Erken Kaybedenler / 7. Yorum (124)
Cahil Okur’dan herkese selamlar… Nedense kötü bir ay ile devam ediyoruz yolumuza. Ayın sonu geldi ve ben ne doğru düzgün kitap okudum ne de kitap yorumu paylaşabildim sizinle… Ay sonu raporu biraz sıkıntılı olacak sanırım.
KİTAP YORUMU
Geçtiğimiz ay okuduğum ama yorumlaması bu aya kalan br kitap Erken Kaybedenler… Emrah Serbes’in okuduğum ikinci kitabı. İlki Behzat Ç serisinin bir kitabıydı ki kendisine şuradan ulaşabilirsiniz…
İçerik Yorumu
Evet ilk okuduğum Behzat Ç eseri ardından Emrah Serbes ile farklı bir yolculuğa çıktık Erken Kaybedenler ile… Emrah Serbes okumayalı hayli zaman olmuştu gerçekten. Yeniden bulaşmak güzel oldu.
Kısa öykülerden oluşan Erken Kaybedenler daha çok erkek çocukları üzerine yönelmiş bir eser. “Erken Kaybedenler... Yoldan çıkmış bir neslin manifestosu...” diyor Serbes tanıtımda. Erkek çocukları ve kafalarından geçenlere tanık oluyor satırlar boyunca.
Daha ilk hikayeden beni yakaladı eser diyebilirim. Garip bir şekilde sizi içine çeken bir yönü var. Bazen güldüm, bazen hüzünlendim okurken. Aktarmak istediği duyguyu kendine has yöntemiyle okuyucuya geçirmeyi başarıyor eser. Herkesin yaşabileceği ya da yaşadığı olayları farklı bir anlatım ile size geri aktarıyor. Bir anlamda çocukluğumuza ayna tutar gibi.
Bu tip bir eser okumamıştım uzun zamandır. Bu anlamda da benim adıma verimli bir okuma oldu. Öyle çok büyük beklentilerle başlamasam da bir okur olarak tatmin olarak kapattım kitabın kapağını. Eğer yazar ile henüz tanışmadıysanız bu eserinden başlayabileceğinizi belirtmek isterim.
Yazım Dili Yorumu
Emrah Serbes’in kalemini seviyorum. Bazen ağdalı cümlelere kaçtığı yerler olsa da genel anlamda akıcı bir dil ile yazdığını söyleyebilirim. Eğer eser tür olarak da size hitap eden bir yapıya sahipse kısa zamanda okuyup bitirebilirsiniz.
Yapısal Yorum
İletişim Yayınları’nın kapak tasarımları hoşuma gitmiştir her zaman. Emrah Serbes kitapları için yapılan tasarımla ise bence ayrıca güzel. Yapısal anlamda güzel ve sorunsuz bir eser.
ARKA KAPAK YAZISI
Ankara polisiyeleriyle tanıdığımız Emrah Serbes, bu defa direksiyonu kırıyor ve edebiyatımızda pek de işlenmemiş bir başka meseleye el atıyor. Erkek çocukların enerjik, hüzünlü, alengirli dünyasına giriyoruz...
Baba çalışıyor, anne ev hanımı, muhafazakârlığın kalesi...
İşçiler, yoksullar, teyzeler, abiler...
Kolay ağlayan sert adamlar...
Taşra seyrekliği, mahallenin kalabalığı...
Kıskanç, gururlu, saf ergenler...
Emrah Serbes, çabuk öfkelenen, kolay vazgeçen, baştan çıkmış erkek çocukları konuşturuyor...
Kederli, insana dokunan komik hikâyeler bunlar...
"Dizinin dizime değişi, Handan'ın annesi için bir kelebeğin kanat çırpışıysa benim için kasırgaydı. Kaç sene geçti, hâlâ unutmam, günde en az beş sefer aklıma gelir. Biliyorum bu durumun, kökeni memeden kesildiğim güne kadar uzanan psikolojik nedenleri vardır. Ama bir kadını unutulmaz yapan şey, bir vakitler ona duyulan arzunun şiddetiyle doğru orantılı değil midir? O arzunun kıyısında, gerçekleşme olasılığının tam yanı başında, sanki arada başka hiçbir engel yokmuş gibi rahat davranabilmekle, kendini o tatlı yanılsamaya kaptırabilmekle doğru orantılı değil midir? Bu olgunun da mı sorumlusu benim mutsuz geçen çocukluğum? Cevap? Yok! Kalırsın öyle..."
Taşrada ve kâinatta, yapayalnız kalmış erkek çocukların hikâyesi...
Erken Kaybedenler... Yoldan çıkmış bir neslin manifestosu...
KÜNYE
Adı: Erken Kaybedenler
Yazar: Emrah Serbes, Levent Cantek (Editör)
Baskı tarihi: Ekim 2017
Sayfa sayısı: 143
Format: Karton kapak
ISBN: 9789750506765
Kitabın türü: Edebiyat, Hikaye (Öykü), Yeraltı Edebiyatı
Dil: Türkçe
Ülke: Türkiye
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
ALINTILAR
Kendini kandırmadan yaşamanın ne anlamı var. Çıplak gerçekler kimi tatmin edebilir ki? Bir derviş ya da manyakoğlumanyağın teki değilseniz olayları küçültmeden ya da büyütmeden, oldukları gibi kabul ederek yaşayamazsınız. Sayfa 10
Çünkü büyüdükçe arzularım küçüldü, şaşkınlıklarım küçüldü, beklentilerim küçüldü. Büyüdükçe öyle küçüldüm ki içimde taşacak bir şey kalmadı. Büyümenin bir bedeli varsa işte bu, yarım metre uzadım, yirmi kilo aldım ve dünyadan vazgeçtim. Sayfa 15
Büyük bir tecrübe ile konuşuyorum, tecrübe ıstıraptır güzelim ve zannettiğinden çok daha fazla ıstırap çektim. Sayfa 19
Herkesin bir şeylerden korktuğu üç kişilik bir çekirdek aileyiz işte. Soyadımız korkmaz. Ben devlet olsam buna müsaade etmem. Sayfa 66
Unutmanın acısı ayrılığın acısından farklı. Ayrılık hüzne yakın, unutmak kasvete... Sayfa 78
- Okumadan nasıl yaşıyorsun?
Cevap yok
-Okudukların yaşadıklarını değiştirir, değiştirmese bile farklı bir gözle görmeni sağlar... Sayfa 125
2. alıntı çok hoşuma gitti. O kadar doğru ki. Ben kendisinin sadece Deliduman kitabını okumuştum. Okurken keyifliydi dediğiniz gibi dili kullanımı vs; ama yine de pek bana hitap etmemişti. Başka bir kitabını da okumadım o yüzden. Arada okuma performansında azalma oluyor. :) Olur o kadar.
YanıtlaSil:D Behzat Ç serisinde biraz zorlandım dile alışmakta ama alışınca oldukça keyifli gidiyor bence.
SilOkuma performansındaki değişiklikler kötü etkiliyor gerçekten. Arada olsa da devamlı hale gelmemesine dikkat etmek lazım :)
Son alıntı çok hoşuma gitti ve çok doğru:) Açıkçası yazarın kitaplarını hiç okumadım, senin yorumundan anladığım kadarıyla eğlenceli ve güzel bir kitaba benziyor. Emeğine sağlık:)
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Gerçekten güzel bir okumaydı benim adıma tavsiye ederim
SilTeşekküre derim, okuduğum nadir Türk yazarlardan tavsiyelerim arasındadır.
YanıtlaSilOkuduğunuz nadir Türk yazarlardan olduğunu yazmışsınız. Edebiyatımızın kuvvetli olduğunu düşünüyorum, bir seçkiniz de Türk edebiyatı üzerine olsun. :)
YanıtlaSilEdebiyatımızın kötü olmadığı noktasına katılsamda ben genel okuma alışkanlıklarıma uygun bir yazar tam anlamıyla bulamadım diyebilrim. Özellikle son dönemdeki wattpad çılgınlığı bana oldukça saçma geliyor
SilAlıntılar çok hoş. :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim
SilTeşekkür ederim.
YanıtlaSilBen teşekkür ederim....
SilBlogunu yeni keşfettim. Çok güzel yazıların var. Benim bloguma da beklerim
YanıtlaSilDuygublog16.blogspot.com
Hosgeldin, en kısa sürede uğrayacağım....
Silİnsanlar gerçekleri değil hoşlarına giden şeyleri duymak istiyor....
YanıtlaSil