılabilir olduğu bir dünyada hiçbir şeyin anlamı yoktur. (Sayfa 15)

"Rüyaların yapıldığı maddeden yapılmayız biz" (Sayfa 17)

Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir. (Sayfa 19)

Günümüzün totaliter devletlerinde köleliği sevdirmek, propaganda bakanlıkları, gazete yayıncıları ve okul öğretmenlerine verilmiş bir görevdir. (Sayfa 25)

Oturup kitap okursanız fazla bir şey tüketemezsiniz (Sayfa 71)

Sözcüklerin iyi olması yetmiyor; onların iyi bir amaç uğruna kullanmak gerekiyor. (Sayfa 88)

Geçmiş ve gelecek, beni hasta edecek. (Sayfa 118)

Evet uygar olmak steril olmak demektir. Ama bu insanların Ford'umuzdan hiç haberi olmadı, üstelik de uygar değiller. Onun içinde hiç anlamı yok. (Sayfa 122)

İnsan annesiz olmakla bir şeyleri kaçırmış olabilir. (Sayfa 124)

Bir adam durmadan gülümseyebilir, ama yinede yılanın biri olabilir. (Sayfa 141)

Eğer farklıysan, yalnızlığa mahkum oluyorsun. Yalnız olana acımasız davranıyorlar. (Sayfa 146)

Mutluluğun yüce bir yanı yoktur.  (Sayfa 221)

Mutluluğun bedelinin ödenmesi gerekir. (Sayfa 227)

Amaçsız çocuklar için sinekler neyse, bizde tanrılar için oyuz; eğlenmek için bizi öldürüyorlar.  (Sayfa 250)


Düzenin her türlüsü kaostan yeğdir. (Sayfa 263)

Cesur Yeni Dünya, Aldous Huxley, Roman, Dünya Klasikleri, Bilim-Kurgu, Edebiyat, Brave New World, Ümit Tosun, İthaki Yayınları, Kitap Yorumları,

Game Of Thrones - 6. Sezon / 1. Bölüm İncelemesi

Salı, Nisan 26, 2016
Cahil Okur’dan herkese merhabalar.

Şurada aylar öncesinde “Nisan’a ne kaldı ki?” demiştim. Gerçekten şaka falan derken Nisan geldi çattı ve merakla beklediğim Game of Thrones’un 6. sezonu önceki gün başladı. Ve inanın gerçekten çok ama çok mutluyum :D

Tabi diziyi izlemek adına seçtiğim sitelerde internetten dizi izlemenin zorluklarını yaşadım. Birde Pazartesi günlerini “Blogluyoruz günü” ilan etmemiz nedeniyle Kore Fenomeni’nin hadi daha bitmedi söylemleri vardı ki yoğun bir stres altındaydım yani :D ( Sevgili Kore Fenomeni’ne buradan saygılarımı sunuyorum)

Neyse lafı daha fazla uzatmadan hemen 6. sezon 1. Bölüm değerlendirmesine geçelim ne dersiniz. Genel anlamda ilk bölümde geçtiğimiz sezonun kısa bir hatırlatması yapılmış. Hemen hemen bütün karakterleri gördük. Jon Snow, Soğan Şövalyesi, Kırmızılı Kadın, Bolton Piçi, Ejderhaların Annesi, Lannisterlar, Örümcek, Arya, Sansa… Şimdilik aklımda olanlar bunlar.

Genel bir hatırlatma niteliğinde olunca ilk bölümden istediğim zevki alamadığımı belirtmem gerekiyor. Tansiyonun düşük olduğu bir bölümdü. Lakin gelecek bölümler adına da gerçekten çok güzel şeyler vaat ediyorlar.

Öyle ki Jon Snow'un durumunun belirsizliği devam ediyor. Canlanacak mı ne olacak? Diğer taraftan benim Arya'nın gözlerinin açılacağına inancım tam :) Arya'yı bu kadar kolay harcayamazlar. Harcarlar mı yoksa? Gerçi kimleri harcayamazlar dedik de harcadı bu yazarlar :S 

Kırmızılı Kadın'a veda ediyoruz sanırım. Son sahneden anladığım bu. Sansa'yı ise yeni bir macera bekliyor. Sonunda Kış Tepesi'nin sahibi olursa çok kötü konuşurum bu kız hakkında. Lanisterlar'ın işi çok ama çok zor. sonunda helak olacaklar, inanıyorum, bekliyorum. Hepsinin cevabını gelecek bölümlerde alacağız artık. 

Bana bu diziye farklı bir isim bul deseler “Lafı gediğine oturtan adamlar” derdim sanırım. Gerçekten de her karakterin öyle çıkışları var ki; kılıcı kuşanıp Westeros’a koşupğ gidesim geliyor. İşte ilk bölümden seçtiğim bazı cümleler şunlar…

 SAHNE 1
Game Of Thrones, Game Of Thrones 6. Sezon, Game Of Thrones Yorum, Dizi,
Burada şair diyor ki "Akıllı ol akıllı" 


 SAHNE 2
Game Of Thrones, Game Of Thrones 6. Sezon, Game Of Thrones Yorum, Dizi,
Bu çocuğu hiç sevmiyorum. 

Game Of Thrones, Game Of Thrones 6. Sezon, Game Of Thrones Yorum, Dizi,
Ama lafı gediğine oturtuyor. 
 SAHNE 3
Game Of Thrones, Game Of Thrones 6. Sezon, Game Of Thrones Yorum, Dizi,
Helak olacaksınız! :)
 SAHNE 4
Game Of Thrones, Game Of Thrones 6. Sezon, Game Of Thrones Yorum, Dizi,
Bu kadın savaş delisi arkadaş!
 SAHNE 5
Game Of Thrones, Game Of Thrones 6. Sezon, Game Of Thrones Yorum, Dizi,
Adamlar kimin yanına gitse başına bir şey geliyor.
 SAHNE 6
Game Of Thrones, Game Of Thrones 6. Sezon, Game Of Thrones Yorum, Dizi,
Bu kadın diziye devam ederse sadece ortalığı karıştırmaya yarar. Ben şimdiden diyeyim de 
 SAHNE 7
Game Of Thrones, Game Of Thrones 6. Sezon, Game Of Thrones Yorum, Dizi,
Evet bu kadının da psikolojik sorunları var. 




Bu arada Kitap Kuşu’nun dikkat çektiği bir şey için diziyi tekrar açıp kontrol ettim. Onu da sizle paylaşayım. (Spoiler içerir). Sansa ve Theonu yakalayan Bolton adamlarının yanında tazılar vardı. Lakin Brienne ve Pod olaya dahil olduklarında Bolton adamlarını öldürdüler de o sevimli tazılar nereye kayboldu acaba? Dizinin küçük bir hatası. Kitap Kuşu’na buradan teşekkürler bu güzel ayrıntıya dikkatimizi çektiği için.



 
Game Of Thrones, Game Of Thrones 6. Sezon, Game Of Thrones Yorum, Dizi,
Bu köpeklere ne oldu gerçekten. 





Haftanın Blogu #5

Salı, Nisan 26, 2016
Haftanın Blogu, Deneyimli Anne
Cahil Okur’dan selamlar…

Haftanın blogunu seçme zamanı geldi çattı. Bu hafta bir değişiklik yaparak kur ile seçtim bu hafta tanıtacağım bloğu :d Kura sonucu da beni mutlu etti açıkçası :d Lafı uzatmadan hemen tanıtıma geçelim. Bu haftaki biraz kolay tahmin edebileceğiniz bir kişi ama baştan söyleyeyim.

İlk olarak benimle olan kısmıyla başlayayım. Bildiğiniz gibi bir gazetemiz var; Blogluyoruz. Kendisi bu gazetenin müdavimlerinden. Gazetemizde kendisine çokça yer bulmuş bir kişi. Bazen yazdığımız haberler kimilerini kızdıracak nitelikte de olsa o gülüp geçiyor ve sevincimize ortak oluyor. Buradan bir kere daha teşekkür ederim kendisine.

Haftanın Blogu, Deneyimli Anne


Hemen bloguna geçersek, blogunda sizi bir yazı karşılıyor ve bu benim çok hoşuma giden bir şey. Diyor ki muhterem kişi; “Deneyerek değil, deneyimlerimizi paylaşarak öğrenelim.” Ne kadarda güzel değil mi? Çoğu kişinin bu konuda ki bencilliğini göz önüne alırsak yaptığı büyük bir iş bence.

Haftanın Blogu, Deneyimli Anne

Birde bannerda kullandığı bir görsel var ki gerçekten her gördüğümde; bu iş gerçekten bu kadar zor mu? Diye soruyorum kendime :D

Haftanın Blogu, Deneyimli Anne

Blogunda her telden bir şeyler bulmak mümkün. Anne –çocuk ilişkisi, güzellik sırları, mutfağa dair ip uçları, gezilip görülecek yerler, ve daha fazlasına blogunda yer vermeyi çok seviyor. Uzmanlık konusu is anne-çocuk ilişkisi… O kadar ki artık televizyon kanlarlında boy göstermeye başladı.


Uzmanlığı anne – çocuk ilişkileri demişken oğlu ile yaptığı etkinliklere bayılıyorum gerçekten. Zevkle okuduğum yazıları oluyor.

Haftanın Blogu, Deneyimli Anne

Unutmadan birde blogunda “Yukarı Çık” düğmesine hastayım.

Haftanın Blogu, Deneyimli Anne

Lafı daha fazla uzatmanın anlamı yok sanırım. Zaten siz bu kadar ipucu sonrası kim olduğunu bulmuşsunuzdur. Evet bu hafta sevgili Deneyimli Anne’nin misafiri oldum. Sizde gidin ve o deneyimlerden payınıza düşeni alın. O kadar sıcak kanlı bir insan ki müdavimi olacağınıza eminim.

Haftanın Blogu, Deneyimli Anne

Blog Adresi: http://www.deneyimlianne.com/
Facebook: https://www.facebook.com/deneyimlianne/
Twitter: https://twitter.com/@deneyimlianne
Google +: https://plus.google.com/105774913695982240643/posts
İnstagram: https://www.instagram.com/deneyimliannemel/
Pinterest: https://tr.pinterest.com/deneyimlianne
Youtube: https://www.youtube.com/channel/UCL0KT6ypYPBcDiWb_RlYVOg
Filckr: https://www.flickr.com/photos/134835792@N06


MİM 4 : Yak- Yenıden Yaz- Tekrar Oku

Pazartesi, Nisan 25, 2016

Cahil Okur’dan selamlar…

Ben yine mimlendim ve mimleyenler yine sevgili Kore Fenomeni ve Hayata Dair Her şey blog sahibeleri… Her ikisine de çok çok teşekkür ederim :D Değer verip beni de mimliyorlar sağ olsunlar :D

Gelelim MİM’e…

Yapmamız gerekenler şu şekilde:

  • Okumuş olduğunuz kitaplardan rastgele üç tanesini seçip bunlardan birini yakmayı, birini yeniden yazmayı, birini de tekrar okumayı tercih edeceksiniz.
  • Bunu en az üç tur tekrarlayacaksınız.

Ben seçimimi blogumda yorumladığım kitaplar üzerinden yaptım. Hemen lafı uzatmadan ilk tura başlayalım

TUR 1


YAK: Metal Fırtına 2: Kayıp Naaş
Üzgünüm ama sevemediğimi daha öncede demiştim kitabı yorumlarken sanırım. Gökhan’ın aşırı abartıldığı hissine kapıldım bu kitapta yaptıkları sonrasında. Bilmiyorum ama daha farklı olabilirdi.

YENİDEN YAZ:  Marslı
Yol Ayrımı’nı “yeniden yaz”a almak içimden gelmedi açıkçası. Bu nedenle Marslı diyeceğim. Nelerini mi değiştirirdim; belki biraz daha terimlerden uzak tutarım. Lakin bunun dışında kitabın hiçbir eksiği yok. Tekrar okumak içine alınabilecek bir kitaptı, Kemal Tahir’e saygısızlık etmek istemedim.

TEKRAR OKU: Yol Ayrımı
Hadi ama gençle Kemal Tahir diyorum size. Eğer zamanınız kaldıysa tekrar tekrar okuyun. Her okuduğunuzda daha da güzel olacağından eminim ben.

TUR 2



YAK: Can Dostu
Bu üçlü arasında en az sevdiğim kitap oldu. Başka bir nedeni kesinlikle yok. Oldukça güzel bir kitaptı.

YENİDEN YAZ: O Adam Buraya Gelecek
PuCCa’nın hayranıyım gerçekten :D Bir erkek olarak bunu söylemek ne kadar doğru bilemiyorum ama. Neyse, neden yeniden yaza aldığıma gelince, kızlara bakış açımı değiştiren bir eser oldu. Her kız onun gibi düşünmese de kızsal konuları bu kadar açık etmese dünya daha toz pembe olabilirdi benim için diyorum.

TEKRAR OKU: Ejderha Dövmeli Kız
İkinci kitabına hala geçememiş olsam da bu eseri tekrar tekrar okumak isterim. Temposu ve konusu beni gerçekten kendine bağlayan eserlerden bir tanesiydi. Hele sonunda buldukları! Gerçekten tekrar tekrar okumayı hak ediyor.

TUR 3



YAK: Mesnevi’den Öyküler
Timaş Yayınları’nı çok severim. Mevlana’yı da elbette. Lakin bu basım yaşıma uygun değildi ve bunu bilerek okumaya başlamıştım. Lakin yinme de aşırı yüzeysel olması nedeniyle bu turda Mevlana’dan Öyküleri seçeceğim. Eser’i değil lakin ürünü yaktığımın altını çizerek.

YENİDEN YAZ: Aylak Adam
Yusuf Atılgan’ın muhteşem eserini yeniden yazmak ne kadar haddime bilemiyorum. Lakin bazı noktalarında içsel seslerin yoğunluğu hakimdi. Sevgili hemşehrimin bu güzel eserinde belki bazı küçük nüanslarla oynamalar yapılabilir.

TEKRAR OKU: Geri Kalan Her Şey

Benim PuCCa’ya hayran olduğum kitabıdır kendisi. Elbette tekrar tekrar okurum. Hele Rabia’nın anlattıkları. Keşke gerçek olsalardı diye az mı kafa patlatmadım. Bir de unutmadan; arkadaş siz niye çocuklarınızın doğum gününü unutuyorsunuz ya! 


Geldik kimlerin MİMlendiğine.... Birçoğunuz yaptınız lakin bende şu isimleri mimliyorum o vakit;

Bi Poşet Kitap
Neşeli Kitap Vagonu (Ne zamandır göremiyorum kendini)
Bir Kısanın Günlüğü

Blogluyoruz... #5

Pazartesi, Nisan 25, 2016
Ve beklenen gün geldi. Blogluyoruz 5. sayısı ile karşınızda destekleriniz için teşekkürler arkadaşlar bir kez daha.

Blogluyoruz Haber Merkezi haftalık bülten ile karşınızda

5. Sayı, Blogluyoruz, Cahil Okur, Dağınık Anne, Kore Fenomeni,

Direk Link İçin Tık Tık

Haftanın Blogu #4

Salı, Nisan 19, 2016

Haftanın Blogu, Rabia Nihal, kitaplaragidenyol

Cahil Okur’dan selamlar…

Haftanın blogunu seçme zamanı…. Kaç haftadır atladığım bir etkinlik ile karşısınızdayım. Ciddi anlamda blogu aksattığımın farkındayım. Herkesten çok ama çok özür dilerim bu noktada. Lafı uzatmadan hemen blog tanıtımına geçeyim ben en iyisi.

Bu hafta seçtiğim blogger da ben gibi bir kitap canavarı. (Ben şu an sizin reading slump benimse okuyamam hastalığı dediğiniz dönemdeyim : (  )Okuduklarını anlattığı yazılarını severek okuyorum açıkcası. Kendisini “Hobi olarak kitap okumuyorum , okumak benim en büyük kazancım...” diyerek tanıtan bir kişi. Okuma zevklerimizde birbirine yakın. Ondan etkilenerek listeme aldığım birçok kitap var.

Haftanın Blogu, Rabia Nihal, kitaplaragidenyol

Ayrıca benim yapamadığım bir şeyi yapıyor ki bu konuda kendisine hayranım diyebilirim. Onunla birlikte bu tip yazıları yazabilen tüm bloggerlara bir de. Çok güze kitap alışverişi yazıları yazıyor :D Bende yazmayı çok istiyorum ama beceremiyorum nedense. Okuduğumda ise hemen gidip kitap alasım geliyor :D

Haftanın Blogu, Rabia Nihal, kitaplaragidenyol

Blogundaki etkinlik kısmına da bir göz atın derim. Ben Postcrossing hakkında yazdığı yazıya bayılmıştım. Hatta ilerleyen günlerde bu konuda bir etkinlik yapmayı dahi planlıyorum. Postacılar sadece fatura taşımamalı bence. Blogundaki etkinlik kısmında gezdiği kitap fuarları yanı sıra MİM’lerini de bulabilirsiniz. Onu tanımak adına güzel bir yol, mutlaka göz atın derim.

Haftanın Blogu, Rabia Nihal, kitaplaragidenyol

Ve bloguna her girdiğimde mutlaka okuduğum kısmı sağ bardaki şu güzel resim :D

Haftanın Blogu, Rabia Nihal, kitaplaragidenyol

Merakınızı giderme kısmına geldik. Kimden mi bahsediyorum? Blogumu ik takip eden kişilerden biri olan Rabia Nihal’den. Kendisinin blogunu hemen hemen her blog turumda ziyaret ederim. Ama nedendir bilinmez blogu takibe almamışım. Bu hatamı nacizene kendisiyle sizi tanıştırarak affettirmek istedim. (Bu denli de açık sözlüyümdür hani :D )

Rabia Nihal tekrardan senden özür diliyorum  : ( Umarım bağışlanırım.

Mail Adresi: r.nihall@gmail.com


Blogluyoruz... #4

Pazartesi, Nisan 18, 2016
Ve sonunda Blogluyoruz'un 4. sayısı sizlerle arkadaşlar. Gecikmenin tek nedeni benim ve sevgili ekip arkadaşlarımdan huzurunuzda özür diliyorum :D

Blogluyoruz, 4. Sayı, Kore Fenomeni, Dağınık Anne, Cahil Okur,

Gazete Linki burada

Ve Çekiliş Biter!

Pazartesi, Nisan 04, 2016
Herkse merhabalar Can'lar

Ben size ne söylesem ne desem bilemiyorum. Gerçekten size karşı çok mahcubum. Lakin şükür çekilişi sonlandırdım. Ancak okuyamama hastalığım nedeniyle 42. Kitap öncesi sonlandırma gereği hissettim sizleri de daha fazla bekletmemek adına.

Benim için amacına ulaşan bir çekiliş oldu gerçekten. Hepinize katkılarından dolayı teşekkür ederim :) Bu çekilişler ilerleyen süreçlerde de devam edecek, zaman aralığında değişiklikler yapabilirim. Onu da zamanı gelince konuşuruz. Neyse lafı uzatmadan asıl meseleye geçelim.


Çekilişe toplamda 47 arkadaşım katıldı. Bunların toplam çekiliş hakkı ise 215 oldu. En fazla çekiliş hakkı kazanan isimler ise Neşeli Kitap Vagonu, Cangz ve Kore Fenomeni oldular :D (Kimseye torpil yok baştan söleyeyim bazı mızıkçılar var aramızda :D )

Evet kazanana geldi sıra :D Random.org üzerinden yaptığım kura da ilk talihli numaramız 179 oldu. Yedek talihli numaramız ise 68 oldu.


Peki bu numaralar kimmiş ona bakalım birde :D

179 numara blogunu severek okuduğum isimlerden birisi. Kendisiyle sohbetimiz pek olmasa da yazdıklarını beğeniyorum ve çekiliş içinde kutlamaktayım. Kazanan isim sevgili Deniz Sudagından yani Bize Her Yer Okul sabi arkadaşımız.

Yedek talihlimiz ise 68 numaranın sahibi sevgili Gizli Yetenek. Kendisini de tebrik ederim.

Kazanan Arkadaşımızın Çarşamba günü saat 24:00'a kadar, facebook sayfamdan bana adresini ve seçimini bildirmesini istiyorum. Bu süre zarfında bir mesaj gelmezse hakkı yedek talihliye devrolacaktır.

İpana Luxe Perfection Beyazlatıcı Diş Macunu yorumlarım

Pazartesi, Nisan 04, 2016

Doğru makyaj, dolgun kirpikler, bakımlı bir cilt, hacimli saçlar… En önemlisi de beyaz dişlerle sağlıklı, güzel bir gülümseme! Bu yüzden diş bakımına ve beyaz olmasına oldukça özen gösteriyorum. Sürekli yeni ürünleri deneyimlemeyi de seviyorum. Burada raflarda gözüme çarpan ve Amerika’nın en büyük diş macunu markası olan Crest aslında Procter and Gamble’ın Türkiye’de sunduğu İpana markasıyla tamamen aynı içeriklere sahipmiş. Dünyada ilk defa beyazlatıcı bantları üreten bir marka olduğu için 3 boyutlu Beyazlık ailesi oldukça ilgimi çekti. Son zamanlarda market alışverişine gittiğim her mağazada ve televizyonlarda sıklıkla İpana’nın yeni ürünü olan Perfection’a denk gelince ve özellikle 3 günde %100’e kadar lekesiz iddasını duyunca denemek istedim ve hemen aldım.

İpana’nın en hızlı ve en güçlü beyazlatıcı diş macunu ünvanına sahip bu diş macunu ile deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Diş hekimimin de daha beyaz bir diş için önerdiği İpana 3D White Perfection ile güvenle, bembeyaz gülebiliyorum.

Perfection diş macunu 3 Boyutlu Beyazlık ailesinin en ileri ve etkili beyazlatıcı diş macunu teknolojisini içeriyor. Böylece diş minesine zarar vermeden sadece 3 günde diş yüzeyindeki lekeleri %100’e kadar etkin biçimde çıkarıp ve bembeyaz bir gülümsemeye sahip olmamızı sağlıyor.

Performansına gerçekten çok şaşırdım. Etkisi inanılmaz! İlk kullanımdan itibaren bile diş yüzeyindeki lekeleri çıkarma etkisini farkediyorsunuz. Keskin nane tadıyla ferahlığı sağlıyor, böylece uzun süre ferah bir nefese de sahip oluyorsunuz. Beyazlatma etkisi bu kadar iyiyken diş mineme hiç bir zarar vermediğini bilmek de çok güzel.

Procter and Gamble’ın tüm dünyada pazara sunduğu en gelişmiş beyazlatıcı diş macunu olan 3 Boyutlu Beyazlık Luxe Perfection İpana ile Türkiye’de de raflarda yerini aldı. Denediğinizde bana hak vereceksiniz:) Kullanmadan kesinlikle inanmazdım, deneyince etkisini gördüm ve mükemmel sonuç aldım.

Tam bir bakım sağlamak için aynı ailenin Oral-B 3D White Luxe ağız bakım suyunu da kullanıyorum. O da diş macunu ve fırçasının ulaşamadığı alanlardaki lekeleri bile çıkararak uzun süre, keskin bir ferahlık sağlıyor.

Unutmadan küçük bir not ekleyeyim; P&G ve İpana ürün performansına o kadar güveniyor ki, memnun kalmazsanız paranızın 2 katını iade ediyor. Bu nedenle beyazlatıcı etkisini kendiniz de görün diye bence gerçekten denemeniz gereken bir ürün.

Ürünü satın almak isterseniz tıklayınız!

P.S. Bana bu bilgiler yetmedi, ağız ve diş sağlığı üzerine daha çok şey merak ediyorum diyenleri aşağıdaki siteye alalım.  
http://www.agizbakimuzmani.com/

#ipanaperfection  #gülüşünügöster

İçerik Kaynak: http://kokoshgirl.com/
Video Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=B7MDJzarokU

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Çekiliş hakkında

Cumartesi, Nisan 02, 2016
Çekiliş bu gece sonlanacak arkadaşlar. Okuyamama hastalığın sürüyor çünkü... Beklettigim için hepinizden özür dilerim
Blogger tarafından desteklenmektedir.